WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTANBUL 2. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2024/188 Esas
KARAR NO : 2024/679

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/05/2017
KARAR TARİHİ : 16/10/2024

İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/236 Esas - 2017/498 Karar sayılı görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine mahkememize tevzi edilen ve mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı ... Şti 'nin kullananı olduğu ... adresinin 15/02/2014 - 2015 vade tarihleri arasında müvekkili şirket nezdinde ticari paket sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu, dava dışı sigortalının müvekkili sigorta şirketine yapmış olduğu ihbarda 2014 yılı aralık ayı içinde sigortalının bulunduğu sokakta kaldırım çalışması sonucu elektrik kesintileri meydana gelmiş olmasına rağmen davalı tarafça çözüm bulunmadığı, yapılan bildirimlere rağmen iyileştirme çalışmaları yapılmadığı, bu nedenle klima, alarm sistemleri ve sair elektik cihazlarının hasara uğradığının tespit edildiği, yapılan ekspertiz işlemleri ile de bu durumun sabit olduğu, meydana gelen hasarlar neticesinde dava dışı sigortalıya 5.440,44 TL ödendiği, bu nedenle davalılar aleyhine ödenen bedelin rücuen tahsili amacıyla iş bu davanın açıldığı belirtilerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.440,44 TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, yargılama giderleri ve yargılama masrafları ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Cevap: Davalılara dava dilekçesi ve ekleri usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalılar ayrı ayrı cevap dilekçesi sunmuşlardır.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; Davacının talep ettiği tazminat miktarının zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirket ile karşı tarafın ticari işletme sıfatına haiz olması nedeniyle davanın ticaret mahkemelerinde açılması gerektiğini, müvekkili şirketin kusuru nedeniyle davacının uğradığı bir zararı olduğunun ispat edilmediğini, davacının talep ettiği tüm taleplerinin hukuki mesnetten yoksun olduğunu savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde: İdare aleyhine açılan davaların İdare Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini belirterek, görev itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da; elektrik kesintisinin hava koşulları nedeniyle meydana geldiğinin açık olduğunu, kış aylarında ...'ın ... elektrik sağlayamadığının bilinen bir durum olduğunu, bu tür sorunlardan diğer davalı şirketin sorumlu olduğunu, dava konusu yerin de ihale ile alt bir şirkete devredildiğini, huzurdaki davaya konu edilen tazminat bedelinin sigorta şirketince önceden bilerek ve isteyerek önceden kabullenilmiş bir risk olduğunu, somut olayda davalı idare açısından tazminat ödenmesine hükmetmek hukuka aykırı olacağını savunmuş, davanın redddine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Tartışılması, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Mahkememizce kaldırma ilamı öncesinde;
"...Dava, sigorta poliçesinden kaynaklanan hasar bedeli tazminatının davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Hemen belirtmek gerekir ki, davalı ... adli yargının görevli olmadığını, idari yargının görevli olduğunu belirtmiş ise de, somut olayın idarenin hizmet kusurundan ziyade haksız fiilinden kaynaklandığı, davalılar aleyhine işbu davadan evvel idare mahkemelerinde açılan ... 12. İdare Mahkemesinin ... Esas ... Karar sayılı ilamı ile adli yargı görevli olduğundan davanın reddine karar verildiği anlaşılmakla, uyuşmazlığın çözüm mercinin adli yargı olduğu konusunda duraksama yoktur. Davalı ...'ın zaman aşımına yönelik itirazları davacı sigorta şirketinin hasar bedelini ödediği tarih ve dava tarihi (idare mahkemesine başvuru tarihi) dikkate alındığında yerinde görülmemiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı ... Sigorta A.Ş. ile dava dışı ...Ltd. Şti. arasında 15/02/2014- 2015 tarihleri arasını kapsayan ... numaralı Ticari Paket Sigorta poliçesinin akdediliği, dava dışı sigortalının 2014 yılı Aralık ayı içerisinde davacı sigorta şirketine ihbarda bulunarak sigortalı adreste yapılan kaldırım çalışması sonucunda sık sık elektriklerin kesildiği, davalı kurumlara yapılan müracaata rağmen arızanın giderilemediği, sigortalı iş yerinde bulunan klima, alarm sistemleri ve sair elektrik cihazlarının sık elektrik kesintisi nedeniyle zarar gördüklerinin bildirildiği, davacı sigorta şirketinin yaptırdığı ekspertiz incelemesi sonucunda dava dışı sigortalısına 5.440,44 TL ödeme yaptığı, davacının hasar bedelini ödemesi nedeniyle TTK hükümleri gereği sigortalısının haklarına halef olduğunu belirterek işbu rücuen tazminat davasını açtığı anlaşılmıştır. Davalı ... hasarın ana taşınmazdaki elektrik tesisatından ya da daire içi elektrik sisteminden kaynaklanabileceği gibi elektrik cihazda üretimden kaynaklı ayıplar olabileceğini; davalı ... arızanın hava koşulları nedeniyle meydana geldiğini, diğer davalı ...'ın sorumlu olduğunu, ayrıca kaldırım çalışmasına yönelik olarak ihale kapsamında işin ... A.Ş.' ye verildiğini, zarardan yüklenicinin sorumlu olduğunu savunmuştur.
Uyuşmazlık; hasara neden olan olayın kaynağı, sorumluluğun kime ait olduğu, rücuen tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve rücuen tazmini istenebilecek miktarın tutarı konularında toplanmaktadır.
Öncelikle, hasarı doğuran olayın kaynağı ve sorumluluğun kime ait olduğunun tespiti amacıyla dava dosyası İ.T.Ü. Elektrik Fakültesi Öğretim Üyesi Elektrik Yüksek Mühendisi ... ve İ.T.Ü. Makine Fakültesi Öğretim Üyesi Makine Yüksek Mühendisi ...' den oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir. Bilirkişi kurulunca düzenlenen 25/10/2019 tarihli raporda; hasarın kazı çalışmalarından meydana geldiği, kazı faaliyetleri öncesinde elektrik arızasına ilişkin şikayetlerin olmadığı, ancak kazı çalışmaları birlikte dava dışı sigortalı ve çevredeki esnaflar tarafından şikayet başvurularının yapıldığı, kazı çalışmalarında üç fazdan birinin kesilmesiyle bir faz iletkenin koptuğu, diğer iki fazda gerilimin aşırı yüklendiği, başka bir anlatımla bu durumun üç fazlı kabloya dışarıdan bir müdahale ile arızalandığı anlamına geldiği, bununla birlikte gerilimin mertebesi dikkate alındığında hasarın oluşum nedeninin gerilim dalgalanması veya gerilim artışından kaynaklanmadığı, aksi halde aynı bölgede bulunan ve besleme alanındaki bir çok abonenin daha zarar görmesi gerektiği, ancak böyle bir olayın yaşanmadığı, hasarın kazı çalışmalarında elektrik kablolarına verilen zarardan doğduğu ve bu hasarın yüklenici olarak dava dışı... Tic. A.Ş. gerçekleştirdiğinden davalı ... ile yapılan ihale de dikkate alınarak dava dışı şirketin sorumlu olduğu, davalıların ise kusursuz oldukları belirtilmiştir. Mahkememizce, bilirkişi raporunda, hasarın kaynağı konusundaki görüşlere ve bilimsel tespitlere itibar edilmiştir. Ancak sorumluluk konusundaki değerlendirmeler hem hukuki mahiyette olduğundan hem de ihale hükümlerinin yanlış yorumlanmasından yerinde görülmeyerek itibar edilmemiştir. Zira, davalı ...' nin dava dışı yüklenici ile yaptığı sözleşmenin, bu sözleşmenin tarafı olmayan ve bu nedenle sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince sözleşmedeki hükümlerin kendisine karşı ileri sürülme imkanı bulunmayan davacıyı bağlayacak tarza yorumlanması mümkün değildir. Bahse konu sözleşme ancak tarafları arasında iç ilişkide hüküm ve sonuç doğuracaktır. Dolayısıyla, davalı ...' nin davacıya karşı dış ilişkide sorumlu olmadığı yönündeki hukuki tespitler doğru değildir. Açıklanan nedenlerle, hasarın kazı çalışmalarından vuku bulması nedeniyle zarardan davalı ...' nin yasal olarak sorumlu olduğu, ancak davalı ... savunmalarının aksine hava şartlarının hasarı doğuran olaya etkisinin bulunmaması nedeniyle davalı ...'ın kusuru bulunmadığından sorumlu olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı sigorta şirketi poliçe kapsamında ekspertiz raporundan görüleceği üzere, 06/03/2015 tanzim tarihli ... seri numaralı fatura suretinde gösterilen ... için toplam 4.780,00 TL + 12/01/2015 tanzim tarihli ... seri numaralı fatura suretine göre ... Kesintisiz Güç Kaynakları için toplam 656,84 TL + 13/12/2014 tanzim tarihli fatura suretine göre ... Alarm Sitemi için toplam 608,09 TL olmak üzere toplamda 6.044,93 TL hasar bedeli hesapladığı, bu tutardan poliçedeki %10 oranındaki muafiyet hükümleri uyarınca dava dışı sigortalısına neticeten 5.440,44 TL ödemeyi 22/05/2015 tarihinde banka havalesi yoluyla gerçekleştirdiği görülmüştür. Bilirkişi kurulunca düzenlenen 25/10/2019 tarihli raporda, hasar tutarının faturalar nezdinde uygun olduğu, davacı sigorta şirketinin ödeme yaptığı yangın alarm sistemlerine ait cihazın kazı tarihinden önce arızalandığı, dava dışı sigortalı tarafından teknik servis çağrılarak bakım yaptırıldığı, bu cihazın hasarının davaya konu olaydan kaynaklanmadığı, öncesinde arızalı olduğu belirtilmiş, ancak rücuen tazminat miktarından bu cihaz için ödenen bedel mahsup edilmemiştir. Bahse konu ... Sistemi cihazının kazı çalışmalarından önce arızalı olması ve hasarı doğuran olay kapsamında bulunmaması nedeniyle davalıdan rücusunu istenemeyeceğinden sigorta şirketi tarafından bu cihaz için yapılan ödemenin bilirkişi kurulunca toplam tutardan dışlanarak yeniden hesaplama yapılması gerektiği açıktır. Ne var ki, bilirkişi raporundaki bu eksiklik Mahkememizce ek rapora gerek görülmeksizin giderilmiş, hasar miktarları kadri maruf olduğundan yeniden hesaplama yapılmış (... için 4.780,00 TL + ... Kesintisiz Güç Kaynakları için 656,84 TL = toplam 5.436,84 TL, bu tutara %10 muafiyet uygulandığında 5.436,84 TL * %10 = 543,68 TL, muafiyet tenzili mahsup edildiğinde 5.436,84 TL - 543,68 TL = 4.893,16 TL netice tazminat) , talep edilebilecek rücuen tazminat miktarı 4.893,16 TL olarak belirlenmiştir.
Davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalısı arasında geçerli olarak akdedilmiş ticari paket sigorta sözleşmesinin bulunduğu, hasarı doğuran rizikonun poliçe hükümleri kapsamında olduğu, rizikonun ve hasarın, yukarıda değinilen yangın alarm sistemi cihazı hariç, poliçe süresi içinde gerçekleştiği, sigorta şirketinin arızalanan cihazların hasar tazminatını dava dışı sigortalısına ödemekle TTK hükümleri uyarınca sigortalısının haklarına halef olarak rücuen tazminat talep etmeye hakkının olduğu, ancak hasara neden olan kazı çalışmalarında davalı ...' ın sorumluluğu bulunmadığından bu davalı hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, diğer davalı ...' nin ise yukarıdaki hesaplamalar ve gerekçe doğrultusunda hasar tazminatı bedelinden ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur ..." şeklinde karar verilmiş, işbu karara karşı davacı ve davalı ... vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45.Hukuk Dairesi 14/02/2024 tarih ve... Esas - ... Karar sayılı ilamında;
"...Dava, sigortacının dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine dayanarak ödediği hasar bedelinin 6102 Sayılı TTK'nin 1472. maddesi uyarınca sorumlu davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
... no'lu Ticari paket Sigorta Poliçesi'nin incelenmesinde; davacı ile dava dışı ...Ltd. Şti arasında 15.02.2014-2015 dönemlerini kapsayacak şekilde Sigorta Poliçesi düzenlendiği, dava konusu hasarın 10.02.2015 tarihinde meydana geldiği tespit edilmiştir.
Davalılar aleyhine ödenen bedelin rücuen tahsiline talepli 01.10.2015 tarihinde ... 12. İdare Mahkemesi'nin ... E. sayılı dava dosyası ile yargılamanın yapıldığı ve davanın görev yönünden reddine dair verilen karar neticesinde adli yargıda dava açıldığı belirtilmiştir.
Düzenlenen ekspertiz raporunda özetle: dava dışı sigortalının kiracı sıfatıyla muhtelif mobilya eşyaları, elektronik cihazlar, beyaz eşya gibi ürünlerin teşhir ve satışı ile ilgili faaliyet konusu olan iş yerinde yapılan inceleme sonucunda sigortalı mağaza dahilinde kurulu bulunan ... marka ... tipi klima, UPS cihazı ve ... marka ... model yangın alarm sisteminin çalıştığı esnada şebeke elektriğinin sigortalının beyanına göre 10 dakika arayla sık sık gidip gelmesi sonucunda oluşan ani voltaj alçalıp yükselmesine maruz kalması sonucunda arızanın meydana geldiği ,cihazların devre dışı kalarak görevini yerine getirmemesi üzerine teknik servisi bilgi verildiği ve hasar ihbarında bulunulduğu, poliçe genel ve özel şartlarının hasarı uygulanması sonucunda %10 muafiyeti yapıldığı ve elektronik cihaz hasarının toplamı bedelinin 5.440,44 TL olduğu belirtilmiştir.
...Yolu arası viyadükleri ile bağlantı yolları inşaatına ilişkin davalılardan ... ile dava dışı yüklenici firma ... A.Ş. arasında sözleşme düzenlenmiştir .iş bu sözleşme gereğince yüklenici ... tarih ve ... sayılı kazı ruhsatı ile 19.12.2014 -01.03.2015 tarihleri arasında ... arası viyadükleri ile bağlantı yolları inşaatı işi kapsamında kaı ruhsatı izni verilmiş ve 19.12.2014 tarihinde işe başlanılmıştır.
Elektrik Y.Mühendisi ... ve Mak. Y.Müh. ... tarafından düzenlenen raporda özetle; işletmede olan bir kablonun kazı başlamadan önce sorun çıkarmadığı, sağlıklı çalışmakta olduğu ve dışarıdan yapılan bir müdahale ile koparılması ve 3 fazlı sistemin 2 faza bırakılması durumunda davalılara kusur atfedilemeyeceği, dava dışı ... A.Ş.'nin ... ile yapmış olduğu sözleşme hükümlerinin yerine getirilmesinde ihmali bulunduğu değerlendirildiğinden kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiş olup davacı ve davalılardan ... vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Sunulan istinaf sebeplerinin incelenmesi:
Davalı ... yönünden inceleme:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2. fıkrasında, miktar ve değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu düzenlenmiştir. Aynı yasanın, "Parasal sınırların artırılması" üst başlığı ile ek madde 1’de, 200., 201., 341., 362. ve 369. maddelerdeki parasal sınırların her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 04.01.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığı'nca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması sureti ile uygulanacağı, ikinci fıkrada, 341., 362. ve 369. maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı ifade edilmiştir.
İstinafa konu uyuşmazlıkta dava değeri 5.440,44 TL üzerinden açılmış ise de; mahkemece 4.893,16 TL nin davalı ... den tahsiline dair kara vermiş olup, HMK'nin 341/2 maddesi uyarınca dava değeri bakımından karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırı 5.390,00 TL olduğundan davalının istinaf talep hakkı bulunmamaktadır.
6100 sayılı hukuk mahkemeleri kanunun 346. maddesi gereğince kesin karara yönelik istinaf başvurusuyla ilgili ilk derece mahkemesince karar verilebileceği gibi, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar oluşturulmadan, istinaf incelemesine gönderilen dava dosyalarıyla ilgili olarak aynı yasanın 352/1.b maddesi gereğince, istinaf mahkemesince karar verilir.
Bu durumda, davacı vekili tarafın kesin nitelikte bir karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352/1-b bendi gereğince miktar itibarı ile reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davacı vekili tarafından sunulan istinaf sebeplerinin incelenmesi:
Hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik gerek yargılama aşamasında gerekse istinaf yasa yolu başvuru dilekçelerinde itirazlar olmuştur.
Öncelikle belirtilmesi gerekir ki, raporla itirazların karşılanması ve tereddüte mahal bırakılmayacak şekilde olayın oluş şekli ile tarafların durumu ve oranını açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Somut davada 18.01.2019 tarihli raporunu 4. sayfasında elektrik kesintileri ve voltaj dalgalanmalarının 19.12.2014 tarihinden sonra başladığı ve 17.01.2015 tarihinden sonra söz konusu olmadığı, zira arızanın bizzat sigortalı tarafından giderildiğinin sigortalının kendi beyanından anlaşıldığı belirtilmiştir .Dava dilekçesinde ekli olarak sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davalılardan ... A.Ş. tarafından davacı sigorta şirketine yönelik düzenlenen yazıda ; hasarın 2014 yılı Aralık ayı içerisinde ... adresindeki bölgede ... tarafından yapılan kaldırım çalışmaları sırasında meydana geldiği, kazı çalışmaları esnasında ...'ın yeraltı kablolarına hasar verildiği ve hasar esnasında arıza çıkaranlar ile ilgili hasar zabıt tutanaklarına tutularak gerekli bakım onarım işlemleri yapıldığı , ancak yeraltı kablolarına yüzeysel verilen hasarların hava şartlarının kötüleşmesi sonucu (yağmur yağması ve karın erimesi) bölgede yer altı kablo arızalarına sebebiyet verip enerji kesintilerinin neden olduğu , meydana gelen zararın ... tarafından yapılan kaldırım çalışmaları sırasında oluştuğundan kendilerine husumet yüklenemeyeceği belirtilmiştir.
Tarafların kusur durumu ve oranı hiçbir şüphe mahal bırakılmaksızın tespiti için öncelikle tüm delillerin toplanması gerekmektedir. İş bu nedenle elektrik kesintisine hava koşullarının etkisinin bulunduğu ileri sürüldüğünden HASARIN MEYDANA GELDİĞİ TARİH İTİBARİYLE Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nden o günkü hava koşuularının tespitinin sağlanmasına yönelik hava durumu raporu istenmelidir. Aynı zamanda, arıza kayıt ve hasar giderim tutanakları dosya arasına alınmalıdır.
Her ne kadar ekspertiz raporunda hasar tarihi olarak 10.02.2015 belirtilmiş ise de; bilirkişi tespit raporunda yangın alarm sistemlerine ait elektronik giriş kartına bağlı hassas elektronik devrelerde meydana gelen arızalardan bir tanesinin 09.12.2014 tarihinde yani bu arızanın 19.12.2014 tarihinde başlayan kazılardan önce oluştuğu, bu arızanın esas hasar görmüş kablo ile herhangi bir bağının bulunmadığı, hasarlanma olayının 05.01.2015 tarihinden önce meydana geldiği ve olayın 2014 yılı Aralık ayında olduğu, ancak tam tarihi bilinmediğinden ekspertiz bulguları bölümünde ''olay günü'' olarak nitelendirildiği belirtilmekle öncelikle, yukarıdaki eksikliklerin tamamlanması sonucunda hasar tarihi şüpheye mahal bırakılmadan tespit edilmelidir. Böylelikle hasarın davalı ... ile dava dışı yüklenici firma arasında düzenlenen 19.12.2014 tarihinde başlayan kazı çalışması döneminde oluşup oluşmadığı, davalı ...'a kusur yüklenip yüklenemeyeceği ve taraflara yüklenecek kusur durum/oranı irdelenmelidir.
İş bu nedenle, bilirkişi heyetine meteoroloji mühendisi bilirkişi tayin edilerek, tarafların yukarıda belirtilen gerekçelerle itirazlarını karşılayan ek rapor alınmalı ve varılacak sonuç dairesinde hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan sebeplerle, davacı vekilinin yukarıda açıklanan sebeplerle istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yaptıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir..." denilerek Mahkememiz kararı kaldırılmış, dosya yukarıda belirtilen esas sırasına kaydedilmiştir.
Dava, sigortacının dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine dayanarak ödediği hasar bedelinin 6102 s. TTK 1472.maddesi uyarınca sorumlu olduğunu ileri sürdüğü davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememiz önceki kararına karşı davalı ... vekili tarafından yapılan istinaf kanun yolu başvurusu, reddedilen alacak miktarı ve HMK 341/2. maddesi gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kesinlik sınırının altında kalması sebebiyle reddedilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararında, öncelikle hasar tarihinin kesin olarak tespit edilmesi, akabinde o güne / hasar tarihine ait hava raporlarının Meteoroloji Genel Müdürlüğünden istenilmesi, arıza kayıt ve hasar giderim tutanaklarının ayrıca dosya arasına alınması, daha sonra bilirkişi heyetine meteoroloji mühendisi atanarak ek rapor alınması gerektiği belirtilmiştir.
İstinaf kararı uyarınca ilk yapılması gereken iş, hasar tarihinin kesin olarak tespit edilmesidir. Nitekim, İstinaf Mahkemesi bu hususu emrettiği gibi, kararında aynen "hasar tarihinin şüpheye mahal bırakmadan" kesin olarak tespit edilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Her ne kadar karar içeriğinde bu tespitin dosya kapsamı itibariyle nasıl yapılacağı noktasında açıklama bulunmasa da, mahkememizce araştırma genişletilmiştir.
Mahkememizce hasar tarihinin, kesin olarak hangi tarih olduğu öncelikle taraflara sorulmuş, birden fazla kez oluşturulan ara karar içerikleri, yeterli süre ve yasal imkana rağmen davalılar tarafından yargılama sürecinde buna yönelik hiçbir beyan dilekçesi sunulmamıştır. Mahkememiz çabaları ve yasal ihtarları (20/03/2024 tarihli tensip zaptı, 03/07/2024 tarihli 1.celse (1) numaralı ara karar içeriği) sonucunda davacı vekili tarafından ancak 04/07/2024 tarihli beyan dilekçesi dosyaya sunulmuş, ancak bu beyan dilekçesi içeriğinde davacı vekili 2014 yılı Aralık ayı içinde çeşitli arızaların meydana geldiğini, 2015 yılı Ocak ayında devam ettiğini, temadi eden bir halin mevcut olduğunu ifade ettikten sonra sonuç olarak "ölüm tarihi" gibi hasar tarihinin tam ve kesin olarak belirtilmesinin mümkün olmadığını açıklamıştır. Diğer taraftan, yine BAM ilamı uyarınca, dava konusu olaya ilişkin arıza kayıt ve hasar giderim tutanaklarının celbi amacıyla ...' a müzekkere yazılmış, 19/04/2024 tarihli yazı cevabında şirkette yapılan araştırmalar çerçevesinde olayın 2014 yılı Aralık ayı olması, 2018 yılı öncesi arıza kayıt ve hasar bildirim tutanaklarının ise mevcut olmaması, ulaşılmasının da artık mümkün olmaması şeklinde cevap verilmesi sebebiyle bu kayıtlara dahi ulaşılamamıştır.
Mahkememizce, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekleri yerine getirilmeye çalışılmış, ancak BAM ilamında hasarla ilgili yapılan tespitler, dosya kapsamı, yapılan araştırmalar ve tarafların sundukları beyan dilekçelerinden kesin olarak hasar tarihi tespit edilememiştir. Nihayetinde, kesin hasar tarihi tespit edilemediğinden o günkü hava raporları da celp edilememiş, inceleme yapılamamıştır. Bu husus, Mahkememizce 16/10/2024 tarihli celsede duruşma tutanağına da yazılmış / kayıt düşülmüş, hazır olan taraf vekillerine bildirilmiştir.
Hakim, uyuşmazlığı çözmekten kaçınamaz. Dolayısıyla, mevcut delil durumu ve dosya kapsamı itibariyle inceleme yapmak ve bir karar vermek zorundadır. Bu çerçevede önceki kararın gerekçesi aynen benimsenmiş ayrıca dava konusu olay bakımından yeniden gerekçe yazılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı ... Sigorta A.Ş. ile dava dışı ... Ltd. Şti. arasında 15/02/2014- 2015 tarihleri arasını kapsayan ... numaralı Ticari Paket Sigorta poliçesinin akdediliği, dava dışı sigortalının 2014 yılı Aralık ayı içerisinde davacı sigorta şirketine ihbarda bulunarak sigortalı adreste yapılan kaldırım çalışması sonucunda sık sık elektriklerin kesildiği, davalı kurumlara yapılan müracaata rağmen arızanın giderilemediği, sigortalı iş yerinde bulunan klima, alarm sistemleri ve sair elektrik cihazlarının sık elektrik kesintisi nedeniyle zarar gördüklerinin bildirildiği, davacı sigorta şirketinin yaptırdığı ekspertiz incelemesi sonucunda dava dışı sigortalısına 5.440,44 TL ödeme yaptığı, davacının hasar bedelini ödemesi nedeniyle TTK hükümleri gereği sigortalısının haklarına halef olduğunu belirterek işbu rücuen tazminat davasını açtığı anlaşılmıştır. Davalı ... hasarın ana taşınmazdaki elektrik tesisatından ya da daire içi elektrik sisteminden kaynaklanabileceği gibi elektrik cihazda üretimden kaynaklı ayıplar olabileceğini; davalı ... arızanın hava koşulları nedeniyle meydana geldiğini, diğer davalı ...'ın sorumlu olduğunu, ayrıca kaldırım çalışmasına yönelik olarak ihale kapsamında işin ...A.Ş.' ye verildiğini, zarardan yüklenicinin sorumlu olduğunu savunmuştur.
Öncelikle, hasarı doğuran olayın kaynağı ve sorumluluğun kime ait olduğunun tespiti amacıyla dava dosyası İ.T.Ü. Elektrik Fakültesi Öğretim Üyesi Elektrik Yüksek Mühendisi ... ve İ.T.Ü. Makine Fakültesi Öğretim Üyesi Makine Yüksek Mühendisi ...' den oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir. Bilirkişi kurulunca düzenlenen 25/10/2019 tarihli raporda; hasarın kazı çalışmalarından meydana geldiği, kazı faaliyetleri öncesinde elektrik arızasına ilişkin şikayetlerin olmadığı, ancak kazı çalışmaları birlikte dava dışı sigortalı ve çevredeki esnaflar tarafından şikayet başvurularının yapıldığı, kazı çalışmalarında üç fazdan birinin kesilmesiyle bir faz iletkenin koptuğu, diğer iki fazda gerilimin aşırı yüklendiği, bu durumun üç fazlı kabloya dışarıdan bir müdahale ile arızalandığı anlamına geldiği, bununla birlikte gerilimin mertebesi dikkate alındığında hasarın oluşum nedeninin gerilim dalgalanması veya gerilim artışından kaynaklanmadığı, aksi halde aynı bölgede bulunan ve besleme alanındaki bir çok abonenin daha zarar görmesi gerektiği, ancak böyle bir olayın yaşanmadığı, hasarın kazı çalışmalarında elektrik kablolarına verilen zarardan doğduğu ve bu hasarın yüklenici olarak dava dışı ...Tic. A.Ş. gerçekleştirdiğinden davalı ... ile yapılan ihale de dikkate alınarak dava dışı şirketin sorumlu olduğu, davalıların ise kusursuz oldukları belirtilmiştir. Mahkememizce, bilirkişi raporunda, hasarın kaynağı konusundaki görüşlere ve bilimsel tespitlere itibar edilmiştir. Ancak sorumluluk konusundaki değerlendirmeler hem hukuki mahiyette olduğundan hem de ihale hükümlerinin yanlış yorumlanmasından yerinde görülmeyerek itibar edilmemiştir. Zira, davalı ...' nin dava dışı yüklenici ile yaptığı sözleşmenin, bu sözleşmenin tarafı olmayan ve bu nedenle sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince sözleşmedeki hükümlerin kendisine karşı ileri sürülme imkanı bulunmayan davacıyı bağlayacak şekilde yorumlanması ve kabulü mümkün değildir. Bahse konu sözleşme ancak tarafları arasında iç ilişkide hüküm ve sonuç doğuracaktır. Dolayısıyla, davalı ...' nin davacıya karşı dış ilişkide sorumlu olmadığı yönündeki hukuki tespitler doğru değildir. Hasarın kazı çalışmalarından vuku bulması nedeniyle zarardan davalı ...' nin yasal olarak sorumlu olduğu, ancak davalı ... savunmalarının aksine davalı ...'ın kusuru bulunmadığından sorumlu olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı sigorta şirketi poliçe kapsamında ekspertiz raporundan görüleceği üzere, ... tanzim tarihli ... seri numaralı fatura suretinde gösterilen ... için toplam 4.780,00 TL + 12/01/2015 tanzim tarihli ... seri numaralı fatura suretine göre ... Kesintisiz Güç Kaynakları için toplam 656,84 TL + 13/12/2014 tanzim tarihli fatura suretine göre ...Sitemi için toplam 608,09 TL olmak üzere toplamda 6.044,93 TL hasar bedeli hesapladığı, bu tutardan poliçedeki %10 oranındaki muafiyet hükümleri uyarınca dava dışı sigortalısına neticeten 5.440,44 TL ödemeyi 22/05/2015 tarihinde banka havalesi yoluyla gerçekleştirdiği görülmüştür. Bilirkişi kurulunca düzenlenen 25/10/2019 tarihli raporda, hasar tutarının faturalar nezdinde uygun olduğu, davacı sigorta şirketinin ödeme yaptığı yangın alarm sistemlerine ait cihazın kazı tarihinden önce arızalandığı, dava dışı sigortalı tarafından teknik servis çağrılarak bakım yaptırıldığı, bu cihazın hasarının davaya konu olaydan kaynaklanmadığı, öncesinde arızalı olduğu belirtilmiş, ancak rücuen tazminat miktarından bu cihaz için ödenen bedel mahsup edilmemiştir. Bahse konu ...cihazının kazı çalışmalarından önce arızalı olması ve hasarı doğuran olay kapsamında bulunmaması nedeniyle davalıdan rücusunu istenemeyeceğinden sigorta şirketi tarafından bu cihaz için yapılan ödemenin bilirkişi kurulunca toplam tutardan dışlanarak yeniden hesaplama yapılması gerektiği açıktır. Ne var ki, bilirkişi raporundaki bu eksiklik Mahkememizce ek rapora gerek görülmeksizin giderilmiş, hasar miktarları kadri maruf olduğundan yeniden hesaplama yapılmış (... için 4.780,00 TL + ...Kaynakları için 656,84 TL = toplam 5.436,84 TL, bu tutara %10 muafiyet uygulandığında 5.436,84 TL * %10 = 543,68 TL, muafiyet tenzili mahsup edildiğinde 5.436,84 TL - 543,68 TL = 4.893,16 TL netice tazminat) , talep edilebilecek rücuen tazminat miktarı 4.893,16 TL olarak belirlenmiştir.
Davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalısı arasında geçerli olarak akdedilmiş ticari paket sigorta sözleşmesinin bulunduğu, hasarı doğuran rizikonun poliçe hükümleri kapsamında olduğu, rizikonun ve hasarın, yukarıda değinilen yangın alarm sistemi cihazı hariç, poliçe süresi içinde gerçekleştiği, sigorta şirketinin arızalanan cihazların hasar tazminatını dava dışı sigortalısına ödemekle TTK hükümleri uyarınca sigortalısının haklarına halef olarak rücuen tazminat talep etmeye hakkının olduğu, ancak hasara neden olan kazı çalışmalarında davalı ...' ın sorumluluğu bulunmadığından bu davalı hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, diğer davalı ...' nin ise yukarıdaki hesaplamalar ve gerekçe doğrultusunda hasar tazminatı bedelinden ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-4.893,16 TL' nin ödeme tarihi olan 22/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Davacının, davalı ... A.Ş. yönünden davasının REDDİNE,
3-Kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gereken 427,60 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 92,91 TL'nin mahsubu ile eksik kalan bakiye 334,69 TL harcın davalı ... alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 92,91 peşin harç, 1.400,00 TL bilirkişi ücreti ve 445,80 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.938,71 TL yargılama giderinden davanın kabul red oranına göre hesaplanan 1.743,68 TL'sinin davalı ... alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (4.893,16 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin kabul edilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 4.893,16 TL vekalet ücretinin davalı ... alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalılar ... ve ... A.Ş. yargılama sırasında kendilerini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2. ve 13/2. maddeleri uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin reddedilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 547,28 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
7-HMK' nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekillerinin yokluğunda HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/10/2024

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

UYAP Entegrasyonu