T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2024/409 Esas
KARAR NO : 2024/684
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 05/07/2024
KARAR TARİHİ : 16/10/2024
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete poliçe ile trafik sigortalı (ZMM) davalının maliki bulunduğu ... plaka nolu araçın alkollü ve kusurlu sürücü ... sevk ve idaresindeyken 09.07.2017 tarihinde yapmış olduğu kaza neticesinde ... plaka nolu motorsikete çarpması sonucu ...'un vefat ettiğini, kaza sırasında müvekkil şirkete trafik sigortalı bulunan ... plaka nolu aracı sevk ve idare eden ...'ün isimli şahsın 1,65 promil alkollü olduğunu, dava konusu trafik kazası esnasında sigortalı araç sürücüsünün alkollü olduğunun tespiti ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarının B.4.-C maddesinin ihlal edildiğini, müvekkili şirketin sigortalı davalıya rucu hakkı doğduğunu, meydana gelen trafik kazası neticesinde mütevvefa ... ailesine ödenen tazminatın davalının kusuruna tekabül eden kısmının tamamı olan 329.999,19 TL müvekkili şirket tarafından karşı tarafa ödendiğini, müvekkili şirket tarafından dava konusu trafik kazasına ilişkin hasar dosya örneği delil listesi ekinde ayrıca sayın mahkeme dikkatine sunulduğunu, 6102 sayılı TTK gereğince arabulucuya başvurulması zorunlu olduğundan arabulucuya başvurulduğunu, davalı şirket ile anlaşma sağlanamadığını, açıklanan ve re’sen göz önüne alınacak nedenlerle ve fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla dava konusu alacağın ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin işbu dava yönünden pasif husumete sahip olmadığını, hiçbir suretle ikrar anlamına gelmemek kaydıyla bir an için müvekkili şirketin pasif husumetinin varlığının kabulü halinde dahi davanın dava dışı ...'e ihbarını talep etme ihtiyacı doğduğunu, davacı şirketin müvekkiline karşı ikame ettiği ... 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyası ... 21. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dosyası ile birleştiğini, davacı yan ilgili dosyada ...'a yapılan ödemeye istinaden rücu talebinde bulunduğunu, TBK'nun 73. Maddesinin rücu istemleri yönünden bu taleplerin zamanaşımına uğrayacağı yönündeki amir hükmü, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 109/I. maddesinin hükmü bir arada değerlendirildiğinde, davacı şirketin dava dışı şahsa 26.07.2018 - 27.07.2018 tarihinde ödeme yaptığı; bu tarihte davacının zararı ve yükümlüyü öğrendiği ve bu tarihten itibaren 2 yılın geçtiği dikkate alındığında zamanaşımı def'i ve hak düşürücü süre itirazları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava dışı sürücünün alkollü olduğu iddia edilerek rücuen tazminat talebinde bulunulduğunu, alkol metrenin kalibrasyon sertifikası bulunmadığından davacının bu iddiasının somut ve hukuka uygun deliller ile ispat edemediğini, sürücü ...'ün alkollü olduğu usulüne uygun bir delil ile ortaya konmadığını, ... 2. Asliye Ticaret Mahkeme'sinin ... Esas sayılı dosyasında yapılan inceleme sonucunda Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu...Karar sayılı kararında kalibrasyonu olmayan alkolmetre cihazının ölçümüne itibar edilemeyeceği ortaya konduğu, Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 97/b-3 maddesine de aykırı olduğunu, hiçbir suretle ikrar anlamına gelmemek kaydıyla bir an için dava dışı sürücünün alkollü olduğunun kabulünde dahi bu husus davacının rücuen tazminat talebi için yeterli olmadığını, ödemenin teminat kapsamında kalıp kalmadığı ve müteveffanın kazada kusurunun bulunup bulunmadığının ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini, öyle ki dava dışı sürücü söz konusu aracı mesai saatleri dışında gece vakti kullandığını, bu doğrultuda, teminat kapsamında olmayan bir ödemenin, bu ödeme lütuf ödemesi dahi olsa, rücuen tazmininin söz konusu olamayacağı dikkate alındığında evveliyatla ilgili ödemenin teminat kapsamında kalıp kalmadığının irdelenmesi gerektiğini, davacı yanca dava dışı kişilere yapılan ödemeye ait aktüerya dosyaya ibraz edilmediği gibi hesaplamanın nasıl yapıldığı da anlaşılamadığından yapılan ödemenin doğru olup olmadığının aktüerya hesap bilirkişi tarafından tespiti gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri davacı yan üzerine bırakılarak vekalet ücreti takdirine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Trafik kazası tespit tutanağı, ZMMS poliçesi, hasar dosyası, aktüeryal hesap raporu, alkol tespit ttutanağı, ödeme belgeleri, ... 6. Ağır Ceza Mahkemesi ...Esas ...Karar sayılı ceza dava dosyası, dekont suretleri celp edilmiş, incelenmiştir.
Dava, sigorta şirketinin zarar gören şahıslara ödemiş olduğu tazminatın ZMMS poliçesi uyarınca kendi âkidi olan davalı sigortalıdan araç sürücüsünün alkollü olması sebebiyle Genel Şartlar B.4/C.maddesi uyarınca rücuen tazmini istemine ilişkindir.
... ili ... ilçesi ... Mahallesinde 09/07/2017 tarihinde saat 01:30 sıralarında, davacı ...Sigorta A.Ş.nin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu, davalı ... A.Ş.ye ait ve dava dışı ...'ün sevk ve idaresinde bulunan ... plaka sayılı aracın, sigortalı araç sürücüsünün alkollü şekilde önündeki araçları görmesine rağmen hızını azaltmayarak seyrine devam etmesi sebebiyle trafik kazasının meydana geldiği, işbu kaza neticesinde ...'un vefat ettiği anlaşılmıştır.
Davacı sigorta şirketi trafik kazasında ölen ... mirasçılarına açılan hasar dosyası kapsamında ve aktüeryal hesaplamalar sonucunda 26/07/2018 ve 27/07/2018 tarihlerinde banka havalesi yoluyla toplam 329.999,19 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödemiş olup, bu husus dosyaya sunulan dekontlarla sabittir.
Eldeki dava, dava dilekçesinde açıkça beyan edildiği üzere, sigortalı araç sürücüsünün alkollü olması sebebiyle Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları B.4.c. maddesi uyarınca davalı sigortalıya yönelik ödenen tazminatın rücusu amacıyla ve 05/07/2024 tarihinde açılmıştır.
Davalı yasal süre içinde sunduğu cevap dilekçesi ile birlikte, dava tarihi itibariyle zaman aşımı süresi dolduğundan zaman aşımı definde bulunmuştur.
Uyuşmazlık, öncelikle zaman aşımı süresi ile zaman aşımı süresinin dava tarihi itibari ile dolup dolmadığı noktasında toplanmaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunun 142. maddesinde "Ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra, hakim tahkikata başlamadan önce hak düşürücü süreler ile zamanaşımı hakkındaki itiraz ve defileri inceleyerek karara bağlar" denilmektedir. Bu nedenle, evvela zamanaşımı defi incelenmesi ve tartışılmas gerekmektedir.
Bilindiği üzere, trafik kazası hukuki niteliği itibari ile haksız fiildir. Davaya konu trafik kazası 09/07/2017 tarihinde gerçekleşmiştir. Kazanın vuku bulduğu tarih itibari ile 6098 s. Türk Borçlar Kanunu yürürlüktedir. 6098 s. Türk Borçlar Kanunun 73. maddesinde Rücu İstemi, tazminatın tamamının ödendiği ve sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her hâlde tazminatın tamamının ödendiği tarihten başlayarak 10 yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ne var ki, tehlike sorumluluklarına ilişkin olarak zaman aşımı süresi hakkında özel bir Kanun hükmü mevcut ise, bu takdirde 6098 s. Türk Borçlar Kanunun zaman aşımı süresi uygulanmayacaktır.
Gerçekten de, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 109.maddesinde motorlu araç kazalarından doğan davalara ilişkin özel bir zaman aşımı süresi öngörülmüştür. Buna göre, "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar" hükmüne, yine aynı Kanunun 109/2. maddesinde ise, "Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir" hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümleri yanı sıra özellikle Rücu İstemi yönünden 2918 s. KTK 109/4. maddesi "Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar." şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda, 2918 s. KTK' nın 109/4. maddesindeki zaman aşımı süresinin uygulanması gerektiği konusunda duraksama yoktur.
Bu çerçevede, davacı sigorta şirketi tarafından trafik kazasında vefat eden ...'un ailesine sigorta tazminatının 26/07/2018 - 27/07/2018 tarihlerinde ödendiği, ödemenin banka dekontları ile sabit olduğu, davacı sigorta şirketinin ZMMS poliçesinin âkidi olması ve kendi sigortalısına rücu hakkını kullandığından aralarında imzalanan trafik sigorta poliçesi uyarınca rücu edilecek davalıyı ödeme tarihi itibariyle zaten bildiği, bunun yanı sıra bizatihi davacı sigorta şirketi tarafından açılan hasar dosyasında ve eksper raporunda rücu imkanının bulunduğu ve rücunun muhatabının davalı şirket olduğunun tabloda gösterildiği, bu halde zaman aşımı süresinin ödeme tarihinden itibaren başlayacağı noktasında da duraksama bulunmadığı, eldeki davanın 05/07/2024 tarihinde açıldığı, bu halde davanın açıldığı tarih itibariyle 2918 s. KTK 109/4. maddesi hükmü uyarınca işbu rücu davası bakımından 2 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu, davalının zaman aşımı definin yerinde olduğu sonucuna varılmakla, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, davalı yasal süre içerisinde sunduğu cevap dilekçesi ile birlikte zaman aşımı defi ileri sürünce, davacı vekili 26/09/2024 tarihli beyan dilekçesinde, 2918 s. KTK 109/2. maddesi hükmü uyarınca ölüm ve yaralanmalı trafik kazasında uzamış ceza zaman aşımının söz konusu olacağını, bu nedenle 2 yıllık zaman aşımı süresinin geçerli olmadığını savunmuştur. Ancak, 2918 s. KTK 109/2. maddesi hükmü uyarınca uzamış ceza zaman aşımı süresinin, zarar görenin cismani zarara dayalı yahut destekten yoksun kalma istemlerine dayalı maddi tazminat talepleri açısından geçerli olduğu bunun dışında 2918 s. KTK 109/4.maddesinde 2. fıkradaki düzenlemeden tamamen farklı olarak rücu davaları için "Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar" şeklinde ve ayrıca zaman aşımı süresinin hüküm altına alındığı, somut olayda trafik kazasında vefat eden ... mirasçıları tarafından açılan destekten yoksun kalma maddi tazminat davasının söz konusu olmadığı, bu nedenle 2918 s. KTK 109/2.maddesindeki uzamış ceza zaman aşımı süresinin uygulanma durumunun bulunmadığı, tam aksine işbu davada davacı sigorta şirketinin ZMMS poliçesi kapsamında zarar gören üçüncü şahıslara ödemiş olduğu destekten yoksun kalma tazminatını sigortalı araç sürücüsünün alkollü olması sebebiyle ZMMS Genel Şartlar B.4./c. maddesi uyarınca kendi akidi olan sigortalı / araç maliki-işletenden rücusunun talep edildiği, bu halde uygulanması gereken zaman aşımı süresinin sorumluların birbirlerine karşı rücu haklarını düzenleyen 2918 s. KTK 109/4. maddesi hükmü olduğunun tartışmasız olduğu, o halde, eldeki rücu davası bakımından uzamış ceza zaman aşımı süresinin uygulanmayacağı açıktır.
Nitekim, konuya ilişkin emsal ilamlara bakıldığında: ;
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ... E. ... K. sayılı ilamında:
"... Somut davada; 2918 sayılı Kanun'un 109 uncu maddesi 4 üncü fıkrası gereğince motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu haklarının, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrayacağı, rücu davalarında uzun ceza zamanaşımı sürelerinin uygulanamayacağı, ..."
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi... E. ... K. sayılı ilamında:
"...kaza, ödeme ve dava tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 73 üncü maddesi ile "birlikte sorumluların" rücu isteminde zamanaşımı süresi özel olarak belirlendiği, TBK'nın 73/1. maddede zamanaşımı süresi ve sürenin başlamasının esasları; "Rücu istemi, tazminatının tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde tazminatın tamamının ödendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar." şeklinde düzenlendiği, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları C.8.maddesi 4.fıkrasında rücu zamanaşımı süresi düzenlenmiş olup; "Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar." şeklinde sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl olarak düzenlendiği, zarar sorumlularına ödeme yapan davacı sigorta şirketinin kendi sigortalısı ile aralarında bulunan sözleşme ilişkisine göre rücu istemi ile açtığı davada da uygulanması gereken zamanaşımı süresinin 2 yıl olduğu, zarar sorumlusunu en başından bilen davacı sigorta şirketinin ödeme tarihi olan 13.06.2014 tarihinden itibaren 2 yıl içinde dava açması gerekirken, iki yıllık süre geçtikten sonra 01.06.2017 tarihinde açtığı davada zamanaşımının dolduğu..."
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi ... E. ...K. sayılı ilamında:
"...Dava, zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davacının üçüncü kişilere ödediği tazminatın, araç sürücüsünün alkollü ve ehliyetsiz olması nedeniyle davalıdan rücuen tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. KTK'nun 109/son maddesinde; “Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar.” denilmiştir. Bu düzenleme Trafik Sigortası Genel Şartlarının C.8. maddesinde de açıkça ve aynen yer almaktadır. Temyize konu dava, haksız fiil faili aleyhine açılan bir tazminat davası olmayıp trafik sigortası poliçesine dayalı olarak sigorta şirketinin kendi akdinin aleyhine açılmış olduğundan yeni TTK'nın 1420.maddesi (eski TTK 1268. maddesi) gereğince bu davada zamanaşımı süresi ödeme tarihinden itibaren 2 yıldır...."
İstanbul BAM 8. Hukuk Dairesi ...E. ... K. sayılı ilamında:
"... Dava, zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davacının üçüncü kişilere ödediği tazminatın, araç sürücüsünün alkollü olması nedeniyle davalıdan rücuen tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. KTK'nın 109/son maddesinde; “Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar” denilmiştir. Bu düzenleme Trafik Sigortası Genel Şartları'nın C.8. maddesinde de açıkça ve aynen yer almaktadır. İstinaf incelemesine konu dava, haksız fiil faili aleyhine açılan bir tazminat davası olmayıp trafik sigortası poliçesine dayalı olarak sigorta şirketinin kendi akdinin aleyhine açılmış olduğundan yeni TTK'nın 1420.maddesi (eski TTK 1268. maddesi) gereğince bu davada zamanaşımı süresi ödeme tarihinden itibaren 2 yıldır. Her ne kadar davacı vekili rücuen tahsilini istediği alacakları ödediğini beyan etmiş ise de, bu hususa ilişkin, yani ödemeye ilişkin kayıt ve belgeleri dosyaya sunmamıştır. Oysa ki, görülmekte olan davada zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi ödeme tarihi olup, ödemeye ilişkin kayıt ve belgelerin dosyaya ikamesinin sağlanması zorunludur...." şeklindedir.
Yapılan açıklamalar, Mahkememiz kabulü, emsal Yargıtay ve BAM kararları çerçevesinde; davacı ... Sigorta A.Ş. nin 09/07/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında kazaya sebebiyet veren ... plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı, davalı ... A.Ş. nin ise araç maliki / işleten ve ZMMS poliçesinin sigortalısı olduğu, davacının trafik kazasında vefat eden ... mirasçılarına ödemiş olduğu sigorta tazminatını sigortalı araç sürücüsünün trafik kazasında alkollü olması sebebiyle ZMMS Genel Şartlar B.4/c. maddesi uyarınca kendi âkidi olan davalı sigortalıdan rücusunu talep ettiği, davalının yasal süre içinde sunduğu cevap dilekçesi ile zaman aşımı defi ileri sürdüğü, bu itibarla sorumluların birbirlerine karşı rücu haklarını düzenleyen 2918 s. KTK 109/4. maddesi "Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar" uyarınca 2 yıllık zaman aşımı süresinin mevcut olduğu, dava dosyası kapsamında bulunan hasar dosyası ile ödemeyi gösterir dekontlardan sabit olduğu üzere davacı sigorta şirketinin zarar görenlere tazminatı 26/07/2018 - 27/07/2018 tarihlerinde ödediği, davalı sigortalı ZMMS poliçesi uyarınca taraflar arasındaki trafik sigortası poliçesinin tarafı / âkidi olduğundan davacı sigorta şirketinin ödeme tarihi itibariyle rücu yükümlüsünü zaten bildiği, kaldı ki bizatihi davacı sigorta şirketi tarafından açılan hasar dosyasında ve eksper raporunda rücu imkanının bulunduğu ve rücunun muhatabının davalı şirket olduğunun tabloda gösterildiği, buna rağmen eldeki davanın 05/07/2024 tarihinde açıldığı, bu halde davanın açıldığı tarih itibariyle 2918 s. KTK 109/4. maddesi uyarınca 2 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu, ayrıca dosya kapsamı itibariyle davacı sigorta şirketi tarafından ... mirasçılarına ödenen tazminat bakımından zaman aşımını kesen veya durduran bir sebebin varlığının ispat edilemediği / hatta bu hususun vakıa olarak dahi ileri sürülmediği, yukarıda kapsamlı olarak açıklandığı ve emsal ilamlarla gösterildiği üzere somut olayda KTK 109/2. maddesindeki uzamış ceza zaman aşımı süresinin eldeki rücu davasında uygulanması durumunun bulunmadığı, nihayetinde 2918 s. KTK 109/4. maddesi hükmü uyarınca davalının zaman aşımı defi yerinde ve haklı görüldüğünden davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın zaman aşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 427,60 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 5.635,56 TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 5.207,96 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/4. maddesi uyarınca maddi tazminat istemli davanın (trafik kazası rücuen tazminat) tamamının reddi sebebiyle Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümü uyarınca belirlenen 30.000,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 3.600,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin davacıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-HMK'nın 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekile İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/10/2024
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!