WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DANIŞTAY İDARE DAVA DAIRELERI KURULU

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2024/492 E.  ,  2024/1296 K.
"İçtihat Metni" T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2024/492
Karar No : 2024/1296

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Federasyonu
VEKİLİ : Av. ...

KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 19/09/2023 tarih ve E:2023/4806, K:2023/4561 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 30/11/2000 tarih ve 24246 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin, 11/05/2023 tarih ve 32187 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 2. maddesiyle eklenen 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin 13 numaralı alt bendi ile 4. maddesiyle değişik 60. maddesinin 2. ve 3. fıkralarının iptali ve yürütmenin durdurulması ile anılan fıkraların Anayasaya aykırı olması sebebiyle somut norm denetimi yapılmak üzere Anayasa Mahkemesine gönderilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 19/09/2023 tarih ve E:2023/4806, K:2023/4561 sayılı kararıyla;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, iptal davalarının, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu, maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılabileceklerinin kurala bağlandığı,
Aynı Kanun'un 14. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinde, dava dilekçesinin, davacının dava açma ehliyeti olup olmadığı yönünden inceleneceği; 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde de, bu hususta Kanun'a aykırılık görülmesi halinde davanın reddine karar verileceği hükümlerine yer verildiği,
İptal davalarının, idarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli denetim araçlarından olduğu, bununla birlikte, her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunmasını öngören yasa koyucunun, iptal davaları için menfaat ihlalini, subjektif ehliyet koşulu olarak aradığı,

İptal davalarındaki subjektif ehliyet koşulunun, doğrudan doğruya hukuk devletinin yapılandırılması ve sürdürülmesine ilişkin bir sorun olması dolayısıyla, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun iptal davası yoluyla denetlenmesini engellemeyecek bir biçimde anlaşılmasının gerektiği,
İptal davasının içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek yanlı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen işlemlerin; ancak bu idari işlemle doğrudan meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurulabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulünün zorunlu olduğu, aksi hâlde, her idari işlemle dolaylı da olsa bir menfaat ilgisi kurulmak suretiyle dava açılmasını kabul etmenin, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması şartının ihlali sonucunu doğuracağı,
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasının (j) bendinde, federasyon, "Aynı meslek dalında kurulan esnaf ve sanatkârlar odalarının, üyelerinin meslekî yönden ihtiyaçlarını karşılamak, çalışmalarını ve gelişmelerini ülke genelinde işbirliği ve ahenk içerisinde yapabilmelerini sağlamak amacıyla, kuracakları esnaf ve sanatkârlar federasyonları" şeklinde tanımlandığı, 26. maddesinin 1. fıkrasında; "Federasyon kurulabilmesi için ülke genelinde aynı meslek dalında kurulmuş olan odaların %60'ının genel kurullarının federasyon kurulması yönünde karar almaları ve kurucu oda adedinin 40'dan az olmaması şarttır." hükmüne, "Federasyona kayıt" başlıklı 27. maddesinde, "Federasyon kurulduktan sonra aynı meslek dalında kurulmuş bulunan veya sonradan kurulacak odalar, kuruluş tarihinden itibaren bir ay içinde federasyona kayıt olmak zorundadırlar." hükmüne yer verildiği,
Benzer düzenlemelerin yer aldığı 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde, "Bu Kanunun uygulanmasında;...
f) Sendika: Kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve meslekî hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşları,
g) Konfederasyon: Değişik hizmet kollarında bu Kanuna tabi olarak kurulmuş en az beş sendikanın bir araya gelerek oluşturdukları tüzel kişiliği olan üst kuruluşları,..." şeklinde tanımlanmış; aynı Kanun'un "Sendika ve konfederasyonların yetki ve faaliyetleri" başlıklı 19. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde, "Üyelerin idare ile ilgili doğacak ihtilaflarında, ortak hak ve menfaatlerinin izlenmesinde veya hukukî yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyelerini veya mirasçılarını, her düzeyde ve derecedeki yönetim ve yargı organları önünde temsil etmek veya ettirmek, dava açmak ve bu nedenle açılan davalarda taraf olmak." sendika ve konfederasyonların yetki ve faaliyetleri arasında sayıldığı,
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 03/03/2006 tarih ve E:2005/1, K:2006/1 sayılı kararında da belirtildiği gibi, 4688 sayılı Kanun'un 19. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi, sendika ve üst kuruluşlara, bizzat taraf oldukları hukuki ilişkiler dolayısıyla davacı ve davalı oluş sıfatları ile ortak çıkarların korunması için tanınan davacı olabilme sıfatından başka, hukuki yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyelerini veya bunların mirasçılarını her derecedeki yargı organları önünde temsil etmek ve dava açma hakkının tanındığı, Yasa koyucunun 19. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi ile sendika ve üst kuruluşları, diğer tüzel kişiliklere genel hükümler uyarınca tanınan taraf olma ve dava açma ehliyetinin dışında, üyelerini ve bunların mirasçılarını temsil etme ve ettirme yetkisi ile donattığı, buna göre, söz konusu maddenin sendikalara ve üst kuruluşlarına tanıdığı yetkinin ehliyet değil, temsil bağlamında değerlendirilmesinin gerektiği, başka bir anlatımla yasa koyucu, getirdiği bu düzenleme ile, idare tarafından sendika üyesi kamu görevlisi hakkında tesis edilen bireysel (subjektif) işlemler nedeniyle bu ilişkinin tarafı olmayan sendika ve üst kuruluşa, üyesinin isteğine bağlı olarak uyuşmazlığın çözümünde taraf olarak kendisini temsil etme yetki ve sorumluluğu verdiği,
Aktarılan Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararından da anlaşılacağı üzere, 4688 sayılı Kanun'un 19. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendiyle, sendika üst kuruluşu olan konfederasyona, yalnızca sendika üyesi kamu görevlisinin menfaatini ihlal eden bireysel işleme karşı, onu temsilen dava açma yetkisinin tanındığı, konfederasyonun üyelerini, kamu görevlilerinin değil, sendikaların oluşturduğu dikkate alındığında; konfederasyonun, sendika üyesi kamu görevlilerine yönelik düzenleyici işlemlere karşı dava açamayacağının kabulünün zorunlu olduğu, zira konfederasyonun, yasayla verilen özel yetki dışında, sadece kendi tüzel kişiliğine yönelen düzenlemelere karşı dava açmaya ehil olduğu,
Aynı yaklaşımın, yasal çerçevesi sendika konfederasyonlarına benzeyen bir üst kuruluş olan oda federasyonları hakkında da uygulanmasının gerektiği, diğer bir anlatımla, oda federasyonlarının, yalnızca kendi üyesi olan odaların ortak menfaatini ihlal eden düzenlemelere karşı dava açma ehliyetinin bulunduğu,
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu Yönetmelik değişikliğiyle getirilen düzenlemelerin, elektrik kuvvetli akım tesislerinde yüksek gerilim altında çalışacak ilgili fen adamlarına yönelik düzenlemeler getirdiği dikkate alındığında; davacı oda federasyonunun, üyesi olan odalarda mesleki faaliyet gösteren fen adamlarının menfaatini ihlal eden düzenlemeler ile arasında doğrudan ve kişisel bir menfaat ilgisi bulunduğundan söz edilemeyeceği, bu düzenlemelere karşı fen adamlarının üye olduğu odalar veya ilgili fen adamları tarafından dava açılabileceği, dolayısıyla davacı federasyonun anılan kapsamdaki düzenlemelerin iptali istemiyle dava açma ehliyeti bulunmadığı sonucuna varıldığı,
Nitekim davacı federasyon tarafından, "Elektrik İle İlgili Fen Adamlarının Yetki, Görev ve Sorumlulukları Hakkında Yönetmelik"in, 09/12/2012 tarih ve 28199 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 1. maddesi ile değişik 4. maddesinin; 1. grup b bendinde, 2. grup b bendinde ve 3. grup b bendinde yer verilen "Denetime yönelik fenni mesuliyet sorumluluğu elektrik veya elektrik ve elektronik mühendislerince veya Yapı Denetim Kuruluşunun denetçi elektrik veya elektrik ve elektronik mühendislerince üstlenilen...." ibarelerinin iptali istemiyle açılan davada, Dairelerinin 14/05/2012 tarih ve E:2012/1999, K:2012/2189 sayılı kararıyla aynı gerekçelerle davanın ehliyet yönünden reddi yolunda verilen karara karşı temyiz başvurusunda bulunulması üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 23/09/2014 tarih ve E:2012/1999, K:2014/2867 sayılı kararıyla anılan kararın onandığı,
Uyuşmazlıkta, davacı Federasyonun, federasyon amaçlarına uygun olarak 5362 sayılı Kanun uyarınca kurulan odaların üyeliği ile kurulduğu, dava konusu düzenlemeler ile ilgili olarak, hakları ihlal edilmiş kişiler ile bu kişilerin üyesi olduğu odalar tarafından dava açılabileceğinde kuşku bulunmadığı, ancak, odaların bir araya gelerek oluşturduğu davacı Federasyonun, doğrudan kendi üyesi tüm odalara uygulanma olanağı bulunmayan dava konusu düzenlemenin iptalini istemede bir menfaatinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 5362 sayılı Esnaf ve Meslek Kuruluşları Hakkındaki Kanun'un 30. maddesine göre, Federasyonlarının üyesi olan odaların üyelerinin mesleklerini icra ederken karşılaştıkları zorlukları ve sorunları çözümlemeye ve yargı mercileri önünde onları temsile yetkili olduğu; Kanun'un, tanıdığı yetkiye binaen açmış oldukları dava hakkında, ehliyet yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek Daire kararının bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle ehliyet yönünden reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 19/09/2023 tarih ve E:2023/4806, K:2023/4561 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 06/06/2024 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- Dava, 30/11/2000 tarih ve 24246 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin, 11/05/2023 tarih ve 32187 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 2. maddesiyle eklenen 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin 13 numaralı alt bendi ile 4. maddesiyle değişik 60. maddesinin 2. ve 3. fıkralarının iptali ve yürütmenin durdurulması ile anılan fıkraların Anayasaya aykırı olması sebebiyle somut norm denetimi yapılmak üzere Anayasa Mahkemesine gönderilmesi istemiyle açılmıştır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde, "Oda"; esnaf ve sanatkârların kuracakları ihtisas ve karma esnaf ve sanatkârlar odaları, "Federasyon" ise; aynı meslek dalında kurulan esnaf ve sanatkârlar odalarının, üyelerinin meslekî yönden ihtiyaçlarını karşılamak, çalışmalarını ve gelişmelerini ülke genelinde işbirliği ve ahenk içerisinde yapabilmelerini sağlamak amacıyla, kuracakları esnaf ve sanatkârlar federasyonları şeklinde tanımlanmış, 30. maddesinde ise, "üyesi olan odalar ve mensuplarının mesleki bilgi ve eğitim çalışmalarını temin etmek, resmi ve özel merciler nezdinde gerekli girişim ve temaslarda bulunmak, mensuplarının genel mesleki menfaatlerini ilgilendiren konularda adli ve idari yargı mercileri önünde federasyon başkanı marifetiyle federasyonu temsil etmek", federasyon yönetim kurulunun görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
5362 sayılı Kanun'un yukarıda metnine yer verilen hükümlerden, bu Kanun uyarınca kurulan federasyonların, sendika ve diğer dernek federasyonlarından farklı olarak, bağlı odaları ilgilendirmese dahi doğrudan esnaf ve sanatkarları ilgilendiren konularda da dava açabileceği sonucuna varılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, dava konusu Yönetmelik değişikliğiyle getirilen düzenlemelerin, elektrik kuvvetli akım tesislerinde yüksek gerilim altında çalışabilecek kişilere yönelik düzenlemeler getirdiği ve esnaf ve sanatkar odalarına üye olan bu kapsamdaki esnafı doğrudan ilgilendirdiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacı Federasyonun üyeleri olan esnaf ve sanatkar odalarının üye esnaf ve sanatkarları doğrudan ilgilendiren dava konusu düzenlemelere karşı açılan davada, davacı Federasyonun dava açma ehliyeti bulunduğundan, temyize konu kararın bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.

UYAP Entegrasyonu