T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2018/992 Esas
KARAR NO :2024/702
DAVA:Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/10/2018
KARAR TARİHİ:10/10/2024
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Dava dilekçemiz kapsamını aynen yineliyoruz, davalı, vekiledenim şirket bünyesinde Ocak 2016 tarihinden beri çalışmaktadır ve bugüne kadar tüm maaş ve alacaklarını almıştır. Davalı ... 1.Noterliği'nin ... yevmiye nolu kararı ile vekiledenimin ...'da ki işletmelerin temsiline ve yönetime getirilmiştir. Ancak, daha sonra kendisine verilen yetkiyi gerektiği gibi kullanmadığı düşünülerek, düşen çalışma performansı nedeniyle 07.09.2018 tarihinde işten çıkışının yapılacağını ve hakedişi olan ücret tazminat alacaklarının da tarafına ödeneceği bildirilmiştir. İşten çıkarılacağını öğrenen davalı şirket hesabından sponsor ödemesi olarak gelen 500.000-TL'yi kendi hesabına aktarmış, şirketi kasten ve bilerek zarara uğratmıştır ve bir daha işe gelmemiştir. Davalı ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ... Soruşturma sayılı dosyasında parayı şirket hesabından kendi hesabına aktardığını ikrar etmiş, ancak parayı halen müvekkil şirkete iade etmemiştir. Haksız olarak şirket hesabından kendi hesabına transfer yaptığı 500.000-TL'nin 09.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte uğradığı zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ediyoruz dediler.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Bizde cevap dilekçemiz kapsamını aynen yineliyoruz, öncelikle davalı şirket şubesi müvekkilimin bizzat işlettiği barlar, davalının ikametgahı ve ceza soruşturması ...'da olduğundan usul ekonomisi açısından ... Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili olduğu hususunda karar verilmesini talep ediyoruz. Esasa ilişkin olarakta; Vekiledenim ..., davacı şirketin tek ortağı ... ...'le 10 yıldır tanışmaktadır. Yaklaşık olarak 3 yıl önce müvekkilimiz ...'nin işletmecisi iken, ... ...'in kendi arkadaşlarınında yanında olduğu toplantıda, müvekkilimize ortaklık teklif ederek ... 'da gerçekleştirmek istediği plan ve projesinden bahsetmiştir. ..., ... içerisinde bir bar açarak daha sonra açmış olduğu bu barı markalaştırarak ülke geneline yaymak ve bir çok zincir kurmak istediğini, markalaşma ve zincir eğlence merkezlerinde vekiledenimiz ile ortak olarak çalışmak istediğini beyan etmiştir. Müvekkilimizde ...'in açılacak işletmelere ortaklık teklifini kabul etmesi üzerine, eşi ve iki çocuğu ile birlikte ...'a taşınmıştır. Yaklaşık 2 yıl önce de ... ilçesi ... mahallesinde mülkiyeti ...'e ait ve davacı kendi şirketine kiralanan ... ... isimli bar müvekkilimiz tarafından açılarak faaliyete geçirilmiştir. ..., tek ortaklı sahip olduğu davacı şirkette de zaman içinde müvekkilimize ortaklık vereceğini, ancak bu zaman zarfında şirketteki tüm yetkilerin müvekkilimizde olmasını ve imza yetkisinin müvekkilimize verilmesini istemiştir. Bu nedenle ...'da ki şirket şubesinin müdür olarak müvekkilimiz atanmış ve tüm yetkileri düzenlenmiştir. Ayrıca bu zaman zarfında İstanbul ilinde de bir sanat galerisi ve bir gece kulubü ve bir kabarenin kurulumunda da tüm işleri vekiledenim üstlenmiştir. Bununla birlikte yine mülkiyeti ...'e ait ve tek ortaklı şirketine kiraladığı bar olacak ikinci dükkanın inşaatının tüm kurulum ve danışmanlık hizmetlerini de müvekkilimiz yerine getirmiştir. ... müvekkilimizin bar işletmeciliğinden ve sponsorluktan gelen paraların, yüzde olarak bizzat ... tarafından hesaplanan alacaklarını ilk gelecek sponsorluk paralarından ödenmesini bizzat ...'in kendisi vekiledenime söylemiştir. İki yıllık süreçte müvekkilimizin çalıştığı işletmeler ve sponsorluk anlaşmalarından yüzdelik hakedişi ...'in akrabası ve ayrıca şirketin mali işler sorumlusu ile hesaplanmış ve 500.000-TL olduğu ortaya çıkmıştır. Ancak sonrasında ... vekiledenimin bu alacaklarını ödememek için bir süredir vekiledenimin performansından memnun kalmadığını ve vekiledenimin işten çıkarılacağını anlayınca da sponsorluktan gelen parayı çektiğini iddia etmiştir. Davacı şirketin tek ortağı olan ...'in iş bu iddiasının gerçek dışı olduğu, o tarihten sadece 10 gün önce vekiledenimizin şirketi temsil ve ilzama yetkili şirket müdürü olarak imza sirküsünün ... tarafından yenilenmesi durumu ile açıkça ortadadır. Aksine ..., müvekkilimin iki yıl zarfında oluşan ve kendi akrabası ile birlikte hesaplanan alacaklarını gelen ilk sponsorluk parasından almasını istemiştir. Müvekkilimde ...'im bilgi ve isteği doğrultusunda sponsorluktan gelen 590.000-TL'nin müvekkilimizin iki yılda oluşan ve şirketin mali işleri ile ilgilenen ...'in de bizzat akrabası olan ... tarafından hesaplanan 500.000-TL'sinin şirketi temsil ve ilzama yetkili tek kişi olarak vekiledenim kendi hakedişi olarak çekmiştir. Şirket hesabına defalarca sponsor paraları yatırılmıştır, müvekkilimin ...'in bilgi ve onayı olmadan para alma / çekme niyeti olsaydı bunu daha önce yatan sponsorluk paralarından da çekebilirdi. Davacı vekiledenimi oyuna getirerek hakkında suç duyurusunda bulunmuştur, öncelikle ceza soruşturmasının / açılabilecek ceza davasının kesinleşmesinin iş bu dava için bekletici mesele yapılmasını talep ediyoruz, vekiledenime iftira niteliğinde açılan iş bu dava ve ceza davası sonucunun maddi ve manevi tazminat haklarımız saklı kalmak kaydıyla davanın reddine karar verilmesini talep ediyoruz, Cumhuriyet savcılığı soruşturmasının bekletici mesele yapılmasını talep ediyoruz dediler.
DELİLLER
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; davacı şirkete ait hesap ve hareket dökümleri, davalıya ait hesap hareketleri, ... CBS nin ... soruşturma sayılı dosyası, ticari defter ve kayıtları sureti, davacı şirkete ait işyeri ve SGK kayıtları sureti, tanık, bilirkişi raporu, yemin delile dayanmışlardır.
TANIK ... TALİMAT YOLUYLA ALINAN BEYANINDA: Ben davalı ile emlakçılık yaptığım dönemde tanışmıştım, sonrasında da kişisel olarak görüşmeye devam edip arkadaşlık kurdum, bildiğim kadarıyla ... ilçesinde bulunan ... isimli eğlence mekanının iki ortağından birisi davalıydı, diğeri de bildiğim kadarıyla ... isimli kişiydi, ben taraflar arasındaki ortaklık ilişkisini ve şirket işleyişini net olarak bilmiyorum, birgün ben davalıyı ve ...'in kuzeni olarak bildiğim ... isimli şahsı dışarıda gördüm, sohbet ediyorlardı, ertesi gün de davalının duyduğum kadarıyla sponsorluk ile alakalı bir parayı üzerine geçirdiğini duydum, kendisine bir gün önce ortağı ile arasının iyi olduğunu, bir gün de ne olduğunu davalıya sordum, o da bana ortaklıklarını sona erdirdiklerini söyledi, benim davaya ilişkin tüm bilgim ve görgüm bundan ibarettir, tanıklık yaptığım için ücret talep etmiyorum, şeklinde beyanda bulunmuştur.
TANIK ... TALİMAT YOLUYLA ALINAN BEYANINDA: Ben, davacı şirket yetkilisi ...'in kuzeniyim. Mali danışmanlığını yapıyorum. Dava konusu edilen 500.000 TL ve + 90.000 TL KDV olmak üzere toplam 590.000 TL'lik bedel, 09/07/2018 tarihinde davacı şirketin hesabına yatırıldı. Şirket hesaplarının hareketleri cep telefonuma mesaj olarak gelmektedir. Gelen mesajda 590.000 TL'nin yattığını gördüm. 5-10 dk sonra bunun 500.000 TL'sinin davalı ... hesabına aktarıldığını yine cep telefonumdan banka hesabına girince gördüm. Bu transferden 2 gün önce, davacı şirket yetkilisi ..., davalıya, performansından memnun olmadığını bu nedenle işten ayrılmasını söyledi. 2 gün sonra da, 500.000 TL'yi kendi hesabına transfer edince, ben davalıyla buluştum. Bu yaptığının yanlış olduğunu, parayı iade etmesini söyledim. O da bana, bu paranın kendi hakkı olduğunu, emeğinin olduğunu, dükkanların açılışını organize ettiğini, parayı iade etmeyeceğini söyledi. Oysa, davalının, davacı şirketten herhangi bir alacağı yoktur. Maaşını ve tüm ödemelerini zamanında almıştı. Davalı, şirket müdürü olarak görevli olduğundan, davacı şirketin yetkilisi ..., ona banka erişim izinlerini vermiştir. Bu şekilde parayı transfer etmiştir, şeklinde beyanda bulunmuştur.
DAVACI TANIĞI ... TALİMAT YOLUYLA ALINAN BEYANINDA: Ben ... Gıda Pazarlama A.Ş.'de 2003 Mayıs ayından beri çalışmaktayım. Davacı şirket ... ... (... Gıda Pazarlama A.Ş.) müşterisidir. ... şirket ile ... arasında şarap satın alma sözleşmesi yapmıştır. Bu sözleşmeye istinaden davacı şirkete ... ... firması 500.000,00-TL ödeme yapacaktır. Yapılan sözleşme ... ve ... ... ile de görüşülmüş olup, Haziran 2018 tarihinde ödemenin yapılması gerekiyordu. Ancak ... ... firması ödemeyi Temmuz ayına almıştır. Bu sürede ..., ...'in kuzeni ... beyi sürekli arayıp ödemeyi sorduğunu söylemiştir. Buna göre ödemenin ne zaman yapılacağının bilgisini bizden talep etmiştir. İlk ödeme tarihi olarak 02/07/2018 tarihini söylememize karşılık ödeme yanlış hatırlamıyorsam 09/07/2018 günü yapılabilmiştir. Ödeme sonrası akşam ... bey arayarak telefon ile ... beyin hesaplardan parayı çektiği bilgisini bizim şirkete (... Gıda'ya) vermiştir. Benim dava dilekçesinde iddia olunan hususla ilgili tek bilgim budur. Davalı ...'in ... Halkla İlişkiler... Ltd. Şti.'ne şirket hesabından kendi hesabına para geçirerek zararlandırıcı işlem yapması olayı bildiğim kadarıyla budur. Bunun dışındaki bir olay hakkında benim bilgim yoktur. Bu konuda savcılığa da suç duyurusunda bulunulduğunu ve orada da soruşturma yapıldığını duydum. Cevap dilekçesinde belirtilen ve ...'in de bizzat akrabası olan ... tarafından hesaplanan 500.000,0-TLnin temsil ve ilzama yetkilisi olan tek yetkili kişisi olarak davalının kendi hak edişi olarak çektiği yönündeki beyanlar hakkında ve cevap dilekçesindeki diğer hususlar bakımından benim bir bilgim yoktur. Bu tarafların kendi iç ilişkisi ve işleyişidir. Bildiğim tek konu yukarıdaki husustur. Davalının bahsetmiş olduğum parayı 2 yıllık hak ediş bedeli olarak aldığı hususunda bilgim yoktur. Benim yukarıda bahsetmiş olduğum para ayrıntısı ile de açıkladığım üzere satış anlaşmasına istinaden ödenen paradır. Bunun davalı ile ... arasındaki sponsorluk ile bir ilgisi var mı bilemiyorum, şeklinde beyanda bulunmuştur.
DAVALI TANIĞI ... TALİMAT YOLUYLA ALINAN BEYANINDA; Ben davacı şirkette 2013-2018 yılı arasında Ses Mühendisi olarak çalıştım, davaya konu olan işle ilgili çalışma ise ...'daki bir gece kulübünün müzik direktörü olmamdır, tarafların sözlü olarak anlaştığını hatırlıyorum, davacı şirketin sahibi ...'i davalı ...'dan daha uzun tanırım, ...'daki gece kulübünün İstanbul'da şubeleri açıldı. Davalı ... 'da bu gece kulüplerinin Müdürü olarak görev yapıyordu, davacı şirkette ... 'un bir hissesi yoktu ancak davacı şirketle yapılan anlaşmaları gereği gece kulüplerinde Müdürlük yapıyordu, şirket sahibi ... davalının ...'daki gece kulübünden kardan yüzde aldığı halde İstanbul'daki gece kulüplerinden de yüzde istediğinden bahsederek davalıdan serzenişlerini dile getiriyordu, anladığım kadarıyla tarafların sabit maaş dışında elde edilen gelirlerin belli bir yüzdenin davalıya ödenmesi de sözkonusuydu, ancak İstanbul'daki kulüpler için bu konuda bir anlaşmaya vardılar mı bilmiyorum, bu konuda davacı şirketin tüm işlemlerini yapabilmek için davalıya geniş yetkili bir vekaletname verilmişti, şirketin banka hesaplarını davalı açmıştı, bu sebeple bu hesaplara ulaşabiliyordu, gece kulüplerinde çalışanların maaşlarının ödeme işlemlerini, sponsorluk anlaşmalarını, çalışanların giyiminden tutun tüm organizasyonları, firma ödemelerini davalı yerine getiriyordu, bende maaşımı ...'un yaptığı işlemlerle alıyordum, taraflar anlaşmalarını yazılı bir sözleşmeye bağladılar mı bilmiyorum, davalının dava dışı ... ... ile yapmış olduğu toplantıda hazır bulunmadım, 500.000,00 TL paranın şirket hesabından aktarılmasını bir gün sonra şirket sahibi ...'in beni aramasıyla öğrendim, bunu öğrendikten sonra ... ile görüşmem oldu, kendisine davalı ile görüşüp aralarını bulabileceğimi söyledim, bir gün sonra da davalı ile görüştüm, uzlaşmaya varma ihtimali doğdu, davalı bana kendisi hakkında asılsız iddialarda bulunulmamasını rica etti, paraya dokunmadığını, bir gün sonra tekrar iade edebileceğini söyledi, bunun üzerine ... ile görüştüm, ... bana ... ile uzlaşmak istemediğini söyledi, davalı bana uzlaşmayı kabul ederken tekrar bir araya gelinsin, bana verilen sözlere göre hesap yapılsın, benim alacağım verildikten sonra kalan bir kısım olursa onu iade ederim, eğer alacağım daha fazla çıkacak ise onlar bana ödeme yapar dedi bende bunu ...'e ilettim, ancak uzlaşma sağlanamayıp sözkonusu dava açıldı. Davalının ismi davacı şirketin kartlarında dahi ''Partner'' diye yazılıdır, benimde bulunduğum ortamlarda ... üçüncü kişilere davalıdan için o da şirketin ortağıdır şeklinde beyanatlarda bulundu, benim de şirketten olan alacağım da ihtilaf olunca benim de işten davalıdan bir gün önce çıkarttılar, Benim görgüm bundan ibarettir, tanıklık yaptığım için ücret talebim yoktur, şeklinde beyanda bulunmuştur.
Celbedilerek incelenen .... Asliye Ceza Mahkemesinin ... Esas ve ... Karar sayılı dosyası kapsamına göre; müştekinin davacı şirket, sanığın davalı, sanığa yüklenen suçun Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma olduğu, mahkemece yapılan yargılama sonucunda özetle; Sanığın hazırlık ve yargılama boyunca birbirleri ile tutarlı beyanları, tanık anlatımları, ayrıca 21/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda da sanığın katılan şirketten 2018 yılı defter kayıtlarına göre sanığın iddianameye konu meblağ kadar alacağının bulunduğunun ve bu durumun şirket defterlerinde açık bir şekilde belirtildiği nazara alındığında, sanığın atılı suçu işlediği hususunda somut, inandırıcı mahkumiyete yetecek derecede kesin tarafsız ve tartışmasız delillerin elde edilemediği gerekçesiyle beraatine karar verildiği, kararın kesinleştiği görülmüştür.
.... Asliye Ceza Mahkemesinin ... Esas ve ... Karar sayılı dosyası kapsamına bulunan 21.06.2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; “Sanık tarafından, müşteki şirket hesabına gelen 590.000,00TL'lik sponsorluk anlaşma bedelinden 500.000,00TL'yi kendi hesabına göndermiş olduğu, şirket kayıtlarında göre, müştekinin bu tutarda alacaklı olduğu ve 2018 yılı defter kayıtlarında bu alacak tutarının yer almakta olduğu...” hususlarının tespit ve rapor edildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı şirket müdürünün şirketi bilerek ve kasten zarara uğratması sebebiyle TTK 553/1 maddesine dayalı sorumluluk davasıdır.
Davacı yan; davalının, davacı şirketin ... şubesi olan ... Halkla İlişkiler (...) Ltd.Şti'nin ... 2 Nolu Şubesinin müdürü olduğunu, performans düşüklüğü nedeniyle olay tarihinden önce işten çıkarıldığını, işten çıkarılacağını öğrenen davalının, şirket hesabından sponsor ödemesi olarak gelen 500.000-TL'yi haksız olarak kendi hesabına aktardığını ileri 500.000-TL'nin 09.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte tahsilini talep etmiş, davalı yan ise; ...'in davacı şirketin tek ortağı olduğunu, kendisine ... şirkte şubesinde ortaklık teklif ettiğini ve imza yetkisinin davalıya devredildiğini, davacı şirketten, şirketin çalıştığı işletmeler ve sponsorluk anlaşmalarından kaynaklanan alacağının bulunduğunu, ...'in iki yıl zarfında oluşan alacaklarını gelen ilk sponsorluk parasından almasını istediğini, dava konusu bu tutarı ...'in bilgisi dahilinde kendi hesabına aktardığını savunmuştur.
Somut olayda çekişme konuları; davalının davacı şirketten sponsorluk anlaşmaları kapsamında bir alacağının bulunup bulunmadığı, var ise tahsil edilen tutarın bu kapsamda ve davalı şirket tek ortağı ...'in bilgisi dahilinde davalı tarafından kendi hesabına aktarılıp aktarılmadığı noktalarında toplanmaktadır.
İspat kuralına ilişkin ...m.6 hükmüne göre: "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür". HMK.m.190/1 hükmüne göre: "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağianan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir". Bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. Dolayısıyla anılan hükümler uyarınca davalının, dava konusu tutarın hesabına geçerilmesi hususunda davacının onayının bulunduğunu geçerli delillerle ispat etmesi gerektiği açıktır. Davalının davacı şirktetten maaşı dışında komisyon aldığını, bu hususta taraflar arasında sözlü bir sözleşmenin bulunduğunu ileri sürdüğü, bu hususun ispatında tanık deliline dayandığı görülmüş olup, taraf tanıklarının birbiri ile çelişen anlatımlarının hükme elverişli olmadığı sonucuna varılmıştır. Öte yandan tarafların uzun zamandır birlikte çalıştıkları dikkate alındığında davalıya komisyon ve/veya fiili ortaklık payı adı altında yapılmış ödemelere ilişkin bir delilin dosyaya yansımadığı görülmüştür.
.... Asliye Ceza Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyası kapsamında davacı şirket kayıtları incelenerek bilirkişi raporu tanzim edildiği için bu rapor hükme esas alınmış, yeni bir inceleme yapılması cihetine gidilmemiştir. Her ne kadar .... Asliye Ceza Mahkemesinin ... Esas ... Karar sayılı kararında bilirkişi raporu yanılgılı değerlendirilerek davalının Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma suçundan somut, inandırıcı mahkumiyete yetecek derecede kesin tarafsız ve tartışmasız delillerin elde edilemediği gerekçesiyle beraatine karar verildiği görülmüş ise de; gerekçeli kararda dayanılan 21.06.2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; “Sanık tarafından, müşteki şirket hesabına gelen 590.000,00TL'lik sponsorluk anlaşma bedelinden 500.000,00TL'yi kendi hesabına göndermiş olduğu, şirket kayıtlarında göre, müştekinin bu tutarda alacaklı olduğu ve 2018 yılı defter kayıtlarında bu alacak tutarının yer almakta olduğu...” hususları tespit ve rapor edilmiş olup, davalının bu tutarı kendi hesabına şirket ortağı ile aralarındaki sözlü anlaşmaya binaen aktardığı savunmasının yasal deliller ile kanıtlanamaması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan taraf delilleri, hükme elverişli bulunan 21.06.2022 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile tüm yargılama dosyası kapsamına göre, yukarıda değinilen hukuksal durum ve somut olayın birlikte değerlendirilmesi sonucunda; davalının davacı şirketin ... şubesi olan ... Halkla İlişkiler (...) Ltd.Şti'nin ... 2 Nolu Şubesinin müdürü olduğu, şirket hesabına gelen dava konusu tutarı kendi hesabına aktararak şirketi zarara uğrattığı anlaşıldığından davanın kabulüne, 500.000,00 TL nin 09/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜNE, 500.000,00 TL nin 09/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 34.155,00-TL harçtan peşin alınan 8.538,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 25.596,25-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 35,90 -TL başvurma harcı, 8.538,75-TL peşin harç, 5,20 -TL vekalet harcı, 59,10 -TL tedbir talebi harcı, 981,88 -TL tebligat/ posta gideri, olmak üzere toplam 9.620,23 -TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 79.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.... 10/10/2024
Başkan ...
e-imzalıdır
Üye ...
e-imzalıdır
Üye ...
e-imzalıdır
Katip ...
e-imzalıdır
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!