Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2024/1802 E. , 2024/3145 K.
"İçtihat Metni" T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2024/1802
Karar No : 2024/3145
DAVACI : ..
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı ... Başkanlığı/…
DAVANIN KONUSU : Antalya ili, Aksu ilçesi, … Mahallesi, .. ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin 17.11.2023 tarihli ve 7808 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile onaylanarak 18.11.2023 tarih ve 32373 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istenilmiştir.
DAVACININ İDDİALARI : Semt sakini ve komşu parsel maliki sıfatıyla açtığı davada dava açma ehliyetinin bulunduğu, 01.12.2013 – 01.01.2024 tarihleri arasında askıya çıkartılan dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planına karşı açılacak davanın özel süreye tabi olduğuna dair kendisine herhangi bir yasal bildirim yapılmadığından genel dava açma süresi olan 60 gün içinde bakılan davayı açtığı, imar planları yapılırken veya değiştirilirken parsel bazında noktasal ve parçacıl değişiklik yapılarak olumsuz emsal oluşturulmaması, bütüncül bir anlayışla hareket edilerek sadece üzerinde plan yapılan arazi yüzeyinin değil, sosyal ve fiziki çevresinin bir bütün olarak dikkate alınması gerektiği, dava konusu imar planının hem planlama ilkelerine hem de Danıştay Altıncı Dairesi’nin E:2019/19242, K:2022/6150 sayılı iptal kararının gerekçelerine uygun olmadığı, söz konusu yargı kararına aykırı olarak taşınmazdaki karma kullanım kararının devam ettirildiği, bu kullanım içerisinde yer alan ''turizm-ticaret-konut'' kullanımlarının ayrıştırılmadığı, toplam emsalin %90’ı oranında konut yapılması halinde öngörülen 557 kişilik nüfus artış hesabında maddi hata bulunduğu, nüfus artış projeksiyonunun doğru ve isabetli şekilde yapılmadığı, imar planının bölgenin sosyal donatı ihtiyaçlarını karşılar nitelikte olmadığı, öncesinde kamu ortaklık payı (KOP) ile oluşturularak sosyal tesis alanı olarak konumlandırılan taşınmazın hem turizm, hem konut, hem de ticaret vasıflarını bünyesinde bulunduracak şekilde planlamaya alınmasının planlama ilkelerine aykırı olduğu, planlamaya konu alanın kültür ve turizm gelişim bölgesi olduğu, otellerle çevrili bir bölgede turizm-konut-ticaret yapılaşmasına değil sosyal tesis alanına ihtiyaç bulunduğu, kamuya ait, devletin hüküm ve tasarrufu altında olan taşınmazların KOP vasfından çıkartılarak bu taşınmazlara ciddi emsal hakları tanınmasının kamu mallarının korunması, maksatlarının sadece kamu hizmeti ve kamu yararı olması ve eşitlik ilkelerine aykırı olduğu, Kültür ve Turizm Bakanlığınca düzenlenen ve bölgede geçerli olan plan notlarına göre bir taşınmazın hem turizm hem konut alanı olarak planlanmasının mümkün olmadığı, dava konusu işlemin mevzuata, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırı olduğu iptaline karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakimi …'nin raporu ile dosyadaki belgeler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesi uyarınca incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Antalya ili, Aksu ilçesi, … Mahallesi, .. ada, .. parsel sayılı taşınmaza ilişkin 17.11.2023 tarihli ve 7808 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile onaylanarak 18.11.2023 tarih ve 32373 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 40. maddesinin ikinci fıkrasında; Devletin, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu hükme bağlanmış, 125. maddesinin üçüncü fıkrasında da; 40. maddedeki düzenlemenin devamı niteliğinde, "İdari işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar." hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında, "Dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür." hükmüne, 2. fıkrasında, "Bu süreler, idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren başlar." hükmüne, 4. fıkrasında ise, "İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun, "Üst Makamlara Başvurma" başlıklı 11. maddesinde ise, "İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur." hükmü yer almaktadır.
Yine, Kanunun "İvedi yargılama usulü" başlıklı 20/A maddesinin 1.fıkrasında, "İvedi yargılama usulü aşağıda sayılan işlemlerden doğan uyuşmazlıklar hakkında uygulanır:
(...)
c) Özelleştirme Yüksek Kurulu kararları.(...)" hükmüne, 2.fıkrasında, "İvedi yargılama usulünde:
a) Dava açma süresi otuz gündür.
b) Bu Kanunun 11 inci maddesi hükümleri uygulanmaz. (...)" hükmüne yer verilmiştir.
09.07.2018 tarih ve 30473 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 85. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ile 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrası yürürlükten kaldırılarak Özelleştirme Yüksek Kurulunun hukuki varlığına son verilmişse de, aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 85. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ile aynı Kanuna eklenen Geçici 29. madde ile bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren Özelleştirme Yüksek Kurulunca görülmekte olan işlerin Cumhurbaşkanı veya yetkilendireceği makam tarafından sonuçlandırılacağı öngörülmüştür.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasanın temel hak ve hürriyetlerin korunması başlıklı 40. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan hüküm ile bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde sonuna kadar haklarını arayabilmelerine kolaylık ve imkan sağlanmasının amaçlandığı, son derece dağınık mevzuat karşısında kanun yolu, mercii ve sürelerin belirtilmesinin hak arama, hak ve hürriyetlerin korunması açısından zorunluluk haline geldiği maddenin gerekçesinde belirtilmiştir.
İdari işlemden hak ve menfaati etkilenen kişilere, bu işleme karşı başvurulabilecek tüm idari ve yargısal yolların ve merciilerin gösterilmesi mahkemeye erişim hakkının etkin kullanımı dolayısıyla hak arama hürriyetinin sağlanması bakımından önem arz etmektedir.
Bilindiği üzere, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 7. maddesinde genel dava açma süresi düzenlenmiş, 11. maddesinde ise dava açmadan önce idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem tesis edilmesinin üst makamdan üst makam yoksa işlemi tesis eden makamdan istenilmesine izin veren idari başvuru yolu öngörülmüş, söz konusu idari başvurunun ise dava açma süresini durduracağı ve kalan sürede dava açabileceği belirtilmiştir.
Ancak nitelikleri gereği bazı idari işlemlere karşı yasalarla özel dava açma süreleri getirilmiş ve söz konusu 11. madde kapsamında yapılacak başvurunun dava açma süresini etkilemeyeceği düzenlenmiştir.
2577 sayılı Kanunun 20/A maddesinde öngörülen ivedi yargılama usulü de bu kapsamda yer almaktadır. Anılan maddede ivedi yargılama usulüne tabi işlemlere karşı dava açma süresinin genel dava açma süresinden farklı olarak 30 (otuz) gün olduğu ve Kanun'un 11. maddesinin uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır.
Ancak bu hususların davacıların, kendilerine bir bildirim yapılmadığı sürece, özel dava açma süresi ve koşullarının var olduğu ivedi yargılama usulüne tâbi olan bir işlemi öğrendiklerinde, kaç gün içinde dava açılacağını, anılan Kanun'un 11. maddesi uyarınca idari merciye başvurulup başvurulamayacağını, başvuruya verilen cevap ya da zımni ret işlemi üzerine kalan sürede dava açıp açılamayacağını bilmeleri gerektiği beklenemez.
Bu itibarla, ivedi yargılama usulüne tabi işlemlerin ilgililere bildirilmesi sırasında, anılan işlemlere karşı 30 gün içinde dava açılması gerektiğinin ve dava açmadan önce 11. madde kapsamında yapılacak başvurunun işlemeye başlayan dava açma süresini etkilemeyeceğinin işlemde açıkça belirtilmesi yukarıda aktarıldığı üzere anayasal bir zorunluluktur. İdari işlemde açıklanması durumunda ise, idari işlemin tebliğ tarihinden itibaren, anılan özel dava açma süresi içerisinde dava açılması gerektiği kabul edilmelidir.
Nitekim Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 15.03.2022 tarih ve E:2021/2, K:2022/1 sayılı kararında; “özel dava açma süresine tâbi bir idarî işlemde, dava açma süresinin gösterilmemiş olması durumunda, vergi mahkemelerinde 30, Danıştay ve idare mahkemelerinde 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği; aynı şekilde genel dava açma süresine tâbi bir idarî işlemde dava açma süresi gösterilmemiş olsa da, 30 ve 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği” hükme bağlanmıştır.
Uyuşmazlık bu çerçevede ele alındığında, Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan ve 17.11.2023 tarihli ve 7808 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı 2577 sayılı Kanunun 20/A maddesi uyarınca ivedi yargılama usulüne tabi olduğundan bu işleme karşı 30 gün içerisinde dava açılabileceğinin ve 2577 sayılı Kanunun 11. maddesinin uygulanmayacağının düzenleyici işlem niteliğinde bulunan imar planının ilan-askı tutanağında ve her türlü ilan araçlarında Anayasanın 40. maddesi gereğince ilgililere açıkça bildirilmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için; Dairemizin 14.03.2024 tarih ve E:2024/1802 sayılı ''İlk İncelemeye Esas Ara Kararı'' ile; davacı ve dava dışı Aksu Belediye Başkanlığı ile davalı Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'ndan; dava konusu uygulama imar planına ilişkin askı-ilân tutanaklarının istenilmesine, imar planına karşı davacının itirazının olup olmadığının varsa itiraz sonrasında değişikliğe gidilip gidilmediğinin ve planın ne zaman kesinleştiğinin sorulmasına karar verilmesi üzerine, Aksu Belediye Başkanlığı’nın 18.04.2024 tarihinde Danıştay Genel Yazı İşleri Müdürlüğü kaydına alınan ve davalı Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın 22.04.2024 tarihinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden gönderdiği cevabı yazılarda; dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planının 01.12.2013 – 01.01.2024 tarihleri arasında askıya çıkarıldığı ve askı süresi içerisinde herhangi bir itiraz yapılmayan bu planın kesinleştiği belirtilerek, yazıların ekinde 01.12.2023 tarihli Aksu Belediye Başkanlığı Plan ve Proje Müdürlüğü askı ilan ile 02.01.2024 tarihli askı indirme tutanaklarının, 01.12.2023 tarihli tabela ilan ile 02.01.2024 tarihli tabela indirme tutanaklarının, 01.12.2023 tarihli Antalya Körfez gazetesinde yapılan ilanı gösterir gazete fotoğrafının, 01.12.2023 tarihli Barbaros Mahallesi Muhtarlığında askıya çıkarıldığını gösterir imar planı bilgilendirme ilanının sunulduğu, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planına ait askı - ilan tutanaklarının incelenmesinden, söz konusu askı-ilan tutanakları içerisinde dava konusu imar planına yönelik açılabilecek davaların 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A maddesinde yer alan "İvedi yargılama usulünde dava açma süresi otuz gündür." hükmüne tabi olduğunun belirtildiği görüldüğünden, anılan ilanlar ile davacının dava konusu imar planının özel dava açma süresine tabi olduğu yönünde bilgi sahibi olduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planının 01.12.2013 – 01.01.2024 tarihleri arasında dava dışı Aksu Belediye Başkanlığınca askıya çıkarıldığı, ayrıca aynı tarihlerde gazete ilanı, taşınmaza konulan tabela, mahalle muhtarlığı ilanı gibi ilan araçları ile duyurulduğu, davacı tarafından askı süreleri içerisinde söz konusu plana itiraz edilmediği görüldüğünden, askı süresinin son günü olan 01.01.2024 tarihini izleyen 30 günlük süre içerisinde en son 31.01.2024 tarihinde açılması gerekirken, 04.03.2024 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle incelenme olanağı bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davanın SÜRE AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Kullanılmayan …-TL yürütmenin durdurulması harcı ile posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
4. 2577 sayılı Yasanın 20/A maddesi kapsamında kalan davada, bu kararın tebliğ tarihini izleyen (15 gün) içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 21/05/2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!