WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DANIŞTAY İDARE DAVA DAIRELERI KURULU

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2024/52 E.  ,  2024/1252 K.
"İçtihat Metni" T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2024/52
Karar No : 2024/1252

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...Derneği
VEKİLİ : Av. ...

KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU: Danıştay Onuncu Dairesinin 14/06/2023 tarih ve E:2023/3262, K:2023/3570 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 05/04/2023 tarih ve 32154 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çarşı ve Mahalle Bekçilerinin Çalışma Usul ve Esasları ile Kıyafetlerine Dair Yönetmelik'in 4. maddesinin, 6. maddesinin 4. ve 5. fıkralarının, 14. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin, 15. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin, aynı fıkranın (e) bendinin (1) numaralı alt bendi ile (g) ve (ğ) bentlerinin, 16. maddesinin 6. fıkrasının, 17. maddesinin 2. fıkrasının ve 22. maddesinin 1. fıkrasının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 14/06/2023 tarih ve E:2023/3262, K:2023/3570 sayılı kararıyla;
2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinde iptal davalarının, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu, maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılabileceğinin hükme bağlandığı,
Yukarıda aktarılan hükme göre, iptal davası açılabilmesi için gerçek ya da tüzel kişiler ile dava konusu işlem arasında makul ve ciddi bir ilişkinin varlığının yeterli bulunduğu, başka bir deyişle, İdare Hukukunun genel ilkelerine göre idari işlemin değişiklik yarattığı ya da doğmasına engel olduğu hukuki durumla, menfaat bağı olan herkesin bu idari işlemin iptalini isteyebileceği,
Bir iptal davasının açılabilmesi ve idari yargı mercilerinin bu davayı ön koşullar yönünden kabul edebilmesi için 2577 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca dava dilekçelerinin; a) görev ve yetki, b) idari mercii tecavüzü, c) ehliyet, d) idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, e) süre aşımı, f) husumet ve g) 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği; ilk inceleme sonucunda dilekçelerde Kanun'a aykırılık görülürse 15. maddedeki kararlardan birinin verileceği, Kanun'a aykırılık görülmediği takdirde dosyanın tekemmüle tabi tutulacağı, dolayısıyla iptal davası açılabilmesinin ön koşullarından birinin davacının objektif ve subjektif dava ehliyetinin bulunması olduğu, Danıştayın istikrar bulan kararlarına göre, davacının subjektif dava açma ehliyetinin bulunduğunun kabulü için idari kararın, davacının meşru, kişisel ve güncel bir menfaatini ihlal etmesi gerektiği, iptal davalarında, dava konusu işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinin saptanmasının, davacının bu davada ehliyetinin (subjektif ehliyetinin) bulunduğu, dolayısıyla davanın esasının incelenmesine geçilebileceği anlamına geldiği,
Anılan yasal düzenlemeler ile iptal davalarının hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, İdare Hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen işlemlerin, ancak bu idari işlemlerle kişisel, meşru ve güncel bir menfaat ilgisi olanlar tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulünün zorunlu olduğu,
Yukarıda belirlenen kişisel, meşru ve güncel bir menfaat alakasının varlığının taraf ilişkisinin kurulmasında yeterli sayılacağı ve bu hususun davanın niteliğine ve özelliğine göre belirleneceği,
Bu açıklamalar karşısında, davacının dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığı saptanırken, iptal davasının genel amacının yanı sıra dava konusu idari işlemin niteliğine bakılarak davacı ile işlem arasındaki menfaat ilgisinin olaya özgü değerlendirilmesi gerektiğinin açık olduğu,
Dosyanın incelenmesinden; davacı Derneğin Tüzüğü'nün "Derneğin Amacı" başlıklı 2. maddesinde, "Hukukun, insanlığın binlerce yıllık tarihsel kazanımlar ışığında geliştirilmesi, insanın özgürleşmesi ve demokratiklik temeline dayalı, toplum bilinci ile güvence altına alınmış bir hukuk sisteminin kurulması, başta yaşam hakkı olmak üzere temel haklara ve insanlık onuruna yönelik her türlü saldırının önlenmesi için çalışma yapmaktır." şeklinde belirtilmek suretiyle davacı Derneğin amacına yer verildiği,
"Derneğin Yapacağı İşler" başlıklı 3. maddesinde, "Dernek amacını gerçekleştirmek için aşağıda belirtilen çalışmaları yapar.
a)Başta Anayasa olmak üzere antidemokratik yasalar, düzenlemeler ve uygulamalar üzerinde bilimsel inceleme ve araştırmalar yapar, bu alandaki gelişmeleri izler, alternatif öneriler hazırlar.
b) Temel hak ve özgürlükleri sınırlama ve ortadan kaldırmaya yönelik düzenleme ve uygulamalara son verilmesi için çalışır.
Düşünce, örgütlenme özgürlüğünü sınırlayan düzenlemelerin kaldırılması, düşünce ve siyasal faaliyetleri nedeni ile cezalandırılanların hak ve özgürlüklerinin geri verilmesi için çalışır. Temel hak ve özgürlükleri saldırıya uğrayanlara hukuksal yardımda bulunur.
c) Yargı bağımsızlığı ve birliği, doğal yargıç, yargıç güvencesi, savunma hakkı gibi ilkeleri savunur. Yaşama geçmesi için çalışır. Olağanüstü ve özel mahkemelerin kurulması ve faaliyet göstermesine karşı çıkar.
d) Ülkemizde toplumsal gelişmenin önünü açan hukuk politikalarının oluşturulması için çalışmalar yapar.
e) Dil, din, ırk, cinsiyet, düşünce ve inanç farklılığına dayanan her türlü ayrımcı hukuk anlayışına, yasal düzenlemeye ve uygulamaya karşı çıkar.

Ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesini tanır ve savunur. Anadilde eğitim hakkını temel bir hak olarak kabul eder, yargılamalarda dil farklılığından kaynaklanan sorunların ortadan kaldırılması için mücadele eder.
f) İdam cezasına, yaşama hakkını ortadan kaldıran uygulamalara, maddi ve manevi her türlü işkenceye ve insanlık onurunu zedeleyici her türlü kötü muameleye karşı çıkar.
g) Amacı doğrultusunda diğer demokratik kuruluşlarla işbirliği yapar. Başka ülkelerdeki hukuk kuruluşları ile dayanışma içinde bulunur ve benzer kuruluşlara koşulları yerine getirerek üye olur.
h) Üyeler arasında her türlü dayanışmayı sağlar. Üyeler arasında ve üyeler ile kitleler arasında dayanışma ve iletişimi sağlamak amacıyla bizzat veya seçeceği işletmeci aracılığıyla lokal ve iktisadi işletme kurar ve işletir.
ı) Ulusal ve uluslararası hukuk alanında her türlü kuramsal çalışma yapar ve kamuoyuna duyurur.
i) Amacı doğrultusunda araştırmalar, yayınlar, toplantılar, seminerler, konferanslar, sempozyumlar, paneller, her türlü miting, toplantı ve gösteriler yapar. Yarışmalar düzenler ve kamuoyu oluşturucu meşru olan tüm faaliyet biçim ve yöntemlerini kullanır.
j) Kadınların her alanda karşılaştığı eşitsizliğin, cinsiyet ayrımcılığına dayalı her türlü hukuki ve fiili muamelenin ortadan kaldırılması için çaba sarf eder. Bu anlamda erkek egemen anlayışa karşı her alanda eşitlikçi bir anlayışın yaşama geçirilmesi için mücadele eder.
k) Çevrenin ve ekolojik dengenin ve doğal yaşamın korunması için bu amaçlarla kurulmuş örgütlere hukuki ve fiili yardımda bulunur, bu doğrultuda gerekli yasal ve fiili düzenleme ve uygulamaların yaşama geçirilmesi için çaba sarf eder.
l) Ulusal ve uluslararası düzenlemeler ışığında çocuk haklarının yaşama geçirilmesi için gerekli hukuki ve fiili faaliyetlerde bulunur. Çocuk emeğinin sömürüsüne karşı mücadele eder ve çocukların barınma, beslenme, eğitim gibi temel haklarının ayrımsız tüm çocuklara sağlanması için mücadele eder." şeklinde belirtilmek suretiyle de davacı Derneğin faaliyetlerine yer verildiği,
Bu kapsamda davacı Derneğin kuruluş amacı ve faaliyet alanları ile çarşı ve mahalle bekçilerinin çalışma usulleri, kıyafet ve teçhizat ile görevleri esnasında uymak zorunda oldukları usul ve esasları düzenleyen dava konusu düzenleyici işlem birlikte değerlendirildiğinde, davacı Derneğin dava konusu ettiği Yönetmelik hükmü ile arasında güncel, kişisel ve meşru bir menfaat ilişkisinin bulunmadığı anlaşıldığından davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle,
davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Derneklerine ait Tüzük'ün 2. maddesi uyarınca, Derneklerinin hukuka, temel hak ve özgürlüklere karşı yapılan her türlü müdahaleye ve saldırıya karşı mücadele etmeyi kendisine amaç edindiği, Tüzük'ün 4. maddesi uyarınca da, Derneklerine hukuk fakültesi mezunları, 4. sınıf öğrencileri ve doğal olarak stajyer avukatların üye olabildiği, davanın konusu göz önüne alındığında, hukukçulardan müteşekkil, hukukun ve insan haklarının geliştirilmesini amaçlayan Derneklerinin dava konusu Yönetmelik'e karşı dava açma ehliyetinin bulunduğu, iptal davalarının idarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli denetim araçlarından birisi olduğu, dava açma ehliyetini dar yorumlamanın, idarenin denetlenilebilirliğini kısıtladığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle ehliyet yönünden reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 14/06/2023 tarih ve E:2023/3262, K:2023/3570 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 30/05/2024 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin "a" fıkrasında, idari işlemler hakkında; yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar iptal davaları olarak tanımlanmıştır.
İdarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli denetim araçlarından olmakla birlikte her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunmasını öngören yasakoyucu, iptal davaları için "menfaat ihlali"ni, subjektif ehliyet koşulu olarak getirmiştir.
İptal davalarındaki subjektif ehliyet koşulunun, doğrudan doğruya hukuk devletinin yapılandırılması ve sürdürülmesine ilişkin bir sorun olması dolayısıyla, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun iptal davası yoluyla denetlenmesini engellemeyecek bir biçimde anlaşılması gerekmektedir. Nitekim; çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren konularda subjektif ehliyet koşulunun, bu durum dikkate alınarak yorumlanması gerektiğine ilişkin Danıştay kararları yerleşik içtihat niteliği kazanmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 56. maddesinde; derneklerin, gerçek veya tüzel en az yedi kişinin kazanç paylaşma dışında belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları, tüzel kişiliğe sahip kişi toplulukları olduğu; 90. maddesinde ise, derneklerin, amaçlarını gerçekleştirmek üzere, tüzüklerinde belirtilen çalışma konuları ve biçimleri doğrultusunda faaliyette bulunacakları hükmüne yer verilmiştir.
Davacı 1974 Çağdaş Hukukçular Derneği Tüzüğü'nün 2. maddesinde, hukukun, insanlığın binlerce yıllık tarihsel kazanımlar ışığında geliştirilmesi, insanın özgürleşmesi ve demokratiklik temeline dayalı, toplum bilinci ile güvence altına alınmış bir hukuk sisteminin kurulması, başta yaşam hakkı olmak üzere temel haklara ve insanlık onuruna yönelik her türlü saldırının önlenmesi için çalışma yapmak Derneğin amaçları olarak gösterilmiştir. Yine Tüzüğün 3. maddesinde; Derneğin amaçlarına ulaşabilmek için, temel hak ve özgürlükleri sınırlama ve ortadan kaldırmaya yönelik düzenleme ve uygulamalara son verilmesi için çalışacağı kurala bağlanmıştır.
Bu durumda, çarşı ve mahalle bekçilerinin çalışma usulleri, kıyafet ve teçhizat ile görevleri esnasında uymak zorunda oldukları usul ve esaslara yönelik düzenlemeler getiren ve toplumun genelini ilgilendiren dava konusu düzenleyici işlem ile Hukuk Devletinin tesisine katkıda bulunma amacı taşıyan davacı Dernek arasında somut, güncel ve meşru bir menfaat bağının bulunduğu sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın ehliyet yönünden reddi yolunda verilen Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

UYAP Entegrasyonu