DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2024/398 E. , 2024/1042 K.
"İçtihat Metni"T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2024/398
Karar No : 2024/1042
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- …
2- … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 02/11/2023 tarih E:2023/4206, K:2023/7867 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Bursa ili, Karacabey ilçesi, … Mahallesi, …parsel sayılı taşınmazlara yönelik Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanan ve 28/09/2022 tarih ve 6133 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğine yapılan itirazın reddine yönelik 22/12/2022 tarih ve 6591 sayılı Cumhurbaşkanı kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 02/11/2023 tarih E:2023/4206, K:2023/7867 sayılı kararıyla;
İptal davasının subjektif ehliyet koşulu olan menfaat ihlalinin doktrin ve içtihatlarda dava konusu işlemle davacı arasında kurulan kişisel, meşru, güncel bir menfaat ilişkisi olarak tanımlandığı, menfaatin kişisel ve meşru olması için hukuki bir durumdan ortaya çıkması gerektiği, sözü edilen menfaat ilişkisinin varlığı ve sınırlarının her olayda yargı yerince uyuşmazlığın niteliğine göre belirlendiği,
İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesinin ön koşullardan biri olan dava açma ehliyetinin; her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idare ile işlemlerinde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin buna bağlı olarak olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçütler içinde menfaat ilişkisinin varlığını ifade ettiği, her olay ve davada, idari işlem ile dava açacak kişi arasında öngörülen subjektif ehliyet koşulu olarak menfaat ihlalinin kişisel, meşru ve güncel bir menfaat olması ölçütleri ekseninde yargı mercilerince değerlendirilerek takdir edileceği,
Bu durumda, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun geçici 16. maddesiyle mevzuatımıza giren yapı kayıt belgesinin, yapının kullanım amacına yönelik olup kişiye herhangi bir ayni hak sağlamayan, kişiye sadece yapıya ilişkin kullanma hakkı veren ve ruhsatsız yapının yıkımını önleyen bir belge olduğu,
Bu itibarla, dava konusu taşınmazların ve üzerinde bulunan yapıların (varlıkların) 10/07/2021 tarih ve 31537 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 09/07/2021 tarih ve 4264 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alındığı, hazine mülkiyetinde bulunan dava konusu taşınmazlara yönelik olarak davacının tapu veya tapu tahsis belgesinin bulunmadığı, davanın zilyetlik iddiası ve yapı kayıt belgesine dayalı olarak açıldığı, ancak bu yapı kayıt belgelerinin de idarece iptaline karar verildiği ve iptale ilişkin işlemin iptali istemiyle de dava açıldığının anlaşıldığı,
Bu durumda, imar planlarına karşı açılacak olan davaların, bu planlardan doğrudan meşru ve güncel menfaati ihlal edilen parsel malikleri tarafından açılabileceği, parselde zilyet veya parsel üzerindeki taşınmazlara ilişkin yapı kayıt belgesi bulunan kişilerin dava açma haklarının bulunmadığı, dava tarihi itibarıyla dava konusu taşınmazlarda mülkiyet ilişkisi bulunmayan davacının planlara karşı dava açmakta meşru ve güncel menfaatinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Hazine taşınmazlarının bulunduğu uyuşmazlık konusu alanda 1960'lı yıllardan beri tarım yaptıkları, 1240 sayılı parselde 1962 yılında oturduğu evi inşa ettikleri, yapı kayıt belgesi aldığı, evinin bulunduğu taşınmazı bedelini ödeyip satın almak istediği ve bu konuda sorumluluklarını yerine getirdiği halde taşınmazın kendisine satılmadığı, planların çevreye zarar vereceği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, yapı kayıt belgesinin yapının kullanım amacına yönelik olduğu, kişiye herhangi bir ayni hak sağlamadığı, kişiye sadece yapıya ilişkin kullanım hakkı veren ve ruhsatsız yapının yıkımını önleyen bir belge olduğu, dava konusu parsellere yönelik davacının tapusunun veya tapu tahsis belgesinin bulunmadığı, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesi uyarınca gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Üzerinde … Defterdarlığı Eğitim ve Dinlenme Tesisi bulunan dava konusu parsellerden, davacının konut ve ağıl amaçlı kullandığı yapılarının bulunduğu … (eski …) sayılı parsel için davacıya 10/10/2018 tarihli ve 13/10/2018 tarihli 2 adet yapı kayıt belgesi verilmiş, davacı tarafından 11/07/2019 tarihinde …parsel sayılı taşınmazın imar barışı kapsamında kendisine satılması istenilmiş, 09/07/2021 tarih ve 4264 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile uyuşmazlık konusu parsellerin özelleştirilmesine karar verilmesinin ardından … tarih ve … sayılı Bursa Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü işlemi ile davacıya … sayılı parsel için verilen 2 adet yapı kayıt belgesi iptal edilmiştir.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanan ve 28/09/2022 tarih ve 6133 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile … ve davacının yapılarının bulunduğu … parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alan günübirlik tesis, ticaret-turizm-konut, belediye hizmet alanı, cami, park, trafo ve yol kullanımlarına ayrılmış, bu planlara yapılan itirazın 22/12/2022 tarih ve 6591 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile reddedilmesi üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar iptal davası olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanun'un 14. maddesinin 3. fıkrasında; dilekçelerin Danıştayda daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından a) görev ve yetki, b) idari merci tecavüzü, c) ehliyet, d) idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, e) süre aşımı, f) husumet, g) 3 ve 5'inci maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırayla inceleneceği belirtilmiş, aynı maddenin 6. fıkrasında; yukarıdaki hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanın her safhasında 15. madde hükmünün uygulanacağı düzenlenmiş, 15. maddenin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, dilekçelerde 14. maddenin 3/c bendine aykırılık görülmesi halinde davanın reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı Kanun'un yukarıda yer verilen 2. maddesinde yer alan ve iptal davasının subjektif ehliyet koşulu olan "menfaat ihlali", içtihatlarda, dava konusu işlemle davacı arasında kurulan kişisel, meşru, güncel bir menfaat ilişkisi olarak tanımlanmaktadır.
İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması halinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, yani davacının kişisel menfaatini ihlal etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir. Menfaatin kişisel olması, idari işlemin mutlaka davacı hakkında tesis edilmiş olması sonucunu doğurmamaktadır. Sözü edilen menfaat ilişkisinin varlığı ve sınırları davacının gerçek kişi, tüzel kişi, belde sakini olması gibi hususlar dikkate alınmak suretiyle ve her olayda yargı yerince uyuşmazlığın niteliği de göz önünde tutularak belirlenmektedir.
İptal davaları, idarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli denetim araçlarından olmakla birlikte her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunmasını öngören kanun koyucu, iptal davaları için menfaat ihlalini, subjektif ehliyet koşulu olarak aramaktadır.
İptal davalarındaki subjektif ehliyet koşulunun, doğrudan doğruya hukuk devletinin yapılandırılması ve sürdürülmesine ilişkin bir sorun olması dolayısıyla, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun iptal davası yoluyla denetlenmesini engellemeyecek bir biçimde anlaşılması gerekmektedir.
İptal davasının içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idari işlemlerin, ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurulabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceği kabul edilmektedir.
Taraf ilişkisinin kurulması için gerekli olan kişisel, meşru ve güncel bir menfaat ilgisinin varlığı, davanın niteliğine ve özelliğine göre idari yargı yerlerince belirlenmekte, davacının idari işlemle ciddi ve makul, maddi ve manevi bir ilişkisinin, hukuken korunması gereken bir menfaat bağının bulunması dava açma ehliyeti için gerekli sayılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, konut ve ağıl amaçlı kullandığı yapılarının bulunduğu … (eski …) sayılı parsel için davacıya verilen 10/10/2018 tarihli ve 13/10/2018 tarihli 2 adet yapı kayıt belgesinin iptaline ilişkin … tarih ve … sayılı Bursa Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle davacı tarafından … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında ve uyuşmazlık konusu taşınmazların özelleştirilmesine ilişkin 09/07/2021 tarih ve 4264 sayılı Cumhurbaşkanı kararının iptali istemiyle Danıştay Onüçüncü Dairesinin E:2023/3630 sayılı dosyasında dava açıldığı, bu davalarda esas hakkında henüz bir karar verilmediği anlaşılmıştır.
…sayılı parsel üzerinde konut ve ağıl amaçlı kullandığı yapıları bulunan ve bu parsel için verilen yapı kayıt belgelerinin iptaline ilişkin işleme ve bu taşınmazın da aralarında bulunduğu taşınmazların özelleştirilmesine ilişkin işlemlere karşı dava açan davacının, aralarında … sayılı parselin de bulunduğu alana yönelik olarak Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanan ve 28/09/2022 tarih ve 6133 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğine ve bu planlara yapılan itirazın reddine yönelik 22/12/2022 tarih ve 6591 sayılı Cumhurbaşkanı kararına karşı dava açabileceği açıktır.
Öte yandan, çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren konularda belde veya semt sakini sıfatıyla dava açılabileceği Danıştay içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgeler ile UYAP kayıtları incelendiğinde, davacının Mernis adresinin uyuşmazlık konusu plan değişikliğine konu Kurşunlu Mahallesi olduğu anlaşıldığından, dava konusu plan değişikliklerinin çevreye de zarar vereceği iddialarıyla açtığı davada semt sakini sıfatı bulunan davacının bu yönüyle de dava açma ehliyeti bulunmaktadır.
Bu durumda, dava konusu işlem ile davacı arasında güncel, kişisel ve meşru bir menfaat ilişkisi bulunduğundan, davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin Daire kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 02/11/2023 tarih E:2023/4206, K:2023/7867 sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya idareye iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Danıştay Altıncı Dairesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 09/05/2024 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!