DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2023/2916 E. , 2024/1251 K.
"İçtihat Metni" T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2023/2916
Karar No : 2024/1251
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Odası
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU: Danıştay Sekizinci ve Onuncu Daireleri Müşterek Kurulunun 11/04/2023 tarih ve E:2023/1130, K:2023/1876 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 01/03/2022 tarih ve 31765 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 1. maddesiyle asıl Yönetmelik'in 115. maddesine eklenen 4. fıkranın iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 15/12/2022 tarih ve E:2022/3578, K:2022/3660 sayılı usul yönünden bozma kararına uyularak oluşturulan Danıştay Sekizinci ve Onuncu Daireleri Müşterek Kurulunun 11/04/2023 tarih ve E:2023/1130, K:2023/1876 sayılı kararıyla,
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan ve iptal davasının subjektif ehliyet koşulu olan "menfaat ihlali"nin, içtihatlarda dava konusu işlemle davacı arasında kurulan kişisel, meşru, güncel bir menfaat ilişkisi olarak tanımlandığı, menfaatin kişisel olmasının, idari işlemin mutlaka davacı hakkında tesis edilmiş olması sonucunu doğurmadığı, sözü edilen menfaat ilişkisinin varlığı ve sınırlarının davacının gerçek kişi, tüzel kişi, belde sakini olması gibi hususlar dikkate alınmak suretiyle ve her olayda yargı yerince uyuşmazlığın niteliği de göz önünde tutularak belirlendiği,
Dava konusu uyuşmazlıkta, davacının kamu kurumu niteliğindeki bir meslek kuruluşu olduğu,
Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının genel nitelikteki düzenleyici işlemlere karşı, kural olarak, kuruluş yasalarında gösterilen amaçları doğrultusunda dava açma ehliyeti bulunduğu, nitekim, konuyla ilgili yasal düzenlemelerde de, bu kuruluşların amaçları dışında faaliyette bulunamayacakları hususunun açık bir biçimde yer aldığı,
İptal davalarının, idarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli denetim araçlarından olduğu, bununla birlikte, her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunmasını öngören yasa koyucunun, iptal davaları için menfaat ihlalini, subjektif ehliyet koşulu olarak aradığı,
İptal davalarındaki subjektif ehliyet koşulunun, doğrudan doğruya hukuk devletinin yapılandırılması ve sürdürülmesine ilişkin bir sorun olması dolayısıyla, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun iptal davası yoluyla denetlenmesini engellemeyecek bir biçimde anlaşılması gerektiği,
İptal davasının içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idari işlemlerin, ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurulabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabul edildiği,
Taraf ilişkisinin kurulması için gerekli olan kişisel, meşru ve güncel bir menfaat ilgisinin varlığının, davanın niteliğine ve özelliğine göre idari yargı yerlerince belirlendiği, davacının idari işlemle ciddi ve makul, maddi ve manevi bir ilişkisinin, hukuken korunması gereken bir menfaat bağının bulunmasının dava açma ehliyeti için gerekli sayıldığı,
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu Yönetmelik ile madencilik faaliyetinin yapıldığı sahaların genişletilmesi yönünde düzenleme yapıldığı, davacı Odanın faaliyet alanının kısıtlanmasına ya da ortadan kaldırılmasına yönelik bir düzenleme yapılmadığının görüldüğü,
Bu durumda, dava konusu Yönetmelik hükmünde davacının hukuken korunan kişisel, meşru ve güncel bir menfaatinin ihlalinden söz edilemeyeceği anlaşıldığından, işbu davada davacı Odanın dava açma ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle,
davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Maden Yönetmeliği'nde yapılan her değişikliğin Odaları üyesi maden mühendislerinin çalışma alanı ve koşullarını etkilediği, 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği Kanunu ile Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği Ana Yönetmeliği uyarınca Odalarının kamu yararı ve maden mühendislerinin menfaatlerini korumak bakımından dava açma ehliyetinin bulunduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Sekizinci ve Onuncu Daireleri Müşterek Kurulunca verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Müşterek Kurul kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa'nın kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını düzenleyen 135. maddesinde, "Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleridir." hükmü yer almıştır.
6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği Kanunu'nun 2. maddesinde, "Mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlâkını korumak için gerekli gördüğü bütün teşebbüs ve faaliyetlerde bulunmak" ve "Meslek ve menfaatleriyle ilgili işlerde resmî makamlarla işbirliği yaparak gerekli yardımlarda ve tekliflerde bulunmak, meslekle ilgili bütün mevzuatı, normları, fenni şartnameleri incelemek ve bunlar hakkındaki görüş ve düşünceleri ilgililere bildirmek" Birliğin kuruluş amaçları arasında sayılmış; 19. maddesinde, "Odalar, bu Kanun'un 2. maddesinde belirtilen amaç için Birlik Umumi Heyetince kararlaştırılan işlerden yalnız odalarını ilgilendiren kısımlar ile görevlidirler." kuralı yer almıştır.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Maden Mühendisleri Odası Ana Yönetmeliği'nin, Odanın amaçlarını düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, "Doğal kaynakların bulunmasında, işletilmesinde, sanayinin gereksinimine uygun olarak hazırlanmasında ve pazarlanmasında, ülke ve kamu yararı doğrultusunda madencilik politikaları üretmek, bu hedefe ulaşmak için gerekli görülen tüm girişim ve etkinliklerde bulunmak," hükmüne yer verilmiştir.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Maden Mühendisleri Odası Serbest Maden Mühendisliği Hizmetleri Uygulama, Tescil, Denetim ve Belgelendirme Yönetmeliği'nin "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasında, maden mühendisinin, Odaya karşı yükümlülüklerini yerine getirerek üyelik sıfatını koruyan ve TMMOB ya da Oda mevzuatı uyarınca çalışması yasaklanmamış maden mühendislerini ifade ettiği belirtilmiş; "Maden mühendisliği hizmetleri" başlıklı 5. maddesinde, madencilik alanındaki proje, uygulama, yönetim ve denetim, bilirkişilik, eğitim ve öğretim hizmetleri gibi çeşitli hizmetler, maden mühendisliği mesleğinin başlıca hizmet alanları arasında sayılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Hukuk devletinde idarenin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğunun ve sonuçta idarenin hukuka bağlılığının yargısal denetimi iptal davaları yoluyla sağlanmaktadır.
Bir iptal davasının açılabilmesi ve idari yargı mercilerinin bu davayı ön koşullar yönünden kabul edebilmesi için 2577 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca dava dilekçeleri "ehliyet" yönünden de incelenmektedir. Dolayısıyla, iptal davası açılabilmesinin ön koşullarından biri davacının objektif ve subjektif dava ehliyetinin olmasıdır.
Danıştayın istikrar bulan kararlarına göre, davacının subjektif dava açma ehliyetinin bulunduğunun kabulü için idari işlemin davacının meşru, şahsi ve güncel bir menfaatini ihlal etmesi gerekmektedir.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Maden Mühendisleri Odası Serbest Maden Mühendisliği Hizmetleri Uygulama, Tescil, Denetim ve Belgelendirme Yönetmeliği'nin 5. maddesinde, madencilik alanındaki proje, uygulama, yönetim ve denetim, bilirkişilik, eğitim ve öğretim hizmetleri gibi çeşitli hizmetler, maden mühendisliği mesleğinin başlıca hizmet alanları arasında sayılmıştır.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Maden Mühendisleri Odası Ana Yönetmeliği'nin, Odanın amaçlarını düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, "Doğal kaynakların bulunmasında, işletilmesinde, sanayinin gereksinimine uygun olarak hazırlanmasında ve pazarlanmasında, ülke ve kamu yararı doğrultusunda madencilik politikaları üretmek, bu hedefe ulaşmak için gerekli görülen tüm girişim ve etkinliklerde bulunmak," davacı Odanın amaçları arasında sayılmıştır.
Dava konusu Yönetmelik ile, tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlarda madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine imkan tanınmış ve bunun şartları düzenlenmiştir.
Bu durumda, davacı Odanın amaçları arasında doğal kaynakların bulunmasında, işletilmesinde, sanayinin gereksinimine uygun olarak hazırlanmasında ve pazarlanmasında, ülke ve kamu yararı doğrultusunda madencilik politikaları üretme, bu hedefe ulaşmak için gerekli görülen tüm girişim ve etkinliklerde bulunmanın yer alması ve Oda üyelerinin madencilik alanında faaliyet gösterme yetkisinin olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu Yönetmelik hükmünün iptali istemiyle açılan davada, davacının somut, güncel ve meşru bir menfaat bağının bulunduğu sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla, davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki Müşterek Kurul kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle ehliyet yönünden reddine ilişkin Danıştay Sekizinci ve Onuncu Daireleri Müşterek Kurulunun temyize konu 11/04/2023 tarih ve E:2023/1130, K:2023/1876 sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Danıştay Sekizinci Dairesine gönderilmesine,
4. Kesin olarak, 30/05/2024 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Sekizinci ve Onuncu Daireleri Müşterek Kurulunca verilen kararın usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!