WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DANIŞTAY İDARE DAVA DAIRELERI KURULU

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2023/1611 E.  ,  2024/1179 K.
"İçtihat Metni" T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2023/1611
Karar No : 2024/1179

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Birliği

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 31/10/2022 tarih ve E:2018/4108, K:2022/4862 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 14/04/2018 tarih ve 30391 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2018 yılı Bilirkişilik Asgari Ücret Tarifesi'nin 6., 8. ve 9. maddelerinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 31/10/2022 tarih ve E:2018/4108, K:2022/4862 sayılı kararıyla;
6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu'nun dava konusu düzenlemenin yapıldığı tarihte "Bilirkişilik Daire Başkanlığı ve görevleri" başlıklı 6. maddesinin 2. fıkrasının (ğ) bendi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 283. maddesi; 03/08/2017 tarih ve 30143 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Bilirkişilik Yönetmeliği'nin "Bilirkişi gider ve ücreti" başlıklı 57. maddesine yer verilerek,
6754 ve 6100 sayılı Kanun hükümleri uyarınca Bilirkişilik Asgari Ücret Tarifesi belirlemek ve güncellemek konularında Bakanlığın yetkili olduğu, yine 6754 sayılı Kanun'un 18. maddesi gereği Kanun'un uygulanmasını sağlamak konusunda davalı Adalet Bakanlığına Yönetmelik ile düzenleme yapma yetkisi verildiği, Kanun'un ve Yönetmeliğin verdiği yetki kapsamında Tarife'nin yürürlüğe konulduğu,
Yönetmelik'in 6. maddesi yönünden;
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 283. maddesinde, bilirkişiye, sarf etmiş olduğu emek ve mesaiyle orantılı bir ücret ile inceleme, ulaşım, konaklama ve diğer giderlerinin ödeneceğinin ifade edildiği,
Bilirkişilik ücretinin ve masraflarının objektif ölçütlere göre ve ülke çapında yeknesak şekilde belirlenmesini sağlamak, bilirkişiliğin Anayasa'nın 18. maddesi ile yasaklanan bir angaryaya dönüşmesini önlemek, nitelikli ve konusunda gerçekten uzman olan kişileri, bilirkişi olarak hizmet vermeye özendirmek amacıyla, Adalet Bakanlığınca, bilirkişi gider ve ücret tarifesi belirlenmek ve her yıl güncellenmek suretiyle söz konusu alanda düzenleme yapıldığı,
6100 sayılı Kanun'un 120. maddesinde, davacının yargılama harçları ile gider avansı tarifesinde belirlenecek tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğunun hükme bağlandığı; Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik'in 205. maddesinde ise, bilirkişi ücretlerinin "gider avansı" kalemleri arasında sayıldığı, aynı Kanun'un 323. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde ise, tanık ve bilirkişiye ödenen ücret ve diğer giderlerin de yargılama giderleri içerisinde yer aldığının düzenlendiği,
Yargılama giderleri kapsamındaki bilirkişi ücretinin, 6100 sayılı Kanun ve dava konusu Tarife'nin 4. maddesinde de belirtildiği üzere görevlendirmeyi yapan merci tarafından bilirkişinin sarf ettiği emek ve zaman ile orantılı olarak takdir edileceğinin açık olduğu, başka bir ifadeyle, bilirkişi ücretini belirleyen hakimin, bilirkişinin ve yapacağı işin niteliğini, uyuşmazlığın kapsamını, inceleme için gereken süreyi ve içinde bulunulan ekonomik koşulları gözönünde bulunduracağı; bununla birlikte, söz konusu emek ve mesainin her bir dosyaya göre değişebileceği, bilirkişi ücretinin ise gider avansı kapsamında yer almakla dava açılırken ödenmek zorunda olduğu dikkate alınarak dava konusu Tarife düzenlemesi ile bilirkişilik ücretinin ülke çapında yeknesak ve denetlenebilir bir uygulamayla mahkemeler bazında sınıflandırma yapılmak suretiyle asgari bir miktar olarak belirlendiğinin görüldüğü,
Bu kapsamda ücret konusunda asgari düzeyde mahkeme bazında farklılaşan belirlemeler yapılmasının bilirkişilik ücretini takdir edecek olan görevlendirmeyi yapan merciler yönünden bir standart oluşturmak ve benzer olaylarda farklılaşan ücretler oluşmamasını sağlamak açısından hükmedilecek en az tutarın belirlenmesinden ibaret olduğu, görevlendirmeyi yapacak merciin takdir yetkisine müdahale içermediği, nitekim Tarife'nin diğer maddelerinde ücretin, dosya kapsamı, uyuşmazlığın niteliği, inceleme için gereken süre gibi bir takım kriterler uyarınca artırılabileceğinin düzenlendiği, buna göre 6100 sayılı Kanun'un 283. maddesine dayanılarak hazırlanan Tarife'de, mahkeme kriteri esas alınarak bilirkişi ücretlerinin belirlenmesi suretiyle, anılan Kanun'da sarf edilen emek ve mesaiyle orantılı ücret belirlenmesi gerektiğine yönelik olan düzenlemeden ayrılınmadığı ve Kanun'un amacına aykırı bir düzenleme getirilmediği sonucuna varıldığından, dava konusu kuralda hukuka aykırılık görülmediği,
Yönetmelik'in 8. maddesi yönünden;
Anayasa'nın 141. maddesinde, davaların en az giderle sonuçlandırılmasının yargının görevi olarak belirlendiği; 6100 sayılı Kanun'un 30. maddesinin 1. fıkrasında, hâkimin yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesi ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğunun düzenlendiği, aynı Kanun'un 283. maddesinde de, sarf edilen emek ve mesai ile orantılı ücret belirleneceği ifade edilmiş olup, Tarife'nin dava konusu maddesinde, işin mahiyetine göre bu Tarife'de yazılı bilirkişi ücretlerinin görevlendirmeyi yapan merci tarfından indirebileceğinin öngörüldüğü,
Aktarılan yasal düzenlemeler gereği, bilirkişi ücretinin, inceleme konusu işin zorluğu ve karmaşıklığı, benzer uyuşmazlıkların sıklığı, sayısı, incelenecek belge ve delillerin çokluğu, işin hacmi, bilirkişinin sıfatı ve kariyeri, inceleme konusunun çözümü için gerekli uzmanlığa sahip bilirkişilerin bulunmasının zor veya kolay olması ve sunulan raporun kalitesi, özenli oluşu ve tatmin ediciliği gibi ölçütler ışığında, içinde bulunulan ekonomik koşullar da göz önüne alınarak gerekli inceleme ve raporun yazılması için harcanan emek ve mesaiye karşılık olacak ve sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak oranda görevlendirmeyi yapan merci tarafından tespit edilebileceği,
Buna göre, hakime, yargılama faaliyeti içerisinde yargılama giderlerinden olan bilirkişilik ücretini tayin ederken adil yargılanma hakkının gereği olan davaların en az giderle sonuçlandırılmasını ifade eden usul ekonomisine uygun davranma ve bilirkişiye sarf ettiği emek ve mesai ile orantılı ücret belirleme ödevinin Anayasa ve Kanun ile yüklendiği; dolayısıyla uyuşmazlığın niteliği, dosyanın kapsamı, harcanan emek ve mesai dikkate alınarak işin mahiyetine göre görevlendirme yapan merci tarafından Tarife'de belirlenen ücretten indirim yapılabileceğini öngören düzenlemede hukuka aykırılık görülmediği, düzenlemenin usul ekonomisinin bir gereği olduğu sonucuna varıldığı,
Yönetmelik'in 9. maddesi yönünden;
Dava konusu maddede, ayrı bir inceleme ve araştırmayı gerektirmeyen seri dosyalarda işin mahiyetine göre uygun bir miktar indirim yapılacağının düzenlendiği,
Seri dosyaların aynı veya benzer sebeplerden doğan ve konuları da birbirine oldukça benzer olan, aynı davalı kişi ya da kişilere karşı açılmış bulunan dosyalar olduğu, bu kapsamda bilirkişi tarafından her bir dosya için ayrı bir emek, mesai sarf edilmeyeceği, bir dosya için yapılan inceleme ve araştırma sonucu hazırlanan raporun diğer dosyalarda da kullanılacağı, hâkimin gereksiz yargılama gideri yapılmamasını sağlamakla da yükümlü olduğu hususları birlikte dikkate alındığında; seri dosyalarda indirim yapılmasının ve indirim miktarının görevlendirme yapan mercii tarafından işin mahiyetine göre takdir edilmesinin öngörülmesinde hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle,
Davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Kanun'da açıkça Tarife ile belirlenecek ücretlerin, bilirkişinin yapacağı incelemenin niteliği ve önemi ile bilirkişinin sarf edeceği emek ve zamanın esas alınacağı belirtildiğinden, Tarife'nin 6. maddesinin, 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu ile Bilirkişilik Yönetmeliği'nin amacına aykırı olduğu gibi bilirkişi ücretlerinin belirlenmesinde mahkeme ayrımına gidilmesinin, hakimin uygulamada takdir yetkisini serbestçe kullanmasının önünde bir engel oluşturduğu; Tarife'nin 8. maddesinin Tarife'nin “asgari” niteliğine aykırılık teşkil ettiği; öte yandan, Tarife'nin 7.maddesi incelendiğinde, Tarife'de belirtilen ücretlerin artırılması sebepleri sınırlı olarak tek tek sayıldığı halde, indirim için kullanılan “işin mahiyetinin gerektirmesi hali" ifadesinin muğlak olduğu, uygulamada farklı yorumlar nedeniyle farklı şekillerde uygulanabileceğinden hukuki güvenlik ilkesine de aykırı olduğu; 9. maddede düzenlenen seri dosyalarda, indirim şeklinin ve miktarının net olarak belirlenmesi gerektiği, bu haliyle seri dosya kabul edilecek dosya sayısının ve indirim oranlarının çok farklı şekillerde uygulanabileceği, bu durumun da hukuki güvenlik ilkesine aykırılık teşkil ettiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'UN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu Tarife'nin "asgari" nitelikte olduğu, yani Tarife ile bilirkişi ücreti olarak belirlenen tutarların, hükmedilecek en az tutarı ifade ettiği anlaşıldığından, Tarife'nin dava konusu 8. maddesindeki, işin mahiyetine göre bu Tarife'de yazılı bilirkişi ücretlerinin görevlendirmeyi yapan merci tarfından indirebileceğine yönelik düzenlemenin, Tarife'nin "asgari ücret tarifesi" olma niteliği ile uyuşmadığı ve hükmedilecek en az tutarın belirlendiği Tarife'de, bu tutarın altında ücret takdir edilmesine olanak tanıması yönüyle hukuka uyarlık bulunmadığı; öte yandan, seri davalarda, görevlendirmeyi yapan merci tarafından indirim yapılabilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktaysa da, bu konuda dosya sayısı, indirim tutarı gibi objektif kriterler belirlenmemiş olması nedeniyle, düzenlemenin bu haliyle hukuki belirlilik ilkesine aykırı olduğu sonucuna varıldığından, davacının temyiz isteminin kısmen kabulü ile Daire kararının Tarife'nin 8. ve 9. maddeleri yönünden davanın reddine ilişkin kısmının bozulması, 6. madde yönünden davanın reddine ilişkin kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Üye … 'nın; davacı Türkiye Barolar Birliğinin, dava konusu Tarife'nin iptalini istemekte hukuken korunması gereken bir menfaatinin bulunmadığı yönündeki ayrışık oyuna karşılık, davacı Birliğin ehliyetli olduğuna oyçokluğu ile karar verilerek, işin esasına geçildi.

İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT :
6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu'nun "Bilirkişilik Daire Başkanlığı ve görevleri" başlıklı 6. maddesinin 2. fıkrasının (ğ) bendinde, "Bilirkişilik Asgari Ücret Tarifesini belirlemek ve her yıl güncellemek." Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulan Bilirkişilik Daire Başkanlığının görevleri arasında sayılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 283. maddesinde, "Bilirkişiye, sarf etmiş olduğu emek ve mesaiyle orantılı bir ücret ile inceleme, ulaşım, konaklama ve diğer giderleri ödenir. Bu konuda, Adalet Bakanlığınca çıkarılacak ve her yıl güncellenecek olan tarife esas alınır." hükmüne yer verilmiştir.
03/08/2017 tarih ve 30143 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Bilirkişilik Yönetmeliği'nin "Bilirkişi gider ve ücreti" başlıklı 57. maddesinin 1. fıkrasında, "Bilirkişiye, tarife esas alınmak suretiyle görevlendirmeyi yapan merci tarafından incelemenin nitelik ve önemi, bilirkişinin sarf etmiş olduğu emek ve zaman göz önünde bulundurularak belirlenen ücret ödenir." hükmü ile 2. fıkrasında, "Bilirkişi gider ve ücretine ilişkin usul ve esaslar tarife ile belirlenir." kuralı yer almaktadır.
Anılan Kanun ve Yönetmelik hükümleri uyarınca çıkarılan ve 14/04/2018 tarih ve 30391 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 2018 Yılı Bilirkişilik Asgari Ücret Tarifesi'nin 1. maddesinde, Tarife'nin amacı, Bilirkişilik Kanunu ve Yönetmeliği gereğince bilirkişiye ödenecek ücret ve giderlerin miktarı ile bunların ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemek olarak belirtilmiş, iptali istenilen 8. maddesinde, görevlendirmeyi yapan merciin, işin mahiyetinin gerektirmesi halinde bu Tarife'de yazılı bilirkişi ücretlerini indirebileceği düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Danıştay Onuncu Dairesince 14/04/2018 tarih ve 30391 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2018 yılı Bilirkişilik Asgari Ücret Tarifesi'nin 6., 8. ve 9. maddelerinin iptali istemiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Danıştay Onuncu Dairesi kararının, dava konusu Tarife'nin 6. ve 9. maddeleri yönünden davanın reddine ilişkin kısmı, aynı gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın anılan kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Daire kararının dava konusu Tarife'nin 8. maddesi yönünden davanın reddine ilişkin kısmına gelince;
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 283. maddesinde, bilirkişiye, sarf etmiş olduğu emek ve mesaiyle orantılı bir ücret ile inceleme, ulaşım, konaklama ve diğer giderlerinin ödeneceği ve bu konuda, Adalet Bakanlığınca çıkarılacak ve her yıl güncellenecek olan tarifenin esas alınacağı düzenlenmiş, 24/11/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Bilirkişilik Kanunu'nun 6. maddesinin 2. fıkrasının (ğ) bendinde; "Bilirkişilik Asgari Ücret Tarifesini belirlemek ve her yıl güncellemek." bilirkişilik hizmetlerinin etkin, düzenli ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla bu Kanun'la verilen görevleri yerine getirmek üzere Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulan Bilirkişilik Daire Başkanlığının görevleri arasında sayılmıştır.
Hakimin, yargılama faaliyeti içerisinde yargılama giderlerinden olan ve bilirkişinin sarf ettiği emek ve mesai ile orantılı olacak şekilde ücretini belirlerken, Adalet Bakanlığınca çıkarılacak ve her yıl güncellenecek olan tarifeyi esas alacağı 6100 sayılı Kanun'un 283. maddesinde düzenlenmiş, Bilirkişilik Kanunu ile de bu tarifenin "asgari ücret tarifesi" olduğu açıkça ifade edilmiştir.
Bilirkişilik ücretinin ve masraflarının objektif ölçütlere göre ve ülke çapında yeknesak şekilde belirlenmesini sağlamak, bilirkişi ücreti takdir edilirken görevlendirmeyi yapan merciler yönünden bir standart oluşturmak ve benzer olaylarda farklılaşan ücretler oluşmamasını sağlamak açısından esas alınacak tarifenin "asgari ücret tarifesi" olarak belirlenmesi Bilirkişilik Kanunu'nun amir hükmüdür. Bu yönüyle, dava konusu Tarife'nin "asgari" nitelikte olduğu, yani Tarife ile bilirkişi ücreti olarak belirlenen tutarların, hükmedilecek en az tutarı ifade ettiği anlaşıldığından, Tarife'nin dava konusu 8. maddesindeki, işin mahiyetine göre bu Tarife'de yazılı bilirkişi ücretlerinin görevlendirmeyi yapan merci tarfından indirebileceğine yönelik düzenlemenin, Tarife'nin "asgari ücret tarifesi" olma niteliği ile uyuşmadığı ve hükmedilecek en az tutarın belirlendiği tarifede, bu tutarın altında ücret takdir edilmesine olanak tanıması yönüyle hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Kaldı ki, Anayasa'nın 141. maddesinde yargının görevi olarak belirlen davaların en az giderle sonuçlandırılması ve 6100 sayılı Kanun'un 30. maddesinin 1. fıkrasındaki, hâkimin yargılamada gereksiz gider yapılmamasını sağlama yükümlülüğüne uygun şekilde, dava konusu Tarife'nin 9. maddesinde, ayrı bir inceleme ve araştırmayı gerektirmeyen seri dosyalarda, bilirkişi tarafından her bir dosya için ayrı bir emek, mesai sarf edilmeyeceği, bir dosya için yapılan inceleme ve araştırma sonucu hazırlanan raporun diğer dosyalarda da kullanılacağı dikkate alınarak, Tarife'de yazılı bilirkişi ücretlerinden görevlendirmeyi yapan merci tarafından uygun görülecek miktarda indirim yapılacağı hususu da düzenlenmişken, işin mahiyetine göre Tarife'de yazılı bilirkişi ücretlerinin görevlendirmeyi yapan merci tarfından indirebileceğine yönelik düzenlemenin Tarife'nin amacına ve niteliğine uygun olmadığı değerlendirilmiştir.
Bu durumda, davalı idarenin, Kanun'da "Bilirkişilik Asgari Ücret Tarifesini belirlemek" konusunda yetkili kılındığı açık olup, sarf edilen emek ve mesaiyle orantılı bir ücret belirleme gereğine uygun şekilde seri davalarda indirim yapılabileceği düzenlenmişken, "işin mahiyetine göre" gibi belirsiz bir ifade ile Tarife ile belirlenen ücretin altında bilirkişi ücreti takdir edilmesine imkan sağlayan Tarife'nin 8. maddesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu itibarla, temyize konu Daire kararının dava konusu Tarife'nin 8. maddesi yönünden davanın reddine ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
2.Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 31/10/2022 tarih ve E:2018/4108, K:2022/4862 sayılı kararının dava konusu Tarife'nin 6. ve 9. maddeleri yönünden davanın reddine ilişkin kısmının ONANMASINA,
3.Anılan kararın dava konusu Tarife'nin 8. maddesi yönünden davanın reddine ilişkin ilişkin kısmının BOZULMASINA,
4.Bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
5.Kesin olarak, 27/05/2024 tarihinde onanan kısım yönünden oybirliği, bozulan kısım yönünden oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın, dava konusu Tarife'nin 8. maddesi yönünden davanın reddine ilişkin ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davacının temyiz isteminin bu yönden de reddi ile temyize konu kararın onanması gerektiği oyuyla, kararın bu kısmına katılmıyoruz.

UYAP Entegrasyonu