WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTANBUL 14. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2024/53 Esas
KARAR NO : 2024/655
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/01/2024
KARAR TARİHİ : 14/10/2024

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davalının araç kiralama işi yaptığını, müvekkili dolandıran ve 50.000.000,00-TL'lik vurgun yapan ... ...'ın araç kiralamak istediğini ve sözde alacaklı olan şahsı tanıdığını beyan ettiğini, bunun üzerine müvekkili ile ... ...'ın araç kiralama sahibi davalının yanına ittiğini, aracı müvekkilinin de kullanabilmesi adına bu sözleşmeyi imzalamasının şart olduğunu, aksi takdirde kullanamayacağının davalının beyan ettiğini, bunun üzerine sözleşme gibi görünen ve ardından yırtılarak tek başına kullanılabilecek bir senet haline getirdiğini, senet üzerinde ne tanzim tarihinin, ne de alacak kaleminin olmadığını, bahse konu kısımların doldurularak davacı müvekkilinin mağduriyetlerine bir yenisi daha eklediğini, icra takibinin başlatılığı gün vurgun yapan ... ...'ın sırra kadem bastığını ve sözde araç kiralama şirketinin aracıyla ortalıktan kaybolduğunu, ... ...'ın ortalıkta görünmediği tarih anında bu kötü niyetli takip başlatıldığını ve yürütüldüğünü, bahse konu senedin teknik incelemeler yapılarak fark edilecek hususları bir sözleşmeden ayrılarak pencere sözleşme haline getirilmesi olduğunu, yapılan bu eylemin TCK. m. 209 gereğince açığa imzayı kötüye kullanma suçunu oluşturduğunu, taraflar arasındaki muhataplığın sadece araç kiralamaya ilişkin olduğunu ve ilgili dönemlerde araç kiralayan ... ...'ın ödemeler yaptığını, bahse konu borcu meydana getirecek herhangi bir fiil bulunmadığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile müvekkilinin takibe konu senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini, davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep edilmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; takibe konu senedin kambiyo senedi niteliğine haiz olup bu hususun sabit olduğunu, bu nedenle kambiyo senedinin kayıtsız şartsız borç ikrarı içerdiğini, kambiyo senedindeki imzanın davacıya ait olduğunun ortada olduğunu ve davacının imzayı inkar etmediğini, davacının senette avalist olarak yer aldığını, aval veren davacının müvekkili ile keşideci dava dışı ... ... arasındaki ilişkiden kaynaklanan defileri sürerek sorumluluktan kurtulabilmesinin mümkün olmadığını, davacının tamamen şifahi nitelikte ve hatta iftira suçuna vücut veren iddialar dışında, bu iddiasını yazılı olarak ispat etmekten uzak olduğunu, senedin kambiyo senedi niteliğinde olduğu göz önüne alındığında ispat yükünün davacının üzerinde olduğunun açık olduğunu, davacı tarafından soyut iddialar dışında dosyaya borcun ödendiğine yönelik bir belge sunulamadığından öncelikle bu sebeple ispatlanamayan davanın reddinin gerektiğini, ... ... isimli senedin keşidecisi olan şahsın davacının eski iş ortağı olup aynı zamanda eski SGK'lı çalışanı olduğunu, davacı ile ... ...'ın uzun yıllar iş ortaklığı yaptıklarını ve beraber çalıştıklarını, davacının iş ortağı olduğu sırada ... ... isimli şahısla birlikte imzaladığı ve müvekkiline teslim ettiği bir senede ilişkin borçtan kurtulabilmek adına ... ... isimli şahsın dolandırıcı olduğunu ileri sürerek kötü niyetli bir şekilde borçtan kurtulmaya çalıştığını, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili 14/10/2024 tarihli celsede;
"Davalı vekilinden dava konusu senet ile ilintili veya onun teminatı olduğu kira sözleşmesi bulunup bulunmadığı soruldu: ... ... ile akdedilen araç kiralama sözleşmesi mevcuttur, davacı ... ...'ın ortağıdır, araç kiralama sözleşmesine konu araç ... ... tarafından çalınmıştır, çalınan aracın bedeli ile ilgili davaya konu senet sonradan düzenlenmiştir, bu senette davacı avalist konumundadır, senedin bedeli aracın bedeli kadardır, davacı avalist konumunda olduğu için huzurdaki davada bu sözleşmeye ilişkin defiileri ileri süremez, yalnızca şekle ilişkin itirazları ileri sürebilir dedi.
Bahsi geçen araç kiralama sözleşmesinde davacının herhangi bir sıfatla imzasının bulunup bulunmadığı davalı vekilinden soruldu: Bu sözleşmede davacının kefil sıfatıyla imzası bulunmaktadır dedi." şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
Mahkememizce ... İcra Müdürlüğünün 2023/... Esas sayılı dosyasının UYAP çıktılarının alınarak, dosyamızın içerisine alındığı, ... Cumhuriyet Başsavcılığı nun 2023/... soruşturma sayılı dosyası sureti celp edilerek dosya kapsamına alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacı aleyhine ... İcra Dairesinin 2023/... Esas sayılı takip dosyasında senet alacağından kaynaklanan 1.000.000,00-TL asıl alacak olmak üzere takip yapıldığı, ödeme emrinin 15/02/2023 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, açığa imzanın kötüye kullanımı kapsamında senede ilişkin menfi tespit talebine yöneliktir.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115. madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
6100 Sayılı HMK'nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Somut olayda davacı, dava konusu senedin araç kiralama sözleşmesinin teminatı olarak alındığını ancak kötüye kullanıldığını, oysa bahse konu borcu meydana getirecek herhangi bir fiil bulunmadığını ileri sürmüş davalı ise bu iddiayı inkar etmekle beraber 14/10/2024 tarihli duruşmada kira sözleşmesinin varlığını, davacının sözleşmede kefil sıfatı bulunduğunu, senedin kira sözleşmesi ile ilintili olduğunu kabul etmiştir. Dava bono niteliğindeki kıymetli evraktan kaynaklansa da taraflar arasındaki temel ilişki kira sözleşmesine ilişkin olup bu durumda tarafların tacir olup olmamasının veya bononun TTK'da düzenlenmesinin bir anlamı kalmamaktadır. Uyuşmazlığın kira ilişkisinden doğduğu iki tarafın da kabulünde olmakla davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesindedir. Açıklanan gerekçelerle görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK'nın 20. maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılacağına, keyfiyetin taraflara tebliğen ihtarına,
3-HMK'nın 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Süresinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde bakiye gider avansının da görevli mahkemeye aktarılmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK'nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ... Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.14/10/2024

Katip ... Hakim ...
e-imzalıdır e-imzalıdır

UYAP Entegrasyonu