WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTANBUL 10. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/838 Esas
KARAR NO 2024/731

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/12/2023
KARAR TARİHİ:23/10/2024

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
ASIL DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar ve davacı arasında 30/01/2023 tarihinde akdedilen “... Franchise Sözleşmesi” ile tesis edilen ticari ilişki çerçevesinde, davalılara davacının tüm haklarını tekelinde bulundurduğu “...” markasının ve ... ... İşletim Sistemi’nin tarafınızca Sözleşme içerisinde belirlenen şartlar çerçevesinde kullanımına izin verildiğini, sözleşme’nin “Sözleşme Konusu, Kapsamı ve Süresi” başlıklı 3. maddesi uyarınca; sözleşme imza tarihi itibari ile yürürlüğe girecek olup 5 yıl süre ile geçerli olacağı hususunda mutabık kalındığını, fakat tarafınızca sözleşme, sözleşme’ye aykırı birçok harekette bulunmak kaydıyla ihlal edildiğini ve ardından .... Noterliği’nin 11.10.2023 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesi tamamen haksız bir biçimde feshedildiğini, bu kapsamda davacının birçok açıdan zarara uğramış olup, davalıların bilinçli olarak yapılan bu sözleşmeye aykırılıklar ile ilgili davacı zararlarını tazmin yükümlülüğünü bulunmakta olup işbu dava ile davacının sözleşmeden kaynaklanan cezai şart alacağının talep edilmesi zaruriyetinin doğduğunu, Mahkememizin davaya bakmakla görevli ve yetkili olduğunu, Franchise (veya franchising), bir sistem ve markanın imtiyaz hakkı sahibinin, belirli süre, koşul ve sınırlar içinde, işin yönetim ve organizasyonuna ilişkin sürekli disiplin ve destek sağlayarak, belirli bir bedel karşılığında, bağımsız yatırımcılara sistem ve markasını kullandırmasına dayanan, uzun vadeli ve sürekli bir iş ilişkisi olduğunu, her ne kadar yargı uygulamasında tescilli markalara ilişkin franchise sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların ise Fikri ve Sınai Haklar Mahkemeleri görevli olsa da; Franchise sözleşmesinin feshinden kaynaklanan tazminat ve cezai şart gibi genel taleplerle ilgili olan uyuşmazlıklarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, Yargıtay güncel kararlarının bu yönde olduğunu, davalılar ... ve ...'ın bir adi ortaklık kurmak suretiyle davacı ile Franchise Sözleşmesi imzalamış olup, bu kapsamda adi ortaklığın tüzel kişiliği haiz olmaması nedeniyle davanın doğrudan kendilerine yöneltilmesi gerekliliğinin doğduğunu, taraflar arasındaki Sözleşme'nin 31.1. Maddesinde Mahkemenin yazılı olarak yetkili mahkeme olarak belirlendiğini, kaldı ki; yetki sözleşmesi bulunmasa dahi, Franchise Sözleşmesi'ne konu olan ve işbu Sözleşme'nin de uygulama alanını bulunduğu işyerinin Mahkememiz yetki sınırları içerisinde olduğunu, Arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşmanın sağlanamadığını, davalıların taraflar arasındaki sözleşme devam ederken ve sona erdiğinde sözleşme içerisinde yer alan neredeyse her yükümlülüğün ihlalini gerçekleştirdiğini, bu kapsamda sözleşme içerisinde yer verilen cezai şartın talep edilmesinin koşullarının oluştuğunu, davacı ...'ın, ülkemizin önde gelen saç uzmanlarından biri olmakla beraber bu alanda ilklerin de öncüsü olduğunu, "..." adlı saç tasarım markasının da kurucusu olduğunu, davalı tarafların ise ilgili yerde uzun yıllar çalıştığını, 30/01/2023 tarihi itibariyle ise davacı ile adi ortaklıkları arasında Franchise Sözleşmesi imzalayarak ticari iş ilişkisi kurduklarını, işbu sözleşme ... ... ... şubesinin davacı tarafından davalılara franchise olarak verilmesi amacıyla akdedildiğini, işbu sözleşme ile tesis edilen ticari ilişki çerçevesinde, davacının tüm haklarını tekelinde bulundurduğu “...” markasının ve ... ... İşletim Sistemi’nin davalılar tarafından Sözleşme içerisinde belirlenen şartlar çerçevesinde kullanımına izin verildiğini, davalıların söz konusu işletmeden davacının müşteri pörtfoyü ve tanınırlığı sayesinde oldukça yüksek meblağlarda paralar kazanmaktayken, hiçbir geçerli neden olmaksızın sözleşme'nin birçok esaslı unsurunu ihlal ederek, süreç içerisinde davacının müşterilerine yeni bir şube açılacağı bilgisini zamanla yayarak, davacının franchise olarak devrettiği şubeyi davacının izni ve bilgisi olmadan kapatıp, aynı hizmeti sundukları başka bir işletme açtıklarını, bu aralarındaki sözleşme uyarınca sözleşmenin ihlali anlamına geldiğini, davalıların davacının müşteri pörtfoyü ve tanınırlığını kullanarak ettikleri kar, davacıyı hem marka değerine hem de ekonomik olarak kendisinde doğrudan oluşturdukları zararların, işbu cezai şart maddesinde konulan tutar ile dahi tazmininin mümkün olmayabildiğini, davalılar ile sürekli kendilerine tahsis edilen dükkanı boşaltmaları ve en azından uğranılan zararın azaltılmasına yönelik girişmlerin tamamen sonuçsuz kalması nedeniyle hiçbir düzlemde anlaşma sağlanamayacağı anlaşıldığından, işbu cezai şartın talebi zorunluluğunun doğduğunu, davalıların sözleşmeye aykırı davranışlarda bulunduğunu, bunlara ilişkin dava dilekçesinde detaylı açıklamalarla bahsedildiğini, davalılar tarafından sözleşmenin birçok maddesinin birden fazla kez ve bilinçli olarak ihlal edildiğini, bu çereçvede davacı nezdinde onarılması oldukça güç zararlar oluştuğunu, bu zararların karşılığı hiçbir şekilde mümkün olmamasına karşın, aralarında imzalamış oldukları sözleşmede yer alan ve detaylıca bahsedilen cezai şart miktarını da ödemekten de kaçınıldığı nazara alındığında ilgili davayı açmalarının hasıl olduğunu, davacının uzun zamandır yaşadığı mağduriyetin bir nebze hafiflettilmesi adına davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini belirterek davanın kabulüne, davalıların davacı ile aralarındaki sözleşmenin ihlali nedeniyle belirlenmiş olan cezai şart miktarı olan 250.000,00 USD'nin (ikiyüzellibin Dolar) fazlaya ilişkin talep hakkımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 USD(YüzBin Dolar)'ının Sözleşme'nin davalılarca tek taraflı olan fesih tarihi olan 11.10.2023 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA: Davalılar vekili cevap ile karşı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında geçerli bir franchise sözleşmesin olmadığını, davacının davalıların kendisinden ayrılıp bağımsız olarak ... Caddesinde bir kuaför açacaklarından haberdar olduğu andan itibaren, davalılar ile ortak olarak kuracakları bir girişimin öncülüğünde birlikte çalışabileceklerini açıkça beyan ettiğini ancak kurulacak ortak girişimin ilk faaliyetini ... şubesinde gerçekleştirmesini, bu amaçla ... şubesinde faaliyet gösteren kişilerden ortaklık hisselerinin devir alınmasını istediğini, davalıların da bu isteğe uygun olarak kişilerden ortaklık hisselerini noterliğinden yapılan tarih yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesi ile devraldıklarını, ... ... şubesinin devralındığı günden itibaren davalıların, ortaklarının davacı ... olduğunu bilerek hareket ettiklerini, var olan kira sözleşmesi ve hissesini devraldıkları ...'nin muhasebecisi ile çalışmaya devam ettiklerini, muhasebeci aynı zamanda davacının yakın akrabası olduğunu, sadece işlerini yaptıklarını, işletme ile ilgili hiç bir masraf ve ödemeye karışmadıklarını, çünkü bu işlerin diğer ortağın sorumluluğunda olduğunu, ..., hissesini devretmesine rağmen elini ... şubeden hiç çekmediğini, bu durumun davalılarca da doğal karşılandığını çünkü davacı ile ...'nin ortak olduğunu, ortaklığın getirdiği şartlar nedeniyle davacı adına hareket ettiğini düşündüklerini, davalıların ... şubeyi devralmadan önce şubenin iş hacminin çok düşük olduğunu, şubenin bakımsız ve yeni müşteri gelmesini engelleyen bir ortama sahip olduğunu, davalıların yüksek çalışma gücüyle iş hacmini ve karlılığı yaklaşık on kat arttırdıkları, ortak olarak bildikleri kişiler tarafından kendilerine söylendiğini, bu durumun şirket ticari defterlerinden izlenebilmesinin mümkün olduğunu, yani davacının iddia edilen şöhreti nedeniyle kuaföre gelen müşteri sayısının çok az olduğunu, Franchise sözleşmesinin 32.1 maddesinde, sözleşmenin 30.01.2023 tarihinde bir asıl nüsha olarak tanzim edildiği ve bir suretinin franchise alana verileceğinin yazılı olduğunu, bir suretin davalılara verilmediğini, çünkü bu tarihte görüşmeleri yürütülen sözleşmenin, ortaklık sözleşmesi olduğunu, davalıların yedi yıl ve beş yıl olmak üzere yanında, birlikte çalıştığı patronlarının, kendilerine başka bir sözleşme imzalatacağı konusunda en küçük bir şüpheye dahi düşmediklerini, davalılardan ..., .... Noterliği 13.02.2023 tarih, ... yevmiye nolu devir sözleşmesi; ..., 27.02.2023 tarih, ... yevmiye nolu devir sözleşmesi ile ... ve ... adi ortaklığını kurduklarını, ortaklığın kurulmasından yirmi yedi gün önce ortaklık anlaşması denilerek ve bir nüshası da verilmeyerek, kendilerine başka bir sözleşme imzalatıldığından haberlerinin olmadığını, davalılar işe başlarken, ... Caddesinde açılacak kuaför salonu ile ilgili olarak kendilerine verilen sözlerin tutulmayacağının anlaşıldığı Temmuz 2023 tarihinden sonra bu projelerini hayata geçirmeye karar verdiklerini ve durumu ortaklarına bildirdiklerini, bu aşamadan sonra imzalanan sözleşmeye göre cezai şart ödemek zorunda kalacakları bilgisinin davacı tarafından dile getirildi ve kendilerine bir avukat bulmalarının önerildiğini, Franchise sözleşmesinden haberdar edildikten sonra davacının, davalıların sözleşmenin bir suretinin kendilerine gönderilmesi konusundaki sözlü taleplerini yine yerine getirmediklerini, 15.07.2023 tarihinde davacının şirket muhasebecisine, bu defa whatsApp üzerinden, sözleşmenin tam nüshasının kendilerine gönderilmesini talep ettiklerini, 18.07.2023 tarihinde muhasebe tarafından gönderilen sözleşmenin, 27.02.2023 tarih, ... yevmiye nolu devir sözleşmesi olduğunu, 19.07.2023 tarihinde istedikleri sözleşmenin gönderilmediğiıs, on beş sayfa olarak imzalanan sözleşmenin istendiği ısrarı üzerine bu defa franchise sözleşmesi, davacı vekilinin kişi kartı ile birlikte gönderildiğini, davalıların franchise sözleşmesinden fiilen haberdar oldukları ilk anın bu an olduğunu, cezai şartın muteber olmadığını, Franchise sözleşmesinin 25.4 maddesinde yer alan cezai şart yükümlülüğünün, sözleşmenin davalılar tarafından herhangi bir nedenle ihlali halinde davacının maddi manevi zararları yanında, başkaca bir kayıt ve şart aranmaksızın, tarafların tacir olduğu dikkate alınarak, indirime tabi tutulmaksızın 250.000,00 ABD doları olarak ödenir şeklinde belirtildiğini, Franchise sözleşmesinin, sözleşmenin kurulmasında davacı tarafın hileli davranışları nedeniyle tek taraflı olarak feshedildiğini, taraflar arasında karşılaştırılan sözleşme türünün franchise sözleşmesi olmadığını, taraflar arasında imzalandığı iddia edilen franchise sözleşmesinin 30.01.2023 tarihli olduğunu, bu tarihte davalıların henüz bir işletme sahibi olmadığını, ... şubenin işletmesini elde ettikleri hisse devir sözleşmelerinin tarihi, 13 Şubat ve 27 Şubat 2023 tarihleri olduğunu, Türk Ticaret Kanunu madde 12'de de ifade edildiği üzere, bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa kendi adına işleten kişiye tacir dendiğini, sözleşmenin imzalandığı tarihte davalılar tarafından işletilen bir işletme söz konusu olmadığını, davalıların da tacir sıfatlarının olmadığını, cevap dilekçelerinde öne sürdükleri gibi davalıların işletmesini üstlendikleri ... ... şubesinin tüm mali, idari işlerini davacının ortağı ...'ye bıraktıklarını, çünkü davalılardan önce şubeyi işleten kişi olduğunu, muhasebe işlemleri, kira sözleşmesi, ürün satın alma ve satışı ile ilgili karar verme ödeme yapma, borçlanma yetkisinin ... beyde olduğunu, davacının ortak sıfatıyla ... şubede vücut bulmuş hali olduğunu çünkü davacı ve ... aynı zamanda ortak olduklarını, davalıların imzaladıklarına inandıkları ortaklık sözleşmesinin, gerçekte franchise sözleşmesi olarak akdedildiği anlaşıldığı anda bu sözleşme gereği olarak davacıya ne kadar ödeme yapıldığının bilinmediğini, şube muhasebesini tutan kişilerden de bu konuda açıklayıcı bir bilgi alınamadığını, sadece 30.03.2023 - 31.12.2023 tarihleri arasında düzenlenmiş bir mizan cetveli alınabildiğini, sözleşmeyi kuran taraf iradelerinde sakatlık söz konusu olduğunda kural olarak, iradesi sakatlanan taraf sözleşmeyle bağlı olmadığını, bununla birlikte meydana gelen zararın tazmin edilmesi de (TBK 39/2) olanak dâhilinde olduğunu, davalıların sözleşmenin karşı tarafınca aldatıldıkları için sözleşme öncesi sorumluluk hükümlerine göre tazminat haklarını talep etmediklerini, talep edilen tazminat tutarının, eğer sözleşme imzalanmasa idi katlanılmayacak olan olumsuz zarar toplamı olduğunu, hakkaniyet kuralları çerçevesinde davalıların uğradığı olumlu zararların da tazminat konusu yapılması taleplerinin olduğunu belirterek öncelikle ilk itirazları doğrultusunda dava dosyasının görevli ve yetkili ... Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine, davanın esasına girilirse, davacı karşı davalının davasının reddine, karşı davanın, karşı dava ile talep edilen fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 10.000,00 TL tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, français sözleşmesindeki hükümlkere aykırılık iddiası ile cezai şart talebi, karşı dava da sözleşmenin geçersizliğine dayalı tazminat talebidir.
Asıl davada dava dilekçesi baştan sona incelendiğinde, davacının birden fazla maddenin ihlal edildiği hukuki gerekçesine dayanarak tazminat talep ettiği görülmektedir. Sözleşmenin 7.1.- Reklam başlığı altında bulunan, reklamlarında ... markasını kullanmaması gerektiği halde kullandığı, 13.9. Maddesinde français alanında ... markasına kullanma yasağını ihlal ettiği, 15 ve 16. Maddesindeki ... markasının korunması, kullanılması ve devir yasağına dair maddeleri ihlal ettiğine dair hükümleri ihlal ettiğini izah ederek, cezai şart talebini bağladığı hukuki sebepler arasında bu ihlalleri de saymıştır.
Görüldüğü üzere, davacının sözleşme ihlali olarak saydığı bu hususlar marka hukukuna müteallik hususlardır.
Bilindiği üzere marka ihlali, hiç sözleşme olmadan doğrudan haksız fiil yoluyla olabileceği gibi, sözleşme hükümlerinin ihlal edilmesi suretiyle de meydana gelmesi mümkündür. Somut olayda davacının iddiaları, markanın sözleşme ihlali sureti ile ihlal edildiği hukuki gerekçesine dayanmaktadır. O halde, ister sözleşme ihlali sureti ile olsun, ister haksız fiil sureti ile olsun markanın ihlal edilmesine dair taleplerin yargılama yeri 5846 sayılı kanunun 76. Maddesi gereği Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin görevine girmektedir. Bunun içindir ki davacı taraf, dava açılmadan evvel delil tespitini .... Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin ... D İş sayılı dosyası ile yaptırmıştır.
Öte yandan, davacının dava dilekçesinde sözleşme ihlali olarak dermeyan ettiği hususlar sadece marka ihlaline dair olmayıp, français alanının ihlali, sözleşmenin haksız feshi, gizlilik ve rekabet yasağı gerekçelerine de dayanmaktadır. Karşı davada ise sözleşmenin geçersizliği sebebiyle tazminat isteği vardır. Bu hususlar münhasıran 5846 sayılı kanun kapsamında olmasa bile, yerleşik Yargıtay içtihatlarında da işaret edildiği üzere, taleplerin birden fazla mahkemenin görev alanına girdiği durumlarda, aradaki fiili ve hukuki irtibat sebebiyle, taleplerin tamamının özel ihtisas mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
Anılan gerekçe ile asıl davadaki tüm talepler ve karşı davaya yönünden görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davanın görevsilik nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Eldeki davada İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunun tespitine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, taraflarca 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmediği takdirde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına,
4-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/10/2024

Başkan ...
e-imzalıdır
Üye ...
e-imzalıdır
Üye ...
e-imzalıdır
Katip ...
e-imzalıdır

UYAP Entegrasyonu