WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTANBUL 2. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2024/293 Esas
KARAR NO : 2024/673

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 29/02/2024
KARAR TARİHİ : 15/10/2024

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ... ile davalı şirket ... Şirketi arasında imzalanan 01/06/2023 tarihli, ... numaralı hizmet sözleşmesi gereği aralarında mali müşavirlik hizmet sözleşmesi imzalandığını, müvekkili, sözleşme gereği üzerine düşen işlerin tamamını eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, sözleşme gereği müvekkile ödenmesi gereken aylık ücretin 22.951,39 TL olduğunu, sözleşmenin 01/06/2023 tarihleri ile 31/05/2029 tarihleri arasında geçerli olmak üzere imzalandığını, sözleşmenin 9.1 maddesi uyarınca yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, sözleşmenin 8.1 maddesi uyarınca sözleşmenin haklı bir sebep olmaksızın iş sahibi olan davalı ... tarafından fesih edilmesi halinde kalan sözleşme süresinin bedelinin tamamı iş sahibi tarafından müvekkile ödenmesi gerektiğinin düzenlendiğini, bugüne kadar müvekkili üzerine düşen sorumluluğu gerektiği gibi yerine getirdiğini, sözleşmenin herhangi bir haklı nedenle fesih edileceğine dair fesih tarihinden önce bir bildirim yapılmadığını, müvekkile bu konuda bir ihtar gönderilmediğini, iş sahibi olan davalı sözleşmeyi herhangi bir haklı neden olmadan keyfi olarak sona erdirdiğini, iş sahibi tarafından 30/09/2023 tarihinde iş sözleşmesinin herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin fesih edildiğini, müvekkilinin iş gereği elinde bulundurduğu tüm evrak ve defterler şirket sahibi ...'ye teslim edildiğini, haklı davalarının kabulüne karar verilmesi gerektiğini, sözleşme gereği, sözleşme haklı bir neden olmadan fesih edildiği için sözleşme süresinin kalan bedelinin müvekkile ödenmesi gerektiğini, bu hususta bilirkişi incelemesi yapılarak ödenmesi gereken bedelin hesaplanmasına, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL kalan sözleşme süresi bedelinin davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davlıdan alınarak müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddia ve taleplerini kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığından zamanaşımı deflerini ileri sürdüklerini, dava dilekçesinde müvekkili şirket ile davacı arasında 01/06/2023 tarihli, ... numaralı hizmet sözleşmesi akdedildiği iddia edilerek birtakım taleplerde bulunulduğunu, ancak dilekçe ekinde yer alan hizmet sözleşmesi müvekkili şirket yetkilisi tarafından imzalanmadığını, sözleşmede yer alan imzanın müvekkili şirket yetkilisi ...'ye ait olmadığını, müvekkili şirketin tek ortağı ve yetkili olan ..., sözde sözleşme tarihinde kızının doğun günü nedeniyle yurtdışında olduğunu, Türkiye'de dahi bulunmadığını, işbu sözleşmeyi imzalamış olmasının fiilen mümkün olmadığını, mahkemece yapılacak imza incelemesi ile işbu sözleşmenin müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edileceğini, dava dilekçesi ile hizmet sözleşmesinin müvekkili şirket tarafından haklı bir neden bulunmaksızın feshedildiği iddia edilmişse de bu hususun gerçekten uzak olduğunu, davacının, müvekkili şirketin kuruluşu olan 07/05/2020 tarihinden ilişkisini sona erdiği, 31/10/2024 tarihine kadar mali müşavirlik hizmeti vermek için müvekkili şirkette çalıştığını, davacının, ekte yer alan ... tarihli, ...numaralı sözleşmeye istinaden müvekkili şirketin mali müşavirlik faaliyetlerini yürüttüğünü, dava dilekçesinde ise bu süreçten hiç bahsedilmediğini, sanki davacı ile müvekkili arasındaki iş ilişkisinin 01/06/2023 tarihinde başlanmış gibi anlatıldığını, davacının, müvekkili şirketteki işinden ayrıldıktan sonra da müvekkili şirket yetkililerini çeşitli şekilllerde rahatsız ettiğini, tehdit etmiş ve sürekli olarak para talep ettiğini, davacının müvekkili şirket yetkilisi ...'ye yazımş olduğu whatsapp mesajı ekran görüntüsünün ekte olduğunu, davacının müvekkilliden herhangi bir haksı sebebi bulunmaksızın 475.000,00 TL para istediğini, müvekkili şirketin bu parayı vermemesi üzerine ise çeşitli sebeplerle tehditlerine devam ettiğini, tutanak altında imzası bulunan müvekkili şirket yetkilisi ...'nin Türkçe bilmediğini, imzalanan herhangi bir belgenin müvekkili şirket açısından geçerli ve bağlayıcı olabilmesi için İngilizce ya da İtalyanca olması veyahut tercüman vasıtası ile imzalanmış olması gerektiğini, evrak ve belge teslim tutanağının Türkçe olduğu ve herhangi bir tercüman vasıtası ile imzalanmadığının açıkça görüldüğünü, davacının, müvekkili şirket defter ve kayıtlarını olması gerektiği şekilde ve düzende, mevzuat hükümlerine ve iş etiğine uygun olarak tutamadığını, açılış ve kapanış tasdiklerini yapmadığını, müvekkili şirket tarafından banka kayıtları davacı ile paylaşılmışsa da işbu kayıtların muavin defterine işlenmediğini, muavin defterinin eksiklik ve hatalarla dolu olduğunu, müvekkili şirket tarafından iletilen faturaları ise kayıt altına alınmadığını, defterlere yansıtılmadığını, kayıt altına alınmadığını, bu konuda müvekkile hiçbir bilgi verilmediğini, davacının müvekkili şirket ile olan iş ilişkisini sonlandırdıktan sonra müvekkilinin kullandığı programların, interaktif vergi dairesi vb. Şifrelerini söylemekte ısrar ettiğini, müvekkilinin birçok defa davacıdan şifreleri vermesini istemek zorunda kaldığını, bu durumun müvekkilin işlerini ve ticari faaliyetlerinin gecikmesine sebep olarak müvekkilini zor durumda bıraktığını, bu eylemlerin tespit edileceğini anlamış olacak ki dava dilekçesi ekindeki 01/06/2023 tarihli sözleşmeyi düzenlediğini, müvekkili şirket yetkilisini kandırarak ve Türkçe bilmemesinden yararlanarak dava dilekçesi ekindeki evrak ve belge teslim tutanağını düzenlediğini, akabinde ise müvekkilinden dönem şartları dikkate alındığında fahiş bir rakam olan 80.000,00 TL maaş talep ettiğini, kabul görülmeyince, iş ilişkisini sonlandırdığını, müvekkili şirketten para istediğini, davacı önce 200.000,00 Euro ödenmesini talep etmiş böyle bir alacak hakkı bulunmadığı ve ödemenin kendisine yapılmayacağınnı belirtilmesi üzerine 475.000,000 TL ödenmesini talep ettiğini, davacının hiçbir yasal dayanağı olmayan bu talebin de müvekkili şirket tarafından karşılanmaması akabinde davacının işbu haksız ve hukuka aykırı davayı ikame ettiğini, haksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller:
... Vergi Dairesi Başkanlığı'ndan 2023 yılına ait gelir vergisi beyannamesi celp edilerek dosya arasına alındı.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Dava, mali müşavirlik hizmet sözleşmesinin haksız feshedildiği iddiasına dayalı kalan sözleşme süresine ilişkin bedelin tahsili istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK'nın 2/1. maddesinde “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmüne yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Aynı Kanun'un TTK'nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 2. maddesinde, bu kanunun her türlü tüketici işlemiyle tüketiciye yönelik uygulamaları kapsadığı belirtildiğine göre, uyuşmazlığın çözüm yerinin tüketici mahkemesi olması için, işlemin tüketici işlemi, işlemi yapan bir tarafın da tüketici olması gerekmektedir. Bir sözleşmenin bir tüketici işlemi olarak nitelendirilebilmesi için öncelikle bu sözleşmenin bir tarafının Kanun'un tanımladığı şekilde tüketici kavramı içerisinde kalması gerekmektedir. Kanun'un 3. maddesinde tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi; satıcı ise Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi şeklinde tanımlanmıştır.
Davacı vekili, dilekçesinde, müvekkili davacının serbest muhasebeci mali müşavir olması hasebi ile davalı şirkete 01/06/2023 tarihli sözleşme uyarınca mali müşavirlik de dahil olmak üzere danışmanlık hizmeti verdiğini, 31/05/2029 tarihine dek sözleşmenin devam edeceği kararlaştırılmış olmasına karşın herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin sözleşmenin davalı şirket sahibi tarafından sonlandırıldığını, bu itibarla sözleşme süresince davacının hak kazanacağı ücretin tahsili amacıyla iş bu davanın açıldığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Serbest muhasebeci mali müşavir, bir muhasebe ve mali danışmanlık şirketinde veya kendi işletmelerinde çalışan ve muhasebe ve mali konularda danışmanlık yapan bir meslektir. Serbest muhasebeci mali müşavirler, müşterilere muhasebe ve mali konularda danışmanlık yapar ve müşterilerin muhasebe ve mali işlemlerini yapar (... nternet sitesinden alıntılanmıştır).
6098 sayılı TBK'nın 502.maddesi "Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir. Vekâlete ilişkin hükümler, niteliklerine uygun düştükleri ölçüde, bu Kanunda düzenlenmemiş olan işgörme sözleşmelerine de uygulanır..." hükmünü amirdir.
Göreve ilişkin değerlendirme yapılırken uyuşmazlığa esas temel hukuki ilişki ve tarafların sıfatına da bakılması gerekmektedir.
Somut olayda, taraflar arasında varlığı iddia olunan sözleşme ilişkisi mali müşavirliğe ilişkin iş görme sözleşmesi olup, vergi mükellefiyetiyle ilgili konularda alınacak mali müşavirliğe dair danışmanlık hizmetinin kural olarak mesleki ve ticari amaçla alınabilecek türden bir iş olduğu, dolayısıyla mali müşavir olan davacı ile davalı arasında varlığı iddia olunan sözleşme ilişkisinin tüketici işlemi mahiyetinde olmadığı, diğer yandan davalı taraf şirket olup tacirse de davacının müzekkere yanıtlarına göre tacir olmadığı, serbest meslek kazanç mükellefiyetinin bulunduğu ve serbest meslek erbabı olup tacir konumunda bulunmadığı, dolayısıyla tacirler arasında bir ihtilaf da bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin 6102 sayılı TTK'da düzenlenen mutlak ticari davalardan da olmadığı, bu durumda davaya bakma görevinin genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesine ait olduğu (Yargıtay 13.Hukuk Dairesi .... Esas ...Karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37.Hukuk Dairesi ... Esas ... Karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18.Hukuk Dairesi ... Esas ... Karar) anlaşıldığından takdire bağlı aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : İzah olunan nedenlerle;
1-Davanın Mahkememizin görevsizliği sebebiyle dava şartı yokluğundan ve usulden reddine,
2-Mahkememizce görevsizlik kararı verilmesi karşısında kararın taraflarca süresi içinde kanun yoluna başvurmaması nedeniyle karar kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak, dava dosyasının görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesine,
Bu suretle dosyanın akabinde İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Belirtilen sürede talep olmadığı takdirde mahkememizce HMK.m.20 hükmü uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair karar verileceğinin taraf vekillerine bildirilmesine,
4-Yargılama, harç ve giderlerinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 (iki) hafta içinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/10/2024

Katip

Hakim

UYAP Entegrasyonu