WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DANIŞTAY İDARE DAVA DAIRELERI KURULU

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2023/3002 E.  ,  2024/1249 K.
"İçtihat Metni" T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2023/3002
Karar No : 2024/1249

TEMYİZ EDEN (DAVACI): … Derneği
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI): … Bakanlığı
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: Danıştay Sekizinci ve Onuncu Daireleri Müşterek Kurulunun 11/04/2023 tarih ve E:2023/1131, K:2023/1877 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: 01/03/2022 tarih ve 31765 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 1. maddesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 15/12/2022 tarih ve E:2022/3510, K:2022/3657 sayılı usul yönünden bozma kararına uyularak oluşturulan Danıştay Sekizinci ve Onuncu Daireleri Müşterek Kurulunun 11/04/2023 tarih ve E:2023/1131, K:2023/1877 sayılı kararıyla;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, iptal davalarının, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu, maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlandığı,
Aynı Kanun'un 14. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinde, dava dilekçesinin, davacının dava açma ehliyeti olup olmadığı yönünden inceleneceği; 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, davacının, iptali istenen işlem yönünden dava açma ehliyeti bulunmadığı anlaşıldığında davaların reddine karar verileceği kurallarına yer verildiği,
İptal davalarının, idarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli denetim araçlarından olduğu, bununla birlikte, her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunmasını öngören yasa koyucunun, iptal davaları için menfaat ihlalini, subjektif ehliyet koşulu olarak aradığı,
İptal davalarındaki subjektif ehliyet koşulunun, doğrudan doğruya hukuk devletinin yapılandırılması ve sürdürülmesine ilişkin bir sorun olması dolayısıyla, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun iptal davası yoluyla denetlenmesini engellemeyecek bir biçimde anlaşılması gerektiği,
Nitekim; çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren konularda subjektif ehliyet koşulunun, bu durum dikkate alınarak yorumlanması gerektiğine ilişkin Danıştay kararlarının yerleşik içtihat niteliği kazandığı,
Anılan yasal düzenlemeler ile iptal davalarının hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen işlemlerin, ancak bu idari işlemlerle kişisel, meşru ve güncel bir menfaat ilgisi olanlar tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulünün zorunlu olduğu,
Yukarıda belirlenen kişisel, meşru ve güncel bir menfaat alakasının varlığının taraf ilişkisinin kurulmasında yeterli sayıldığı ve bu hususun davanın niteliğine ve özelliğine göre belirlendiği,
Bu açıklamalar karşısında, dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığı saptanırken, iptal davasının genel amacının yanı sıra dava konusu idari işlemin niteliğine bakılarak menfaat ilgisinin olaya özgü değerlendirilmesi gerektiği,
Davacı Derneğe ait Tüzük'ün 2. maddesinde, Derneğin amacının; hukukun, insanlığın binlerce yıllık tarihsel kazanımlar ışığında geliştirilmesi, insanın özgürleşmesi ve demokratiklik temeline dayalı, toplum bilinci ile güven altına alınmış bir hukuk sisteminin kurulması, başta yaşam hakkı olmak üzere temel haklara ve insanlık onuruna yönelik her türlü saldırının önlenmesi için çalışma yapmak olduğunun belirtildiği,
"Derneğin Yapacağı İşler" başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasının (k) bendinde ise; çevrenin ve ekolojik dengenin ve doğal yaşamın korunması için bu amaçlarla kurulmuş örgütlere hukuki ve fiili yardımda bulunacağı, bu doğrultuda gerekli yasal ve fiili düzenleme ve uygulamaların yaşama geçirilmesi için çaba sarf edeceğinin düzenlendiği,
Söz konusu maddeler uyarınca davacı Derneğin kuruluş amacı ile davaya konu ettiği Yönetmelik hükmü arasında güncel, kişisel ve meşru bir menfaat ilişkisinin bulunduğunun kabulüne olanak bulunmadığı,
Diğer taraftan, Derneğin faaliyet alanı kapsamında çevrenin ve ekolojik dengenin ve doğal yaşamın korunması amacıyla kurulmuş örgütlere fiili ve hukuki yardımda bulunacağı ve bu doğrultuda çalışmalar yapacağının düzenlendiği, kuruluş amacının çevre ve ekolojik dengenin ve doğal yaşamın korunması olmadığı gibi bu amaçlarla kurulan örgüt veya derneklere yardımda bulunmak dışında bu konularda faaliyette bulunacağına ilişkin bir düzenlemeye Tüzük'te yer verilmemesi nedeniyle dava konusu Yönetmelik hükmünün iptalini istemekte doğrudan bir menfaatinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, Derneklerine ait Tüzük'ün 2. maddesi ile 3. maddesinin 1. fıkrasının (k) bendi uyarınca dava konusu Yönetmelik hükmüne karşı dava açma ehliyetinin bulunduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, Danıştay Sekizinci ve Onuncu Daireleri Müşterek Kurulunca verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile Müşterek Kurul kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle ehliyet yönünden reddine ilişkin Danıştay Sekizinci ve Onuncu Daireleri Müşterek Kurulunun temyize konu 11/04/2023 tarih ve E:2023/1131, K:2023/1877 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 30/05/2024 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY X- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin "a" fıkrasında, idari işlemler hakkında; yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar iptal davaları olarak tanımlanmış; idarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli denetim araçlarından olmakla birlikte her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunmasını öngören yasakoyucu, iptal davaları için "menfaat ihlali"ni, subjektif ehliyet koşulu olarak getirmiştir.
İptal davalarındaki subjektif ehliyet koşulunun, doğrudan doğruya hukuk devletinin yapılandırılması ve sürdürülmesine ilişkin bir sorun olması dolayısıyla, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun iptal davası yoluyla denetlenmesini engellemeyecek bir biçimde anlaşılması gerekmektedir. Nitekim; çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren konularda subjektif ehliyet koşulunun, bu durum dikkate alınarak yorumlanması gerektiğine ilişkin Danıştay kararları yerleşik içtihat niteliği kazanmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 56. maddesinde; derneklerin, gerçek veya tüzel en az yedi kişinin kazanç paylaşma dışında belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları, tüzel kişiliğe sahip kişi toplulukları olduğu; 90. maddesinde ise, derneklerin, amaçlarını gerçekleştirmek üzere, tüzüklerinde belirtilen çalışma konuları ve biçimleri doğrultusunda faaliyette bulunacakları hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun "Dernek Tüzüğü" başlıklı 4. maddesinin (b) fıkrasında, "Derneğin amacı ve bu amacı gerçekleştirmek için dernekçe sürdürülecek çalışma konuları ve çalışma biçimleri ile faaliyet alanı" nın dernek tüzüğünde yer alacağı belirtildikten sonra, 30. maddesinin (a) fıkrasında "Tüzüklerinde gösterilen amaç ve bu amacı gerçekleştirmek üzere sürdürüleceği belirtilen çalışma konuları dışında faaliyette bulunamayacakları" hüküm altına alınmıştır.
Bu çerçevede, Anayasa'nın Hak Arama Özgürlüğünü düzenleyen 36. maddesi uyarınca dernekler, sendikalar ve meslek kuruluşları gibi sivil toplum örgütlerinin, kuruluş amaçları doğrultusunda, çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren konularda, idari yargı mercileri önünde iptal davası açabilecekleri ve hukuki menfaatleri somut, güncel ve meşru olmak kaydıyla bu tür sivil toplum kuruluşlarının kendi kuruluş amaçları çerçevesinde iptal davası açmada 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca özel (subjektif) ehliyet sahibi oldukları anlaşılmaktadır.
Bu durumda, uyuşmazlıkta, davacı Derneğin dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi için, öncelikle, dava konusu edilen Yönetmelik değişikliğinin, kamu yararını yakından ilgilendiren bir konu olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
Dava konusu Yönetmelik hükmü ile, tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlarda madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine imkan tanınmış ve bunun şartları düzenlenmiştir.
Dava dilekçesinde, dava konusu Yönetmelik hükmü ile 3572 sayılı Kanun'a aykırı olarak zeytinlik alanların yok olmasına neden olunacağı ileri sürülmektedir.
Davaya konu Yönetmelik değişikliği incelendiğinde, yapılan değişikliğin çevresel sonuçlar doğurabileceği, dolayısıyla kamusal nitelikli etkilerinin bulunabileceği sonucuna varılmaktadır.
Öte yandan, davacı … Derneği Tüzüğü'nün 2. maddesinde, hukukun, insanlığın binlerce yıllık tarihsel kazanımlar ışığında geliştirilmesi, insanın özgürleşmesi ve demokratiklik temeline dayalı, toplum bilinci ile güvence altına alınmış bir hukuk sisteminin kurulması, başta yaşam hakkı olmak üzere temel haklara ve insanlık onuruna yönelik her türlü saldırının önlenmesi için çalışma yapmak Derneğin amaçları olarak gösterilmiştir. Yine Tüzüğün 3. maddesinde; Derneğin amaçlarına ulaşabilmek için, çevrenin ve ekolojik dengenin ve doğal yaşamın korunması için bu amaçlarla kurulmuş örgütlere hukuki ve fiili yardımda bulunacağı, bu doğrultuda gerekli yasal ve fiili düzenleme ve uygulamaların yaşama geçirilmesi için çaba sarf edeceği kurala bağlanmıştır.
Bu durumda, davacı Derneğin kuruluş amacı ve yapacağı çalışmalar dikkate alındığında; çevresel ve dolayısıyla kamusal sonuçlar doğurabilecek Yönetmelik değişikliğine karşı açılan davada, davacı Derneğin subjektif ehliyetinin (menfaat koşulu) bulunduğu sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın ehliyet yönünden reddi yolunda verilen Müşterek Kurul kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

UYAP Entegrasyonu