T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/588
KARAR NO : 2024/706
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/09/2023
KARAR TARİHİ : 11/10/2024
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
(1) Davacı Tarafın İddialarının Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; olay tarihi olan 29/10/2016 tarihinde sürücü ...'ın sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı araç seyir halinde iken, sürücü ...'in sevk ve idaresindeki ... plakalı araca ve müvekkili sürücü ...'ın sevk ve idaresindeki ... plakalı araca ve ...'in sevk ve idaresindeki ... plakalı araca çarptığını, emniyet şeridinde durmakta olan müvekkiline ait araca sürücü ... sevk ve idaresindeki ... plakalı araç çarptığını, zincirleme trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza nedeniyle müvekkili ...'ın yaralandığını, taraflarca zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, anlaşma sağlanamadığını, açıklanan nedenlerle davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü ile, maluliyet oranı dahil olmak üzere fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla 500 TL sürekli iş göremezlik, 250 TL geçici iş göremezlik, 250 TL Tedavi gideri tazminatı olmak üzere şimdilik toplam 1.000 TL'nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı müvekkiline ödenmesine, yapılacak yargılama nedeniyle oluşacak yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
(2) Davalı Tarafın Savunmalarının Özeti:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazları olduğunu, davacı tarafından yapılmış geçerli bir başvuru söz konusu olmadığıını, Mahkeme huzurunda ikame edilen başvuru anılan dava şartına haiz olmadığından ötürü, ilgili davanın başkaca hiçbir incelemeye gerek duyulmaksızın reddinin gerekeceğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili şirketin sorumluluğu poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunu, davacı taraflara yapılan ödeme ile hukuki sorumluluk yerine getirildiğini, davacı taraflarca ikrar edildiği üzere müvekkili şirket tarafından 10.12.2019 tarihinde davacı taraflara 3999,16- TL ödeme yapıldığını, yapılan bu ödeme ile hukuki sorumluluk yerine getirildiğini, müvekkili şirketçe yapılan ödeme hukuka uygun olup herhangi bir eksikliği bulunmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketin dava konusu trafik kazası bakımından olası sorumluluğu, 01.06.2015 tarihinden sonraki yeni trafik sigortası genel şartları uyarınca belirlenmesi gerektiğini, dosyada mübrez kusur oranlarını gösterdiği ileri sürülen raporların hiçbiri mahkemenizin kararına dayanak teşkil edebilecek nitelikte olmadığını, en doğru ve geçerli tespitin yapılabilmesi için hem Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden hem de Karayolları Genel Müdürlüğü Fen heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasının zor olduğunu, müvekkili şirket tarafından yapılan ödeme ile davacı yanların zararının karşılanmış olduğu iddia ve cevapları tekrarla ve kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla dosyada yapılacak tazminat hesabı uzmanlık gerektirdiğinden, hazine müşteşarlığı tarafından kabul edilen bir aktüer uzmanı seçilerek anılan hesaplamalar yaptırılmalı, bu konuda uzman olmayan hukukçulara bu görev tevzi edilmemesi gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, zararın tespiti için davacı tarafından elde edilen kazanımların belirlenmesi ve aleyhe hüküm kurulacak olması halinde bu kazanımların belirlenecek tazminattan indirilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle zamanaşımı definin ve başvuru şartı yokluğu itirazı dikkate alınarak, Mahkeme nezdinde ikame edilmiş olan haksız ve hukuka davanın reddine, müvekkili şirketçe davacı taraflara ödeme yapıldığından davanın reddini, kusur durumunun tespiti için Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden ve Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmasına, müvekkili şirketçe yapılan ödemelerin uygunluğunun tespiti için, yukarıdaki hususlar tamamlandığında Hazine Müsteşarlığı Aktüerler Sicili’ne kayıtlı aktüer bilirkişiden rapor alınmasına, taraflarınca huzurda görülen başvurunun ikame edilmesine sebep olunmadığından harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
1-... İlçe Emniyet Müdürlüğünden gelen ... hakkında tutulan tutanak,
2-... Sigorta A.Ş.'den gelen hasar dosyası,
3-... Devlet Hastanesinden gelen ...'a ait tedavi evrakları(CD)
4-... Valiliğinden gelen Sağlık Bilimleri Üniversitesinden gelen ...'a ait tedavi evrakları(CD)
5-... Üniversitesinden gelen Adli Tıp Raporu,
6-... 3. Asliye Ceza Mahkemesinin ... Ceza dava dosyası,
7-... Sosyal Güvenlik Kurumundan gelen ...'ın hizmet dökümü, işyeri ünvan listesi, sosyal güvenlik kayıt belgesi, bilgi yazıları,
8-... 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyası,
9-Adli Tıp raporu,
10-Bilirkişi raporu,
11-Tüm dosya kapsamı.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, SABİT GÖRÜLEN VAKIALAR, ÇIKARILAN SONUÇ VE HUKUKÎ SEBEPLER:
Davacının davası yaralamalı trafik kazası nedeniyle geçici, kalıcı maluliyet ve tedavi giderine dayanan maddi tazminat davasıdır.
Davaya dayanak trafik kazasına karışan araç sürücülerinin kusur oranlarının tespiti için trafik bilirkişisinden rapor alınmıştır.
Dosyaya ibraz edilen 01.05.2024 tarihli bilirkişi raporunda özetle, davalı tarafından sigortalanan ... plaka numaralı araç sürücüsünün asli derecede % 100 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Dosyaya celp edilen KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesinin incelenmesinde, davaya dayanak trafik kazasına karışan ... plakalı aracın ... başlangıç, ... bitiş tarihli ... numaralı poliçe ile sigortalandığı, davaya konu trafik kazasının poliçenin geçerli olduğu dönem içinde meydana geldiği ve meydana gelen zararın teminat kapsamında olduğu anlaşılmıştır.
Davacının tedavi belgeleri ilgili sağlık kuruluşlarından celp edilmiş ve davacının kalıcı ve geçici maluliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınmıştır.Dosyaya ibraz edilen Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu'nun 26.06.2024 tarihli raporunda özetle, davacının kalıcı iş göremezliğinin bulunmadığı, iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
Dosyada mevcut kusur ve maluliyet raporlarına gerekçeli, somut olay ve dosya içeriğine uygun, taraf ve Mahkeme denetimine elverişli olmaları nedeniyle Mahkememizce itibar edilmiştir.
Davacı vekili tarafından kesin hüküm itirazında bulunulması üzerine, dosyaya celp edilen ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı sigorta şirketine karşı işbu davaya konu trafik kazası nedeniyle aynı zarar kalemlerine ilişkin maddi tazminat davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda davacının davasının kısmen kabulü ile 3.999,16 TL'nn davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, verilen kararın ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nin ... Esas... Karar sayılı istinaf isteminin reddi kararı ile 26.11.2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir (6100 sayılı Kanun md. 187/1). Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.12.2014 tarihli ve ...Esas, ...Karar sayılı kararında “...Bu bağlamda kesin delil ise, yanları ve hakimi bağlayan, bu tip delillerle kanıtlanan olayın hukuksal doğru olarak kabul edilmesi gereken delillerdir. Hâkimin kesin delilleri takdir yetkisi yoktur. Bu biçimde ispatlanan hususu doğru kabul etmek zorundadır. Hukukumuzda kesin deliller sınırlı olup bunlar, ikrar, senet, yemin ve kesin hükümdür...” şeklindeki gerekçeyle kesin delille ispatlanan olguların hukuksal olarak doğru kabul edilmesi gerektiği açıklanmıştır.
Kesin hüküm adli gerçeği ifade eder. Kesin hükümle amaçlanan ise; aynı kişiler arasında, aynı dava konusu uyuşmazlık hakkında mahkemelerin sınırsız şekilde meşgul edilmesini engellemektir. Bu şekilde hem kişiler, hem de devlet için hukuki güvenlik sağlanmaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 303 üncü maddesindeki; “1- Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. 2- Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder...” hükmü ile şekli anlamda kesinlik, maddi anlamda kesinliğin ön şartı olarak kabul edilmiştir. Maddenin devamında ise; bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesini, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve son olarak dava konularının aynı olması şeklinde belirlenen üç şarta bağlamıştır. Kesin hüküm, öncelikle hükmü veren mahkeme de dâhil olmak üzere bütün mahkemeleri bağlar. Bir hüküm maddi anlamda kesinleştikten ve hangi tarafın ne yönde haklı olduğu tespiti yapıldıktan sonra artık tüm mahkemeler, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanılarak, aynı dava konusu hakkında verilmiş bulunan kesin hüküm ile bağlıdırlar. Bunun sonucunda; aynı dava kesin hüküm itirazı nedeniyle yeniden incelenemeyeceği gibi, aynı konuya ilişkin yeni dava, önceki davada verilmiş olan kesin deliller ile bağlıdır.( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ... Esas ...Karar)
Yapılan yargılama, toplanan deliller, celp edilen ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas ...Karar sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamına göre, davacının işbu davanın dayanağı olan yaralamalı trafik kazası nedeniyle ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dosyasında maddi tazminat davası açtığı, yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği, eş deyişle davacının işbu dava dosyasına konu edilen davasının daha önce başka bir mahkeme tarafından yargılamaya konu edildiği anlaşılmakla davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davacının davasının REDDİNE,
Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.000,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Adli Tıp Kurumunun ... tarih ... sayılı 3.875,00 TL fatura bedelinin davacı tarafça ilgili kuruma yatırılmasına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, tahsilat ve gereği için Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünce ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider ve delil avanslarının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda MİKTAR İTİBARİYLE KESİN OLMAK ÜZERE verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 11/10/2024
KATİP
¸e-imzalıdır
HAKİM
¸e-imzalıdır
Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 427,60 TL
Karar Harcı : 427,60 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 5.000,00 TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 00,00 TL
Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 4.000,00 TL
Posta Giderleri : 916,75 TL
ATK Raporu : 3.875,00 TL
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!