T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2024/572 Esas
KARAR NO : 2024/627
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 04/10/2024
KARAR TARİHİ : 16/10/2024
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde; davacı, terkin edilen ve ihyasını talep ... ... isimli şirketin sahibi ve müdürü olduğunu, şirketin İstanbul'da ... ticaret sicil numarası ile 07.12.2023 tarihinde tescil edildiğini, adresinin; ... Mah. Şehit İsmet armağan sok. ... Apt. No: ... İç Kapı No: ... İstanbul olduğunu, Türk Ticaret Kanunu'nun ilgili hükümleri gereğince 28.12.2023 tarihinde re'sen terkin edildiğini, şirketin tüzel kişiliğinin, ticaret sicilinden silinme ile sona ereceğini, tüzel kişiliğin sona ermesi için de tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerektiğini, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulünün mümkün olmadığını, iş bu davada şirketin tasfiye dışında kalmış İstanbul ili ... ilçesi ... Mah. ... ada ... parsel 2 nolu bağımsız bölüm ve İstanbul ili ... ilçesi ... Mah. ... ada ... parsel 3 nolu bağımsız bölüm iki adet taşınmaz mal varlığı olduğundan usulsüz olarak tasfiye edildiğini beyan ederek 28.12.2023 tarihinde re'sen terkin olunan ... ... ( Vergi No : ... )'ın ihyası ile yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ihyası talep edilen tacirin, gerçek kişi olması nedeniyle davacının hukuki yararının bulunmadığını, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde; davalı ...'nün, TTK. m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını beyan ederek; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Her ne kadar davacı tarafça dava dilekçesinde davalı olarak ... olarak gösterilmiş ise de; davacı vekilinin hatasının maddi hata olarak mahkememizce kabul edildiği, nitekim cevap dilekçesinin ... vekilince verilmiş olduğu da anlaşılmakla davalı ... Odası silinerek ... Uyap sistemine kaydedilmiştir.
...'ne yazılan müzekkereye cevap verildiği, verilen cevapta ... ... Tekstil'in tüm sicil kaydının gönderilmiş olduğu, kayıtların tetkikinde firmanın son tescilini 28/12/2023 tarihinde yaptırdığı, ticareti terk ettiğinin 28/12/2023 tarihinde tescil edildiğinin bildirildiği anlaşıldı.
Dava, şirket ihyası istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK'nın 547. maddesi, ek tasfiye başlığı altında; "(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir" düzenlemesini getirmiştir.
TTK hükümleri uyarınca ortaklar kurulunun tasfiye kararı alması, atanan tasfiye memurları tarafından yapılan işlemler sonucu tasfiye sonu bilançosu açıklanarak sicilden şirketin terkin edilmesine yönelik davalarda, husumet ticaret sicil memurluğu ile son tasfiye memurlarına yöneltilir. Bu tip davalarda ticaret sicil memurluğu yasal hasım olup, aleyhine yargılama giderine hükmedilemez. Her halükarda TTK'nın 547/2. maddesine göre şirketin ihyasına karar verilirse ek tasfiye memuru atanır. Karar tescil ve ilan edilir. Şirket ihyası, hangi konuda talepte bulunulmuşsa o olayla sınırlı olmak üzere yapılır. Yapılacak işlem kalmadıktan sonra şirket tekrar terkin edilir. Bu nedenle infazda tereddüt oluşturmamak için hüküm fıkrasında hangi konuda ihya kararı verildiğinin açıkça belirtilmesi gerekir.
Taraf ehliyeti, 6100 sayılı HMK'nın 50. maddesinde açıkça düzenlenmiş olup, bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Taraf ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki TMK'nın 8. maddesinde düzenlenen medeni haklardan yararlanma (hâk) ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Davacının, gerçek kişi ise sağ olması, tüzel kişi ise tüzel kişiliğinin bulunması taraf ehliyetiyle ilgili olup, 6100 sayılı HMK'nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartlarındandır. Dava şartlarının varlığının yargılamanın her aşamasında aranması gerekir. HMK'nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı noksanlığı halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir. Bilindiği üzere ticaret ortaklıklarının tüzel kişiliği, ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişinin, tüzel kişiliğinin sona ermesi durumunda taraf ehliyeti de son bulur.
TTK'nın 547. maddesi ve geçici 7. maddesi uyarınca ihyasına karar verilmesi söz konusu olan tacir gerçek kişi tacir değil, ticaret şirketleridir. Yani, ihya talebi sadece ticaret şirketleri ve kooperatifler hakkında istenebilir. Çünkü, ticaret sicilinden terkin edilen şirketin taraf ehliyeti sona erer. Hukuki yararı bulunanlar, şirketin sicil kaydının ihyasını talep edebilirler. Gerçek kişi tacirler ise, ticari işletmelerini ticaret siciline tescil ettirmek zorundadır. Gerçek kişi tacirin ticaret sicilinden işletme kaydını ve dolayısıyla tacir kaydını terkin ettirmiş olması, gerçek kişi tacirin taraf ehliyetini ortadan kaldırmayacağından, gerçek kişi tacirin ticaret kaydının ihyası talep edilemez. Gerçek kişi tacirle ilgili olarak TTK'nın 547 ve geçici 7. maddelerinde, ticari işletme kaydının ihyası kurumuna yer verilmemiştir. Gerçek kişi tacir için ihya talebinde bulunulamayacağından, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı anlaşılmakla davanın hukuki yarara ilişkin dava şartı noksanlığından HMK'nın 114/1-h ve 115/2 madde hükümleri uyarınca usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davacının davasının hukuki menfaat yokluğu nedeniyle HMK'nın 114/1-h ve 115/2 madde hükümleri uyarınca usulden reddine,
2-Yeterince harç alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 30.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu ( ... Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/10/2024
Başkan ...
¸e-imzalıdır
Üye ...
¸e-imzalıdır
Üye ...
¸e-imzalıdır
Katip ...
¸e-imzalıdır
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!