WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTANBUL 1. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/196 Esas
KARAR NO : 2024/755

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/02/2018
KARAR TARİHİ : 23/10/2024

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirkete ait işyeri, (1) Nolu Davalı ... Sigorta A.Ş. acentesi olan ...Bankası A.Ş. ...Şubesi aracılığı ile düzenlenen ...Sayılı Poliçe ile sigortalandığı, söz konusu poliçe incelendiğinde, poliçede ana teminat olarak makine, tesisat ve demirbaşın yer aldığı ancak işyerinde yer alan emtianın, ana teminatta belirtilmediği görüldüğü, poliçede hırsızlık ek teminat olarak verildiği, 17.09.2016 tarihinde plakası belli olmayan ... model araç ile kimliği henüz tespit edilemeyen kişiler sigortalı işyerine gelerek, ana giriş kapısının kilidini kırarak içeriye girdiği, muhtelif malzemeleri araca yüklemek suretiyle hırsızlık hadisesi gerçekleştirildiği, oysa, davacının imzalamış olduğu son sigorta poliçesi bir yenileme poliçesi olup, ilk tanzim edilen poliçede emtia teminatı mevcut olduğu, davacı şirkete poliçenin kapsamının daraltıldığına dair hiçbir yazılı bildirim yapılmadığı gibi, herhangi bir bilgilendirmede de bulunulmadığı nazara alındığında, davacının emtia kaybına dayalı zararının karşılanması gerekeceği, davalı sigorta şirketinin zararı karşılamamasına gerekçe olarak göstermiş olduğu eksper raporu sigorta şirketinin aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi hususunun dikkate alınmamış olması ve gerekse TTK. 1436 maddesi kapsamında sigorta ettiren davacıdan yazılı beyan alınmadan yenileme poliçesi düzenlenmiş olması nedeni ile hatalı olduğu, diğer davalı ...A.Ş. ile davacı şirket arasında davacı şirkete ait işyerinin güvenliğinin sağlanması amacı ile Güvenlik Sistemi Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında davacının ''...'' adresindeki işyerinde güvenlik sistemi kurulduğunu, ancak dosyada mübrez tutanak ve tespitlerden de anlaşılacağı üzere davacının işyerinde, 17.09.2016 tarihinde meydana gelen hırsızlık hadisesinde güvenlik sistemi çalışmamış herhangi bir sinyal ya da uyarı gönderilmediği davalı güvenlik şirketinin yetkililerine gecikmeksizin haber verildiği; sistem incelendiği ve sistemin olay esnasında çalışmadığı beyan ve teyit edildiği, davacının şirketin uğramış olduğu maddi hasarlar sebebi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi zarar yönünden 50.000.00 TL'nin (2) nolu davalı ... A.Ş'den tahsiline, yargılama masrafı ve ücret-i vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından işbu davada davalı yanca, sigortalı işyerinde meydana gelen hasarın haksız ve hukuka aykırı olarak ödenmediği yönünde haksız ve dayanaksız iddialarda bulunulduğu, anılan hasar ihbarı sonrasında davalı sigorta şirketi tarafından hasara konu tüm belge ve bilgiler toplandığı, Sigortacılık Kanunu 22. Maddesi çerçevesinde bağımsız eksper tayin edildiği, anılan ekspertiz raporunda; Hasar hesabı başlıklı kısımda; çalındığı iddia edilen emtianın 52.305,80 TL'lik kısmın teminat harici olduğu, toplam hasarın ise 4.837,16 TL olduğu, ifade tutanağından belirtilemeyen emtia bedelinin istenmesi ile eksik sigorta gerekçeleri ile sigortalı ile mutabık kalınamadı sonuç ve kanat notu başlıklı kısımda: Hırsızlık hadisesinin 17.09.2016 tarihinde meydana gelmiş olduğu, olayın meydana gelmiş olduğu tarihte Bölge Jandarma tarafından saat: 14:45'de bir tutanak düzenlenmiş olduğu, tutanakta çalınmış olduğu beyan edilen muhtelif malzemenin tek tek belirtilmiş olduğunun görüldüğü, hasar tarihinden 6 gün sonra 23.09.2016 tarihinde sigortalının Jandarma karakoluna giderek ifade vermiş olduğu, ifade tutanağında çalınmış olduğu beyan edilen malzemelerin detaylı olarak belirtilmemiş olduğu, sadece 90.000,00 TI malzemenin çalınmış olduğunun belirtildiği, sigortalının kendisine göndermiş olduğu ve çalınmış olduğunun ifade ettiği malzemeler ile ilgili talebinin incelendiği 17.09.2016 tarihinde Jandarma tarafından tutulmuş olan tutanakta çoğu malzemenin bulunmadığının tespit edildiği, sigortalıya ifade tutanağı ve/veya Jandarma tutanağında belirtilmemiş olan malzemelerin tazminat hesabında dikkate alınmayacağı bilgisinin hem sigortalıya hem de sigortalının vekili... iletildiği, yanı sıra söz konusu poliçede emtia teminatının bulunmadığının tespit edildiği, çalınmış olduğu ifade edilenemtia (paslanmaz sac) hasarının teminat dışı olduğu bilgisinin sigortalıya iletildiği, eksik/aşkın sigorta bilgileri başlıklı kısımda: Riziko mahallinde yapılan incelemeler sonucu demirbaş ve makine sigorta bedellerinin sigorta değerlerine uygun olmadığı eksik sigorta bulunduğunun tespit edildiği, sigortalının düzenlemiş olduğu beyanda işyerinde demirbaş ve makine olarak toplam 500.000,00 TL civarında malzeme olduğunun belirtildiği, eksper tarafından yapılan incelemeler ve araştırmalar sonucu riziko mahallinde 300.000,00 TL civarında makine tesisatı bulunduğunun tespit edilmiş olduğu tazminat hesabında eksik sigorta dikkate alındığı, eksper notu başlıklı kısımda: ...sigortalının çalınmış olduğunu beyan ettiği toplam 4.260 kg. paslanmaz sac ile birlikte çalınmış olduğu beyan edilen muhtelif malzemeler ve aracın içine binen 6 kişi ile birlikte aracın içinde 5000 kg (5 ton) yük bulunduğunun anlaşıldığı, ancak yapılan araştırmalar sonucu ... marka aracın taşıma kapasitesinin 1.371 kg (1.370 ton) olduğunun tespit edildiği. dolayısıyla taşıma kapasitesi 1.371 kg olan bir araca toplam 5000 kg yük konarak aracın hareket etmesinin mümkün olmadığı, açıkça tespit ve rapor edildiği, davacının gerçeğe aykırı beyanı dikkate alındığında müvekkili şirketin tazminat ödeme yükümlülüğünün ortadan kalktığı aşikar olduğu, arz ve izah olunan nedenlerle; davacı tarafından ikame olunan haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesinini talep etmiştir.
Davalı ... A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle;davalı şirket ...AŞ, (...), elektronik güvenlik sistemlerinin kurulması ve alarm haber alma merkezi aracılığıyla bu sistemlerin izlenmesi alanında hizmet veren kurumsal bir şirket olduğunu, davalı şirket gerçek veya tüzel kişilere hizmet sunarken öncelikle müşteri ile alarm güvenlik sözleşmesini akdeder, müşterinin belirttiği adreste ücretsiz keşif yaparak sistemin nereye kurulması gerektiği ve hangi sistemlerin kurulması gerektiğini tespit edip akabinde müşteriyi bilgilendirerek belirtilen adreste sistemi kurup, çalışır vaziyette eksiksiz olarak teslim ettiği; davalı şirketin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmiş olduğu, meydana gelen zararda hiçbir kusuru bulunmadığı, davacı ile davalı şirket arasında ... tarihinde ... numaralı Güvenlik Sistemleri Hizmet Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin imzalanmasına müteakip davalı şirket davacıya güvenlik sistemini ve tüm teçhizatı çalışır vaziyette eksiksiz ve her türlü fiili ve hukuki ayıptan ari olarak teslim etmiş olduğu, ... ve haber alma sistemi, telefon hattı üzerinden yapılmakta olduğu, telefon hattı üzerinden haberleşme yapılan sistemlerde panelin merkezle olan iletişimini periyodik olarak kontrol etmek için kullanılan test sinyali de günlük olarak ayarlanmakta olduğu, yani panelden her gün belirli saatte panelin çalıştığını gösteren bir sinyal ... Merkezine gönderildiği, ... tarafından düzenli olarak gerçekleştirilen sinyal izleme işlemi ile 24 saat sonunda sinyal alınmaması durumunda abonelere sms ile sistemde sorun olduğu yönünde uyarı mahiyetinde bildirim yapıldığı, .. bu tür kontrolleri yapmakta ve abonelere bildirimde bulunmakta olduğu, ekte sunulan sinyal kayıtlarını içeren raporda da açıkça görüleceği üzere sinyaller eksiksiz olarak gönderildiği ve davalı şirket sözleşmeye ilişkin yükümlülüğünü eksiksiz olarak yerine getirdiği, ayrıca hırsızlık olayının meydana geldiği güne ilişkin kayıtlar ekli sinyal kayıtları raporunda incelendiğinde açıkça görüleceği üzere davacıya ait işyerinde kurulum ve montajı gerçekleştirilmiş olan alarm devreye girdiği, davalı şirketin sözleşmeden kaynaklı yükümlülüğü güvenlik sistemi ve dahilindeki ürün ve ekipmanların teslimi, kurutumu ve montajı ile alarım haber alma merkezi üzerinden sinyallerin 24 saat aralıksız olarak takibi ve herhangi bir güvenlik tehdidinde alarmın devreye girmesinden ibaret olup bu yükümlülüklerin tamamı eksiksiz olarak yerine getirildiği, haksız ve hukuki mesnetten yoksun işbu davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava sözleşmeden kaynaklanan tazminat davasıdır.
Uyuşmazlığın, davacı tarafın işyerinde meydana gelen hırsızlık olayından dolayı zararının ne kadar olduğu, davalı taraflardan maddi ve manevi tazminat talebinin yerinde olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Mahkememizin 01/11/2023 tarihli celsede Dosya kapsamında alınan 06/10/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda davacı şirketin %60; davalı ...A.Ş ise %40 kusurlu olduğunun tespit edildiği; 31/05/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda davacı şirketin %30; davalı ...A.Ş ise %70 kusurlu olduğunun tespit edildiği; 10/05/2023 tarihli bilirkişi raporunda ise oransal kusur oranı hesaplanamadığı; davalı ...A.Ş asli kusurlu olduğunun tespit edildiği alınan kusur raporlarının tek güvenlik uzmanı bilirkişiden alındığı; raporlar arasında var olan çelişkilerin giderilmediği ve son düzenlenen raporda kusur oranı belirlenemeyeceği hususu dikkate alındığında,Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin ... Esas ...Karar sayılı ilamında “...Bu yapılırken, davacının çalışma saati sonunda işyerini terkederken muhafaza tedbirlerini yeterince alıp almadığı, dışarıdan görülebilecek veya daha kolay ulaşılabilecek şekilde açıkta mal bırakıp bırakmadığı, bitişik işyerinden davacının işyerine giriş imkanı veren bir kapının bulunmasının zorunlu olup olmadığı, bunun davacı yönünden müterafik kusur teşkil edip etmeyeceği; başka gerekli tedbirler alınmış olsaydı hırsızlık olayının önlenip önlenemeyeceği hususları üzerinde durulmalıdır.” dikkate alındığında davacının müterafik kusuru bulunup bulunmadığı hususunun da irdelenmesi gerektiği anlaşılmakla 31/05/2023 tarihli celse 1 nolu ara karardan rücu edilmesine, 2-Dosya kapsamında alınan tüm kök ve ek bilirkişi raporları, soruşturma dosyası evrakları ve dosyada yer alan bilgi ve belgeler dikkate alınarak güvenlik konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden davacı ve davalı şirketlerin kusur oranlarında çelişkiler giderilerek, denetime elverişli ve gerekçeli olacak şekilde kusur oranlarının belirlenmesi ve davacının müterafik kusuru bulunup bulunmadığı hususunun da irdelenmesi suretiyle rapor tanzim edilmesinin istenilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
18/03/2024 tarihinde bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, gider avansı bulunmadığından taraflara tebliğe çıkarılmadığı davacı vekilinin 22/05/2024 tarihli celsede alınan beyanında "Gider avansını yatıracağız, bilirkişi raporu tebliğ edilsin, itirazlarımız değerlendirilsin dedi." dediği ve mahkememizce iş bu celse ara kararı olarak " 2-Dosyada gider avansı kalmadığı anlaşılmakla, davacı vekiline gider avansı tarifesi gereğince taraf sayısının 5 katı davetiye gideri olmak 1.200,00 TL masraf tutarını mahkeme veznesine yatırması için 2 haftalık kesin süre verilmesine, gider avansı yatırılmadığı takdirde HMK.m.114 -120 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verileceğinin ihtarına (ihtar edildi)" şeklinde ara karar oluşturulduğu anlaşılmıştır. Davacı vekilinin 22/05/2024 tarihli celsede bulunması nedeniyle ihtarın sonuçları açıkça duruşmada tefhim edilmiştir. Davacı vekili tarafından 2 haftalık kesin süre içerisinde gider avansının ikmal edilmediği anlaşılmıştır. Mahkememizin 23/10/2024 tarihli celsesinden 2 gün önce 21/10/2024 tarihinde davacı vekili tarafından gider avansının ikmal edildiği görülmüştür. 23/10/2024 tarihli duruşmada davacı vekilinin alına beyanında "Davacı vekilinden soruldu: Süresi içerisinde gider avansı yatırmayı atlamışız, tebligatları kontrol ederken bu hususu fark ettik, 23/10/2024 saat 01:37 itibariyle beyan dilekçemizi de dosyaya sunduk, davamızın kabulüne karar verilmesini talep ederiz dedi." dediği anlaşılmıştır.
Diyarbakır BAM 5. HD ...Esas ... Karar sayılı ilamı da dikkate alındığında "6100 sayılı HMK'nın 120. maddesinde; “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığı'nca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir ” düzenlemesi, aynı Kanun'un 324. maddesinde ise; “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır" düzenlemesi yer almaktadır.
03.04.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 45. maddesinde ise; “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Bakanlıkça çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Gider avansı, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade eder. Adli yardım talebiyle açılan dava ve işlerde adli yardım konusunda bir karar verilinceye kadar harç, gider ve delil avansı alınmaz. Kanunlardaki özel hükümler saklıdır. Gider avansının yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde, mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir. Dava şartı olan gider avansının yatırılmaması veya tamamlanmaması halinde, dava, dava şartı yokluğundan reddedilir. Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Delil avansı, tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade eder. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan biri avans yükümlülüğünü yerine getirmediğinde, diğer taraf bu avansı da yatırabilir. Delil avansını yatırmayan taraf, o delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılır. Tarafların üzerinde tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerle, kanunlardaki özel hükümler saklıdır…” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere; hâkim, gider avansı ile delil avansını ayırmalı ve buna göre değerlendirme yapmalıdır. Ancak HMK'nın 120. ve 324. maddeleri uygulamada sıklıkla karıştırılmaktadır. HMK'nın 120. maddesinde düzenlenen gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiş olduğundan bu hükme göre süresinde gider avansının yatırılmaması halinde davanın usulden reddi gerekir iken, 324. maddede düzenlenen delil avansının süresinde yatırılmaması halinde uygulanacak müeyyide bu delile dayanmaktan vazgeçme olarak uygulanmalıdır. Hukuk Genel Kurulunun 12.12.2012 tarih, ... Esas, ... Karar sayılı ilamı ve yerleşik içtihatları da bu yöndedir. Başka bir ifadeyle, HMK’nın 324. maddesinde düzenlenen delil ikamesi avansı, HMK’nın 114. maddesinin 1. fıkrasının “g” bendinde belirtilen gider avansından hüküm ve sonuçları itibariyle farklı olup, dava şartı niteliğinde değildir. Nitekim bu konudaki karışıklığın önlenmesi için ... tarihli ve ... sayılı Kanun’un maddesi ile gider avansının düzenlediği 6100 sayılı HMK’nın 120. maddesine eklenen 3. fıkrada “Taraflardan her birinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen delil avansına ilişkin 324 üncü madde hükümleri saklıdır.” denilmek suretiyle bu husus açıkça ifade edilmiştir. Buna göre tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin gider avansı içinde değerlendirilmesi olanağı yoktur. Somut olayda Mahkemece verilen ara kararla yatırılması istenilen; taraf teşkinin sağlanması maksadıyla tebligat işlemlerine esas gider avansı ile ilgili olduğu, mahkemenin, bu masraf kalemini “gider avansı” içerisinde mütalaa etmesi hukuka uygundur.
Bu aşamada mahkemece verilecek sürelere gelince; bilindiği üzere; davaların kısa zamanda sonuçlandırılması, adaletin bir an önce tecellisi için, taraflarca veya mahkemelerce yapılması gereken bir kısım adli işlemler sürelere bağlanmıştır. Bu sürelerin bazılarını kanun bizzat belirlerken bir kısmını işin özelliğine ve tarafların durumlarına göre belirlemesi için hâkime bırakmıştır. Kanuni süreler, açıkça belirtilenler dışında kesindir. Bu nedenle HMK'nın 90. maddesinin açık hükmünde belirtildiği gibi kanunun tayin ettiği süreler hâkim tarafından azaltılıp çoğaltılamaz. Buna karşın, 7251 sayılı Kanun ile değişen HMK'nın 94/2. maddesine göre hâkimin belirlediği süreler ise kural olarak kesin değildir. Ancak hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Bu takdirde hâkim, tayin ettiği kesin süreye konu olan işlemi hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklar ve süreye uyulmamasının hukuki sonuçlarını açıkça tutanağa geçirerek ihtar eder. Kesin olduğu belirtilmeyen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir; bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. Kesin sürenin tayin edilmesi halinde, karşı taraf yararına usulî kazanılmış hak doğacağı da kuşkusuzdur.
Hemen belirtmek gerekir ki, ister kanun ve isterse hâkim tarafından tayin edilmiş olsun kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak yoktur. Böylece kesin sürenin kaçırılması; o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, bazen davanın kaybedilmesine dahi neden olmaktadır. Bu itibarla geciken adaletin de bir adaletsizlik olduğu düşüncesinden hareketle, davaların yok yere uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır.
Öncelikle, kesin süreye ilişkin ara karar her türlü yanlış anlaşılmayı önleyecek biçimde açık ve eksiksiz yazılmalı, yapılacak işler teker teker belirtilmelidir. Bunun yanında verilen süre yeterli, emredilen işler, gerekli ve yapılabilir nitelik taşımalı, ayrıca hâkim süreye uyulmamanın sonuçlarını açıkça anlatmalı, tarafları uyarmalıdır. Öte yandan, kesin süre tarafların yanında hâkimi de bağlayacağından uyulmaması halinde gereği hâkim tarafından hemen yerine getirilmelidir." dikkate alındığında davacı vekilinin 22/05/2024 tarihli celsede dosyada gider avansı kalmadığı için bilirkişi raporunun taraflara tebliğe çıkarılamaması nedeniyle davacı vekiline gider avansı tarifesi gereğince taraf sayısının 5 katı davetiye gideri olmak 1.200,00 TL masraf tutarını mahkeme veznesine yatırması için 2 haftalık kesin süre verilmesine, gider avansı yatırılmadığı takdirde HMK.m.114 -120 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verileceğinin ihtarına karar verildiği ve duruşmada hazır bulunan davacı vekiline ihtar edildiği halde kesin süre içerisinde davacı yan tarafından gider avansının yatırılmadığı anlaşılmakla mahkememiz ara kararında tayin ettiği kesin süreye konu olan işlemi hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklayıp süreye uyulmamasının hukuki sonuçlarını açıkça tutanağa geçirerek ihtar ettiği, 22/05/2024 tarihli celsede süresi içerisinde gider avansının yatırılması durumunda raporun taraflara tebliği ve itiraz olması halinde ara karar ile itirazların değerlendirileceği ancak 23/10/2024 tarihli celsede celseden 2 gün önce gider avansının yatırılması 22/05/2024 tarihli celse sonrası tamamlanacak sürecin yeniden başlamasına neden olacağı anlaşılmıştır. Kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak olmadığı; kesin sürenin kaçırılması; o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, bazen davanın kaybedilmesine dahi neden olmaktadır. Bu itibarla geciken adaletin de bir adaletsizlik olduğu düşüncesinden hareketle, davaların yok yere uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı dikkate alındığında davacı vekilinin 22/05/2024 tarihli celsede verilen 2 haftalık kesin süre içerisinde bilirkişi raporunun taraflara tebliği için gerekli 1.200,00 TL masraf tutarı olan gider avansını yatırmaması nedeniyle HMK.114/1-g ve 120 maddeleri kapsamında gider avansı - dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-HMK m.114/1-g ve HMK.m.120 gereğince kesin süre içerisinde gider avansı ikmal edilmediğinden açılan davanın gider avansı dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 427,60 TL maktu karar harcından peşin yatırılan 870,96 TL harcı ve 1.547,26 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.990,62 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 30.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK'nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak ve istinaf başvurma ve karar harcı ile istinaf gider avansı yatırılmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmesi için tarafların istinaf kanun yoluna başvuru hakkı açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/10/2024

KATİP
¸e-imzalıdır

HAKİM
¸e-imzalıdır

UYAP Entegrasyonu