DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2024/384 E. , 2024/1023 K.
"İçtihat Metni" T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2024/384
Karar No : 2024/1023
TEMYİZ EDENLER : I-(DAVALILAR) : 1-…
2-… Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
II-DAVALILAR YANINDA MÜDAHİL: … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU: Danıştay Altıncı Dairesinin 02/11/2023 tarih ve E:2022/8424, K:2023/7847 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kocaeli Serbest Bölgesinin sınırlarının ekli kroki ve koordinat tablosunda gösterildiği şekilde değiştirilmesi ile söz konusu serbest bölgeye dahil edilen ve ekli listede kamulaştırma bilgileri gösterilen taşınmazların, tapuda Hazine adına tescil edilmek üzere Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu'nun 2. ve 5. maddeleri ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 14/08/2022 tarih ve 31953 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan … tarih ve … sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı'nın, Kocaeli ili, … ilçesi, … Mahallesi, … parsel sayılı taşınmazın acele kamulaştırılmasına ilişkin kısmının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 02/11/2023 tarih ve E:2022/8424, K:2023/7847 sayılı kararıyla;
Davalı idarelerin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiş,
Anayasa'nın 35. maddesi; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin Ek 1 Nolu Protokolü'nün "Mülkiyetin korunması" başlıklı 1. maddesi; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 3., 5., 6. ve 27. maddeleri; 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu'nun 2., 5. maddeleri ile Serbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliği'nin 8. maddesinin son fıkrasına yer verilerek,
Acele kamulaştırma kararına yönelik yapılacak incelemede, nihai olarak taşınmazın kamuya devrinin gerçekleşmesi planlandığından, öncelikle acele kamulaştırma yoluyla el konulmak istenilen taşınmazın kamusal bir amaca -plan, proje ve bu konuda yetkili makamlarca alınan kamu yararı kararı gibi- özgülendiğinin ortaya konulması gerektiği, burada acele kamulaştırma işleminin kurucu unsuru olan kamu yararının bulunup bulunmadığı hususu ile sınırlı olarak inceleme yapılacak olup, kamu yararının hukuka uygun olup olmadığına ilişkin incelemenin ise olağan kamulaştırma sürecine ilişkin işlemlere -kamu yararı/kamulaştırma kararı, proje vb.- karşı ilk derece yargı yeri olarak İdare Mahkemesinde açılacak davalarda yapılacağının tabii olduğu,
Diğer taraftan, acelilik halinin varlığının ortaya konulmasının, işlemin temel dayanağını teşkil ettiği, acelelik halinin varlığından söz edilebilmesi için, idarenin acele kamulaştırmaya konu taşınmaza bir an önce fiilen müdahalede bulunması için olağan usulden ayrılmasının bir zorunluluktan kaynaklandığının, diğer bir ifadeyle gecikmesinde sakınca bulunan bir faaliyetin gerçekleştirilmesinde üstün kamu yararı bulunduğunun ortaya konulması gerektiği,
Dosyanın incelenmesinden, Kocaeli Serbest Bölgesinin … tarih ve … sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yeri ve sınırlarının belirlendiği, Kocaeli Serbest Bölgesinin gemi inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmalar için önemli bir cazibe merkezi olma özelliğini gösterdiği, yaklaşık 685 bin metrekaresi kullanılabilir durumda olan bölge arazisinin %98 oranında doluluğa ulaştığı, yeni yatırımcıların yatırım taleplerinin karşılanamadığı gerekçeleriyle, bölge sınırlarının değiştirilerek, yeni alan dahilinde kalan özel mülkiyete ait iki adet parselin acele kamulaştırılmasına ilişkin dava konusu Cumhurbaşkanlığı Kararı'nın alındığı, Kocaeli Serbest Bölgesinin genişleme alanına ait tamamlanmış bir imar planı bulunmamakla birlikte Serbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliği'nin 8. maddesinin 15. fıkrası uyarınca bu bölgelerde imar planı yerine geçen Mekansal Yönetim Planının, Kocaeli Serbest Bölge Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısı ile yürürlüğe konulduğunun anlaşıldığı,
Uyuşmazlıkta, her ne kadar … tarih ve …sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yeri ve sınırları belirlenen Kocaeli Serbest Bölge alanın, oluşan ihtiyaca istinaden 3218 sayılı Kanun'un 2. maddesi uyarınca Cumhurbaşkanlığınca genişletilebileceği açık ise de, Kocaeli Serbest Bölgesinin gemi inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmalar için önemli bir cazibe merkezi olma özelliğini gösterdiği, yaklaşık 685 bin metrekaresi kullanılabilir durumda olan bölge arazisinin %98 oranında doluluğa ulaştığı, yeni yatırımcıların yatırım taleplerinin karşılanamadığı gerekçelerinin, uyuşmazlığa konu taşınmazın 2942 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyrınca acele kamulaştırılması için yeterli olmadığı sonucuna ulaşıldığı,
Bu durumda, dava konusu acele kamulaştırma kararında, 2942 sayılı Kanun'un 27. maddesinde öngörülen acele kamulaştırma prosedürünün uygulanması için gerekli olan olağanüstü durumlar ve bu yönteme başvurulması ile amaçlanan üstün kamu yararı somut olarak ortaya konulamadığından, dava konusu acele kamulaştırma işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle,
dava konusu işlemin uyuşmazlığa konu taşınmazın acele kamulaştırılmasına ilişkin kısmının iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idareler ile müdahil tarafından, acele kamulaştırma işleminin sebep ve amacının genel gerekçede yer aldığı, bölge doluluk oranının çok yüksek olması ve yatırımcılar için yeni arazilere ihtiyaç duyulmasının, bölgeye dahil edilecek (2) adet taşınmazın acele kamulaştırılmasının kamu yararı bakımından gerekli olduğunu ortaya koyduğu, içerik olarak da kamu yararı kararında bulunması gereken hususları ihtiva ettiği; yat üretimi konusunda faaliyet gösterecek yerli ve yabancı yatırımcıların ülke ve bölge ekonomisine ivedilikle katılımını sağlamak maksadıyla, taşınmazların olağan usul ile kamulaştırılması yerine acele kamulaştırma yöntemiyle elde edilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, istemlerin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosya tekemmül ettiğinden davalı idareler ile müdahilin yürütmenin durdurulması istemleri hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20/A maddesi uyarınca gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT :
Anayasa'nın "Mülkiyet hakkı" başlıklı 35. maddesinde; "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükmü; "Kamulaştırma" başlıklı 46. maddesinde, "Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir." hükmü yer almaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolü'nün "Mülkiyetin korunması" başlıklı 1. maddesinde; "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez." hükmüne yer verilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun "Satın alma usulü" başlıklı 8. maddesinde; idarelerin, bu Kanuna göre, tapuda kayıtlı olan taşınmaz mallar hakkında yapacağı kamulaştırmalarda satın alma usulünü öncelikle uygulamalarının esas olduğu, anlaşma olmaması veya ferağ verilmemesi halinde bu Kanunun 10. maddesine göre işlem yapılacağı, "Kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili" başlıklı 10. maddesinde de; kamulaştırmanın satın alma usulü ile yapılamaması halinde idarenin, 7. maddeye göre topladığı bilgi ve belgelerle, 8. madde uyarınca yaptırmış olduğu bedel tespiti ve bu husustaki diğer bilgi ve belgeleri bir dilekçeye ekleyerek taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine müracaat ederek, taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin tespitiyle, bu bedelin, peşin veya kamulaştırma, 3. maddenin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise taksitle ödenmesi karşılığında, idare adına tesciline karar verilmesini isteyeceği hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanun'un 27. maddesinde ise; 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu'nun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece, yedi gün içinde o taşınmaz malın 10. madde esasları dairesinde ve 15. madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği, bu Kanun'un 3. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktarın, ödenecek ilk taksit bedeli olduğu düzenlenmiştir.
3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu'nun 2. maddesinde, "Türkiye'de serbest bölgelerin yer ve sınırlarını belirlemeye Cumhurbaşkanı yetkilidir. Serbest bölgelerin, kamu kurum ve kuruluşlarınca, yerli veya yabancı gerçek veya tüzelkişilerce kurulmasına, işletilmesine Cumhurbaşkanınca izin verilir." hükmüne, 5. maddesinde, "Serbest bölge ilan edilen yerlerde ihtiyaç duyulacak arazi ve tesisler Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre sağlanabilir. Cumhurbaşkanı bu arazi ve tesislerin acele kamulaştırılmasını kararlaştırabilir." hükmü yer almış, Serbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliği'nin 8. maddesinin son fıkrasında ise, "Bölgede inşa edilecek üstyapıların tabi olacağı yapı ve inşa esasları ile bölge arazisinin kullanımına ilişkin mekânsal yönetim planları her bölge için Genel Müdürlükçe belirlenir. Bölge faaliyete geçmeden önce inşa edilecek üst yapılara ilişkin projeler Genel Müdürlükçe onaylanır." düzenlemesine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Mülkiyet hakkı, gerek Anayasa gerek uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan temel insan hakları arasında olup; bu düzenlemeler uyarınca ancak kanuna ve kamu yararına dayalı olarak kısıtlanabilmesi mümkündür.
Mer'i mevzuatımızda, mülkiyet hakkına yönelik müdahalelere yer verilen temel nitelikteki düzenlemelerden biri de, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'dur.
2942 sayılı Kanun'a göre idarelerin, kanunlarla ve Cumhurbaşkanlığı Kararnameleriyle yapmak yükümlülüğünde bulundukları kamu hizmetlerinin veya teşebbüslerinin yürütülmesi için gerekli olan taşınmaz malları, kaynakları ve irtifak haklarını; bedellerini nakden ve peşin olarak veya Kanun'un 3. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen hallerde, eşit taksitlerle ödemek suretiyle kamulaştırabilmeleri mümkündür.
Anılan Kanun'da, kamulaştırma işlemleri açısından olağan ve acele kamulaştırma olmak üzere iki ayrı usul düzenlenmiştir.
Olağan kamulaştırma sürecinde; kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz mallar kamulaştırılırken, öncelikle yeterli ödenek ayrıldıktan sonra, Kanun'un 5. ve 6. maddelerinde belirlenen mercilerce kamu yararı kararı alınır. Kamulaştırmayı gerçekleştirecek idarece, sırasıyla, aynı Kanun'un 7. maddesinde ayrıntısı belirlendiği üzere taşınmaza ilişkin ölçekli plan yapılır, taşınmazın maliki belirlenir, vergi beyan ve değeri tespit edilir ve tapuya kamulaştırma şerhi verilmesinin ardından Kanun'un 8. maddesine göre idarenin satın alma usulünü, karşılıklı anlaşmaya dayalı olarak denemesi gerekir. Bu yolla anlaşmaya varılamaması halinde, Kanun'un 10. maddesine göre idarenin ilgili belgelerle birlikte taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinde kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına tescilini sağlamak amacıyla dava açması gerekir ve ancak mahkemece tescil kararı verildikten sonra idare, kamulaştırmaya konu taşınmaz üzerinde tasarruf edebilir hale gelir.
Olağan kamulaştırma usulünde, asliye hukuk mahkemesi, idare adına tescil hükmü kurmadığı sürece, idarenin taşınmaza el atma ve taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi bulunmamaktadır.
Acele kamulaştırma usulü ise 2942 sayılı Kanun'un 27. maddesinde belirlenen “3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacında” veya “aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde” veya “özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda” başvurulabilen, olağan kamulaştırma usulünden farklı olarak, idareye kamulaştırma işlemlerine ilişkin prosedürün sonuçlanmasını beklemeden, kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere, ilgili idarenin istemi ile mahkemece, yedi gün içinde o taşınmaz malın Kanun'da belirtilen usule göre bilirkişilerce tespit edilecek değerinin, idare tarafından mal sahibi adına bankaya yatırılması şartıyla, o taşınmaz mala el koyma imkanı tanıyan ayrı bir usul olarak öngörülmüştür.
Kanun'un 27. maddesinde, acele kamulaştırma işleminin dayandırılacağı üç sebep unsurundan, “aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar verilen haller” bakımından, Kanun'da açık bir acelelik haline yer verilmediğinden, maddede öngörülen diğer iki koşuldan bağımsız şekilde, işlem tesisine dayanak olan acelelik halinin ve olağan kamulaştırma usulünden ayrılmasını gerektiren nedenlerin, kamu yararı ile özel mülkiyet hakkı arasındaki denge gözetilerek gerçekleşip gerçekleşmediğinin her somut olayda, projenin ve hizmetin niteliği, mahalli veya ulusal ihtiyacın ivedilikle karşılanması gerekliliği gibi hususlar da göz önünde bulundurularak yargı yerince değerlendirilmesi gerekmektedir.
Acele kamulaştırma istisnai bir yöntem olduğundan, olağan kamulaştırma gerekçeleri dışında aceleliğin varlığına dair şartlarının ortaya konulması gerekmektedir.
Acelelik koşulunun kamu düzenine ilişkin olması gerektiği ve kamu yararının ise, olağan kamulaştırma usulü ile sağlanması amaçlanan kamu yararından farklı olarak, acele kamulaştırma yapılmasını gerektiren, aceleliği zorunlu kılan bir yarar olduğu açıktır.
Dolayısıyla, acele kamulaştırmaya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararlarının da kamu yararı amacına ve hukuka uygun olup olmadığına yönelik hukuki denetiminin; diğer idari işlemler gibi yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden incelenerek yapılması gerektiği açıktır.
Yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde, dava konusu acele kamulaştırmaya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı'nın "Kamu Yararı" ve "Acelelik Hali" ölçütleri yönünden ayrı ayrı incelenmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, Kocaeli Serbest Bölgesinin … tarih ve … sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yeri ve sınırlarının belirlendiği, Kocaeli Serbest Bölgesinin gemi inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmalar için önemli bir cazibe merkezi olma özelliğini gösterdiği, yaklaşık 685 bin metrekaresi kullanılabilir durumda olan bölge arazisinin %98 oranında doluluğa ulaştığı, yeni yatırımcıların yatırım taleplerinin karşılanamadığı gerekçeleriyle, bölge sınırlarının değiştirilerek, yeni alan dahilinde kalan özel mülkiyete ait iki adet parselin acele kamulaştırılmasına ilişkin dava konusu Cumhurbaşkanlığı Kararı'nın alındığı, Kocaeli Serbest Bölgesinin genişleme alanına ait tamamlanmış bir imar planı bulunmamakla birlikte Serbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliği'nin 8. maddesinin 15. fıkrası uyarınca bu bölgelerde imar planı yerine geçen Mekansal Yönetim Planının, Kocaeli Serbest Bölge Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısı ile yürürlüğe konulduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, … tarih ve … sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yeri ve sınırları belirlenen Kocaeli Serbest Bölge alanın, oluşan ihtiyaca istinaden 3218 sayılı Kanun'un 2. maddesi uyarınca Cumhurbaşkanlığınca genişletilebileceği açık ise de, gemi inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmalar için önemli bir cazibe merkezi olma özelliği gösteren ve yaklaşık 685 bin metrekaresi kullanılabilir durumda olan Kocaeli Serbest Bölgesinin arazisinin %98 oranında doluluğa ulaşması nedeniyle yeni yatırımcıların yatırım taleplerinin karşılanamamasına yönelik gerekçelerin, uyuşmazlığa konu taşınmazın 2942 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılması için yeterli olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, dava konusu acele kamulaştırma kararında 2942 sayılı Kanun'un 27. maddesinde öngörülen acele kamulaştırma prosedürünün uygulanması için gerekli olan olağanüstü durumların ve bu yönteme başvurulması ile amaçlanan kamu yararının somut olarak ortaya konulamadığı sonucuna varıldığından, dava konusu Cumhurbaşkanlığı Kararı'nın uyuşmazlık konusu parselin acele kamulaştırılmasına yönelik kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bu durumda, dava konusu işlemin uyuşmazlık konusu parselin acele kamulaştırılmasına ilişkin kısmının iptali yolundaki Daire kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idareler ile müdahilin temyiz istemlerinin reddine,
2.Dava konusu işlemin uyuşmazlık konusu parselin acele kamulaştırılmasına yönelik kısmının iptaline ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 02/11/2023 tarih ve E:2022/8424, K:2023/7847 sayılı kararının, yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 09/05/2024 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Anayasa’nın 35. maddesinin 2. fıkrasında mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabileceği belirtilmek suretiyle mülkiyet hakkına yönelik müdahalelerin kanunda öngörülmesi gereği ifade edilmiştir. Acele kamulaştırma usulü idareye kamulaştırma işlemlerinin neticelenmesini beklemeden kamulaştırılan taşınmaza el koyma imkânı tanıyan olağanüstü bir kamulaştırma usulüdür. Acele kamulaştırmada, kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile Mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın kanunda belirtilen usule göre bilirkişilerce tespit edilecek değeri idare tarafından mal sahibi adına bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir. Acele kamulaştırma usulü, olağan kamulaştırmada malik lehine getirilen usule ilişkin güvenceleri bertaraf etmemekte; yalnızca bu usullerin işletilmesinden önce idareye, kamulaştırılacak taşınmaza el koyma imkânı tanımaktadır. Taşınmaza el konulduktan sonra idare tarafından öncelikle satın alma yolunun işletilmesi, bunun mümkün olamaması durumunda ise Asliye Hukuk Mahkemesinde bedel tespiti ve tescil davası açılması gerekmektedir. Kamulaştırılmasına karar verilen taşınmaza acele olarak ihtiyaç duyulması halinde, 2942 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca kamulaştırma acele usulle yapılmaktadır.
Bu çerçevede, 2942 sayılı Kanun'un 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlendiğinden, madde hükmü ile acele kamulaştırmada olağan kamulaştırmaya oranla özel koşulların varlığı aranmış ve üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanınmıştır. Anılan hüküm uyarınca taşınmazların bir an önce kullanılmasına ihtiyaç duyulan, kamu düzenine ilişkin olarak acelelik halinin bulunduğu durumlarda Cumhurbaşkanınca, taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verilebilmektedir.
Acele kamulaştırma istisnai bir yöntem olduğundan, olağan kamulaştırma gerekçeleri dışında aceleliğin varlığına dair şartlarının ortaya konulması gerekmektedir.
Acelelik koşulunun kamu düzenine ilişkin olması gerektiği ve kamu yararının ise, olağan kamulaştırma usulü ile sağlanması amaçlanan kamu yararından farklı olarak, acele kamulaştırma yapılmasını gerektiren, aceleliği zorunlu kılan bir yarar olduğu açıktır.
Dava konusu işlem ile … tarih ve … sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yeri ve sınırları belirlen Kocaeli Serbest Bölgesinin, yaklaşık 685 bin metrekaresi kullanılabilir durumda olan bölge arazisinin %98 oranında doluluğa ulaşması ve yeni yatırımcıların yatırım taleplerinin karşılanamaması nedeni ile sınırları genişletilmiş, genişleme alanında kalan taşınmazların, tapuda Hazine adına tescil edilmek üzere Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu'nun 2. ve 5. maddeleri ile 2942 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına karar verilmiştir.
Dava konusu Karar ile gemi inşa sektörü için önemli bir üretim merkezi olan Kocaeli Serbest Bölgesinin genişletilerek yatırımcıların yeni yatırım yeri taleplerinin karşılanmasının amaçlandığı, davaya konu taşınmazın da içinde yer aldığı 60.307m2 alanın, yat üretimi konusunda faaliyet gösterecek yatırımcılara tahsis edilerek, yatırımın tamamlanması sonrasında yapılacak yat üretimi faaliyetlerinde yaklaşık 4 bin kişilik istihdam sağlanacağı ve yıllık 250 milyon ABD doları ihracat gerçekleştirilmesinin öngörüldüğü anlaşılmaktadır.
Bu durumda, ülke ekonomisinin, sanayisinin ve ticaretinin büyüyüp gelişmesini sağlayacak proje ve yatırımların en kısa sürede ve kamu kaynaklarının etkin ve verimli bir şekilde kullanılarak hayata geçirilebilmesini teminen, genişletilen serbest bölge sınırlarında kalan uyuşmazlık konusu taşınmazın kamulaştırılmasında kamu yararı bulunduğu ve 2942 sayılı Kanun'un 27. maddesinin uygulanabilmesinin şartlarından olan acelelik halinin bulunduğu ve dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idareler ile müdahilin temyiz istemlerinin kabulü ile Daire kararının bozularak davanın reddine karar verilmesi gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!