DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2022/2435 E. , 2024/1142 K.
"İçtihat Metni"T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/2435
Karar No : 2024/1142
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU: Danıştay Beşinci Dairesinin 17/02/2022 tarih ve E:2017/2262, K:2022/553 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara karşı yaptığı yeniden inceleme talebinin reddine dair aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararının ve yeniden inceleme talebine 60 gün içerisinde cevap verilmemek suretiyle oluştuğu ileri sürülen zımni ret işleminin iptaline, bu işlemler nedeniyle yoksun kaldığı maddi haklarının işlem tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 17/02/2022 tarih ve E:2017/2262, K:2022/553 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin iddiaları ile davacının birleştirme istemi yerinde, Anayasa'ya aykırılık iddiası ise ciddi görülmemiş,
Dava konusu … tarih ve … sayılı karar ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine dair … tarih ve … sayılı kararın iptaline, bu kararlar nedeniyle davacının yoksun kaldığı maddi haklarının işlem tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemi yönünden;
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun (CMK) 223/2-e maddesi uyarınca üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, mahkumiyete yeterli delil bulunmadığı (delil yetersizliği) gerekçesiyle beraatine karar verildiği ve bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmadığından anılan kararın 18/07/2018 tarihinde kesinleştiğinin anlaşıldığı,
Davacının ceza yargılamasında silahlı terör örgütüne üyelik suçundan beraat etmiş olmasının irtibat ve iltisak yönünden farklı bir değerlendirme yapılmasına hukuki engel oluşturmayacağı gibi idari yargılama yönünden bağlayıcılığının da bulunmadığı,
Daireleri kararının "a) Davacı Hakkındaki Tanık Beyanı" başlığı altında yer verilen, davacının örgütle ilişkili olduğuna yönelik tanık beyanının, "b) İkametinde yapılan aramada ele geçirilen materyaller" başlığı altında yer verilen, davacının ikametinde yapılan aramada FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklu bulunan yazara ait olan 'Paralel Devletler Savaşı' isimli kitabın ele geçirilmesinin, "c) HTS kayıtları" başlığı altında yer verilen, davacının haklarında FETÖ/PDY ile iltisakı ve irtibatı nedeniyle işlem yapılan kişilerle görüşmesinin bulunduğuna yönelik tespitin birlikte değerlendirilmesinden, davacının tanık ifadesine ve ikametinde ele geçirilen kitapla ilgili beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu sonucuna varıldığı belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediğinden, davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı maddi haklarının işlem tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesine yönelik isteminin de reddi gerektiği,
Dava konusu zımni ret işleminin iptali istemi yönünden;
Yargı mensuplarının meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına ilişkin kararlara karşı dava açılabilmesi için bu kararların kesinleşmesinin gerektiği, kesinleşmenin de on gün içinde yeniden inceleme talebinde bulunulması hâlinde, HSK Genel Kurulunca yeniden inceleme talepleri hakkında bir karar verilmesi ya da yeniden inceleme talebinde bulunulmaması hâlinde olacağı, bu nedenle yargı mensuplarının, meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına ilişkin kararlara yönelik olarak yeniden inceleme talebinde bulunmaları hâlinde ve HSK Genel Kurulunca (60) gün içerisinde bu istem hakkında karar verilmemesi hâlinde zımni ret işleminin oluştuğundan bahsedilemeyeceği gibi kesinleşmeden de bahsetmeye olanak bulunmadığı,
Bu nedenle, davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı kararın, bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin HSK Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile reddedilmesi suretiyle kesinleştiği anlaşıldığından dava konusu edilen kesinleşmiş bu kararın iptali isteminin incelenmesi gerektiği,
Bununla birlikte, davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı karara yönelik yeniden inceleme talebine davalı idarece (60) gün içerisinde cevap verilmemesi suretiyle oluştuğu öne sürülen zımni ret işlemine ilişkin iptal istemi yönünden ise, yeniden inceleme talebinin … tarih ve … sayılı HSK Genel Kurulu kararı ile reddedildiği görüldüğünden, bu istemin incelenmeksizin reddi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçeleriyle,
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine dair … tarih ve … sayılı kararının iptaline, bu kararlar nedeniyle davacının yoksun kaldığı maddi haklarının işlem tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemi yönünden davanın reddine, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararına karşı yapılan yeniden inceleme talebine 60 gün içerisinde cevap verilmemek suretiyle oluştuğu ileri sürülen zımni ret işleminin iptali istemi yönünden davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Davacı tarafından, 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi dikkate alındığında, Daire kararının davanın incelenmeksizin reddine ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğu; dava konusu işlemde kişiselleştirme yapılmadığı, kendisiyle ilgili hiçbir delil sunulmadığı, savunması alınmadan işlem tesis edildiği; hakkındaki bir tanık beyanı, bir adet kitap ve HTS kayıtları ileri sürülerek davanın reddine karar verildiği, bu olguların dayanaksız olduğu, hukuki delil sayılamayacağı; hakkındaki ceza yargılamasında, Bylock kaydına (herhangi bir gizli programa) rastlanılmadığının, kendisine ve ailesine ait … hesabı bulunmadığının, herhangi bir dernek, sendika (KHK ile sakıncalı bulunan, kapatılan) üyeliği (… vb.) bulunmadığının, yurtdışına giriş-çıkış kaydına rastlanılmadığının, …, …(…), …(…) aboneliği ve 2015 yılında iptaline ilişkin bir durumun bulunmadığının, el konulan akıllı cep telefonları, dijital veriler, bilgisayarlarda yapılan inceleme sonucu soruşturma konusu ile alakalı bir bulguya rastlanılmadığının ortaya çıktığı; hiçbir illegal terör örgütüyle irtibat ve iltisakının bulunmadığı, unvanlı hiçbir göreve atanmadığı, yurtdışına hiç gönderilmediği, HSYK nın hiçbir organizasyonuna katılmadığı, tarafsız ve bağımsız olarak görev yaptığı, hiçbir kişi ve gruptan, siyasi otoriteden emir almadığı, bütün terfilerinin mümtazen olduğu, Haziran 2016 tarihinde hakkında hiçbir soruşturma olmadığı için birinci sınıfa mümtazen ayrıldığı ileri sürülerek, Daire kararının bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a)Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b)Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Daire kararında da belirtildiği üzere davacının ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun (CMK) 223/2-e maddesi uyarınca üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, mahkumiyete yeterli delil bulunmadığı (delil yetersizliği) gerekçesiyle beraatine karar verildiği ve bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmadığından anılan kararın 18/07/2018 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
667 sayılı KHK uyarınca, hâkimlerin ve savcıların terör örgütüne üyelik ve mensubiyeti bulunmasa da terör örgütü ile iltisaklı veya irtibatlı olmaları nedeniyle meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına yönelik işlem tesis edilebilmesi mümkündür. Nitekim dava konusu işlemler de davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak ve irtibatının bulunduğu gerekçesiyle tesis edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi, 14/11/2019 tarih ve E:2018/89, K:2019/84 sayılı kararında iltisaklı kavramını ''kavuşan, bitişen, birleşen'', irtibatlı kavramını ise ''bağlantılı'' olarak tanımlamış, bu kavramların hukuki niteliği ve objektif anlamının yargı içtihatlarıyla belirlenebileceğini belirtmiştir. Bu kavramlar ile, kişilerin cezai sorumluluğunu gerektiren örgüte üyelik ve mensubiyet kavramlarına nazaran terör örgütleri ile daha az yoğun ve atipik bir bağlantının vurgulandığı açıktır. Bu kapsamda, kişilerin terör örgütleri ile irtibat ve iltisaklarının ortaya konulabilmesi için, örgütün amaçlarının gerçekleştirilmesi ya da örgütten yarar sağlamak maksadıyla gerek örgütten gelen talimatlar doğrultusunda gerekse inisiyatif alarak bulundukları hâl ve hareketler neticesinde örgüte veya kendilerine yarar sağladıkları ya da örgüt ile amaç birliği veya sosyal birliktelik görünümü içinde oldukları yönünde kanaat oluşması yeterlidir.
Bu itibarla, davacının silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan beraatine karar verilmiş ise de, ceza muhakemesinde terör örgütüne üye olma suçu yönünden delil olarak değerlendirilemeyecek bir kısım fiil ve davranışlar ile bunlara ilişkin bilgi ve belgeler, üstün bir kamu gücü olan yargı yetkisini kullanan hâkim ve savcılar hakkında tesis edilen idari tedbir niteliğindeki işlemlerde terör örgütüne irtibat veya iltisakın sübut bulup bulmadığı yönünden örgüt üyeliğine göre farklı değerlendirilebilecektir.
Bu çerçevede, davacının terör örgütü ile iltisak veya irtibatının bulunup bulunmadığına yönelik yargısal denetime ilişkin işbu dava dosyasında yer verilen tespitler birlikte değerlendirildiğinde, davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu sonucuna varıldığından bahisle verilen Danıştay Beşinci Dairesi kararı usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen incelenmeksizin reddine, kısmen esastan reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 17/02/2022 tarih ve E:2017/2262, K:2022/553 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderinin, (davacının adli yardımdan faydalanmasına rağmen …-TL temyiz başvuru harcını yatırdığı da dikkate alınarak) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 22/05/2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!