WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DANIŞTAY 6. DAIRE

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2023/4571 E.  ,  2024/3027 K.
"İçtihat Metni" T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2023/4571
Karar No : 2024/3027

DAVACI : ...Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...

DAVALILAR : 1- .../...
2- … Bakanlığı … İdaresi Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : İzmir İli, Çiğli İlçesi, … Mahallesi sınırları içerisinde yer alan … ada, … parsel sayılı taşınmaza yönelik Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanarak 12.04.2023 tarihli, 7074 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile onaylanan ve 13.04.2023 tarihli, 32162 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Yapılaşma ve nüfus yoğunluğunu arttıran, parçacıl bir yaklaşımla ele alınan dava konusu imar planlarının, meri imar planlarının bütünselliğini zedeleyici nitelikte olması nedeniyle uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu alandaki sosyal ve teknik alt yapı alanları dengesi ile merkez fonksiyonunun bozulduğu, uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu alana ilave edilen nüfusa hizmet etmek üzere gerekli sosyal ve teknik alt yapı alanları ayrılmadığı gibi kaldırılan sosyal kültürel tesis alanına karşılık mahiyetindeki eş değer yerin ayrılmadığı, 16/04/2019 tarih ve 941 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararıyla onaylanarak yargı kararıyla iptali kesinleşen bir önceki 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planınında belirlenen fonksiyonlar ile yapılaşma şartlarında hiçbir değişikliğe gidilmeyip davalı idarece yargı kararının genel anlamıyla bağlı imar planları üretilmesi gerekirken usulen hazırlanan kentsel etki değerlendirme raporu çerçevesinde hazırlanan dava konusu imar planlarının kesinleşen yargı kararını karşılamadığı, ileri sürülmüştür.

DAVALILARIN SAVUNMASI : Davanın süresinde açılmadığı ve davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı, dava konusu imar planı ve imar planı değişikliğinin planların kademeli birliktelik ilkesine uygun olarak hazırlandıkları, uyuşmazlık konusu taşınmazın çevre imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde planlandığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığının plan yapma yetkisinin özelleştirme kapsamındaki uyuşmazlık konusu taşınmazla sınırlı olması ve taşınmazın çevresinde boş kamu arazisinin bulunmaması nedeniyle eş değer sosyal donatı alanı ayrılamadığı, dava konusu imar planı ve imar planı değişikliği ile üst ölçekli planlarla uyumun sağlanması, uyuşmazlık konusu taşınmazın etkin ve verimli kullanılması amacıyla fiziksel ve teknik eşikler, mülkiyet durumu, çevredeki kullanımlar ve üst ölçekli plan kararları da göz önünde bulundurularak planlama yapıldığı, kesinleşen yargı kararı dikkate alınarak hazırlanan kentsel etki değerlendirme raporu ile bölgeye ilave ek 114 kişilik nüfus için ayrılması gereken sosyal donatının park alanı olarak taşınmazın geriye kalan kısmında sağlandığı, kentsel bir kullanımı olmayan, atıl durumda bırakılan ve bu nedenle de güvenlik sorunu oluşturan uyuşmazlık konusu taşınmaza etkin ve verimli fonksiyonlar verilerek ekonomiye kazandırılmasının amaçlandığı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'NIN DÜŞÜNCESİ : Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin "mekansal kullanım tanımları ve esasları" başlıklı 5. maddesinin (k) bendinde "teknik alt yapı alanları: Kamu veya özel sektör tarafından yapılacak elektrik, petrol, doğal gaz iletim hatları, içme ve kullanma suyu ile yer altı ve yer üstü her türlü arıtma, kanalizasyon, atık işleme tesisleri, trafo, her türlü enerji, ulaştırma haberleşme gibi servislerin temini için yapılan tesisler ile açık veya kapalı otopark kullanışlarına verilen isimdir" tanımına yer verilmiştir.
Aynı Yönetmeliğin, "İmar planı değişiklikleri" başlıklı 26. maddesinin 6.fıkrasının, (e) bendinde, "plan alanındaki trafik hacimleri ile yeni getirilen kullanımların trafik üretme ve trafik çekme hacimleri dikkate alınarak yol ve kaldırım genişlikleri belirlenir" ibaresine ve 7. fıkrasında da, "Yoğunluk artıran veya kentsel ulaşım sistemini etkileyen imar plan değişikliklerinde, kentsel teknik altyapıya yönelik etkilerin belirlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla ayrıca kentsel teknik altyapı etki değerlendirmesi raporu, analizi hazırlanır veya hazırlatılır." kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlığa konu taşınmazın özelleştirme programına alınması üzerine davalı Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca alanda davaya konu Cumhurbaşkanlığı kararıyla onaylanan imar planları ile birlikte iki defa planlama yapıldığı, 16/04/2019 tarih ve 941 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararıyla ilk defa onaylanan 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarıyla taşınmazın "kısmen gelişme konut alanı, E:1.40, Hmax:6 kat, kısmen park alanı" olarak belirlendiği, bu imar planlarına karşı davacı tarafından açılan davanın reddi yolundaki Danıştay Altıncı Dairesinin 25/05/2022 tarih ve E:2019/14595, K:2022/6168 sayılı kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 31/10/2022 tarih ve E:2022/3030, K:2022/3027 sayılı kararıyla bozularak ilk imar planlarının iptaline karar verildiği, akabinde davaya konu imar planları üretilerek taşınmazın yine "kısmen gelişme konut alanı, E:1.40, Hmax:6 kat, kısmen park alanı" olarak belirlendiği görülmektedir.
Yasal mevzuat hükümleri uyarınca; özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerde ilgili kuruluşlardan gerekli görüş alınmak suretiyle her ölçekteki imar planı değişiklikleri yapmak Özelleştirme İdaresinin yetkisi dahilinde olmakla beraber; bu plan ve plan değişikliklerinin çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde yapılması gerektiği kuşkusuzdur.
Öte yandan, nüfus yoğunluğunun artırılmasına yönelik imar planı değişikliklerinde artan nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik altyapı alanları, mevzuatta belirlenen asgari standartlar seviyesini sağlamaya yönelmelidir. İlaveten, yoğunluğun arttırılması sonucunda kentsel ulaşım sistemi ile alt yapı hizmetlerinin nasıl etkileneceğinin gereken analizler yapılarak sonucunda ortaya çıkan veriler doğrultusunda netleştirilmesi de gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta, dava konusu imar planları hazırlanırken yeni kullanımın getireceği nüfusun ihtiyacı olan sosyal donatı alanlarının, ulaşım alt yapısı ile teknik alt yapının standartlara uygun ve yeterli olup olmadığı hususlarında gereken analiz ve çalışmaların yapılmayarak yalnızca elektrik ve haberleşme servis sağlayıcılarından alınan görüşler doğrultusunda hazırlanan kentsel teknik altyapı etki değerlendirme raporunun yetersiz olduğu, 25.03.1985 tarihinde onaylanan Egekent Toplu Konut Alanı 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "sosyal kültürel tesis alanı" olarak kullanım kararı belirlenen ve bütün planlama alanına hizmet eden bu fonksiyonun hangi nesnel ve teknik gerekçe ile değişikliğine gidilerek gelişme konut alanı ve park fonksiyonuyla meri uygulama imar planına entegre edildiği, ayrıca bu imar planının ana kararları, sürekliliği ve bütünselliğinini bozmayacak şekilde ne tür önlemlerin alındığı hususu ortaya konulmaksızın hazırlanan dava konusu imar planlarında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Yasal mevzuat ile Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 31/10/2022 tarih ve E:2022/3030, K:2022/3027 sayılı kararının birlikte ele alınması neticesinde, davalı idarece Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinde yer alan teknik alt yapı tanımında yer alan ve planlama alanında öngörülen nüfusun ihtiyacı olan her türlü servisi sağlayan ilgili tüm kuruluşlardan sosyal donatı ve teknik alt yapının öngörülen nüfusun ihtiyacını karşılamaya yeterli olup olmadığı hususlarında görüşleri alınıp, 25.03.1985 tarihinde onaylanan Egekent Toplu Konut Alanı 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "sosyal kültürel tesis alanı" olarak belirlenen kullanım kararının kaldırılması hususunda ne tür önlemler alınarak bu imar planının ana kararları, sürekliliği ve bütünselliğinin korunacağının da açıklanması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu itibarla, yargı kararlarının zamanında yerine getirilmesini sağlayarak bireylerin haklarını korumakla ve hukuk devleti ilkesini hayata geçirmekle yükümlü olan idare tarafından, yargı kararlarının gerekçesi ve genel anlamına bağlı kalınmayarak hazırlanan 1/5000 ölçekli nazım imar planları ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planında hukuka uyarlık bulunmadığından dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI ...'NUN DÜŞÜNCESİ : Dava, İzmir İli, Çiğli İlçesi, ...Mahallesi sınırları içerisinde yer alan ...ada, ...parsel sayılı taşınmaza yönelik Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanarak 12.04.2023 tarihli, 7074 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile onaylanan ve 13.04.2023 tarihli, 32162 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarelerin usule yönelik itirazları yerinde görülmemiştir.
Anayasanın "Cumhuriyetin nitelikleri" başlıklı 2. maddesinde, "Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir." hükmüne ve "Mahkemelerin bağımsızlığı" başlıklı 138. maddesinin 4. fıkrasında ise, "Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez." hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Kararların sonuçları" başlıklı 28. maddesinin 1. fıkrasının ilk cümlesinde, "Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur." hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen anayasal ve yasal hükümler karşısında, idarenin maddi ve hukuki koşullara göre uygulanabilir nitelikte olan bir yargı kararını "aynen" ve "gecikmeksizin" uygulaması gerekmektedir. Anayasa hükmünde yer alan kararların "değiştirilemeyeceği" ifadesi, kararın şeklen değil, içeriğine uygun olarak yerine getirilmesini belirtme amacını taşımaktadır.
Hukuk devleti ilkesi, idarece tesis edilen işlemlerin yargı denetimine tabi tutulmasını gerekli kıldığı gibi bu denetim sonucunda verilen mahkeme kararlarının uygulanmasını da gerekli kılar. Zira; yargı denetimi sonucunda verilen mahkeme kararlarının uygulanmaması yargı denetimini etkisiz ve dolayısıyla anlamsız hale getirecektir.
3194 sayılı İmar Kanun'un 5. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan halinde, nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır. Anılan Kanun'un 6.maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan halinde, planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmıştır. Anılan Kanun'un 8. maddesinde ise alt ölçekli planların üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkelerine, stratejilerine ve kararlarına uyumlu olması zorunluluğu getirilmiştir.
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin "mekansal kullanım tanımları ve esasları" başlıklı 5. maddesinin (k) bendinde "teknik alt yapı alanları: Kamu veya özel sektör tarafından yapılacak elektrik, petrol, doğal gaz iletim hatları, içme ve kullanma suyu ile yer altı ve yer üstü her türlü arıtma, kanalizasyon, atık işleme tesisleri, trafo, her türlü enerji, ulaştırma haberleşme gibi servislerin temini için yapılan tesisler ile açık veya kapalı otopark kullanışlarına verilen isimdir" tanımına yer verilmiştir.
"Plan raporu" başlıklı 9. maddesinde ise, "(1) Mekânsal planlara ilişkin, kendi kademesine göre ve yapılış amacının gerektirdiği açıklamaları içeren bir plan raporu hazırlanır.
(2) Plan raporunda, planın türü, ölçeği, kapsamı ve özelliğine göre; vizyon, amaç, hedefler ve stratejiler belirlenerek, koruma-kullanma esasları, alan kullanım kararları, yoğunluk ve yapılaşmaya ilişkin konularda planlama esasları ve uygulama ilkeleri, eylem planları, açık ve yeşil alan sistemi, ulaşım, erişilebilirlik ve mekânın etkin kullanılması, gerektiğinde koruma, sağlıklaştırma ve yenileme program, alan ve projelerinin etaplama esasları, alan kullanım dağılımı tablosu gibi hususlarda açıklamalara yer verilir.
(3) Planların araştırma aşamasında yapılan çalışmalarda elde edilen bilgi, belge ve sonuçlar ayrı raporlar halinde sunulabilir.
(4) Plan değişikliklerinde, değişiklik gerekçesi ve yapılan gereklilik analizlerini ayrıntılı açıklayan plan raporu hazırlanması zorunludur.
(5) İmar planlarında, bu Yönetmelikte tanımlanan veya plan gösteriminde bulunan kullanımlardan birden fazla mekânsal kullanımın aynı alanda bir arada bulunması durumunda uygulamaya yönelik alan kullanım oranları, otopark, yeşil alan ve benzeri sosyal ve teknik altyapı kullanımlarına ilişkin detaylar ile gerektiğinde bağımsız bölüm sayısı, plan raporu ve plan notlarında ayrıntılı olarak açıklanır." hükmüne, "İmar planı değişiklikleri" başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında, "İmar planı değişikliği; plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü, sosyal ve teknik altyapı dengesini bozmayacak nitelikte, kamu yararı amaçlı, teknik ve nesnel gerekçelere dayanılarak yapılır." hükmüne, 6.fıkrasının, (e) bendinde, "plan alanındaki trafik hacimleri ile yeni getirilen kullanımların trafik üretme ve trafik çekme hacimleri dikkate alınarak yol ve kaldırım genişlikleri belirlenir" ibaresine ve 7. fıkrasında da, "Yoğunluk artıran veya kentsel ulaşım sistemini etkileyen imar plan değişikliklerinde, kentsel teknik altyapıya yönelik etkilerin belirlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla ayrıca kentsel teknik altyapı etki değerlendirmesi raporu, analizi hazırlanır veya hazırlatılır." kuralına yer verilmiştir.
Uyuşmazlıkta 25.03.1985 tarihinde onaylanan Egekent Toplu Konut Alanı 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "sosyal kültürel tesis alanı" olarak belirlenen uyuşmazlık konusu taşınmaz Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 16.11.2015 tarihinde onaylanan İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında "kentsel yerleşik alan" olarak, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin ...tarihli, ...sayılı kararı ile kabul edilerek 08.10.2012 tarihinde onaylanan 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında "kentsel yerleşik (meskun) alan" olarak düzenlenmiş, taşınmazın özelleştirme programına alınması üzerine 16/04/2019 tarih ve 941 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararıyla ilk defa onaylanan 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarıyla "kısmen gelişme konut alanı, E:1.40, Hmax:6 kat, kısmen park alanı" olarak belirlenmesi üzerine, bu planlara karşı açılan davanın reddi yolundaki Danıştay Altıncı Dairesinin 25/05/2022 tarih ve E:2019/14595, K:2022/6168 sayılı kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 31/10/2022 tarih ve E:2022/3030, K:2022/3027 sayılı kararıyla bozularak kesin olarak iptal kararı verilmiş, anılan yargı kararı gereği davaya konu imar planları üretilerek taşınmaz yine "kısmen gelişme konut alanı, E:1.40, Hmax:6 kat, kısmen park alanı" olarak belirlenmiştir.
16/04/2019 tarih ve 941 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının iptaline yönelik Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 31/10/2022 tarih ve E:2022/3030, K:2022/3027 sayılı kararında; "Uyuşmazlıkta, kısmen gelişme konut alanı kullanımı açısından, imar planlarına ilişkin hazırlanan plan açıklama raporunda, alanda yaşaması öngörülen nüfus yoğunluğunun hesap edilmesi, buna göre gereken sosyal donatı miktarının değerlendirilmesi ve bu nüfusun getireceği ulaşım ve trafik yükü ile etkilerinin ortaya konulması gerekmektedir.
Dosyada bulunan plan açıklama raporu ile diğer bilgi ve belgelerin incelenmesinden, parsele getirilen kullanım kararı sonucu, gelecekte bu alanda yaşaması öngörülen nüfus yoğunluğuna ilişkin herhangi bir bilgi ya da belgenin bulunmadığı, dava konusu imar planları hazırlanırken yeni kullanımın getireceği nüfusun ihtiyacı olan sosyal donatı alanlarının, standartlara uygun olarak ayrılıp ayrılmadığı ve ulaşım altyapısının yeterli olup olmadığı hususlarında herhangi bir çalışma ya da analizin yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Davalı idarelerce, taşınmazın %23 'lük kısmının park alanı olarak, sosyal ve teknik altyapı alanına ayrıldığı belirtilmekte ise de, mevzuat ile öngörülen standartlara uygun olarak sosyal donatı alanı belirlenip belirlenmediğinin değerlendirilebilmesinin, ancak söz konusu imar planları ile getirilen nüfus yoğunluğunun hesap edilmesi ile mümkün olduğu açıktır.
Uyuşmazlık bu çerçevede değerlendirildiğinde, alanda ne kadar nüfus yoğunluğu öngörüldüğünün hesap edilmesi; buna göre ilgili kuruluşlardan gerekli görüşler alınarak, bu nüfusun ihtiyacı olan sosyal donatı alanı miktarının mevzuat ile öngörülen standartlara uygun olup olmadığının değerlendirilmesi, alanda bu ihtiyacın karşılanması mümkün ise sosyal donatıların ayrılması, mümkün değil ise nerede ve nasıl karşılanacağına ilişkin araştırma ve analizlerin yapılması sonucunda dava konusu imar planlarının hazırlanması, alanda yoğunluğu artıran ve kentsel ulaşım sistemini etkileyen nitelikteki imar planında, kentsel teknik altyapıya yönelik etkilerin belirlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla, ayrıca kentsel teknik altyapı etki değerlendirmesi raporunun ve analizinin hazırlanması/hazırlattırılması gerekirken, bu hususlar yerine getirilmeksizin onaylanan söz konusu imar planlarının, çevre imar bütünlüğünü bozmayacak nitelikte olduğundan söz edilebilmesine bu haliyle olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda; İzmir ili, Çiğli ilçesi, ...Mahallesi, ...ada, ...parsel sayılı taşınmaza ilişkin kabul edilen 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinde hukuka uyarlık görülmediğinden, davanın reddi yolundaki Daire kararında hukuki isabet bulunmamaktadır. " gerekçelerine yer verilmiştir.
Yukarıda içeriğine yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca; özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerde ilgili kuruluşlardan gerekli görüş alınmak suretiyle her ölçekteki imar planı değişiklikleri yapmak Özelleştirme İdaresinin yetkisi dahilinde olmakla beraber; bu plan ve plan değişikliklerinin çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde yapılması, nüfus yoğunluğunun artırılmasına yönelik imar planı değişikliklerinde artan nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik altyapı alanlarının, mevzuatta belirlenen asgari standartlar seviyesini sağlaması, yoğunluğun arttırılması sonucunda kentsel ulaşım sistemi ile alt yapı hizmetlerinin nasıl etkileneceğinin gereken analizler yapılarak sonucunda ortaya çıkan veriler doğrultusunda netleştirilmesi gerekirken, yargı kararının uygulanması neticesinde plansız kalan alanda yeniden imar planları yapılması amacıyla hazırlanan uyuşmazlığa konu 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı paftası, plan açıklama raporu ve ilk plandan farklı olarak dava konusu imar planlarının üretim sürecine dahil edilen kentsel etki değerlendirme raporu birlikte incelendiğinde; gelişme konut alanı kullanım kararında ve taşınmazın emsal (E:1,40) değerinde bir değişiklik yapılmadığı, kesinleşmiş yargı kararlarıyla iptaline karar verilen önceki imar planlarıyla benzer nitelikte bir planlama öngörülerek yeni kullanımın getireceği nüfusun ihtiyacı olan sosyal donatı alanlarının, ulaşım alt yapısı ile teknik alt yapının standartlara uygun ve yeterli olup olmadığı hususlarında gereken analiz ve çalışmaların yapılmadığı, 25.03.1985 tarihinde onaylanan Egekent Toplu Konut Alanı 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "sosyal kültürel tesis alanı" olarak kullanım kararı belirlenen ve bütün planlama alanına hizmet eden bu fonksiyonun hangi nesnel ve teknik gerekçe ile değişikliğine gidilerek gelişme konut alanı ve park fonksiyonuyla meri uygulama imar planına entegre edildiği, ayrıca bu imar planının ana kararları, sürekliliği ve bütünselliğini bozmayacak şekilde ne tür önlemlerin alındığı hususlarının ortaya konulmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yargı kararlarının zamanında yerine getirilmesini sağlayarak hukuk devleti ilkesini hayata geçirmekle yükümlü olan idare tarafından, planların iptaline dair Danıştay İdari Dava Daireleri Kurul kararındaki gerekçelerin gereği gibi yerine getirilmediği, yargı kararının uygulanması adı altında şekilsel olarak ve genel anlamına karar gerekçesine bağlı kalınmayarak hazırlanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planının hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşıldığından iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 15/05/2024 tarihinde, davacı vekili Av. ...'un ve davalı idare vekili Av. ...'nin geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dosyadaki bilgilere göre dava konusu alana ilişkin planlama sürecinin aşağıda aktarılan şekilde olduğu tespit edilmiştir:
- 25.03.1985 tarihinde onaylanan Egekent Toplu Konut Alanı 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "sosyal kültürel tesis alanı" olarak kullanım kararı belirlenmiştir.
- Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 16.11.2015 tarihinde onaylanan İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında "kentsel yerleşik alan" olarak belirlenen bölgede kalmaktadır.
- İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin ...tarihli, ...sayılı kararı ile kabul edilerek 08.10.2012 tarihinde onaylanan 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında "kentsel yerleşik (meskun) alan" olarak düzenlenmiştir.
- Cumhurbaşkanlığının ...tarih ve ...sayılı kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 31/10/2022 tarih ve E:2022/3030, K:2022/3027 sayılı kararıyla ise kesin olarak iptaline karar verilmiştir.
-Son olarak, İzmir İli, Çiğli İlçesi, ...Mahallesi sınırları içerisinde yer alan ...ada, ...parsel sayılı taşınmaza yönelik 12/04/2023 tarihli, 7074 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planları onaylanmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun "İmar Planlarında Bakanlığın Yetkisi"ni düzenleyen 9. maddesinin 2. fıkrada: "Belediye hudutları ve mücavir alanlar içerisinde bulunan ve özelleştirme programına alınmış kuruluşlara ait arsa ve arazilerin, ilgili kuruluşlardan (Belediye) gerekli görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak imar tadilatları ve mevzi imar planlarının ve buna uygun imar durumları; Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak suretiyle yürürlüğe girer ve ilgili Belediyeler bu arsa ve arazilerin imar fonksiyonlarını 5 yıl değiştiremezler. İlgili belediyeler görüşlerini onbeş gün içinde bildirir." hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Kanun'un Ek:3. maddesinde: "Özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya kuruluş lehine irtifak ve/veya kullanım hakkı alınmış arsa ve araziler ile özel kanunları uyarınca özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerin, 3621 sayılı Kıyı Kanunu veya 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan yerler dahil olmak üzere genel ve özel kanun hükümleri kapsamında yer alan tüm alanlarda imar planlarını yapmaya ve onaylamaya yetkili olan kurum veya kuruluşlardan görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak her tür ve ölçekte plan, imar planı ile değişiklik ve revizyonları müellifi şehir plancısı olmak üzere Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yapılarak veya yaptırılarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak ve Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle kesinleşir (İptal ibare: Anayasa Mahkemesi'nin 09/06/2011 tarih ve 2008/87 E, 2011/95 K. sayılı Kararı ile.) yürürlüğe girer. İlgili kuruluşlar bu madde kapsamında yapılan planları devir tarihinden itibaren beş yıl süreyle değiştiremezler. Bu süre içerisinde imar planlarına ilişkin olarak, verilecek mahkeme kararlarının gereklerinin yerine getirilmesini teminen yapılacak imar planı değişikliğine ilişkin iş ve işlemler Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca bu maddede belirtilen usul ve esaslara göre gerçekleştirilir. İlgili kuruluşlar görüşlerini onbeş gün içinde bildirirler. Bu madde kapsamında yapılan her ölçekteki plan ve imar planlarında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 17 nci maddesinin (a) bendinin ikinci ve sekizinci paragrafındaki hükümler uygulanmaz. Özelleştirme sürecinde ihtiyaç duyulması halinde, bu planlara göre yapılacak imar uygulamasına ilişkin parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yapılır veya yaptırılır. Bu parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca onaylanır (İptal ibare: Anayasa Mahkemesi'nin 09/06/2011 tarih ve 2008/87 E, 2011/95 K.sayılı Kararı ile.) Bu planlara göre yapılacak yapılarda her türlü ruhsat ve diğer belgeler ile izinler, ilgili mevzuat çerçevesinde yetkili kurum ve kuruluşlarca verilir." hükmü bulunmaktadır.
Kanun'un 5. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan halinde, nazım imar planı; varsa bölge planlarının mekâna ilişkin genel ilkelerine ve varsa çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklüklerini, nüfus yoğunlukları ve eşiklerini, ulaşım sistemlerini göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, plan hükümleri ve raporuyla beraber bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
Kanun'un 6.maddesinde, planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmıştır. Anılan Kanun'un 8. maddesinde ise alt ölçekli planların üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkelerine, stratejilerine ve kararlarına uyumlu olması zorunluluğu getirilmiştir.
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin "mekansal kullanım tanımları ve esasları" başlıklı 5. maddesinin (k) bendinde "teknik alt yapı alanları: Kamu veya özel sektör tarafından yapılacak elektrik, petrol, doğal gaz iletim hatları, içme ve kullanma suyu ile yer altı ve yer üstü her türlü arıtma, kanalizasyon, atık işleme tesisleri, trafo, her türlü enerji, ulaştırma haberleşme gibi servislerin temini için yapılan tesisler ile açık veya kapalı otopark kullanışlarına verilen isimdir" tanımına yer verilmiştir.
"Plan raporu" başlıklı 9. maddesinde ise, "(1) Mekânsal planlara ilişkin, kendi kademesine göre ve yapılış amacının gerektirdiği açıklamaları içeren bir plan raporu hazırlanır.
(2) Plan raporunda, planın türü, ölçeği, kapsamı ve özelliğine göre; vizyon, amaç, hedefler ve stratejiler belirlenerek, koruma-kullanma esasları, alan kullanım kararları, yoğunluk ve yapılaşmaya ilişkin konularda planlama esasları ve uygulama ilkeleri, eylem planları, açık ve yeşil alan sistemi, ulaşım, erişilebilirlik ve mekânın etkin kullanılması, gerektiğinde koruma, sağlıklaştırma ve yenileme program, alan ve projelerinin etaplama esasları, alan kullanım dağılımı tablosu gibi hususlarda açıklamalara yer verilir.
(3) Planların araştırma aşamasında yapılan çalışmalarda elde edilen bilgi, belge ve sonuçlar ayrı raporlar halinde sunulabilir.
(4) Plan değişikliklerinde, değişiklik gerekçesi ve yapılan gereklilik analizlerini ayrıntılı açıklayan plan raporu hazırlanması zorunludur.
(5) İmar planlarında, bu Yönetmelikte tanımlanan veya plan gösteriminde bulunan kullanımlardan birden fazla mekânsal kullanımın aynı alanda bir arada bulunması durumunda uygulamaya yönelik alan kullanım oranları, otopark, yeşil alan ve benzeri sosyal ve teknik altyapı kullanımlarına ilişkin detaylar ile gerektiğinde bağımsız bölüm sayısı, plan raporu ve plan notlarında ayrıntılı olarak açıklanır." hükmüne, "İmar planı değişiklikleri" başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında, "İmar planı değişikliği; plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü, sosyal ve teknik altyapı dengesini bozmayacak nitelikte, kamu yararı amaçlı, teknik ve nesnel gerekçelere dayanılarak yapılır." hükmüne, 6.fıkrasının, (e) bendinde, "plan alanındaki trafik hacimleri ile yeni getirilen kullanımların trafik üretme ve trafik çekme hacimleri dikkate alınarak yol ve kaldırım genişlikleri belirlenir" ibaresine ve 7. fıkrasında da, "Yoğunluk artıran veya kentsel ulaşım sistemini etkileyen imar plan değişikliklerinde, kentsel teknik altyapıya yönelik etkilerin belirlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla ayrıca kentsel teknik altyapı etki değerlendirmesi raporu, analizi hazırlanır veya hazırlatılır." kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Usul yönünden;
Ehliyet itirazına ilişkin olarak, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesinin ön koşullardan biri olan "dava açma ehliyeti", her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idare ile işlemlerinde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin buna bağlı olarak olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçütler içinde menfaat ilişkisinin varlığını ifade etmektedir.
Her olay ve davada, idari işlem ile dava açacak kişi arasında öngörülen subjektif ehliyet koşulu olarak menfaat ihlalinin kişisel, meşru ve güncel bir menfaat olması ölçütleri ekseninde yargı mercilerince değerlendirilerek takdir edilecektir.
İmar planlarına karşı açılan davalarda "ilgili" kavramından, taşınmazların bağlı bulunduğu idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi niteliğindeki büyükşehir belediyelerince de dava açabileceği sonucuna varıldığından, davalı idarenin ehliyet itirazı yerinde görülmemiştir.
Süreaşımı itirazına ilişkin olarak, dosyanın incelenmesinden, dava konusu işlemin Cumhurbaşkanlığının 12/04/2023 tarihli, 7074 sayılı kararı ile onaylanarak 13.04.2023 tarihli, 32162 sayılı Resmi Gazetede yayımlandığı, 09.05.2023 tarihinden itibaren bir ay süre ile askıya çıkarıldığı, 07.06.2023 tarihinde askıdan indirildiği, askı süresi içerisinde 02.06.2023 tarihinde bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu imar planlarının yasal mevzuat gereği, askı süresinin bitimini izleyen günden itibaren kesinleşeceği öngörülmüşse de ve davacı tarafından askı süresi içerisinde kesinleşmeyen imar planlarına dava açılmışsa da dava konusu imar planlarına ait askı ilan işlemlerinin tamamlandığı görüldüğünden süre aşımı itirazı yerinde görülmemiştir.
Esas Yönünden;
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlığa konu taşınmazın özelleştirme programına alınması üzerine davalı Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca alanda davaya konu Cumhurbaşkanlığı kararıyla onaylanan imar planları ile birlikte iki defa planlama yapıldığı, 16/04/2019 tarih ve 941 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararıyla ilk defa onaylanan 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarıyla taşınmazın "kısmen gelişme konut alanı, E:1.40, Hmax:6 kat, kısmen park alanı" olarak belirlendiği, bu imar planlarına karşı davacı tarafından açılan davanın reddi yolundaki Danıştay Altıncı Dairesinin 25/05/2022 tarih ve E:2019/14595, K:2022/6168 sayılı kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 31/10/2022 tarih ve E:2022/3030, K:2022/3027 sayılı kararıyla bozularak ilk imar planlarının iptaline karar verildiği, akabinde davaya konu imar planları üretilerek taşınmazın yine "kısmen gelişme konut alanı, E:1.40, Hmax:6 kat, kısmen park alanı" olarak belirlendiği görülmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının "Mahkemelerin Bağımsızlığı" kenar başlıklı 138. maddesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun "Kararların Sonuçları" başlıklı 28. maddesinde yargı kararının gereğinin ilgili idarece geciktirilmeksizin yerine getirilmesi gerektiği kurala bağlanmıştır. Anayasa Mahkemesinin bir çok kararında yargı kararının zamanında ve gereği gibi yerine getirilmemesi halinde, bireylerin yargı kararıyla kendilerine sağlanan hak ve özgürlükleri tam anlamıyla kullanabilmelerinin mümkün olmayacağı vurgulanmış, devletin, yargı kararlarını zamanında icra edilmesini sağlayarak bireyler aleyhine oluşabilecek hak kayıplarını engellemek ve bu yolla bireylerin kamu otoritelerine ve hukuk sistemine olan güven ve saygılarını korumakla yükümlü olduğu belirtilmiştir.
Yargı kararının uygulanması neticesinde plansız kalan alanda yeniden imar planları yapılması amacıyla hazırlanan uyuşmazlığa konu1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı paftası, plan açıklama raporu ve ilk plandan farklı olarak dava konusu imar planlarının üretim sürecine dahil edilen kentsel etki değerlendirme raporu birlikte incelendiğinde, gelişme konut alanı kullanım kararında ve taşınmazın emsal (E:1,40) değerinde bir değişiklik yapılmadığı, başka bir ifade ile kesinleşmiş yargı kararlarıyla iptaline karar verilen önceki imar planlarıyla benzer nitelikte bir planlama yapıldığı anlaşılmaktadır.
16/04/2019 tarih ve 941 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararıyla ilk defa onaylanan 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının iptaline ilişkin Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 31/10/2022 tarih ve E:2022/3030, K:2022/3027 sayılı kararının gerekçesinde "Uyuşmazlıkta, kısmen gelişme konut alanı kullanımı açısından, imar planlarına ilişkin hazırlanan plan açıklama raporunda, alanda yaşaması öngörülen nüfus yoğunluğunun hesap edilmesi, buna göre gereken sosyal donatı miktarının değerlendirilmesi ve bu nüfusun getireceği ulaşım ve trafik yükü ile etkilerinin ortaya konulması gerekmektedir.
Dosyada bulunan plan açıklama raporu ile diğer bilgi ve belgelerin incelenmesinden, parsele getirilen kullanım kararı sonucu, gelecekte bu alanda yaşaması öngörülen nüfus yoğunluğuna ilişkin herhangi bir bilgi ya da belgenin bulunmadığı, dava konusu imar planları hazırlanırken yeni kullanımın getireceği nüfusun ihtiyacı olan sosyal donatı alanlarının, standartlara uygun olarak ayrılıp ayrılmadığı ve ulaşım altyapısının yeterli olup olmadığı hususlarında herhangi bir çalışma ya da analizin yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Davalı idarelerce, taşınmazın %23 'lük kısmının park alanı olarak, sosyal ve teknik altyapı alanına ayrıldığı belirtilmekte ise de, mevzuat ile öngörülen standartlara uygun olarak sosyal donatı alanı belirlenip belirlenmediğinin değerlendirilebilmesinin, ancak söz konusu imar planları ile getirilen nüfus yoğunluğunun hesap edilmesi ile mümkün olduğu açıktır.
Uyuşmazlık bu çerçevede değerlendirildiğinde, alanda ne kadar nüfus yoğunluğu öngörüldüğünün hesap edilmesi; buna göre ilgili kuruluşlardan gerekli görüşler alınarak, bu nüfusun ihtiyacı olan sosyal donatı alanı miktarının mevzuat ile öngörülen standartlara uygun olup olmadığının değerlendirilmesi, alanda bu ihtiyacın karşılanması mümkün ise sosyal donatıların ayrılması, mümkün değil ise nerede ve nasıl karşılanacağına ilişkin araştırma ve analizlerin yapılması sonucunda dava konusu imar planlarının hazırlanması, alanda yoğunluğu artıran ve kentsel ulaşım sistemini etkileyen nitelikteki imar planında, kentsel teknik altyapıya yönelik etkilerin belirlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla, ayrıca kentsel teknik altyapı etki değerlendirmesi raporunun ve analizinin hazırlanması/hazırlattırılması gerekirken, bu hususlar yerine getirilmeksizin onaylanan söz konusu imar planlarının, çevre imar bütünlüğünü bozmayacak nitelikte olduğundan söz edilebilmesine bu haliyle olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda; İzmir ili, Çiğli ilçesi, ...Mahallesi, ...ada, ...parsel sayılı taşınmaza ilişkin kabul edilen 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinde hukuka uyarlık görülmediğinden, davanın reddi yolundaki Daire kararında hukuki isabet bulunmamaktadır. " gerekçelerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca; özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerde ilgili kuruluşlardan gerekli görüş alınmak suretiyle her ölçekteki imar planı değişiklikleri yapmak Özelleştirme İdaresinin yetkisi dahilinde olmakla beraber; bu plan ve plan değişikliklerinin çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde yapılması gerektiği kuşkusuzdur.
Öte yandan, nüfus yoğunluğunun artırılmasına yönelik imar planı değişikliklerinde artan nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik altyapı alanları, mevzuatta belirlenen asgari standartlar seviyesini sağlamaya yönelmelidir. İlaveten, yoğunluğun arttırılması sonucunda kentsel ulaşım sistemi ile alt yapı hizmetlerinin nasıl etkileneceğinin gereken analizler yapılarak sonucunda ortaya çıkan veriler doğrultusunda netleştirilmesi de gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta, dava konusu imar planları hazırlanırken yeni kullanımın getireceği nüfusun ihtiyacı olan sosyal donatı alanlarının, ulaşım alt yapısı ile teknik alt yapının standartlara uygun ve yeterli olup olmadığı hususlarında gereken analiz ve çalışmaların yapılmayarak yalnızca elektrik ve haberleşme servis sağlayıcılarından alınan görüşler doğrultusunda hazırlanan kentsel teknik altyapı etki değerlendirme raporunun yetersiz olduğu, 25.03.1985 tarihinde onaylanan Egekent Toplu Konut Alanı 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "sosyal kültürel tesis alanı" olarak kullanım kararı belirlenen ve bütün planlama alanına hizmet eden bu fonksiyonun hangi nesnel ve teknik gerekçe ile değişikliğine gidilerek gelişme konut alanı ve park fonksiyonuyla meri uygulama imar planına entegre edildiği, ayrıca bu imar planının ana kararları, sürekliliği ve bütünselliğini bozmayacak şekilde ne tür önlemlerin alındığı hususu ortaya konulmaksızın hazırlandığı görülmüştür.
Yer verilen mevzuat ile Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 31/10/2022 tarih ve E:2022/3030, K:2022/3027 sayılı kararının birlikte ele alınması neticesinde, davalı idarece Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinde yer alan teknik alt yapı tanımında yer alan ve planlama alanında öngörülen nüfusun ihtiyacı olan her türlü servisi sağlayan ilgili tüm kuruluşlardan sosyal donatı ve teknik alt yapıyı öngörülen nüfusun ihtiyacını karşılamaya yeterli olup olmadığı hususlarında görüşleri alınıp, 25.03.1985 tarihinde onaylanan Egekent Toplu Konut Alanı 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "sosyal kültürel tesis alanı" olarak belirlenen kullanım kararının kaldırılması hususunda hangi önlemler alınarak bu imar planının ana kararları, sürekliliği ve bütünselliğinin korunacağının da açıklanması gerekmektedir.
Bu itibarla, yargı kararlarının zamanında yerine getirilmesini sağlayarak bireylerin haklarını korumakla ve hukuk devleti ilkesini hayata geçirmekle yükümlü olan idare tarafından, yargı kararlarının gerekçesi ve genel anlamına bağlı kalınmayarak hazırlanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planında hukuka uyarlık bulunmamıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 12.04.2023 tarihli, 7074 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile onaylanan ve 13.04.2023 tarihli, 32162 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ...-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı davalar için belirlenen ...TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 15/05/2024 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X)KARŞI OY :

Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin İmar planı değişiklikleri" başlıklı 26. maddesinin 7. fıkrasında, "Yoğunluk artıran veya kentsel ulaşım sistemini etkileyen imar plan değişikliklerinde, kentsel teknik altyapıya yönelik etkilerin belirlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla ayrıca kentsel teknik altyapı etki değerlendirmesi raporu, analizi hazırlanır veya hazırlatılır." hükmü yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, Cumhurbaşkanlığının 16/04/2019 tarih ve 941 sayılı kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 31/10/2022 tarih ve E:2022/3030, K:2022/3027 sayılı kararı ile kentsel teknik altyapı etki değerlendirmesi raporu hazırlanmadığı gerekçesiyle kesin olarak iptaline karar verildiği, dava konusu imar planlarının hazırlanması sürecinde ise kentsel teknik altyapı etki değerlendirmesi raporuna ilişkin eksikliğin giderilmesi nedeniyle yargı kararı gereğinin yerine getirildiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu çerçevede, dava konusu, nazım ve uygulama imar planı değişikliklerinin iptaline ilişkin istemin reddi ile açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.

UYAP Entegrasyonu