WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DANIŞTAY 5. DAIRE

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2024/31 E.  ,  2024/9766 K.
"İçtihat Metni" T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2024/31
Karar No : 2024/9766

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 7145 sayılı Kanun'un 26. maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen Geçici 35. madde uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin İçişleri Bakanlığının … tarih ve … sayılı işleminin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; davacı hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçu kapsamında ... Ağır Ceza Mahkemesinin E:… esasına kayden dava açıldığı, ... Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve K:… sayılı ilamında özetle,"-Sanık ile ilgili yargılama devam ederken mahkememizin benzer dosyalarında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yaptığı bir soruşturmada Garson isimli gizli tanıktan emniyet teşkilatında çalışan personelin belirli harf ve isimlerle kodlandığı SD kartın bu gizli tanıktan elde edilmesi neticesinde elde edilen veri inceleme raporu ve bu husustaki ilgili mahkeme kararları dosyamız içerisine alınmıştır. Sanık ile ilgili gönderilen veri inceleme raporunda sanık hakkında tespitlere ve bilgilere yer verildiği anlaşılmıştır. Veri inceleme raporunun incelenmesinde, sanığın Nevşehir ilinde görev yaptığı dönemde hakkında belirli harflerle kodlandığı lmış ve 2015 Mart Alan başlığı altında EA harf ile kodlandığı 2015 Mart Alan kodlamasından kastın "2015 yılı Mârt ayına kadar polis memurlarının örgüt ile ilişkisini belirten harf kodu " olduğu belirtilmiş, HBA — Harf Kodu ile ilgili de "FETÖ içerisinde olup, örgüt benim örgütüm diyen ancak bazı zaafları olan, kişileri ifade ettiği" anlaşılmıştır. 2015 Mart Alan dışı olarak da "2015 yılı Mart-ayından sonra polis memurlarının örgüt ile ilişkisini belirten Harf Kodu" olduğu belirtilmiş ve bu kapsamda sanık. il6 iTgili SC, SDA kodlamalarına yer verilmiştir. Bu kodlamaların içeriğinde "17/25 sürecinden önce FETÖ mensubu olan kişiyi ifade ettiği" döğerlendirilmesine yer verilmiştir. Sanık hakkında düzenlenen Veri İnceleme Raporunda Etüt 2015 olarak (sıfır) tespitine yer verilmiştir. Etüt 20157 ibaresinden örgütün faaliyetlerine veya sohbete katılıp katılmadığı / katılım sayısı anlaşılması gerektiği belirtilmiştir.-"Ofis" başlığı altında "hayır" ibaresine yer verilmiş ve ofis ibaresinden örgüt evinde kalıp kalmadığı hususunun anlaşılması gerektiği belirtilerek öğretmen ve vekil hususunda da tespitlere yer verilmiştir. Garson isimli gizli tanıktan elde edilen ve Emniyet Teşkilatı personelinin farklı isim ve harf grupları ile kodlandığı bu dijital veri sonuçları mahkememizce örgüt üyeliğinin değerlendirilmesi- hususunda delil olarak kabul edilmiş ve bu kapsamda sanık hakkında yapılan değerlendirmelerde-hükme esas-almıştır. Sanığın savunması ve tanık beyanları bu veri inceleme raporun yer alan kodlamalar ile bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanığın beyanlarını doğrular şekilde tespitlerin bulunduğu anlaşılmıştir. Zira bu kodlamalarda sanık ile ilgili 2015 yılı sonrasında Ofis ve Etüt 2015 başlıklarında örgüt evinde kalınmadığı Ve Sohbete katılım sayısının O (SIFIR) olduğu belirtilerek, 2015 yılı sonrasında ise 17/25 sürecinden önce bu örgüt ile irtibatlı olan kişilere verilen SDA kodunun verildiği. anlaşılmıştır. Sanıkta alınan beyanlarında Nevşehir ilinde çalıştığı dönem itibari ile örgüte ait evlerde kaldığını belirterek 2014 yılı Temmuz ve Ağustos aylarında örgüt ile bağını kopartmaya başladığını ve başka bir özel eve geçerek örgüt evinden ayrıldığını, bu süreç sonrasında da herhangi bir sohbete katılmadığını ve örgüt ile bağını kopartığını beyan etmiştir. Sanığın bu savunmasını tanık beyanları da doğrulamaktadır. Tüm bu anlatılan bilgiler ışığında sanığın bir dönem örgüte ait evde kaldığı ve sohbetlete katıldiğı orladadır. Ancak münhasıramSanığın bu eylemlerinin silahlı terör öl olma suçunu oluşturmayacağı ortadadır. Zitâ Masumiyet (suçsuzluk) karinesinin uzantısı olan “kuşkudan sanık yararlanır ilkesi” ceza yargılaması hukukunun evrensel nitelikteki ilkelerinden biridir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesidir. Kuşkulu ve aydınlatılamamış olaylar ve iddialar, sanığın aleyhine yorumlanarak hüküm tesis edilemez. Ceza mahkümiyeti bir olasılığa değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermemelidir. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm Vermektir. Sanık savunması, tanık beyanları, veri inceleme raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, bir dönem örgüt tarafından düzenlenen sohbet adı altında toplantılara katılan ve örgüte ait evlerde kalan sanığın konum ve kişisel özellikleri nazara alındığında, sanığın sempati ve iltisak boyutunu aşan, örgüt üyesi olduğunu ispat etmeye yeterli örgütsel faaliyetleri dosya kapsamında yeterli delil ile ortaya konulamadığından sanığın CMK'nın 223/2-e maddesi gereği atılı suçu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle beraatine ' hususlarına yer verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusu hakkında … Bölge Adliye Mahkemesi ... Ceza Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ilamıyla esastan ret kararı verildiği, diğer taraftan, Mahkemelerince 30/12/2021 tarihli ara kararı ile davalı idareden, davacının terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğuna dair yapılan tespitler ve davacı hakkında yürütülen herhangi bir soruşturma/kovuşturma olup olmadığı sorularak varsa bu hususlara ilişkin bilgi ve belgelerin gönderilmesinin istenmesine karşın gelen cevabi yazı ve ekinde yer alan belgeler incelendiğinde; davacının terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğunu ispatlayıcı nitelikte, somut herhangi bilgi ve belgenin sunulamadığı anlaşıldığından, davacının 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Geçici 35. maddesi uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu, kararın kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı belirtilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; temyize konu kararda hukuki isabet bulunmadığı, dava konusu işlemin mevzuata uygun olarak tesis edildiği belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

A) MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ

1) Genel Olarak
Türkiye'de 15 Temmuz 2016 gecesi, kendilerini “Yurtta Sulh Konseyi” olarak isimlendiren bir grup Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensubu tarafından, demokratik biçimde halk tarafından göreve getirilen Türkiye Büyük Millet Meclisini (TBMM), Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ve Cumhurbaşkanı'nı devirmek ve anayasal düzeni ortadan kaldırmak amacıyla darbe teşebbüsünde bulunulmuş, bu teşebbüs Türk Milleti tarafından akamete uğratılmıştır.
Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu 20/07/2016 tarihinde, ülke genelinde 21/07/2016 Perşembe günü saat 01.00'den itibaren geçerli olmak üzere doksan gün süreyle olağanüstü hâl ilan edilmesine karar vermiştir. Anılan karar 21/07/2016 tarih ve 29777 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve aynı gün TBMM tarafından onaylanmıştır. Olağanüstü hâl, daha sonrasında üçer aylık dönemler hâlinde Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından uzatılmış ve 18/07/2018 tarihinde sona ermiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin demokratik hukuk düzenini ortadan kaldırmayı amaçlayan ve bu amacı gerçekleştirmek üzere, özellikle Devletin Mülkiye, Adliye, Emniyet Teşkilatı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde kadrolaşmaya giden FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen kamu görevlilerinin "kamu görevinde çıkarılmasına ilişkin tedbirler" kapsamında olağanüstü hal döneminde birçok kanun hükmünde kararname yürürlüğe konulmuştur.
Olağanüstü hâlin sona erdirilmesinden sonra, 31/07/2018 tarih ve 30495 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7145 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 26. maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye Geçici 35. madde eklenmiştir. Anılan maddede, ''B) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört yıl süreyle; terör örgütlerine veya (İptal ibare: Anayasa Mahkemesi’nin 30/06/2022 tarihli ve E:2018/137, K:2022/86 sayılı kararı ile) Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara (İptal ibare: Anayasa Mahkemesi’nin 30/06/2022 tarihli ve E:2018/137, K:2022/86 sayılı kararı ile) iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen; ...6) Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü personeli İçişleri Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır" kuralı getirilmiştir. Ayrıca aynı maddenin son fıkrasında, (A) ve (B) fıkraları uyarınca haklarında işlem tesis edilecek olanlara yedi günden az olmamak üzere ilgili kurum tarafından uygun vasıtalarla savunma hakkı verileceği belirtilmiştir. Daha sonra, 28/07/2021 tarihli ve 31551 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7333 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 23. maddesiyle, söz konusu geçici 35. maddenin (B) fıkrasında yer alan “üç yıl” ibaresi “dört yıl” şeklinde değiştirilmiştir.

2) Davacıya İlişkin Süreç
Ağrı Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapan davacı, 7145 sayılı Kanun'un 26. maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen Geçici 35. maddesi uyarınca İçişleri Bakanlığının … tarih ve … sayılı işlemi ile kamu görevinden çıkarılmıştır.
Bunun üzerine, anılan işleminin iptaline karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
Diğer yandan, davacı hakkında yürütülen ceza yargılaması neticesinde, ... Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile davacının üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/2-(e) maddesi uyarınca beraat kararı verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun … Bölge Adliye Mahkemesi ... Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile esastan reddedildiği ve söz konusu karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine Yargıtayda temyiz incelemesinin devam ettiği görülmüştür.

B) İNCELEME VE GEREKÇE:
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosunun 2017/68532 sayılı soruşturması kapsamında gizli tanık Garson'dan elde edilen dijital materyal içeriğinde, FETÖ/PDY terör örgütünün, Emniyet Teşkilatında kadrolaşma ve mahrem yapılanma faaliyetleri ile örgütün emniyet mensuplarını kodlamasına ilişkin bilgi ve belgelere ulaşılmıştır. Örgütün kodlama sistemi hakkındaki bu bilgi ve belgeler incelenerek kodlama sisteminin nasıl işlediğinin, kodların ne anlama geldiğinin, kodlama verisinin adli makamlara intikali sürecinin, verilerin hukuki niteliğinin ortaya konulması ve buradan hareketle kodlama verilerinin iltisak ve irtibat yönünden değerlendirilmesi gerekmektedir.

1- Kodlama Verisinin Adli Makamlara İntikal Süreci
Kodlama verilerinin adli makamlara intikali sürecinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/68532 sayılı soruşturması kapsamında Garson kod adlı gizli tanığın dijital materyalleri teslim etmesiyle başladığı;
Anılan Savcılığın 18/04/2017 tarihli yazısıyla Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğinden gizli tanık tarafından teslim edilen dijital materyali barındıran iki adet hafıza kartı ile bir adet cep telefonuna 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 127. maddesi gereğince el konulması, 134. maddesi gereğince birebir kopyasının alınması, inceleme yapılması, bu kayıtların çözülerek metin haline getirilmesi ve kopyalarının muhafaza edilmesinin talep edildiği,
... Sulh Ceza Hakimliğinin … tarih ve … Değişik İş sayılı kararıyla “…” (K) isimli şahıs tarafından 2 adet mikro sd kart ve bir adet cep telefonu olarak teslim edilen dijital materyallere CMK'nın 127. maddesi gereğince el konulması, bunlar üzerinde 134. maddesi gereğince inceleme yapılması, suç unsuru oluşturan kayıtlardan birebir kopya alınması, bu kayıtların çözülerek metin haline getirilmesi, kopyalarının muhafaza edilmesi yolunda karar verildiği,
Bunun üzerine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, Emniyet Genel Müdürlüğüne gönderilen 18/04/2017 tarihli yazı ile anılan soruşturma kapsamında ele geçirilen dijital materyaller üzerinde inceleme yapılarak, elde edilen verilerin metin haline getirilmesi, kopyasının alınması ve muhafaza edilmesi, hazırlanacak rapor ile materyallerin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi talimatı verildiği,
Anılan talimat kapsamında, Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığınca, bahse konu dijital materyali barındıran 2 (iki) adet Micro Sd kart ve cep telefonu ile ilgili imaj alma ve HASH değeri tespit işlemlerinin tamamlandığı, yapılan incelemeler neticesinde söz konusu dijital materyaller içeriğinde tüm Emniyet Teşkilatı personelinin kodlanmasına ilişkin bilgilerin de yer aldığının tespit edildiği,
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tespit edilen söz konusu kodlama verilerine yönelik olarak verileri teslim eden gizli tanığın 2017/68532 soruşturma sayılı dosyası kapsamında beyanlarına başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Gizli tanık “…”un 27/04/2017 tarihli beyanında: “…Yaklaşık 8-9 yıl kadar önce de Emniyet mahrem yapısı olarak nitelendirdiğimiz yapıya dahil oldum. Bu yapıyı açıklamam gerekirse Türkiye Cumhuriyeti Emniyet teşkilatı ile ilgili polis okulları ve polis akademisine girişlerin takibi, giren cemaat mensuplarının davranış ve strateji tarzlarının belirlenerek uygulanması, okuldan mezun olarak emniyet görevlisi sıfatıyla işe başladıktan sonra da bu kişilerin takibini gerçekleştirir, bu doğrultuda toplantılar düzenleyerek örgüte mali kaynak sağlanması ve örgüt içerisinde yer alan emniyet görevlilerinin gerektiğinde görevlerinin gereğine aykırı olarak örgüt talimatları doğrultusunda ve örgütün hedeflerini gerçekleştirmesine yönelik işlemleri yürütür. Bu kişiler benim dahil olduğum süre zarfında sivil kişilerden oluşmaktaydı. … Mahrem hizmetler yapısı Türkiye genelinde Marmara (İstanbul), Ankara, Ege (İzmir), Gaziantep ve Erzurum olmak üzere 5 bölgeye ayrılmıştı. … Biz mahrem imamlar olarak genellikle Ankara ilinde ayda bir olmak üzere toplantılar düzenlerdik. Aramızdaki irtibatı kendi adımıza kayıtlı olmayan telefon hatları ile çok ayrıntıya girmeden toplantı yerini kararlaştırırdık. Bu toplantılara 5 bölgenin sorumluları olan kişiler katılırdı. Bu toplantılara ben de iştirak etmekteydim. Bu kartlarda ele geçirilen bilgiler bu süreç içerisinde toplantılarda kayıt altına alınan bilgiler ve aynı süreçte öğrenerek kayda geçirdiğim bilgilerdir. Kartların incelemesi ile de anlaşılacağı üzere örgüt tarafından emniyet teşkilatı içeresinde yer alan herkesin yakın veya uzak olup olmadığı, örgüt ile ilgili kanaati, mezhebi, dünya görüşü, siyasi görüşüne göre sınıflandırmalar yapılmıştır. Bahsettiğim 5 bölge altında kendi içerisinde bu bölgelere bağlı küçük bölge olarak adlandırdığımız alt bölgeler vardır. … Alt bölgelerden toplanan bilgiler, himmet olarak tabir ettiğimiz paralar 5 bölgenin üst düzeydeki temsilcilerine aktarılır, bu şekilde bir bilgi ve maddi kaynak havuzu oluşturulmuştur. Tüm personel ile ilgili bilgiler de bu şekilde kayıt altına alınmış bulunmaktadır…. Güncel Lise Kitabı başlıklı dosyada Türkiye’de görev yapan tüm polis memurları ile ilgili bilgiler bulunmaktadır. Tüm Emekli kitabı listesiyle, bu liste emniyet teşkilatından emekli olan çeşitli rütbelerde olan rütbeli personeli göstermektedir. Tüm Liste kitabı listesiyle, EGM de bulunan tüm personelin FETÖ açısından derecelendirmesini belirtir excel tablosudur. Bu listede FETÖ mensubu olan/olmayan tüm personel yer almakta ve bunlara aşağıda açıklayacağım kodlamalarla bir sistematik kurulmuştur. Bu liste incelendiğinde EGM de FETÖ mensubu olan ve olmayan kişiler ayırt edilebilir. Bu liste 2016 Nisan ayında hazırlanmış bir listedir…” hususlarına yer vermek suretiyle örgüt içi kodlama sisteminin işleyişi hakkında bilgiler verdiğinin tespit edilmesi üzerine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, yapılan tespitler doğrultusunda, Emniyet Teşkilatı personeline ilişkin hazırlanacak bireysel raporların ilgili birimlere gönderilmesinin istenildiği anlaşılmaktadır.

2-Kodlama Sisteminin Tanımlanması
Gizli Tanık Garson'dan dijital materyal içeriğinde tespit edilen Emniyet Teşkilatı personeline yönelik dosyalar ve dosya içeriklerinde geçen harflerden oluşan kodların ne anlama geldiği sorulduğunda;
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası kapsamında verdiği 27/04/2017 tarihli ifadesinde, “...Güncel Lise Kitabı başlıklı dosyada Türkiye'de görev yapan tüm polis memurları ile ilgili bilgiler bulunmaktadır. Bu bağlamda No alt başlığı ile bu kişilerin sicilleri, Y.O kazanma durumu alt başlığı ile memurluktan amirliğe geçiş sınavını kazanıp kazanmadığı, N alt başlığı ile az önce bahsettiğim 5 bölge, A başlığı altında 5 bölgeye bağlı küçük bölge dediğimiz alt bölgeleri, İ alt başlığı ile küçük bölgelere bağlı diğer iller, İlçe başlığı ile bağlı olan ilçeler, AO başlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğünde çalışan tüm görevlilerin örgüt üyesi olsun veya olmasın isimleri, Soyadı başlığı altında bu kişililerin soyadları, C başlığı altında cinsiyeti, yıllık ödev başlığı ile kişilerin çalıştığı emniyet birimi veya şubeyi ,TLF başlığı ile bu kişilerin gerçek telefon numaraları, Medeni durum başlığı ile medeni hali, Eş adı başlığı ile evli olan kişilerin eşlerinin isimleri, Eş meslek başlığı ile eşlerinin çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise ne iş yaptığı, Eş devam başlığı ile eşlerinin sohbet olarak nitelendirdiğimiz toplantılara katılıp katılmadığı, 2015 BB başlığı ile yine büyük bölge olarak kastettiğimiz bölgeler, 2015 Mart alan başlığı ile bu kişilerin FETÖ/PDY örgütüne bakış açısını göstermektedir,...” şeklinde,
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası kapsamında verdiği ifadesinde ise, “…Genel olarak EGM personelini örgütsel tasnifleme ile beşe ayırmak mümkündür. Bunlar; ALAN DIŞI, İLGİ, ALAN İÇİ, ÜMİT ve SERHAT olarak nitelendirilebilir...
ALAN DIŞI; Emniyet Teşkilatında görevli bulunduğu süre zarfında örgüt ile bağlantısı olmayanlar olarak nitelendirilebilir. Özellikle Alan Dışı kısmında yer alan personelin kodlamaları, birlikte çalıştığı alan içinde yer alan örgüt mensubu emniyet teşkilatı personellerinden (EA, SAY, A4, A5, B4, B5 vb. kodlamasına sahip kişiler) alınan bilgiler neticesinde verilmiştir… Ayrıca ilgili personelin hayata bakış açısı, yaşam tarzı, aile yapısı, mezhebi ve inancına ilişkin ayrıntılı araştırmalar yapılarak kodlama/fişleme yapılmıştır...
İLGİ; Nitelikleri itibarı ile görüşülmesi uygun görülenlerdir. İlgi alanına aktarılması düşünülen emniyet mensubunun, örgütün mahrem yapılanmasında görev alan mahrem sorumlunun toplantılarına katılan öğrencilerden (Emniyet Personellerinden) alınan bilgiler doğrultusunda, nitelikleri itibari ile görüşülmesi planlanan kişiye öncelikle öğrenciler arasından bir stajyer planlaması yapılır, başlangıçta hedef kişinin bu durumdan haberi dahi olmaz. Stajyer tarafından örgütsel bir sistematik içerisinde hedef şahsın aile yaşantısı, ilişkileri, dünya görüşü ve gündemdeki konulara bakışına kadar birçok konudaki görüşleri hakkında bilgiler toplanır, dini konular hakkında gerekli hassasiyet oluşturularak stajyer ile arasında bir vefa ilişkisi oluşturma anlamında gerekli çalışmalar yapılır. Bu çalışmalar ilk başta genel olarak insani ilişkiler üzerinden oluşturulur. Bu ilişkiler genel olarak iş yerinde birlikte yemek yeme, çay içme vb. şeklinde olur. Üç veya dört farklı safhada yaklaşık olarak dokuz aylık süreç sonrasında alana aktarımı yapılabilir. Hedef bu ilgilenme sürecinin sonunda alana aktarımı yapılmadan hemen önce, mahrem sorumluyla tanıştırma ve örgütsel toplantılar ile himmet gündeme gelir. İlgi alanındaki öğrencinin alana aktarılması, örgüt mahrem sorumlusunun üst yönetimden takdir alması açısından önemli bir eylemdir. Zaten hedef olarak kendilerine de verilir. Bu nedenle sahada görevli mahrem sorumlular ilgilendikleri öğrencilerin belirli aralıklarla alana aktarımını sağlarlar...
ALAN İÇİ; Bu kısımda yer alan kodlamalara sahip kişiler, örgütün içerisinde yer alan kişilerdir. Bu alanda bulunanlar belirli bir aşamadan geçtikten sonra bu alana dahil edilir. Burada birden fazla kodlama bulunmaktadır.
Alan içinde bulunan örgüt mensupları, örgütün sohbet toplantılarına katılır, himmet verir (özel durumlar hariç) çalışmış olduğu birimdeki diğer personeller hakkında bilgi aktarabilir, eğer KOM, TEM, İstihbarat gibi kritik birimlerde çalışıyor ise örgütün herhangi bir şahıs ile ilgili olarak bilgi alması gerekiyor ise şubesinde bulunan bilgiyi temin ederek kendisinden sorumlu olan abiye aktarabilir, Vekil olarak sorumluluk alabilir.
Kısacası bu alandaki şahıslar gerektiğinde görevlerinin gereğine aykırı olarak örgüt talimatları doğrultusunda ve örgütün hedeflerini gerçekleştirilmesine yönelik işlemleri yürütür, örgütü tamamen benimsemiş kişilerdir. Bu kişilerin içerisinde, çekirdekten yetişmiş, örgüt tarafından gerek sınav sorularının verilmesi ile gerekse mülakatlarda referans olunmak sureti ile emniyet teşkilatına yerleştirilmiş kişiler olabileceği gibi, örgüt ile okulda veya meslekte tanışarak örgüte katılan kişiler de bulunabilir.
Örgüt, emniyet teşkilatındaki üst düzey atamaları, emniyet teşkilatı için önemli olan kritik birimlerde çalışacak rütbeli veya rütbesiz personeli genel olarak bu alandan seçerek yerleştirirdi. Çünkü bu alanda yer alan kişiler, yukarıda da açıkladığım gibi örgüt kendisinden bir bilgi isterse yerine getirebilecek durumdaki kişilerdir...
ÜMİT; Hayatının bir döneminde aidiyet duygusuna sahip olmuş, en az 6 ay boyunca örgütsel toplantılara devam etmiş, örgütün mahremiyetine ve hiyarerşik yapılanmasına dahil olmuş (istişare sistemi-duanamaz-literatür), bu yolda ilerlerken herhangi bir sebepten dolayı, örgütten kopmuş olan şahıslara ÜMİT denir. Örgütün mahrem yapılanması açısından ÜMİT durumuna düşmüş kişiler aşırı derecede önemlidir, ÜMİT konusu ile ilgili olarak hatırladığım kadarıyla özel gündemler oluşturulurdu; ÜMİT konusu ile ilgili olarak örgüt liderine atfedilen “Beni her vakit kabeye ışınlasanız, bir ümit erinin düzelmesi kadar sevindiremezsiniz. Ümit bağrıma saplanmış bir hançerdir. Çözümü dünyada bulamazsak öbür taraftan getirmeli. Kendi evlatlarımızın kaymaması için nasıl dua ediyorsak, bu işi yapanlar olarak bizde öyle dua etmeliyiz. Normal Müslümanlık performansı yetmez ekstra Müslümanlık ister. Yoğunlaşma olmalı, yeni yöntemler keşfedilmeli, sıfırlama mümkün mü bilmiyorum ama sıfırlama peşinde olalım” şeklinde söylemlerinden bahsedilirdi. Hatta ÜMİT bir kişinin kazanılması ile ilgili nasıl bir yol izlenmesine ilişkin ayrıntılı sunum ve notlar hazırlanırdı. Dijital materyaller içerisinde de bu minvaldeki sunum ve notlarda bulunabilir. Bu noktada şu anda adını hatırlamadığım bir ümitle ilgili olarak kazanılması amacıyla hali hazırda Afrika ülkesinde görevlendirilen bir mahrem sorumlusunun (abi) masrafları karşılanarak getirilmesi ve şahısla görüşme yapılması gündeme alınmıştı. ÜMİT durumunda olan kişi, örgütün mahrem yapısının işleyişini öğrenmiş, mahrem sorumluyu tanıyan ve dolayısı ile örgütsel toplantılara diğer katılanları da bilen bir kişi olması nedeniyle, ÜMİT durumundaki şahsın, örgüte ihanet ederek karşı tarafa geçmesi halinde oluşabilecek durumlara tedbir almak amacıyla ÜMİT konusuna örgütün bu kadar yoğunlaşmasını şimdi daha iyi anlıyorum. Mahrem yapının işleyişinde, bir kez mahrem sorumluyla tanışıp, örgütsel toplantılara katılan, kendisinden görevinin gereği dışında, örgütün menfaati doğrultusunda iş ve işlem yapması istenilen şahısların, örgütten ayrılması kendisi açısından mümkün ancak örgüt açısından mümkün değildir. En sert şekilde örgütü eleştirerek ayrılan kişiler bile ÜMİT olarak değerlendirilir...
SERHAT; 17/25 Aralık sürecinden sonra bilhassa polis memuru rütbesindeki personelde korku nedeniyle yoğun şekilde ayrılmalar söz konusu oldu, bu örgütün yine üst düzey bir toplantısında gündeme geldi, o zamana kadar rastlanılmayan şekilde yoğun bir “ÜMİT” durumu ortaya çıktı. O toplantıda bu kadar çok ÜMİT’in olamayacağı, sürecin normale dönmesi ile pek çoğunun tekrar geri geleceği inancıyla ayrı bir kodlama yapılması gündeme geldi ve “SÜRECİ” ifade eden “S” kodu üretildi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Aynı ifade içeriğinde, diğer alt kodlamalara ilişkin olarak ise:
"OFİS; Kodlamalarda, FETÖ mensuplarından bekar veya yeni mezunların cemaat evlerinde kalıp kalmama durumlarını gösteren “Ofis” sütunu bulunmaktadır. FETÖ’de bekar veya yeni mezun memurlar için oluşturulan örgüt evleri bulunmaktadır. Bu evlerde kalanlar için genel olarak “EVET“, kalmayanlar için “HAYIR” tabiri kullanılır...
KURS TAKSİDİ; Kodlamalarda, FETÖ mensubu şahsın örgüte aylık olarak verdiği TL cinsinden himmeti gösteren “Kurs Taksidi" sütunu bulunmaktadır. Burada fişleme/kodlaması yapılan personelin kodlaması ile ters orantıda himmet kayıtları görülebilir. Örneğin, “SAYV” pozisyonunda olan birinin himmet kaydının bulunmaması şahsın hiçbir zaman himmet vermediği anlamına gelmez, şahıs listenin düzenlendiği tarihte çeşitli ekonomik gerekçelerle ev alma, araba alma, borçlu olma, hastalık vb. durumlarda mahrem sorumlusunu bilgilendirerek himmet vermeyebilir. Yine, CA veya SCB kodlaması bulunan kişinin himmet kaydının bulunması ise şahsın bilhassa 17/25 Aralık süreci sonrasında hem mahrem sorumlu ile arayı iyi tutmak, bağı koparmamak adına himmet miktarını verirken, diğer bir taraftan da birlikte görünmemek ve görüşmek istememesi hususları ile alakalı olabilir. Bu sebep ile örgütten ayrıldığı yönünde kodlaması olan şahısların da kurs taksiti verdiği görülebilir...
ETÜT; FETÖ mensuplarının haftalık ders programlarının dışında, bekar memur evleri ya da özel olarak bu iş için tutulmuş evlerde veya evi müsait olan personelin evinde, bazen yatılı olmayı da içeren yoğunlaştırılmış ders programı (manevi tören) sayısı örgüt mensubu açısından fişleme/kodlama listelerine kayıt edilir. Bu listelerde karşılaşılan buçuklu ifadeler, yarım günü ifade eder. Normalde her FETÖ mensubunun yılda 15 günlük bir programı tamamlaması hedeflenir ancak yoğun mesaide çalışan kişilerin manevi törene katılma sıklığı eksik olsa da mazur görülür. Burada ana amaç ETÜT’e katılan örgüt mensuplarına dini bilgilerin yanı sıra örgüt ideolojisini benimsetmektir. ETÜT örgüt içerisinde rutin hale gelen sohbet adı altındaki haftalık veya aylık toplantılarla karıştırılmamalıdır. Burada örgüt mensubundan yıllık izninin belirli kısmını örgüt tarafından belirlenecek adreste geçirmesi beklenir...” şeklinde beyanda bulunduğu görülmektedir.

3- Kodlama Sistematiğinin İşleyine Dair Diğer Beyanlar
UYAP üzerinden erişilen ceza yargılaması kayıtlarının incelenmesinden, örgüt tarafından oluşturulan kodlama verilerinin anlamlandırılmasına yönelik olarak, gizli tanık Garson tarafından ifade edilen bilgiler ile örtüşen beyanlar bulunduğu görülmektedir:

Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/18927 sayılı soruşturması kapsamında, M.K.’nın Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce alınan 05/05/2017 tarihli ifadesinde, “Benim grubumda yer alanların tamamı polis memuruydu. Çoğunluğu karakol ve asayiş birimlerinde çalışan sivil ve resmi polislerdi. KOM, TEM, İstihbarat birimleri ile rütbeli personeller özel birim olarak kabul edilir bunların sohbet verenleri de özel olarak seçilirdi o yüzden benim grubumda bu kişiler yoktu. Biz hatta bu sohbet veren kişilerinde kim olduğunu bilmezdik. O birimlerin ayrı ayrı kodları olur. Örneğin İngilizce Coğrafya Tarih gibi kod isimleri farklı verirdi. Ancak benim ilgilendiğim polislerin bir kodlaması varmı yokmu bilmiyorum. Çünkü bizim bölümlerimiz kritik bölümler değildi. İ.T. 2013-2014 ortalarına kadar bizden sorumlu idi. 2014 ten sonra Hacılarda Sosyal Bilgiler öğretmeni olan BEYAZIT kod adlı B.E. geldi. Bu sorumlularda bir flash bellek bulunur bu flash belleklerin kod adı YGS dir. Flash Bellek içerinde kim hangi bölüme bakıyor ilgilendikleri kişiler kimlerdir. Bu kişilerin bilgileri yer almaktadır. Bu bilgilerde sohbetlere katılan her bireyin mesleki ailevi ve kişisel iletişim bilgileri, bu kişileri ilgi alanları zaafları özel yetenekleri eğitim bilgileri hangi alanda kullanılabileceği, örgüte ne kadar himmet verdiği, ne kadar yardım yapabileceği bilgileri ile kimlerin cemaate dahil edilebileceği yeni atanan tüm memurların kişisel bilgileri bu memurlardan cemaate dahil edilebilecekler ve edilemeyeceklerin başka cemaatlerle ilgisi bulunanların bilgileri yer alır. Bu kişilere sınıflama kodu verilir. Sınıflama kodunda 1 Kodlu kişiler cemaate gelmeyen ancak gelme ihtimali olan özellikteki kişileri gösterir 3 Kodlu kişiler Cemaat sohbetlerine düzenli katılan kişileri gösterir, 4 KOD lu kişiler Sohbetlere düzenli gelmekle birlikte himmet ve yardımlarını düzenli yapan kişileri gösterir bu kişilere Eşit Ağırlıklı (EA) Kodu da denilir, 5 Kodlu kişiler Aktif olarak örgütçe görevlendirilebilecek kadar örgüte sadık kişileri gösterir, 5 Kodununda bölümleri vardır örneğin 5 A Kodlu kişi listesi Sorgusuz bütün verilen görevleri yapabilecek kişileri gösteren listedir. Ben bu listeyi B.E. nda gördüm bana göstermesinin nedeni de bir gün benden sohbet verdiğim kişilerle ilgili detaylı özel hayatı gerektiren bilgiler sorunca ben de neden böle bir soru soruyorsun dediğimde kendisi İnternet Bağlantısı olmayan sadece bu flaşın takılı bulunduğu ve kendi sorumluluğunda bulunan bilgisayara bu flaşı taktı ve bana bu bilgileri gösterdi. Hatta kendimi bu listede 5. KOD da gördüm. Bu flaş bellek her bilgisayarda çalışmaz TRUECRYPT denilen Disk şifreleme programı ile çalışmaktadır. Bu program yine hem flashta olmalı hem bilgisayarda olmalıdır aksi takdirde bu flash yine kullanılamaz. Bana gösterdiği EXCELL formatlı bu listede sadece benim bilgilerimin yerini bana gösterdi. Bu listede benim sohbet verdiğim Kayseri deki tüm polis memurları bu listede benim ismimin altında yer alıyordu. Bu sistemi kimseye göstermezler gizliliği için çok büyük çaba sarfedererdi.“ şeklinde beyanda bulunmak suretiyle kendisinin 5. derecede kodlandığını ikrar suretiyle teyit etmesinin yanı sıra, örgütün kodlama sisteminin işleyişini, veri giriş sisteminde belirli bir programa ve şifrelemeye ihtiyaç duyulduğunu, veri girişinin mahrem sorumlular tarafından yapıldığını, örgütün kodlamaya muhatap olan kişileri nasıl derecelendirdiğini açıklayan bilgiler verdiği,
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunun 12/06/2019 tarih ve İddianame No:2019/1896 sayılı iddianamesinde yer verilen M.F.T.’nin Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/13608 sayılı soruşturma dosyası kapsamında alınan ifadesinde, “...Bizlerin bu yapı içerisindeki görevlerimize gelince Sohbet gruplarına katılan polislerin öncelikle listeleri oluşturulurdu, bu listeleri sohbet hocalığı yapan benim bir altımda bulunan sohbet grup abileri herkes kendi grubunda bulunan personelin listesini hazırlar ve bu sohbete katılan polis memurları hakkında gerekli bilgileri düzenleyerek şahısların sohbete katılımları, himmetlerini düzenli verip vermediklerini ve sadakatlarını ölçeklendirme yapılarak 1-3 ve 5 numara ile derecelendirilerek şahsın bağlılığını gösterirdi. Bu dereceler içerisinde en yüksek derece 5 oluyordu bu derece ile derecelendirilen memur Fetö Terör örgütüne cemaate yani hizmete bağlılığı olduğu anlaşılırdı, en düşük derecede bulunan memurlara da herhangi bir dışlama söz konusu olmazdı aksine şahıslar ile daha çok ilgilenilmesi gerektiği belirtilirdi. Bu hazırlanan listeler rapor halinde bizden sorumlu olan Emniyet Müdürlüğü Polis memurlarından sorumlu olan imam olan C.D.nin bizleri ziyarete geldiğinde, bende sohbet gruplarında sorumlu abileri çağırıp gerekli bilgileri bu abimize verirlerdi C.D.’de yanında getirdiği bilgisayarına bunları kayıt ederdi ....” yönünde beyanda bulunmak suretiyle kodlamanın nasıl yapıldığı hakkında bilgi verdiği:
Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/32 esas sayılı dosyasındaki 14/12/2017 tarihli duruşma tutanağında yer verildiği üzere, A.K.nın Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/56109 soruşturma sayılı dosyası kapsamında alınan 04/05/2017 tarihli ifadesinde, “Bu kamp daha önce belirttiğim villada gerçekleşti. Bu kamp yıllık olarak belirli periyotlarla yapılan personel yetiştirme programlarından birisiydi. Benim yeni katılmam nedeniyle ayrıntılı olarak gerçekleşti. Hem maneviyat olarak yani kuran tecviti, risale bilgisi dini bilgilerin yanında mesleki bilgiler öğretiliyordu. Mesleki bilgiden kasıt Emniyet Müdürlüğü teşkilatını ayrıntılı olarak anlatıp cemaatin bu teşkilattaki faliyetleri anlatılıyordu. Polis memuru ile amir arasındaki farklar, komiser olmanın şartları, müdür olabilmenin şartları, müdürlerin kaç yıldızının bulunduğu, müdürlerin dereceleri ve yükselme şartları, hangi derecedeki müdür hangi göreve getirileceği anlatılmıştı. Villada başlayan sinevizyonlu seminerlerde ayrıntılı bilgiler aldık. Cemaat için en önemli birimlerin Terör(Tarih), Kaçakçılık(kimya), istihbarat(İngilizce) olduğu belirtilmişti. Amaç özellikle bu birimlere kendi adamlarımızı yerleştirmekti. Cemaat benim geldiğimde çok kan kaybetmişti. Özellikle bu üç birimdeki elemanı azaldığı için yapılacak operasyonları eskisi gibi önceden bilemiyordu. Bazen bize özellikle soruluyordu yokmu içerden haber alabilecek biri diyerek tepki veriliyordu. Bir örnek verecek olursam; emniyet bazı araçlar ayarlamış ve bazı cemaatçileri takip ediyormuş, bu bilgi üzerine harekete geçtiler ve bize de alttakilere sormamızı istediler bu araçların plakaları nedir kim öğrenebilir diye araştırmaya başladılar. Daha önceden olsaydı cemaat bu plakaları çok çabuk bulabilirdi. Seminerlerin en önemli gündem maddesi polislerin manevi durumları hakkındaydı. Her bir memurun okuması ve dinlemesi için maneviyat hedefleri burada belirleniyordu. Tabloya yansıtılıyordu. Ayrıca bu seminerde ilgilenilen kişilerden bahsediliyordu. Cemaat kendisine yakın kişilerin yanında dışarıdan kişiler kazanıyordu, bunun listesi yapılmıştı. Bazen kendi personelini kaybediyordu fakat bunları yine bırakmıyor ve ümit arıza denilen grup oluşturup bu başlık altında sohbet ağabeylerine teslim edilip diğer memurlar tarafından ilgilenmesi sağlanıyordu. Bu şekilde geçmiş hafızası kaydedilip kontrol ediliyordu. Seminer içerisinde bütün emniyet birimleri ve alt birimleri anlatılıp bunlara kod isimler verilmişti. Dışarda konuşmalarda ve iletişim araçlarında emniyet birimlerinin kod isimleri ile bahsedilirdi. Bu yetiştirme seminerlerinde emniyetin hiyerarşik yapısı, yükselme ve terfi işlemleride anlatılmıştı. Bir personelin iş yerinde nasıl tedbir yapacağı, arkadaşları ile nasıl konuşacağı apartmandaki komşularla nasıl konuşacağı hayatını dışarıya nasıl aksettireceği çocuğunu hangi okula yazdıracağı bu kamplarda ayrıntılı anlatılmıştı. Yani bu kampta benim yapacağım işin her ayrıntısı anlatılmıştı.” şeklinde beyanda bulunmak suretiyle örgütün bütün emniyet birimleri ve alt birimleri dahil olmak üzere özellikle kadrolaşmak yönünden önemli gördüğü birimleri "tarih (terör)", "kimya (kaçakçılık)" ve "ingilizce (istihbarat)" olarak kodladığı ve bu birimlerden kritik bilgiler edinmeye çalıştığı hakkında bilgi verdiği;
Artvin Cumhuriyet Başsavcılığının 15/02/2018 tarih ve İddianame No:2018/72 sayılı iddianamesinde yer aldığı üzere, 2017/1652 soruşturma sayılı dosyasında şüpheli olan B.Y.’nin ifadesinde özetle, ''2012 ile 2016 yılları arasında Artvin ilindeki emniyet mahrem yapısı içerisinde örgüt mensubu polis memurluğundan geçme komiser ve komiser yardımcılarından sorumlu olarak görev aldığını, mahrem yapılanma hakkında detaylı şekilde bilgi sahibi olduğunu, mahrem yapının Türkiye'de beş büyük bölgeye ayrıldığını, küçük illerin birleşerek beş büyük bölgeden birine bağlandığını, bir kaç ilin birleşmesi ile alt bölgeler oluşturulduğunu, illerde ''müdür, zümre başkanı ve öğretmen'' olarak adlandırılan birimlerin olduğu, öğretmenlerin kendi aralarında ''rehber, ümitçi, arama-taramacı, sosyal medyacı ve kasa'' olmak üzere görev bölümü yapıldığını, akademiden mezun olan ve komiser yardımcısı ve yukarı rütbedeki memurlardan ''üniversite öğrencisi'' diye adlandırıldığı, polis ve baş polis memurlarının ''lise öğrencisi” olarak adlandırıldığı, meslekten geçen komiser yardımcısı, başkomiser ve müdür rütbesinde bulunan memurların yüksek okul öğrencisi olarak adlandırıldığını, mahiyetinde bulunan komiser ve komiser yardımcılarının özelliklerine göre harf ve rakamlarla katagorize ettiklerini, bu şekilde örgüt içerisindeki konumlarının tayin edildiğini, mahrem yapı içerisinde Uğur kod adını kullandığını, meslekten geçen komiser ve komiser yardımcılarından Artvin ilinde yalnızca kendisinin sorumlu olduğunu, emniyet içerisindeki tayinlerin bilgisi ve onayı dahilinde yapıldığını, mahiyetinde bulunan komiser ve komiser yardımcılarından düzenli olarak kendi evinde veya komiser ve komiser yardımcılarının evinde sohbet yaptığını, bir çoğuna bylock isimli programı yüklediğini, himmet adı altında maaşının belli bir kısmını aldığını, kurban parası aldığını, mahiyetinde bulunan kişilere karşı yapmış olduğu faaliyetleri Trabzon ilinde bulunan üstü konumundaki Turgut kod adlı Y.K.'ya ilettiği(ni)…'' belirtmek suretiyle içerisinde mahrem sorumlu olarak görev aldığı örgütün bölge ve il yapılanması, görev dağılımı, rütbeli ve rütbesiz personelin ne şekilde kodlandığı, kodlama sistemi, kodlama sistemine bağlı olarak atamaların yapıldığı hususlarında bilgiler verdiği görülmektedir.
Öte yandan, örgütün kodlama sisteminin işleyişine ve ne için kullanıldığına dair bilgiler içeren yukarıdaki beyanların dışında, kodlama verilerinin ne anlama geldiğini ve doğruluğunu teyit eden ifadelerin de bulunduğu görülmektedir:
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/10364 ve 2021/7818 iddianame numaralı iddianamelerinde yer verildiği üzere, A.K., S.K. ve H.Ş. isimli kişiler hakkında düzenlenen sırasıyla 21/12/2018, 24/10/2019 ve 01/11/2019 tarihli veri inceleme raporlarında adı geçenlerin “vekili” olarak kodlandığı görülen A.G. İsimli kişinin ifadesinde “...Bana hitaben sen başka bir grupla beraber olacaksın ve grubun 4 kişi olacak dediler. Bunu bana Mesut isimli sivil şahıs söyledi. Süreçten önce sohbetlere katılan ve sonra bırakan bazı isimler vardı, Bu isimler A.K., Y.D. isimli şahıslardır. Yeni grupta ise C.E. ders verecek olan şahıs, H.Ş., S.K. ve ben yer aldık. Genel her hafta grup içinde birimizin evinde toplanıyorduk. Sohbet edip dini konular hakkında görüş alışverişinde bulunuyorduk. Bizim bu grupla Harun isimli sivil bir şahıs ilgilenmeye başladı..." beyanında bulunmak suretiyle “vekil” kavramının sivil sorumlunun yerine görev yapan sorumlu kişi anlamına geldiği ile anılan iddianamede yer verildiği üzere A.G.nin kendisi hakkındaki “SAYV” kodlamasının doğruluğunu teyit ettiği görülmektedir.
İ.B. isimli kişinin ... Ağır Ceza Mahkemesinin … tarihli, E:…, K:… sayılı kararında İ.K. isimli kişi hakkında verdiği ifadesinde, “2007 veya 2008 yılında olay yeri şube abisi olduğunu, sanığın (İ.K.) grup abisi olarak kendisinin yardımcısı olduğunu” belirtmek suretiyle kendisinin şube abisi olduğunu ve İ.K. isimli şahsın yardımcısı olduğunu ikrar ederken, aynı zamanda İ.K. hakkında düzenlenen 01/11/2019 tarihli veri inceleme raporunda İ.K.nın “vekil” olarak kodlandığı yönündeki bilgiyi teyit ettiği anlaşılmaktadır.

4- Kodlama Verisinin Hukuki Niteliği
Örgütün kodlama sisteminin tüm emniyet personelini kapsadığı, bu çerçevede örgütün etki alanı dışındaki kişileri "alan dışı" kategoride, nitelikleri itibarıyla görüşülmesi uygun görülen kişileri "ilgi" kategorisinde, örgütün etki alanına dahil edilen kişileri "alan-içi" kategoride, örgütün etki alanında iken çeşitli sebeplerle örgütten uzaklaşma sürecine giren kişileri "ümit" veya "serhat" kategorileri içerisinde kodladığı; her bir kategori içerisinde kişinin derecelendirildiği çeşitli alt kodların bulunduğu, söz konusu kodlamaların kişinin öngörülen süreler içerisinde belirli faaliyetlerden oluşan safhalardan geçirilmesi suretiyle yapıldığı ve kodlamanın periyodik aralıklarla tekrar edildiği anlaşılmaktadır.
Böylece, örgüte yeni kazandırılacak kişilerin tespit edilip ilgilenilmesi, örgütün etki alanına dahil edilmesi ve örgütten uzaklaşanların ise engellenmesi suretiyle örgütün emniyet teşkilatı içerisinde kadrolaşmak, bu yapılanmasını korumak ve güçlendirmek amacıyla bir bilgi ve kaynak havuzu oluşturulduğu değerlendirilmektedir.
Kodlama verilerini içeren dijital materyalin adli makamların kararı uyarınca ceza usulünün gerektirdiği sürece uygun olarak elde edildiği, incelendiği; bu inceleme ile kodlama sistematiğinin nasıl işlediğinin ve kodların ne anlama geldiğinin, gerek gizli tanık …'un beyanları gerekse dijital veri içeriğindeki tespitler dikkate alınarak açıklığa kavuşturulduğu, daha sonra söz konusu tespitlerin kişisel raporlara dönüştürüldüğü anlaşılmaktadır. Öte yandan, gizli tanık …'un kodlama sistematiğinin işleyişine ve anlamlandırılmasına ilişkin söz konusu beyanlarının, kovuşturma makamlarına teslim ettiği dijital materyal içeriği ile örtüşmesinin yanı sıra, yukarıda yer verildiği üzere, üçüncü kişilerin beyanlarıyla da örtüştüğü görülmektedir.

Nitekim, Yargıtay ... Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında, “…anılan örgütün mahrem yapılanması içerisinde yer alan Emniyet Genel Müdürlüğüne sızmış mensupları ile bunlardan sorumlu mahrem imamlarının örgütle irtibatı, bağlılık derecesi ve örgütsel konumu gibi stratejik önemi haiz bilgilerin kaydedildiği dijital materyallerin, ... Sulh Ceza Hakimliği'nden alınan … tarih ve … Değişik iş sayılı karara istinaden incelenmesi neticesinde elde edilen bilgilere ilişkin raporların, müsnet suç yönünden; gizli tanık tarafından teslim edilen dijital materyallere dayanılarak düzenlenmiş, sanığın örgütle irtibatını ortaya koyan bir delil olarak kabul edilmesinin hukuka uygun olduğu..." değerlendirmesine yer verilmiştir.
Ayrıca, Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru üzerine verdiği kararlarında, başvurucuların örgüt tarafından kodlanmış olmasını kuvvetli suç belirtisi olarak kabul etmiştir. (AYM Kararları: 01/7/2020 tarih ve 2018/14081 Başvuru Numaralı kararı & 41; 10/12/2019 tarih ve 2016/72052 Başvuru Numaralı kararı & 40; 13/02/2020 tarih ve Başvuru Numarası: 2016/76785 Başvuru Numaralı kararı & 48)
Netice itibarıyla, kodlama verilerinin bir kamu görevlisinin FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak ve irtibatının değerlendirilmesinde esas alınabilecek hukuka uygun veri niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

5- Kodlama Verisinin İltisak ve İrtibat Yönünden Değerlendirilmesi
Anayasa'nın 129. maddesinin 1. fıkrasında, "Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler" kuralına yer verilmiştir.
Bu kural doğrultusunda, Anayasa Mahkemesi kamu görevlisi olmanın sağladığı birtakım ayrıcalıklar ve avantajların yanında bazı külfet ve sorumluluklara katlanmayı ve diğer kişilerin tabi olmadığı sınırlamalara tabi olmayı da gerektirdiğini, kişinin kamu görevine kendi isteği ile girmekle bu statünün gerektirdiği ayrıcalıklardan yararlanmayı ve külfetlere katlanmayı kabul etmiş sayıldığını, kamu hizmetinin kendine has özelliklerinin bu avantaj ve sınırlamaları zorunlu kıldığını ve kamu görevlilerinin statülerinden kaynaklanan ve katlanmak zorunda oldukları yükümlülüklerden birisinin de Anayasa'nın 129. maddesinde öngörülen sadakat yükümlülüğü olduğunu vurgulamaktadır. (AYM GK Kararı: Başvuru No.2017/15845, 21/01/2021, p.67-68)
Aynı doğrultuda, AİHM'de "demokratik bir devletin, memurlarından anayasal prensiplere sadakat göstermesini isteme hakkı bulunduğunu" belirtmektedir. AİHM'e göre "kamu çalışanlarının devlete sadık kalmaları genel yararı korumakla ve güvence altına almakla yükümlü devlet otoriteleri ile çalışmalarının doğasında bulunan bir şarttır." (AİHM Kararları: Sidabras ve Džiautas/Litvanya, B. No:55480/00 ve 59330/00, 27/07/2004, p. 52, 57; Volkmer/Almanya (k.k.), B. No: 39799/98, 22/11/2001; Petersen/Almanya, B. No: 39793/98, 22/11/2001; Žičkus/Litvanya, B. No: 26652/02, 07/04/2009, p.28).
Dava konusu kararın dayanağı olan 375 sayılı KHK'nın Geçici 35. maddesindeki düzenleme ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü demokratik hukuk düzenini ortadan kaldırmaya teşebbüs eden terör örgütlerine veya Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut irtibatı tespit edilen kamu görevlilerinin görevlerine son verilmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır.
"İltisak" ve "irtibat" kavramlarının nasıl tanımlandığı hususuna gelince, Anayasa Mahkemesi 14/11/2019 tarih ve E:2018/89, K:2019/84 sayılı kararında, iltisaklı kavramını ''kavuşan, bitişen, birleşen'', "irtibatlı" kavramını ise ''bağlantılı'' olarak tanımlamıştır. Aynı kararda, terör örgütleriyle irtibatlı ve iltisaklı olma durumu farklı şekillerde ortaya çıkabileceğinden bunların kanun koyucu tarafından önceden belirlenmesi ve kanunda tek tek sayılması zorunluluğundan söz edilemeyeceği, irtibat ve iltisak kavramları genel kavram niteliğinde olmakla birlikte, bunların belirsiz ve öngörülemez nitelikte olduğunu söylemenin mümkün olmadığı, hukuki nitelikleri ve objektif anlamlarının yargı içtihatlarıyla belirlenebileceği ifade edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi; olağanüstü hâlin ilanına neden olan tehdit ve tehlikeler gözetilerek olağanüstü hâl döneminde terör örgütleriyle iltisaklı veya irtibatlı bulunulup bulunulmadığının tespiti bakımından, terör örgütleriyle bağın varlığı konusunda yapılacak değerlendirmenin olağan dönemde yapılacak değerlendirmeden farklı olabileceğini; olağanüstü dönemde iltisak ve irtibat tespitine dayalı olarak kamu görevinden çıkarılma kararı verilirken söz konusu bağın “sübut” derecesinde ortaya konulmasının aranmadığını, bu yönde bir "değerlendirme" yapılarak "kanaat" oluşturulmasının yeterli görüldüğünü, belirli bir tür delile dayanma zorunluluğu öngörülmemiş olmakla birlikte bu yönde bir kanaate varılırken keyfilikten uzak durulması gerektiğini belirtmiştir. (AYM Genel Kurul Kararı: E:2016/6 (Değişik işler), K:2016/12, 04/08/2016, p.85-88; AYM Kararı: E:2018/89, K:2019/84, 14/11/2019, p-30-33)
Bu çerçevede, yukarıda sistematiği ve adli makamlara intikali süreci anlatılan örgüt içi kodlama verisinin, bir kamu görevlisinin terör örgütü ile iltisak veya irtibatının ortaya konulması için yeterli olup olmayacağının tartışılması gerekmektedir.
Söz konusu kodlama sistemi incelendiğinde, nitelikleri itibarıyla görüşülmesi uygun görülüp örgüt tarafından "ilgi" sınıfı içerisinde kodlanan bir kişinin örgüte kazandırılması çalışmasını yapmak üzere örgüte bağlılığı üst derecelerde kodlanan ve "stajyer" olarak nitelendirilen bir takip görevlisinin atandığı, yaklaşık dokuz aylık süreçte örgüt tarafından kazanılmak istenen söz konusu kişinin, insani ilişki kurmak aşamasından başlayıp, toplantılarına katılmak, himmet vermek, diğer grup üyeleriyle tanıştırılmak, verilen görevleri yerine getirmek ve mahrem sorumluyla tanıştırılmak gibi aşamalardan geçirildiği, mahrem sorumludan onay alınmak suretiyle "alan içi" sınıfında kodlandığı anlaşılmaktadır. Bir kişinin "alan-içi" kategorisinde kodlandıktan sonra çeşitli sebeplerle örgütten uzaklaşma sürecine girmesi halinde ise "ümit" veya "serhat" kategorisinde kodlandığı ve örgütün bu şekilde kodladığı kişileri yeniden kazanmaya çok önem verdiği, bu kişilere yönelik takip ve temas faaliyetlerinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, örgütün kodladığı kişilere yönelik değerlendirmelerini periyodik aralıklarla gözden geçirmek suretiyle kodlandırmayı tekrarladığı anlaşılmaktadır.

Kişinin kodlanmasının, bu kişinin örgüt tarafından söz konusu kodlama için tanımlanan faaliyet aşamalarından geçirilmek anlamına geldiği gözetildiğinde, hakkında kodlama verisi bulunan bir kişinin örgüt ile iltisak ve irtibatının bulunup bulunmadığına karar verilebilmesi için, hakkındaki kodlamanın karşılığı olarak hangi faaliyetlerin tanımlandığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede, yukarıda yer verilen beyan ve tespitlerin incelenmesinden; örgüt tarafından "alan-içi" kategoride kodlanmış olmanın, örgütün toplantılarına katılmak, diğer grup üyeleriyle tanıştırılmak, örgüt tarafından verilen görevleri yerine getirmek, örgüte himmet vermek ve örgütün mahrem sorumlusu ile tanışmak gibi faaliyetlerden geçirildikten sonra, mahrem sorumlunun onayını almak anlamını taşıdığı görülmektedir.
Dolayısıyla, bir emniyet mensubunun FETÖ/PDY terör örgütünün toplantılarına katılmak, örgütün diğer grup üyeleriyle tanıştırılmak, örgüt tarafından verilen görevleri yerine getirmek, örgüte himmet vermek ve örgütün mahrem sorumlusu ile tanıştırılmak şeklindeki faaliyet aşamalarından geçirildikten sonra, mahrem sorumlunun onayını almak suretiyle "alan-içi" kategoride kodlanmış olmasının, örgüt ile iltisak ve irtibatını ortaya koymaya tek başına yeterli olacak nitelikte somut bir veri olduğu sonucuna varılmıştır.
Nitekim, gerek Anayasa Mahkemesi gerekse AİHM, bir delilin başka delillerle desteklenmemesi durumunun tek başına yargılamanın hakkaniyetini zedelemeyeceğini, delilin güçlü olmasına ve güvenilirliği konusunda riskin bulunmamasına bağlı olarak destekleyici delil ihtiyacının da zayıflayacağını vurgulamaktadır. (AYM Kararı: Başvuru Numarası: 2018/15231, 04/6/2020, p.108; AİHM Kararları: Bykov/Rusya [BD], B. No: 4378/02, 10/3/2009, p.89,90; Ilgar Mammadov/Azerbaycan (No.2), B. No: 919/15, 16/11/2017, p. 208, 209).
Öte yandan, örgütün periyodik aralıklarla yaptığı değerlendirmeler neticesinde "alan-içi" kategorisinde kodladığı bir kişiyi, çeşitli sebeplerle örgütten uzaklaşma sürecinde, "ümit" veya "serhat" kategorisinde kodlamış olması, bu kişinin daha önce örgütün etki alanı içerisinde bulunmak anlamına gelen "alan-içi" kategorisinde kodlandığını teyit etmektedir.
Bu itibarla, örgüt tarafından "alan-içi" kategoride kodlanmış olması nedeniyle, örgütle iltisaklı ve irtibatlı olduğu anlaşılan ve Anayasal düzeni değiştirmeyi amaçlayan söz konusu örgüt ile itisaklı ve irtibatlı olmak suretiyle, Anayasal sadakat bağı kopan bir emniyet personelinin, daha sonra çeşitli sebeplerle örgütten uzaklaşma sürecinde "ümit" veya "serhat" kategorisinde kodlanmış olmasının, bu sonucu değiştirmeyeceği anlaşılmaktadır.
Nitekim, Anayasal sadakat bağının ruhuna uygun olarak, dava konusu işleme dayanak oluşturan KHK'da, bir dönem örgüt ile iltisaklı ve irtibatlı olup, daha sonra herhangi bir saikle örgütten ayrılan kamu görevlilerinin, kamu görevinden çıkartılmaması yönünde takdir hakkı tanıyan istisnai bir duruma da yer verilmemiştir.
Aksinin kabulü, üstün bir kamu gücü yetkisi niteliğindeki kolluk gücünü kullanan emniyet personelinin Anayasal düzene hassasiyetle ve ara vermeksizin sadakat göstermesi yükümlülüğünün, hukuk devletinde demokratik anayasal düzenin korunması açısından arz ettiği büyük önemle de örtüşmeyecektir.

6- Kodlama Verisi Tespitinin Davacı Yönünden Değerlendirmesi
Davacı hakkındaki 12/01/2022 tarihli veri inceleme raporunun incelenmesinden, davacının örgüt tarafından, veri inceleme raporunun "2015 MART ALAN" kısmında "EA" olarak, "ALAN" kısmında "SC" olarak, "AD" kısmında ise "SDA" olarak kodlandığı görülmektedir.
Yukarıda değinildiği üzere, örgüt kodlama verilerinin hukuka uygun ve örgüt ile iltisak ve irtibatın bulunup bulunmadığını ortaya koymaya tek başına yeterli olacak nitelikte somut bir veri olduğu; öte yandan davacının örgüt tarafından "alan-içi" kategorisinde kodlanmış olmasının davacının örgütün toplantılarına katılmak, diğer grup üyeleriyle tanıştırılmak, örgüt tarafından verilen görevleri yerine getirmek, örgüte himmet vermek ve örgütün mahrem sorumlusu ile tanıştırılmak şeklindeki faaliyetlerden geçirildikten sonra, mahrem sorumlunun onayını almak suretiyle örgütün etki alanı içerisine dahil edilmiş olmak anlamını taşıdığı; "alan-içi" kategorideki "EA" kodunun "FETÖ içerisinde olup örgüt benim örgütüm diyen ancak bazı zaafları olan (himmet verme- kampa kalma- her çağrıldığında gelme- sigara- karşı cins- namaz) kişileri" ifade ettiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla; davacının, "alan-içi" kategoride, "EA" şeklinde kodlanmış olması ve silahlı terör örgütüne üye olma suçu kapsamında yargılanmış olduğu ... Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında "...Sanık soruşturma aşamasında alınan beyanlarında özetle; 2013 yılında polis memuru olduğunu, 2013-2016 yılları arasında Nevşehir Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünde görev yaptığını, 2016 yılı Ağustos ayından itibaren Ağrı ilinde görev yaptığını, bu örgüt ile tanışmasının polis okulunda öğrenci iken başladığını, Nevşehir iline atanınca Yusuf isimli şahıs ile tanıştığını, bu şahsın kendisine yardımcı olduğunu, daha sonra örgüte ait evde bir kaç bayan şahıs ile kalmaya başladığını, H.K. isimli şahsın bulundukları eve gelerek sohbet verdiğini, 2014 yılı Temmuz veya Ağustos ayında kalmış oldukları örgüte ait evden ayrılarak başka bir özel eve çıktıklarını, kendisinin daha sonra evlendiğini ve Ağrı iline tayin olduğunu, 2014 yılı başlarından itibaren bu örgüt ile bağını koparttığını belirterek teşhis ve anlatımlarda bulunarak üzerine atılı suçlamaları kabul etmemiştir.
Sanık kovuşturma aşamasında alınan beyanlarında özetle; soruşturma aşamasında verdiği beyanlarını tekrar ettiğini belirterek, 2012-2013 yıllarında bu yapı ile tanıştığını, Nevşehir ilinde örgüte ait evde kaldığını, kaldıkları evde sohbetler yapıldığını, kendisinin himmet adı altında herhangi bir para vermediğini, 17/25 Aralık sürecinden sonra bu örgüt ile ilişkisini kesmeye başladığını ve başka bir eve taşındığını, içinde bulunduğu zorluklar nedeniyle mecburiyetten örgüte ait evde kaldığını, Zaman Gazetesine bir aylık bir aboneliğinin olduğunu belirterek FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmadığını ve beraatini talep ettiğini beyan etmiştir.
Sanık hakkında soruşturma aşamasında bir kısım şahıslar tanık olarak beyanda bulunmuştur. Bu kapsamda beyanları alınan tanıklar; B.K., N.U., H.A. ve Ö.F.Ç. sanık ile ilgili anlatımlarda bulunmuş ve genel olarak anlatımlarında özetle, sanığın Nevşehir ilinde görev yaparken örgüte ait evde kaldığını, yapılan sohbetlere katıldığını beyan etmişlerdir.
Kovuşturma aşamasında dinlenen tanıklar beyanlarında sanık ile ilgili anlatımlarda bulunmuş ve bu kapsamda tanık … sanığı tanıdığını, sanık ile birlikte Nevşehir ilinde örgüte ait evde kaldıklarını, daha sonra sanık ile birlikte başka bir eve taşındıklarını beyan etmiştir. Tanık … sanığın örgüte ait Nevşehirde bulunan evde kaldığını belirtmiştir. Tanık … sanık ile birlikte Nevşehir ilinde örgüte ait evde kaldıklarını sanığın bu dönemde herhangi bir himmet adı altında para vermediğini belirtmiştir. Tanık H.A. ise benzer beyanlarda bulunarak sanığın Nevşehir ilinde örgüte ait evde kaldığını belirtmiştir. Sanık çeşitli aşamalarda alınan savunmasında tanık beyanlarını doğrular şekilde anlatımlarda bulunmuştur...'' yolundaki davacının ikrar niteliğinde beyanlarının ve bu beyanları doğrular şekilde tanık ifadelerinin bulunması karşısında FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisaklı ve irtibatlı olduğu sonucuna varılmıştır. Öte yandan, emniyet personeli olması nedeniyle Anayasal düzene hassasiyetle ve ara vermeksizin sadakat gösterme yükümlülüğü bulunan davacının, örgütle iltisaklı ve irtibatlı olmak suretiyle Anayasal sadakat bağı koptuğundan, daha sonra, ''serhat'' kategorisinde, "SDA" alt kodu ile kodlanmış olmasının, bu sonucu değiştirmeyeceği anlaşılmaktadır
Bu nedenle, dava konusu işlemin iptali yolunda verielen İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 11/06/2024 tarihinde esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X) GEREKÇEDE KARŞI OY :
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosunun … sayılı soruşturması kapsamında gizli tanık …'dan elde edilen dijital materyal içeriğinde, FETÖ/PDY terör örgütünün, Emniyet Teşkilatında kadrolaşma ve mahrem yapılanma faaliyetleri ile örgütün emniyet mensuplarını kodlamasına ilişkin bilgi ve belgelere ulaşılmıştır.
Söz konusu kodlama sistemi incelendiğinde, nitelikleri itibarıyla görüşülmesi uygun görülüp örgüt tarafından "ilgi" sınıfı içerisinde kodlanan bir kişinin örgüte kazandırılması çalışmasını yapmak üzere örgüte bağlılığı üst derecelerde kodlanan ve "stajyer" olarak nitelendirilen bir takip görevlisinin atandığı, yaklaşık dokuz aylık süreçte örgüt tarafından kazanılmak istenen söz konusu kişinin, insani ilişki kurmak aşamasından başlayıp, toplantılarına katılmak, himmet vermek, diğer grup üyeleriyle tanıştırılmak, verilen görevleri yerine getirmek ve mahrem sorumluyla tanıştırılmak gibi aşamalardan geçirildiği, mahrem sorumludan onay alınmak suretiyle "alan içi" sınıfında kodlandığı anlaşılmaktadır. Bir kişinin "alan-içi" kategorisinde kodlandıktan sonra çeşitli sebeplerle örgütten uzaklaşma sürecine girmesi halinde ise "ümit" veya "serhat" kategorisinde kodlandığı ve örgütün bu şekilde kodladığı kişileri yeniden kazanmaya çok önem verdiği, bu kişilere yönelik takip ve temas faaliyetlerinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, örgütün kodladığı kişilere yönelik değerlendirmelerini periyodik aralıklarla gözden geçirmek suretiyle kodlandırmayı tekrarladığı anlaşılmaktadır.
Kişinin kodlanmasının, bu kişinin örgüt tarafından söz konusu kodlama için tanımlanan faaliyet aşamalarından geçirilmek anlamına geldiği gözetildiğinde, hakkında kodlama verisi bulunan bir kişinin örgüt ile iltisak ve irtibatının bulunup bulunmadığına karar verilebilmesi için, hakkındaki kodlamanın karşılığı olarak hangi faaliyetlerin tanımlandığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede, “alan-içi” kapsamında kodlanan kişilerin kodlama tanımlarına bakıldığında, örgütle irtibat ve iltisaklı olduklarında herhangi bir tereddüt bulunmamakla birlikte, örgütün kodlama sisteminde “alan-içi” kapsamında kodlanmış iken, daha sonra “ümit” kapsamında “C”, “CA”, “CB”, “CC”, “CD”, “CE”, "DA" veya "DP" olarak; “serhat” kapsamında “SC”, “SCA”, “SCB”, “SCC”, “SCD”, “SCE”, "SDA" veya "SDP" olarak kodlanmış kişilerin durumunun ayrıca tartışılması gerekmektedir.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 20023/277760 sayılı soruşturma kapsamında ifadesi alınan gizli tanık Garsonun beyanlarında "ümit" ve "serhat" kategorileri altındaki kodlamalara ilişkin olarak "ÜMİT; Hayatının bir döneminde aidiyet duygusuna sahip olmuş, en az 6 ay boyunca örgütsel toplantılara devam etmiş, örgütün mahremiyetine ve hiyarerşik yapılanmasına dahil olmuş (istişare sistemi-duanamaz-literatür), bu yolda ilerlerken herhangi bir sebepten dolayı, örgütten kopmuş olan şahıslara ÜMİT denir. Örgütün mahrem yapılanması açısından ÜMİT durumuna düşmüş kişiler aşırı derecede önemlidir, ÜMİT konusu ile ilgili olarak hatırladığım kadarıyla özel gündemler oluşturulurdu; ÜMİT konusu ile ilgili olarak örgüt liderine atfedilen “Beni her vakit kabeye ışınlasanız, bir ümit erinin düzelmesi kadar sevindiremezsiniz. Ümit bağrıma saplanmış bir hançerdir. Çözümü dünyada bulamazsak öbür taraftan getirmeli. Kendi evlatlarımızın kaymaması için nasıl dua ediyorsak, bu işi yapanlar olarak bizde öyle dua etmeliyiz. Normal Müslümanlık performansı yetmez ekstra Müslümanlık ister. Yoğunlaşma olmalı, yeni yöntemler keşfedilmeli, sıfırlama mümkün mü bilmiyorum ama sıfırlama peşinde olalım” şeklinde söylemlerinden bahsedilirdi. Hatta ÜMİT bir kişinin kazanılması ile ilgili nasıl bir yol izlenmesine ilişkin ayrıntılı sunum ve notlar hazırlanırdı. Dijital materyaller içerisinde de bu minvaldeki sunum ve notlarda bulunabilir. Bu noktada şu anda adını hatırlamadığım bir ümitle ilgili olarak kazanılması amacıyla hali hazırda Afrika ülkesinde görevlendirilen bir mahrem sorumlusunun (abi) masrafları karşılanarak getirilmesi ve şahısla görüşme yapılması gündeme alınmıştı. ÜMİT durumunda olan kişi, örgütün mahrem yapısının işleyişini öğrenmiş, mahrem sorumluyu tanıyan ve dolayısı ile örgütsel toplantılara diğer katılanları da bilen bir kişi olması nedeniyle, ÜMİT durumundaki şahsın, örgüte ihanet ederek karşı tarafa geçmesi halinde oluşabilecek durumlara tedbir almak amacıyla ÜMİT konusuna örgütün bu kadar yoğunlaşmasını şimdi daha iyi anlıyorum. Mahrem yapının işleyişinde, bir kez mahrem sorumluyla tanışıp, örgütsel toplantılara katılan, kendisinden görevinin gereği dışında, örgütün menfaati doğrultusunda iş ve işlem yapması istenilen şahısların, örgütten ayrılması kendisi açısından mümkün ancak örgüt açısından mümkün değildir. En sert şekilde örgütü eleştirerek ayrılan kişiler bile ÜMİT olarak değerlendirilir...; SERHAT; 17/25 Aralık sürecinden sonra bilhassa polis memuru rütbesindeki personelde korku nedeniyle yoğun şekilde ayrılmalar söz konusu oldu, bu örgütün yine üst düzey bir toplantısında gündeme geldi, o zamana kadar rastlanılmayan şekilde yoğun bir “ÜMİT” durumu ortaya çıktı. O toplantıda bu kadar çok ÜMİT’in olamayacağı, sürecin normale dönmesi ile pek çoğunun tekrar geri geleceği inancıyla ayrı bir kodlama yapılması gündeme geldi ve “SÜRECİ” ifade eden “S” kodu üretildi”..; .... OFİS; Kodlamalarda, FETÖ mensuplarından bekar veya yeni mezunların cemaat evlerinde kalıp kalmama durumlarını gösteren “Ofis” sütunu bulunmaktadır. FETÖ’de bekar veya yeni mezun memurlar için oluşturulan örgüt evleri bulunmaktadır. Bu evlerde kalanlar için genel olarak “EVET“, kalmayanlar için “HAYIR” tabiri kullanılır...; KURS TAKSİDİ; Kodlamalarda, FETÖ mensubu şahsın örgüte aylık olarak verdiği TL cinsinden himmeti gösteren “Kurs Taksidi" sütunu bulunmaktadır. Burada fişleme/kodlaması yapılan personelin kodlaması ile ters orantıda himmet kayıtları görülebilir. Örneğin, “SAYV” pozisyonunda olan birinin himmet kaydının bulunmaması şahsın hiçbir zaman himmet vermediği anlamına gelmez, şahıs listenin düzenlendiği tarihte çeşitli ekonomik gerekçelerle ev alma, araba alma, borçlu olma, hastalık vb. durumlarda mahrem sorumlusunu bilgilendirerek himmet vermeyebilir. Yine, CA veya SCB kodlaması bulunan kişinin himmet kaydının bulunması ise şahsın bilhassa 17/25 Aralık süreci sonrasında hem mahrem sorumlu ile arayı iyi tutmak, bağı koparmamak adına himmet miktarını verirken, diğer bir taraftan da birlikte görünmemek ve görüşmek istememesi hususları ile alakalı olabilir. Bu sebep ile örgütten ayrıldığı yönünde kodlaması olan şahısların da kurs taksiti verdiği görülebilir...; ETÜT; FETÖ mensuplarının haftalık ders programlarının dışında, bekar memur evleri ya da özel olarak bu iş için tutulmuş evlerde veya evi müsait olan personelin evinde, bazen yatılı olmayı da içeren yoğunlaştırılmış ders programı (manevi tören) sayısı örgüt mensubu açısından fişleme/kodlama listelerine kayıt edilir. Bu listelerde karşılaşılan buçuklu ifadeler, yarım günü ifade eder. Normalde her FETÖ mensubunun yılda 15 günlük bir programı tamamlaması hedeflenir ancak yoğun mesaide çalışan kişilerin manevi törene katılma sıklığı eksik olsa da mazur görülür. Burada ana amaç ETÜT’e katılan örgüt mensuplarına dini bilgilerin yanı sıra örgüt ideolojisini benimsetmektir. ETÜT örgüt içerisinde rutin hale gelen sohbet adı altındaki haftalık veya aylık toplantılarla karıştırılmamalıdır. Burada örgüt mensubundan yıllık izninin belirli kısmını örgüt tarafından belirlenecek adreste geçirmesi beklenir...” şeklinde beyanda bulunduğu görülmektedir.

"Ümit" kategorisi altında yer alan kodlamalar:
"C/C?/XC/ ÜMİT Daha önce sohbetlere katılmış ancak daha sonra irtibatını kesmiş olan kişilerdir.
CA/CA?/ Öğretmenin/vekil öğretmenin, hizmet adına belirli bir trafikle düzenli görüştüğü, grup programlara katılan kişilerdir.
CAKT Örgütten kopup tekrar örgüte dahil edilmiş kişilerdir.
CB/CB? Öğretmen veya stajyerin hizmet adına henüz periyodik olmayan bir şekilde yüz yüze görüştüğü kişilerdir.
CC/CC? Stajyer ataması yapılıp ilk faaliyete başlanmış ve hizmeti temsil etmeden görüşülen kişilerdir. (dostluk ilişkisi)
CD Vasıfları itibari ile görüşme planlanan nitelikte, ancak şu an itibari ile irtibat olmayan ümitlerdir. (Stajyer atanmamış)
CE Örgüt üyesinin kendisini örgüt adına hatırlatmayacağı ancak beşeri irtibatını devam ettirebileceği, güven sorunu, karakter bozukluğu olan (satmaya matuf) kişiler veya artık başka bir cemaate kesin intisap etmiş kişilerdir.
CF Ümit kodlaması ile alan kodlamalarında F kodlaması arasında kalan kişiler için kullanılmıştır. Kodlaması/fişlemesi yapılan şahsın sonraki kodlamalarında net durumu ortaya konulmuş olması gerekir.
CS Ümit kodlaması ile alan kodlamalarında Serhat kodlaması arasında kalan kişiler için kullanılmıştır. Kodlaması/fişlemesi yapılan şahsın sonraki kodlamalarında net durumu ortaya konulmuş olması gerekir.
DA/XDA Daha önce örgüt derslerine gelip gitmiş alan içi öğrencilerinden küsüp gelmeyenlerden örgüt aleyhinde çalışan, zarar vermek için konuşan kişilerdir. Ön kısmında yer alan X ibaresi ise kodunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğini göstermek için kullanılırdı.
DP/ DP?/XDP Daha önce örgüt derslerine gelip gitmiş alan içi öğrencilerinden küsüp gelmeyenler içinden, örgüte ters bakan ancak örgüte karşı eylemsiz olan kişilerdir. İlgili kodun ön veya arka kısmına konulan X ve? İbareleri ise kodunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğini göstermek için kullanılırdı.
TARAMA Durumunun tekrar değerlendirilmesi veya geçmişine tekrar bakılması gereken ümitler için kullanılmıştır.
AĞIR SIKLET bu kişi okula girmeden önce veya okulda iken örgüt ile bağlantısı bulunan ve bağlantısını koparan, akabinde örgüte ihanet edebilecek düzeyde düşmanlık besleyen kişidir.
GREKOREMEN GÜREŞ bu kişi okula girmeden önce veya okula hazırlanma sürecinde örgüt ile teması olan ancak okula geldiğinde temasını koparan kişidir.
SERBEST GÜREŞ bu kişi, okula girmeden önce veya okula hazırlanma sürecinde örgüt ile teması olan ancak okulda iken temasını koparan kişidir.
VOLEYBOL bu kişi “3” Ümit durumundaki kişidir" şeklinde tanımlanmıştır.

"Serhat" kategorisi altında yer alan kodlamalar ise:
SC 17-25 Aralık sürecinden sonra örgütten kopmuş olan ancak tekrar örgüte dahil edilmeye çalışılan kişilerdir.
SCA 17-25 Aralık sürecinden etkilenmiş olan örgüt mensuplarından, vekil öğretmenin (polis memuru) örgüt adına düzenli görüştüğü ve vekil öğretmenin grup programlarına katılan kişilerdir.
SCB 17-25 Aralık sürecinden etkilenmiş olan örgüt mensuplarından, stajyerin (polis memuru) örgüt adına henüz periyodik olmayan bir şekilde yüz yüze görüştüğü kişilerdir.
SCC 17-25 Aralık sürecinden etkilenmiş olan örgüt mensuplarından, örgüt adına stajyer (polis memuru) atanmış, insani boyutta, dostluk boyutunda görüşmelerin yapıldığı kişilerdir.
SCD/SDC 17-25 Aralık sürecinden etkilenmiş olan örgüt mensuplarından tespit edilmiş olan, boşta olan ve henüz stajyer (polis memuru} atanmamış kişilerdir.
SCE 17-25 Aralık sürecinden etkilenmiş olan örgüt mensuplarıyla örgüt adına olmadan ve örgüt ilişkisi hatırlatılmadan beşeri irtibatın devam ettirilmesi düşünülen kişilerdir.
SDA Eskiden örgüt ile bir şekilde irtibatı olan örgüt ile ilgili olumsuz düşünceleri olan kişilerdir.
SDP Eskiden örgüt ile bir şekilde irtibatı olan örgüte ters bakan, düşman olan ancak eylemsiz kişilerdir" şeklinde tanımlanmıştır.
Bu itibarla "C" kodunun "ümit" kategorisini, "SC" kodunun ise "serhat" kategorisini tanımlayan kodlar olduğu, bu kodlar altında kişinin örgüte yeniden kazandırılması çalışmalarına hedef olma ve temas kurulup kurulmaması derecesine göre de "ümit” kapsamında "C" kodu altında “CA”, “CB”, “CC”,“CD”, “CE”, "DA" veya "DP" olarak; “serhat” kapsamında ise “SC” kodu altında, “SCA”, “SCB”, “SCC”, “SCD”, "SCE”, "SDA" veya "SDP" olarak kodlandığı anlaşılmaktadır.
Bu alt kodların karşılığı olarak tanımlanan faaliyetlere bakıldığında ise, örgüt tarafından "CA” ve “SCA” olarak kodlanmanın sırasıyla, "Öğretmenin/vekil öğretmenin, hizmet adına belirli bir trafikle düzenli görüştüğü, grup programlara katılan", "...vekil öğretmenin (polis memuru) örgüt adına düzenli görüştüğü ve vekil öğretmenin grup programlarına katılan" kişiyi; "CB" ve "SCB" olarak kodlanmanın "Öğretmen veya stajyerin hizmet adına henüz periyodik olmayan bir şekilde yüz yüze görüştüğü", "stajyerin (polis memuru) örgüt adına henüz periyodik olmayan bir şekilde yüz yüze görüştüğü" kişiyi; "CC" ve "SCC" olarak kodlanmanın ise "Stajyer ataması yapılıp ilk faaliyete başlanmış ve hizmeti temsil etmeden görüşülen", "..örgüt adına stajyer (polis memuru) atanmış, insani boyutta, dostluk boyutunda görüşmelerin yapıldığı" kişiyi ifade ettiği anlaşılmaktadır.
Gizli tanık Garson’un yukarıda yer verilen beyanlarına yansıdığı üzere, örgütün ayrılan kişileri yeniden kazanmaya çok önem verdiği ve temel politikalarından birisinin, daha önce “alan-içi” kategoride kodlanan kişilerden çeşitli sebeplerle örgütten ayrılanların tekrar örgüte kazandırılması amacıyla tek taraflı olarak, yoğun ve ısrarlı bir biçimde faaliyetlerde bulunmak olduğu, bu çerçevede ayrılan kişilerin takibinin yapıldığı, bu kişilerle temas kurulmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır.
Bu çerçevede, daha önce "alan içi" kategoride kodlanan ve örgütün etki alanı içerisinde yer almak suretiyle örgütün yapı ve işleyişine dair bilgisi bulunan emniyet teşkilatı mensubu bir kamu görevlisinin, çeşitli sebeplerle örgütten ayrıldıktan sonraki dönemde yeniden kazanılma faaliyetleri kapsamında örgüt görevlisi ile temasının sürüyor olması anlamına gelen “CA”, “CB”, “CC” veya “SCA”, “SCB”, “SCC” şeklindeki kodlardan birisiyle kodlanmış olmasının, örgüt ile iltisak ve irtibatını ortaya koymaya yeterli olacak nitelikte bir veri olduğu sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, örgüt tarafından “CD” veya "SCD" ile kodlanmış olmanın sırasıyla, "Vasıfları itibari ile görüşme planlanan nitelikte, ancak şu an itibari ile irtibat olmayan", "boşta olan ve henüz stajyer (polis memuru} atanmamış" kişiyi; "CE" veya "SCE" ile kodlanmış olmanın "Örgüt üyesinin kendisini örgüt adına hatırlatmayacağı ancak beşeri irtibatını devam ettirebileceği, güven sorunu, karakter bozukluğu olan (satmaya matuf) kişiler veya artık başka bir cemaate kesin intisap etmiş", "örgüt mensuplarıyla örgüt adına olmadan ve örgüt ilişkisi hatırlatılmadan beşeri irtibatın devam ettirilmesi düşünülen" kişiyi; "DA" veya "SDA" ile kodlanmanın "Daha önce örgüt derslerine gelip gitmiş alan içi öğrencilerinden küsüp gelmeyenlerden örgüt aleyhinde çalışan, zarar vermek için konuşan..", "Eskiden örgüt ile bir şekilde irtibatı olan örgüt ile ilgili olumsuz düşünceleri olan" kişiyi; "DP" veya "SDP" ile kodlanmış olmanın "Daha önce örgüt derslerine gelip gitmiş alan içi öğrencilerinden küsüp gelmeyenler içinden, örgüte ters bakan ancak örgüte karşı eylemsiz olan", Eskiden örgüt ile bir şekilde irtibatı olan örgüte ters bakan, düşman olan ancak eylemsiz" kişiyi ifade ettiği anlaşılmaktadır.
Emniyet Genel Müdürlüğü personeli iken FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisaklı veya irtibatlı olduğu değerlendirilerek kamu görevinden çıkarılan kişilerin, aynı sebeple diğer kamu kuruluşlarındaki görevlerinden çıkarılan kişilerden farklılık arz eden yönü, emniyet personeli hakkında bizzat örgüt tarafından personelin süreç içinde örgütle ilişkisini ortaya koyan kodlama verilerinin bulunmasıdır.
Dairemizce, gizli tanık …'dan elde edilen kodlama verilerinin emniyet personelinin FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve iltisakının değerlendirilmesinde dikkate alınabilecek, hukuka uygun veri niteliğinde olduğu oybirliğiyle kabul edilmiştir. Dolayısıyla hukuka uygun kabul edilen verilerin bir parçası olan, kişinin örgütten ayrılmasını ifade eden kodlama verilerinin de geçerli ve güçlü bir delil olarak kabulü gerekmektedir.

İltisak ve irtibat kavramları yargı yerince yorumlanırken, dava konusu işleme dayanak teşkil eden KHK'nın amacının anayasal düzene yönelik açık ve yakın tehlike arz edebilecek kişilerin kamu görevinden çıkartılması olduğunun göz önünde bulundurulması gerekir. Örgütle olan iltisak ve irtibatını kesmeksizin örgütsel faaliyetlere katılan kişiler anayasal düzene açık ve yakın tehlike oluşturmakta iken, hayatının belirli bir döneminde örgütle teması olmakla birlikte, daha sonra bağını kesen ve kimi zaman bağını kestikten sonra örgüte karşı tavır alan kişilerin anayasal düzene karşı açık ve yakın tehlike arz ettiğinden söz edilemez.
Yukarıdaki değerlendirmelerin aksinin kabulü, örgütün etki alanı içerisinde olduğu anlamına gelen “alan-içi” kategoride kodlandığı tespit edilen ve son kodlaması da “alan-içi” olan kişilerle; gerek kendi gözlem ve tespitlerine dayalı olarak gerekse gizli tanık …'un ifadesinde "...17/25 Aralık sürecinden sonra bilhassa polis memuru rütbesindeki personelde ... yoğun şekilde ayrılmalar söz konusu oldu..." şeklinde belirtildiği üzere özellikle 17-25 Aralık 2013 tarihi sonrası kamu otoritesinin uyarılarını dikkate alarak, kendisini dini bir oluşum gibi takdim eden bu yapının farklı bir gündeminin olduğunun ayrımına varan ve kendi iradesiyle örgütten ayrılan, ayrıldıktan sonra da örgütün ısrarlı şekilde takip ve baskılarına rağmen bir daha örgütle teması olmadığı örgüt tarafından yapılan kodlama verisiyle doğrulanan ve gerek hakkındaki veri inceleme raporunun kurs taksidi, ofis, etüt kısımlarında ek veri olmayan, gerekse bakılmakta olan dosya kapsamında örgüt ile iltisaklı veya irtibatlı olduğunu gösterir nitelikte başka bilgi, belge veya tespit bulunmayan kişilerin, aynı muameleye tabi tutulmaları anlamına gelir ki, bu durum hem eşitlik, ölçülülük ve hakkaniyet ilkelerine, hem de anılan KHK'nın amacına aykırı olacaktır.
Bu itibarla, "alan içi" kategoride kodlanan ancak çeşitli sebeplerle örgütten ayrılan ve ayrıldıktan sonraki dönemde fiilen temasın kurulmadığını ifade eden "CD”, "CE", "DA", "DP", “SCD”, “SCE”, "SDA" veya "SDP" ile kodlanmış olan kişi hakkında, bu kodlamanın aksini ortaya koyan esasa etkili bilgi, belge veya tespit bulunmadıkça, bu kişinin örgüt ile irtibat ve iltisakının kesildiği sonucuna varılmıştır.
Son olarak, "ümit" kategorisini tanımlayan "C" kodu ile "serhat" kategorisini tanımlayan "SC" kodlarından birisiyle kodlanan, ancak bu kategoriler içerisindeki alt kodlardan birisiyle kodlandığı bilgisi bulunmayan kişilerin ise, yukarıda değinildiği üzere kişinin örgütle iltisak ve irtibatını gösterdiği değerlendirilen “CA”, “CB”, “CC” veya “SCA”, “SCB”, “SCC” alt kodlarıyla mı, yoksa iltisak ve irtibatını göstermeye yeterli görülmeyen "CD”, "CE","DA", "DP" veya “SCD”, “SCE”, "SDA", "SDP" şeklindeki kodlardan birisiyle mi kodlandığı tespit edilemediğinden, "C" veya "SC" ile kodlanmanın başka bilgi, belge veya tespitle desteklenmedikçe, tek başına kişinin örgüt ile iltisak ve irtibatını ortaya koymaya yeterli olmayacağı anlaşılmaktadır.
Davacı hakkında düzenlenen 12/01/2022 tarihli veri inceleme raporunun "2015 MART ALAN" kısmında "EA" olarak kodlanan davacının raporun "ALAN" kısmında "SDA" olarak kodlandığı görülmekte ise de, davacı hakkında yürütülen ceza yargılamasında davacının ikrar niteliğinde beyanlarının ve bu beyanları doğrular şekilde tanık ifadelerinin bulunduğu görüldüğünden, davacının örgüt ile irtibat ve iltisakının devam ettiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdare Dava Dairesi kararının yukarıda yer verilen gerekçeyle bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına gerekçe yönünden katılmıyorum.

UYAP Entegrasyonu