WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTANBUL 2. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2024/406 Esas
KARAR NO : 2024/683

DAVA : Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
DAVA TARİHİ : 04/07/2024
KARAR TARİHİ : 16/10/2024

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin 14.04.2022 tarihli yönetim kurulu kararı ile Türk Ticaret Kanununa uygun olarak 3 adet hamiline yazılı pay senedi bastırılması hususunda karar alındığını ve alınan kararın ... tarihi ve ... sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin ...sayfasında ilan edildiğini, müvekkilinin hamiline yazılı pay senetlerinden 2 numaralı senedin sahibi olduğunu, davalı şirketin bastırdığı pay senedinden 2 numaralı hamiline yazılı pay senedi sahibi olarak kanunun kendine tanıdığı haklardan yararlanmak istediğini, davalı şirkete çeşitli defalar başvuruda bulunduğunu, olumlu sonuç elde edemediğini, 30.05.2024 tarihinde davalı şirket yönetim kurulu bölünme kararı aldığını ve bu kararın ... tarih ve ... sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 251.sayfasında ilan edildiğini, bölünme kararının Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanmasında iki gün sonra ... tarih ve ... sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 324. sayfasında şirket bölünme sözleşmesi, bölünme raporu, şirkete ait son üç yılın finansal tabloları ve faaliyet raporlarının ortakların incelemesine açık olduğu ilan edildiğini, müvekkilinin resmi olarak şirket ortağı olamadığı için sözleşme, rapor ve finansal tabloları inceleme olanağı bulamadığını, bunun üzerine müvekkilinin davalı şirketin kurucusu ve yöneticisi konumunda bulunan ...A.Ş.'ye ... 6. Noterliğinin ...tarih ve ... yevmiye sayılı İhtarnameyi gönderdiğini, ihtarnamede .... Şirketine ait 02 numaralı pay senedi uyarınca davalı şirkette pay sahibi olması gerektiğini, kimlik ve iletişim bilgileri doğrultusunda şirket pay defterine kaydının yapılmasını, işlemlerin yapılarak Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirimde bulunularak şirket pay sahipleri çizelgesine kaydının yapılmasını, şirket pay sahipleri çizelgesi doğrultusunda bundan sonraki genel kurul toplantılarından haberdar edilmesini, şirket pay defterine kaydının yapılmaması veya Merkezi Kayıt Kuruluşuna ilgili bildirimde bulunulmaması halinde yasal yollara başvurulacağı ihtar edildiğini, davalı şirket veya davalı şirket kurucusu ve hissedarı olan ... A.Ş. müvekkilinin bu ihtarnamesine cevap vermediğini, bu ihtarnamenin tebliğinden hemen sonra ... tarih ve ... sayılı Ticaret Sicil Gazetesinin 251.sayfasında davalı şirketi, davalı şirketin kurucusu konumunda bulunan ... A.Ş.nin devir alacağı ve davalı şirketten alacağı bulunanların üç ay içerisinde şirkete müracaat etmeleri ilan edildiğini, davalı tarafın müvekkilimizi zarara uğratmak amacı ile hareket etmesi üzerine davalı şirkete ... 7.Noterliğinin ... tarih ve ... yevmiye sayılı ihtarnamesinin gönderildiğini, ihtarnamenin aynı gün davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalı şirket veya davalı şirket kurucusu ve hissedarı olan ... A.Ş. Müvekkilinin bu ihtarnamesine cevap vermediğini, ihtarnamenin tebliğ edilmesinden hemen sonra davalı şirketin ... tarih ve ... sayılı ticaret sicil gazetesinin 435.sayfasında şirketten alacağı bulunanların üç ay içerisinde şirkete müracaat etmeleri hususunda 3. ilanı yaptığını, hamiline yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirilmesi ve Kayıt Altına Alınması Hakkında Tebliğ'in 5. Maddesi uyarınca davalı şirketin müvekkilinin elinde bulunan pay senedini Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirme zorunluluğu olduğunu, yine aynı tebliğin geçici 1.Maddesinin 3 numaralı bendinde bu süre 5 iş günü olarak belirtildiğini, davalı taraf kanunen yapmak zorunda olduğu uygulamaları yerine getirmeyerek müvekkilinin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, davalı şirketin müvekkilini zarara uğratmak amacı ile hareket ettiğini açıklanan ve resen nazara alınacak nedenlerle davanın kabulü ile müvekkilinin davalı şirkette pay sahibi olarak tespiti ve tescili ile tescil kararının merkezi kayıt kuruluşuna bildirilmesini, dava sonuna kadar şirketlerin zarara uğratılmaması ve tarafsız bir şekilde idare edilmesi açısından davalı ... Anonim Şirketine tedbiren yönetimsel kayyum atanmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ekinde müvekkili şirketin yönetim kurulu üyesi/lerinin imzası bulunmayan mevcudiyeti kendinden menkul çıktı sunarak mahkemeyi aldatma gayretiyle işbu davayı ikame ettiğini, davacı tarafın ne dava dilekçesindeki beyanlarında ne de dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu belgelerde müvekkil şirkette bir payı bulunduğunu somutlaştıramadığını ve iddiasını ispatlayamadığını, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 190. maddesi ve Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi uyarınca ispat yükünün iddiasından lehine hukuki sonuç çıkartan davacı üzerinde olduğunu, davacı tarafın genel geçer ifadelerle, somut bir şekilde ortaya koymadan birtakım mesnetsiz iddialarla huzurdaki davayı ikame etmesinin açıkça usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, davacı tarafın dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu belgede müvekkili şirket yetkililerinin imzası bulunmadığını, davacı tarafın iddiasını dayandırdığı yegane delil dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu mevcudiyeti kendinden menkul olan bir çıktı olduğunu, bu çıktı üzerinde müvekkili şirket yönetim kurulu üyesi/lerinin imzası olmadığını, bir başka deyişle bu çıktının müvekkili şirkete ait pay senedi olduğu iddiası mesnetsiz, hiçbir hukuki gerçekliği söz konusu dahi edilemeyecek, afaki bir iddia olduğunu, ayrıca dava dilekçesinin ekine ilgili noterlikte içeriğini tamamen kendi oluşturduğu ve imzaladığı bir yazının ekine imzasız çıktıyı eklediğini bu yazıyı ... 6.Noterliği'nden ... tarih ve ... yevmiye numarasıyla tasdiklettiğini, sırf bu ihtarın devam eden sayfası olduğu için üzerine noterin imzası ve damgası düştüğünü bu çıktıyı, dava dilekçesin ekine adeta bunun noter tarfından gerçekliği tasdiklenen bir pay senedi olduğu algısı yaratarak mahkemeyi yanıltma gayreti içerisine girdiğini, TTK hükümlerinin açık olduğunu, TTK Madde 484 ilk koşul olarak pay senedinin şirket adına imza etmeye yetkili olanlarca imza edilmiş olmasını aradığını, davacının 08.07.2024 tarihli beyan dilekçesi ekinde aslında hiçbir hükmü bulunmadığı açık olan bu mevcudiyeti kendinden menkul imzasız çıktının kendisini değil ve fakat "aslı gibidir" yaptığı bir suretini sunduğunu, bu durumun mahkemeyi tesir etmek ve aldatmak gayretinden olduğunu, müvekkili şirket bakımından bugüne kadar ve hatta ileride; mevcudiyeti kendinden menkul imzasız hükümsüz bir çıktı'yı kopyalayarak, "aslı gibidir" sureti tasdiki yaparak bunlarla gerçeğe ve hukuka açıkça aykırı şekilde menfaat iddiasında bulunan müvekkili şirketin aleyhinde hareketle herhangi bir menfaat elde etmiş ve/veya buna vesile olmuş ve/veya olacak başta haksız davacı ... olmak üzere tüm ilgili kişi, kuruluş ve Noterlikler de dahil tüm kurumlara karşı davalı Müvekkilinin tüm cezai ve hukuki başvuru haklarını saklı tuttuklarını, müvekkili şirketin kuruluşundan bu yana yegane hissedarı dava dışı ... Şirketi olduğunu, müvekkili şirketin kuruluşu ... tarihli ve ... sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nin 915. sayfasında ilan edildiğini, söz konusu gazete incelendiğinde Müvekkil Şirketin kurucusunun ... Şirketi olduğu, Müvekkil Şirketin sermayesinin beheri 100,00 TL değerinde 1200 paya ayrıldığı ve bu payların tamamının ... ait olduğunun belirtildiğini, ... Ticaret Odası'na ve MKK kayıtlarında Müvekkili Şirketin kayıtlarının tamamında bu hisse yapısının bugüne dek devam etmekte olduğunun sabit olduğunu, pay defterinin bir örneğini sayın mahkemenize sunduklarını, davacının 06.08.2024 tarihli beyan dilekçesinde MKK çağrı merkezi ile yapmış olduğu yazışmaları mahkemeye sunduğunu, davacının bu beyan dilekçesinde elinde bulunan hamiline yazılı hisse senedinin pay defterine kaydedilmesi amacı ile ... tarihinde ...'ya bizzat giderek elinde bulunan hamiline yazılı hisse senedi uyarınca pay defterine kaydının yapılmasını talep ettiğini, TTK madde 484 kapsamında müvekkil şirket yönetim kurulu başkanı ... gerçek kişi temsilcisi ...'in imzasını taşımayan mevcudiyeti kendinden menkul imzasız hükümsüz bir çıktı ile diğer bir deyişle pay senedi niteliği olmayan bir belge ile Merkezi Kayıt Kuruluşu'na başvurulduğunu, davacının bugüne dek sunmuş olduğu delillerden ve afaki, gerçeğe ve hukuka aykırılığı açık beyanlarından, hiç bir delili olmayan iddialarının haksızlığının ortada olduğunu, davacının hiçbir iddiasını ispat edemediğini, hal böyle iken, mevcudiyeti kendinden menkul bir çıktıya dayanarak işbu davayı açan davacı taraf'ın yaklaşık ispat şartını sağlayamadığının da dikkate alınarak ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine, htiyati tedbir talebinin reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin Davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Davalı şirkete ait pay defteri, davalı şirketin kuruluştan itibaren tüm ticaret sicil kayıtları, davacı tarafından ibraz edilen ... Şirketi 02 numaralı hamile yazılı pay senedi, ... 6.Noterliğinin ...tarih ve ... yevmiye sayılı İhbarnamesi, ... 6. Noterliğinin ...tarih ve ... yevmiye sayılı İhtarnamesi, ... 7.Noterliğinin ... tarih ve ... yevmiye sayılı ihtarnamesi, ... A.Ş. müzekkere cevabı celp edilmiş incelenmiştir.
Dava, anonim şirket ortaklığının tespiti ve tescili istemine ilişkindir.
Davacı, davalı anonim şirketinin ortağı olduğunu iddia etmektedir.
Davalı, davacının anonim şirketin ortağı olmadığını savunmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, davacı anonim şirketin ortağı olduğu noktasında davalı anonim şirket tarafından bastırılan hamiline yazılı pay senetlerinden (2) numaralı hamiline yazılı pay senedinin sahibi olduğunu ileri sürmüş, eldeki davada dava dilekçesi ekinde dayandığı bu hamiline yazılı pay senedinin delil olarak dosyaya ibraz etmiştir.
Hamiline yazılı pay senedi hakkında açıklama yapılmadan evvel vurgulamak gerekir ki, davalı taraf hamiline yazılı bu pay senedi olduğu iddia edilen belge üzerinde davalı şirket yetkilisine ait ıslak imzanın bulunmadığını, bu nedenle davacı tarafından sunulan ve tek delil olarak ibraz edilen evrakın yalnızca bir kağıt parçası olduğunu ifade etmektedir.
Uyuşmazlığın temeli, davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu hamiline yazılı pay senedi olduğunu ileri sürdüğü, ancak davalı şirket tarafından imzasız olması sebebiyle hamiline yazılı pay senedi olarak kabul edilmeyen dayanak belge nedeniyle, davacının anonim şirkette pay sahibi olarak tespit ve tescil edilmesinin mümkün olup olmadığı hamiline yazılı pay senedinin imzasız olması ve geçersizliği halinde davacının aktif husumetinin olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Pay senetleri, hamiline veya nama yazılı olur. Bedelleri tamamen ödenmemiş olan paylar için hamiline yazılı pay senetleri çıkarılamaz. Bu hükme aykırı olarak çıkarılanlar geçersizdir (TTK 484). Paylar hamiline yazılı ise yönetim kurulu, pay bedelinin tamamının ödenmesi tarihinden itibaren üç ay içinde pay senetlerini bastırıp pay sahiplerine dağıtır. Yönetim kurulunun hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılmasına ilişkin kararı tescil ve ilan edilir, ayrıca şirketin internet sitesine konulur.
Mahkememizce dava dilekçesi ekinde sunulan dayanak belge incelenmiştir.
Ne var ki, adı geçen belgede davalı şirketin unvanı, sermaye tutarı, kuruluş tarihi, bu tarihteki sermaye tutarı, çıkarılan pay senedinin tertibi, bunun tescili tarihi, senedin türü ve itibarî değeri, kaç payı içerdiğini belirtmesine rağmen, özellikle alt kısmında davalı şirket yetkilisine / yetkililerine ait imzanın bulunmadığı görülmüştür.
Nitekim, bu belge mevcut imzasız hali ile notere tasdik ettirilmiş, ... 32. Noterliği tarafından... tarihli yapılan tasdik işleminde dahi açıkça "belge üzerinde ıslak imza, ıslak mühür ve soğuk mühür bulunmadığı" tespit edilmiştir.
Hasılı, anonim şirket ortaklığının tespiti noktasında dayanılan belgede davalı şirket yetkilisinin / yetkililerinin herhangi bir imzası bulunmadığı açıktır ve tartışmasızdır.
Yasal düzenlemeye bakıldığında;
6102 s. Türk Ticaret Kanunun Pay Senetlerinin Şekline ilişkin 487/1. maddesi;
"Pay senetlerinin; şirketin unvanını, sermaye tutarını, kuruluş tarihini, bu tarihteki sermaye tutarını, çıkarılan pay senedinin tertibini, bunun tescili tarihini, senedin türünü ve itibarî değerini, kaç payı içerdiğini belirtmesi ve şirket adına imza etmeye yetkili olanlardan en az ikisi tarafından imza edilmiş olması ŞARTTIR. Kapalı şirketlerde baskı şeklinde imzanın delikli olması veya sahtekârlığı engelleyici diğer güvenlik önlemlerinin uygulanması gerekir" şeklinde düzenlenmiştir.
Anılan Yasa hükmünde belirtilen koşullar ispat şartı değil, aksine geçerlilik şartı niteliğindedir. Bu nedenle, tüm koşulların kümülatif şekilde ve birlikte bulunması zorunludur. Aksi halde, pay senetlerinin şekil koşullarındaki eksiklik sebebiyle geçersiz olacağı ve bu sebeple sahibine maddi hukuk kapsamında herhangi bir hak bahşetmeyeceği açıktır.
Anılan Yasal düzenleme karşısında, somut olaya dönüldüğünde, davacı tarafından delil olarak dayanılan hamiline yazılı pay senedinde davalı şirket yetkilisinin imzasının bulunmadığı, 6102 s. TTK 487/1. maddesi hükmü uyarınca şekil koşullarındaki eksiklik sebebiyle bu belgenin geçerli bir hamiline yazılı pay senedi olarak kabul edilemeyeceği, bu çerçevede davacının imzasız bu belge ile maddi hukuk kapsamında herhangi bir ortaklık hakkının bulunmadığı, imzasız bu belgenin TTK 487/1.maddesi uyarınca davacıya anonim şirket ortaklık hakkı bahşetmediği sonucuna varılmış, maddi hukuk hükümleri uyarınca davacının dayanak belge sebebiyle davalı anonim şirketin ortaklık tespiti ve tescili noktasında aktif husumet bulunmadığı kabul edilmiş / sonucuna varılmıştır. Öte yandan, yargılama sürecinde celp edilen müzekkere cevapları uyarınca davalı şirketin borsaya kote olmamış kapalı şirketlerden olduğu, TTK 487/1.maddesi uyarınca kapalı şirketlerde hamiline yazılı pay senedinin baskı şeklinde imzanın delikli olması veya sahtekârlığı engelleyici diğer güvenlik önlemleri alınması gerektiği halde, ibraz edilen belgede bu unsurların dahi bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, hamiline yazılı pay sahipleri ile sahip oldukları paya ilişkin bilgiler, senetler pay sahiplerine dağıtılmadan önce Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirilir (TTK 486/2). Bu çerçevede, araştırma ve tahkikat genişletilmiş, Merkezi Kayıt Kuruluşuna müzekkere yazılmıştır. Merkezi Kayıt Kuruluşunun 18/07/2024 tarihli cevabi yazısından görüleceği üzere, davalı şirketin sermayesinin tamamının ödendiği, davalı tarafından hamiline yazılı pay senetlerinin bastırıldığı, hamiline yazılı pay kayıt sisteminde şirket sermayesinin 120.000 TL pay adedinin 1200 olduğu, A gurubu olan 3 sıra tertipli 400 ' er paydan toplam 1200 payın tamamının yani 3 tertip hamiline yazılı tüm pay senetlerinin dava dışı ... Perakende Hizmetleri Anonim Şirketine ait olduğu anlaşılmış, davacının hamiline yazılı pay kayıt sisteminde ortak olarak kayıtlı olmadığı, herhangi bir pay senedinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Diğer taraftan, Mahkememizce davalı şirketin ortaklar pay defteri de celp edilmiş, yapılan incelemede (sayfa no:1, onay no:... ) şirket sermayesinin 120.000 TL toplam 1200 payın bulunduğu, A grubu ve 3 tertip olan tüm payların dava dışı... Şirketine ait olduğu, davacının pay defterinde lehine herhangi bir pay / ortaklık kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Hamiline yazılı pay senetlerinin devri, şirket ve üçüncü kişiler hakkında, ancak zilyetliğin geçirilmesi suretiyle payı devralan tarafından Merkezi Kayıt Kuruluşuna yapılacak bildirimle hüküm ifade eder. Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirimde bulunulmaması hâlinde, hamiline yazılı pay senedine sahip olanlar, bu Kanundan doğan paya bağlı haklarını gerekli bildirim yapılıncaya kadar kullanamaz. Hamiline yazılı pay senedine bağlı hakların şirkete ve üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesinde Merkezi Kayıt Kuruluşuna yapılan bildirim tarihi esas alınır. Merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından hamiline yazılı pay senetleriyle ilgili tutulan kayıtlar, ilgili kanunlar uyarınca yetkili kılınmış mercilerle paylaşılır (TTK 489). Somut olay özelinde, dava dilekçesinde herhangi bir anlatım / açıklama bulunmadığı için dayanak olarak sunulan ve hamiline yazılı pay senedi olduğu ileri sürülen belgeye nasıl sahip olunduğu davacı tarafa HMK 31.maddesi uyarınca açıklattırılmış, 09/09/2024 tarihli dilekçede davacı taraf davalı şirketin gayri resmi ortağı olduğunu ve hisse senedinin ... tarafından kendisine verildiğini beyan etmiştir. Bu beyan dilekçesi karşısında, davacının hamiline yazılı pay senedi olduğunu ileri sürdüğü belgeyi yapılan devir işlemi ile iktisap ettiği vakasına dayandığı tespit edilmiş, ne var ki 6102 s. TTK 487/1.maddesi uyarınca hamiline yazılı pay senedi üzerinde davalı şirket yetkilisinin imzası bulunmadığından esasen şekil noksanlığı sebebiyle geçersiz olduğu, haliyle yukarıda belirtilen TTK 489. maddesi uyarınca hukuken geçerli bir devir işleminin de bulunmadığı anlaşılmıştır.
Ayrıca vurgulamak gerekir ki, dava basit yargılama usulüne tabidir. Nitekim, Mahkememizin 09/07/2024 tarihli Tensip Zaptının (2) numaralı maddesinde bu husus tutanağa yazılmış ve taraflara tensip zaptı tebliğ edilerek bildirilmiştir. Basit yargılama usulünde, taraflar dilekçeleri ile birlikte, tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirterek bildirmek; ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek zorundadır (HMK 318) ve taarflar cevaba cevap ile ikinci cevap dilekçesi veremezler (HMK 317/3). Ayrıca, basit yargılama usulünde iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı dava açılmasıyla başlamaktadır (HMK 319). Bu bağlamda, davacı vekili her ne kadar cevaba cevap dilekçesi adı altında 07/10/2024 tarihli dilekçe sunmuş ve işbu dilekçe ekinde bir kısım yazışmalara ait kayıtları dosyaya delil olarak ibraz etmiş ise de; anılan Yasal hükümler uyarınca eldeki davada cevaba cevap dilekçesinin verilmesinin mümkün olmaması, esasen davacı bakımından iddianın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağının dava açılması ile birlikte başladığı, bu çerçevede 07/10/2024 tarihli dilekçede yer alan açıklamaların iddianın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağı kapsamında Mahkememizce dikkate alınmadığı, kaldı ki davalı vekilinin 14/10/2024 tarihli dilekçesinde ileri sürülen beyanlara yönelik iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesine muvafakatlerinin olmadığını açıkça beyan ettiği, öte yandan özellikle delillerin ikamesi bakımından davacının dava dilekçesi ile birlikte elinde bulunan tüm delillerini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, buna rağmen cevaba cevap dilekçesi adı altında sunulan yazışmaların / mesajların davacının elinde olan delilerden olduğu halde süresinden sonra ikame edildiği, yukarıda değinilen Yasa hükmü karşısında nazara alınmasının mümkün olmadığı, kaldı ki davalının cevap dilekçesi incelenip görüldükten sonra davacı tarafından ibraz edilen yazışmaların silahların eşitliği ilkesine aykırı olduğu gibi davalının açıkça muvafakatinin dahi bulunmadığı gözetilerek yazışmalar da mahkememizce açıklanan nedenlerle delil olarak kabul edilmemiş /değerlendirilmemiştir.
Taraf sıfatı, bir başka ifadeyle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, maddî hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini; davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti; davalı sıfatı da pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukukî koruma isteniyorsa o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının belirlenmesinde olduğu gibi maddî hukuka göre tespit edilir.
Sıfat dava şartı değil, itirazdır. Zira bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı ancak davanın esası incelendikten sonra tespit edilebilir ve bu durumda dava ret veya kabul ile sonuçlanır. Diğer bir ifadeyle bir davada taraflardan birinin, aktif ya da pasif husumet ehliyetinin (davacı veya davalı sıfatının) olmadığı belirlenirse, artık uyuşmazlığın esastan çözülmesine geçilmeden, davanın sıfat yokluğundan reddi gerekir. Sıfat, ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen ilk itiraz ya da davalı tarafından ortaya konulması gereken def’i niteliğinde olmadığından, davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece re’sen nazara alınması gerekli hukukî bir durumdur.
O halde, davacı tarafından delil olarak dayanılan hamiline yazılı pay senedinde davalı şirket yetkilisinin / yetkililerinin imzasının bulunmadığı, 6102 s. TTK 487/1. maddesi hükmü uyarınca şekil koşullarındaki eksiklik sebebiyle bu belgenin geçerli bir hamiline yazılı pay senedi olarak kabul edilemeyeceği, bu çerçevede davacının imzasız bu belge ile maddi hukuk kapsamında herhangi bir ortaklık hakkının bulunmadığı, imzasız bu belgenin TTK 487/1.maddesi uyarınca davacıya anonim şirket ortaklık hakkı bahşetmediği, bu çerçevede maddi hukuk hükümleri uyarınca davacının dayanak belge sebebiyle davalı anonim şirketin ortaklık tespiti ve tescili noktasında aktif husumetinin bulunmadığı kabul edilmiş / sonucuna varılmış, davacının davasının aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Son olarak, davacı, dava dilekçesinin talep sonucunda davalı anonim şirkete tedbiren yönetim kayyımı atanması talebinde bulunmuş ise de; davalı anonim şirketin celp edilen ticaret sicil kayıtları uyarınca organ eksikliğinin / boşluğunun bulunmadığı, şirket yönetim kurulunun veya yetkililerinin şirketi idare edemediği noktasında dosya kapsamında tevsik edici herhangi bir bilgi, belge veya delil mevcut olmadığı, kaldı ki davacının maddi hukuk hükümleri uyarınca davalı şirkette herhangi bir ortaklık durumunun bulunmadığı, dayandığı hamiline yazılı pay senedinin dahi şekil noksanlığı sebebiyle geçersiz olduğu ve davasının aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş olması karşısında, esasen yasal koşulları bulunmayan anonim şirkete kayyum atanması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere );
1-Davacının davasının aktif husumet yokluğundan REDDİNE,
2-Davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş olması sebebiyle, davalı şirkete kayyum atanması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 30.000,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-HMK'nın 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekile İADESİNE,
Dair, davacı asil ve davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/10/2024

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

UYAP Entegrasyonu