WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DANIŞTAY 6. DAIRE

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/4753 E.  ,  2024/3263 K.
"İçtihat Metni" T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No: 2020/4753
Karar No: 2024/3263

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … İl Özel İdaresi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının hissedarı olduğu Isparta İli, Yalvaç İlçesi, … Köyü, … parsel sayılı taşınmazın kullanım kararının "park alanı"ndan "konut alanı"na dönüştürülmesi istemiyle yapılan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği teklifinin reddine ilişkin Isparta İl Genel Meclisinin … tarih ve … sayılı kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının hissedarı olduğu Isparta İli, Yalvaç İlçesi, … Köyü, … parsel sayılı taşınmazın kullanım kararının "park alanı"ndan "konut alanı"na dönüştürülmesi istemiyle yapılan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği teklifinin reddine ilişkin … tarih ve … sayılı Isparta İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği kararının iptali istemiyle açılan davada; Mahkemenin … tarih E:…, K:… sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih E:…, K:… sayılı kararı ile "davacının taşınmazının bulunduğu alanın imar planında yeşil alanda kalıyor olması nedeniyle taşınmazının bulunduğu alanın yeşil alandan çıkartılması istemiyle 23/08/2017 tarihinde davalı idareye başvurduğu, bilahere 02/04/2018 tarihinde taşınmazlarının bulunduğu alanın park alanı olarak ayrıldığı, anılan alanda taşınmaz üzerinde binaları bulunduğu ve tapuya konulan şerhin kaldırılması talebiyle davalı idareye başvurulduğu, ancak anılan her iki başvuruyu da yukarıda anılan Yönetmeliğin hükümleri uyarınca, ilgili kısımların görüşlerine ilişkin evrakların, eşdeğer alan ayrılmasına ilişkin değerlendirmeye yer verilmediği, herhangi bir plan krokisi vs. çizdirilmediği, davacı tarafından 02/04/2018 tarihli dilekçe ile yapılan imar planı değişikliği talebi, il özel idaresi genel sekreterliğince belediye meclisi gündemine alınmamak suretiyle reddedilmiş ise de; Kanun gereği imar planı değişikliği konusunda yetkili mercii il genel meclisi olmakla birlikte yukarıda belirtilen Mekansal Planlar Yönetmeliği'nde belli şartları taşımayan imar planı tadilat tekliflerinin İl Genel Meclisi gündemine sunulmayacağı belirtilmesi karşısında, somut olayda davacı tarafından yapılan imar planı teklifinin plan notu, plan paftası ve plan açıklama raporunun plan teklifine eklenmediği anlaşılmakla, plan tadilat tekniğinin Mekansal Alanlar Yönetmeliğinde belirtilen koşulları taşıyan bir teklif niteliği taşımadığı, İl Genel Meclisine sunulabilecek koşulları taşımaması ve bu tür eksik plan tadilat teklifinin İl Genel Meclisine sunulmamasında yetki bakımından da herhangi bir kusurun olmaması karşısında, bu teklifin reddine dair dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, aksi yönde verilen mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varıldığı" gerekçesiyle mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verildiği, bu karara ilişkin davacı tarafından yapılan temyiz isteminin süre aşımı yönünden reddine ilişkin … tarih ve E:…, K:…, Temyiz No:… sayılı idari dava dairesince verilen karara karşı yapılan temyiz isteminin Danıştay 6. Dairesinin 17/09/2019 tarih ve E:2019/16176, K:2019/7469 sayılı kararıyla reddedildiği ve kararın onanmasına kesin olarak karar verildiği, dosyadaki bilgi ve belgeler ile anılan İdari Dava Dairesinin belirtilen kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği uyarınca sadece bir dilekçe ile plan değişikliği talebinde bulunulamayacağı, yetkili kişi tarafından hazırlanan ve raporu da bulunan pafta ile birlikte ilgili idareye başvuru yapılması gerektiği, davacının plan değişikliği talebinin plan değişikliği talebi şartlarını taşımadığı sonucuna varıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun oyçokluğuyla reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, idarenin yaptığı bir işlem nedeniyle müvekkilin mali külfete katlanmak suretiyle rapor hazırlatmasının Anayasanın ilgili maddelerine ve hak arama hürriyetine aykırı olduğu, davanın esasına girilerek bir karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz edilen kararın usul ve hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı tarafından, 2577 sayılı Kanunun 10. maddesi kapsamında 21/06/2017 ve 02/04/2018 tarihinde hissedarı olduğu ve üzerinde davacıya ait yapı kullanma izin belgesi verilmiş 2 katlı kargir bina olan Isparta İli, Yalvaç İlçesi, … Köyü, … parsel sayılı taşınmazın mevcut imar planında "park alanı" olarak belirlenen kullanım kararının "konut alanı" olarak değiştirilmesi, anılan taşınmaz yerine imar planı sınırları içerisinde yer alan tescil harici alanın park alanı olarak düzenlenmesine yönelik 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği teklifinde bulunulmuştur.
1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği teklifinin Isparta İl Özel İdaresi Genel Sekreterliğinin … tarih ve … sayılı işlemiyle ve olumsuz kurum görüşü bulunduğu gerekçesiyle reddedilmesi üzerine anılan işlemin iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, davacının imar planı değişikliği talebinin, görevli ve yetkili il genel meclisi tarafından görüşülüp karara bağlanması gerekirken, Isparta İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği tarafından tesis edilen işlemde yetki unsuru yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Söz konusu Mahkeme kararının uygulanması amacıyla davacının imar planı değişikliği talebi görevli ve yetkili Isparta İl Genel Meclisinin … tarih ve … sayılı işlemiyle reddedilmiştir. Bu ret cevabının iptali istemiyle 18/02/2019 tarihinde görülmekte olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa'nın "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde; "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir..." hükmü bulunmaktadır.
İşlem tarihi itibariyle yürürlükte olan şekliyle 3194 sayılı İmar Kanununun "Planların Hazırlanması ve Yürürlüğe Konulması" başlıklı 8. maddesinde; "Planların hazırlanmasında ve yürürlüğe konulmasında aşağıda belirtilen esaslara uyulur...b) İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planı'ndan meydana gelir. Mevcut ise Bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren Belediye Başkanlığı’nca tespit edilen ilan yerlerinde bir ay süre ile ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edebilir. Belediye Başkanlığı'nca Belediye Meclisi'ne gönderilen itirazlar ve planları Belediye Meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar. Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır. Valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer. Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve planları onbeş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar. Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir." hükmüne yer verilmiştir
5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun "İl genel meclisinin görev ve yetkileri" başlıklı 10. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde, "Belediye sınırları il sınırı olan Büyükşehir Belediyeleri hariç İl çevre düzeni planı ile belediye sınırları dışındaki alanların imar planlarını görüşmek ve karara bağlamak" hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İdari makamların sükutu" başlıklı 10. maddesinde, "İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler. Otuz gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer otuz günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Otuz günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren dört ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, otuz günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler." hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başıklı 2. maddesinin 2. fıkrasında ise: "İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler." hükmüne yer verilmiştir.
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin "Planların sunulması" başlıklı 31. maddesinde; " İdare; onaylanmak üzere iletilen plan tekliflerini, öncelikle eksik belgesinin olup olmadığı yönünden inceler, eksik belgesi bulunanların eksikliklerinin ilgilisince 30 gün içinde tamamlanmak üzere iade eder. Plan teklifleri; Kanun ve bu Yönetmelik hükümleri uyarınca, planın kademesi ve türüne göre üst kademe planlar, planlama esasları, yapılan analiz ve kararlar ile birlikte gerekçesi, planın kent bütününe ve çevresine etkisi ve uyumu, ulaşım sistemi ile bütünleşmesi, kentsel, sosyal ve teknik altyapı alanlarının sağlanması, kentsel doku ve yaşanabilirlik hususları kapsamında değerlendirilir. Plan paftası, plan notları, plan raporu bulunmayan ve plan teklifi niteliğini haiz olmayan, müellif tarafından yapılmayan ve imzalanmayan planlar, idarelerin karar mercilerine sunulamaz. İmar planı teklifleri, planın kapsadığı alanın maliki veya maliklerinin yasal vekilleri tarafından sunulabilir. Planlanan alan içinde maliklerine ulaşılamayan, malikleri belli olmayan veya maliki bulunmayan yerlerin mevcudiyeti halinde, bunların ilgili idarece belgelendirilmesi ve planlanan alanın %20’sini aşmaması şartı aranır. " kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Belirli ölçütlere göre hazırlanan imar planlarının, zamanla planlanan alandaki koşulların zorunlu kıldığı şekilde ve kanundaki usullere uygun olarak değiştirilmesi mümkündür. Bu değişikliklerin de ilgili idarelerin hangi organ ve mercilerince karara bağlanacağının kanunla belirlenmesi gerekir.
Yer verilen Kanun hükümlerine göre imar planı, imar planı revizyonu ve imar planı değişlikliklerini onaylama yetkisi belediye meclisine ait olduğundan, belediyelere yapılan imar planı değişikliği tekliflerinin karara bağlanmak üzere belediye meclisine sunulması gerekmektedir. Belediye sınırları il sınırı olan büyükşehir belediyeleri hariç il çevre düzeni planı ile belediye sınırları dışında kalan alanlarda imar planı onaylama yetkisinin il genel meclisine ait olduğu ve onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de aynı usule tabi olduğundan imar planı değişikliği tekilflerinin karara bağlanmak üzere il genele meclisine sunulması gerekmektedir. Kanunda plan değişiklikliği taleplerinin değerlendirilmesine ilişkin yetkili merciler belirlenmiş olmakla beraber, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinde ayrıksı bir düzenleme getirilerek, plan değişikliği taleplerin ilgili mercilere sunulmadan önce plan teklifinde plan paftası ve plan raporunun bulunması gerektiği, bu nitelikteki plan teklifinin plan kademesi, planlama esasları, yapılan analiz ve kararlar, kent bütününe ve çevresine etkisi gibi yönlerden değerlendirileceği, teklife haiz niteliği bulunmayanların karar mercilerine sunulmayacağı düzenlendiğinden, tartışılması gereken husus, belirlenen karar almaya yetkili bir organın karar almasından önce idarenin iç işleyişine yönelik olarak yönetmeliklere getirilen düzenlemenin karar alma sürecini ve karar alma yetkisini nasıl etkileyeceğidir.
Anayasa'nın "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesi ile Anayasal güvenceye bağlanan hak arama hürriyeti, temel hak kategorisinde yer almasının yanında, diğer temel hak ve hürriyetlerin korunması ve kullanılmasında üstlendiği görev nedeniyle de hukukun temel ilkelerinden birini teşkil etmektedir.
İdari faaliyetlerin gerçekleştirilmesi sırasında güçsüz durumda olan bireylerin hak ve menfaatlerinin korunması demokratik yönetimin gereğidir. Ülkemizde; bireylerin, en yoğun hak ve menfaat ihlalleri yaşadıkları konulardan biri olan idare ile ilişkiler alanında cereyan eden sorunlar karşısında yeni sayılabilecek bazı haklara sahip oldukları kabul edilmektedir. Bu hakların doğumunda meşruiyetin en temel kaynağı, bireyin idare karşısında güçsüz oluşudur. Bu dezavantajlı durumun, bireye ancak bazı hakların verilmesi ile giderilebileceği realitesi göz önünde bulundurulduğunda, idare karşısında, yeni bireysel hakların doğmasının yanı sıra mevcut hakların kapsam bakımından re’sen genişlemeleri de meşru bir zemine dayanmaktadır. İdari faaliyetlerin, iyi idare ilkeleri olarak adlandırılan birtakım ilkeler doğrultusunda gerçekleşmesi, hukuk devleti olgusuna da önemli kazanımlar sağlayabilme potansiyeline sahiptir. (Zeyrek, İlker Birey- İdare İlişkisi Bağlamında İyi İdare Hakkı ve Türk Pozitif Hukukunda Görünümü, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Temmuz-Ağustos 2021, syf.295-297).
Bireylerin idarelere yaptıkları başvuruları hızlandırmak ve başvuru usullerini kolaylaştırmak iyi idare hakkının gereğidir. İyi idare hakkının sağlanması durumunda hak arama özgürlüğüne ilişkin engellerin bir kısmının da ortadan kalkacağı açıktır.
İptal davasının öze ilişkin koşulları arasında idari işlemin yetki yönünden hukuka uyarlılığı da yer almaktadır. İdare hukukunda “yetki”, idareye Anayasa ve yasalarla tanınmış olan karar alma gücünü ifade eder ve idari işlemlerin en temel öğesini oluşturur. Bir kamu düzeni sorunu olan yetki, yasa koyucu tarafından hangi makam veya merciye verilmiş ise, ancak o makam veya merci tarafından kullanılabilir. Bu bakımdan, yasanın açık izni olmadıkça yetkili makam veya mercinin yetkisini devretmesi olanaklı değildir. Aktarılan nitelikleri gereği, idare hukukunda yetkisizlik kural, yetkili olmak istisnadır. Bu itibarla, yetki hükümlerinin sınır ve çerçevesinin yasayla açıkça çizilmesi gerekir ve genişletici yoruma tabi tutulamaz.
Yukarıda yer verilen Yönetmeliğin 31. maddesinde, plan paftası, plan notları, plan raporu bulunmayan ve plan teklifi niteliğini haiz olmayan, müellif tarafından yapılmayan ve imzalanmayan planların idarelerin karar merciilerine sunulmayacağı düzenlenmiş ise de, bu düzenlemenin İmar Kanununda yer almayan, idarenin iç işleyişine yönelik bir düzenleme olması sebebiyle ilgili idare meclislerinin plan değişikliği talepleri hakkında inceleme ve karar verme yetkisini kaldırmadığı kuşkusuzdur.
Aksi bir yorumda, aynı tüzel kişiliğin organları arasında bulunması gereken iletişim ve organizasyonda olması gereken iç işleyişe ilişkin kurallardan kaynaklanan külfetin, bu tüzel kişilikten, hizmet alanlara yüklenmesi, yasa ile kendilerine bahşedilen başvuru haklarının sürüncemede kalması sonucunu doğuracağı, ayrıca belirtilen şartların yerine getirilmesinin, imar plan değişikliği talebinde bulunanlardan beklenmesi durumunda bu tekliflerin sadece bu nedenle ilgili idare mercilerine sunulmamasının bireyler üzerine aşırı bir külfet yükleneceği açıktır.
Bu itibarla, Anayasa ve normlar hiyerarşisi gereğince Kanun'da yer almayan ancak Yönetmelikle plan değişikliği tekliflerinin ilgili karar merciine sunulmaması yetkisini veren bu kuralın, Kanun'da yer alan ilgili idare meclisinin karar alma yetkisini ortadan kaldırması hukuken olanaklı değildir. Yargısal incelemenin, doğrudan yasanın tanımladığı kurallara uygunluğu yönünden gerçekleştirilmesi, bu itibarla da, imar planı değişikliği tekliflerinin ilgili idare mercilerince değerlendirilip karara bağlanması gerektiği kuşkusuzdur.
Bu açıklamalar ışığında, bir alanda imar planı değişikliği yapılabilmesi için bu yönde yapılan imar planı değişikliği tekliflerinin öncelikle şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygunluğunun bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yapılan açıklamalardan sonra somut uyuşmazlık incelendiğinde, dava konusu işlemin iptali yönündeki Mahkeme kararının uygulanması amacıyla davacının imar planı değişikliği talebi görevli ve yetkili il genel meclisince görüşülmüş ise de; üzerinde davacıya ait iki katlı bina bulunan özel mülkiyete ait taşınmazın park alanından çıkarılarak, mevcut imar planı içerisinde bulunan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki tescil harici alanın park alanı olarak düzenlenmesinin Hazine aleyhine olacağından Isparta Valiliği Milli Emlak Müdürlüğünün 08/11/2017 tarih ve 8201 sayılı görüş yazısı ile muvafakat verilmediği gerekçesiyle Isparta İl Genel Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile reddedildiği, temyize konu kararda ise bir dilekçe ile plan değişikliği talebinde bulunulamayacağı, yetkili kişi tarafından hazırlanan ve raporu da bulunan pafta ile birlikte ilgili idareye başvuru yapılabileceği, davacının talebinin imar planı değişikliği talebi şartlarını taşımadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Oysa ki, İdare Mahkemesince; kanunen görevli ve yetkili kılınan il genel meclisi tarafından, taşınmazın park alanından çıkarılarak mevcut imar planı içerisinde bulunan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki tescil harici alanın park alanı olarak düzenlenmesinin Hazine aleyhine olacağına ilişkin Isparta Valiliğinin yazısı ile muvafakat verilmediği gerekçesiyle reddedilen imar planı değişikliği teklifinin şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı yönünden uygun olup olmadığı hususunda hukuki değerlendirmesi yapılarak karar verilmesi gerekirken, başka bir gerekçeyle davanın reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuka uyarlık bulunmamıştır.
Öte yandan, davacının, taşınmazın bulunduğu alanda hangi taşınmazların, hangi sosyal donatı alanlarına ayrılması gerektiği konusunda bütüncül, yeterli ve gerekli teknik bilgiye sahip olması beklenemeyeceği gibi kendi taşınmazları dışında kalan parseller bakımından imar planı değişikliği istemek hususunda ehliyetli olmayacağı da gözetilmelidir. Bununla birlikte, planlama alanında plan değişikliği talepleri hakkında esaslı inceleme yaparak dengeyi koruyacak kararlar vermek hususunda yetkili ve görevli idari merciin Isparta İl Genel Meclisi olduğu açıktır.
Bu itibarla, Bölge İdare Mahkemesince, davacının mülkiyetindeki taşınmaza yönelik imar planı değişikliğiyle ilgili talebinin şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı yönünden uygun olup olmadığı hususunda değerlendirme yapılarak gerekirse keşif ve bilirkişi incelemesi de yaptırmak suretiyle karar verilmesi gerekirken davanın reddi yolunda verilen temyize konu kararda isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 23/05/2024 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu