Danıştay 5. Daire Başkanlığı 2023/21144 E. , 2024/10333 K.
"İçtihat Metni" T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2023/21144
Karar No : 2024/10333
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 701 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; her ne kadar OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kararında; davacıya ilişkin kovuşturma dosyasına göre, FETÖ/PDY terör örgütü tarafından 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe girişimi kapsamında, davacının, olay tarihinde Kayseri 12. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı'nda yükleme teknisyeni olarak görev yaptığı, darbe günü ve gecesi görev ve yetkisi olmadığı halde darbenin yönetim merkezi olan Akıncı Üssü'ne geldiği, Akıncı Üssü 141. Filo koridoru güvenlik kamerasında görüntülerinin bulunduğu, davacının Kayseri 12. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı Filo Komutanı Yarbay E.Y.'nin görevlendirmesiyle C-160 tipi 023 kuyruk numaralı GÖREN uçağı ile 15/07/2016 tarihinde saat 17:00 sularında darbe faaliyeti sırasında GÖREN uçağının teknik imkanlarından yararlanmak ve darbe faaliyetine lojistik destek sağlamak amacıyla Akıncı Üssü'ne geldiği, davacının bahse konu uçakta yükleme teknisyeni olarak görev yaptığı, Ankara üzerindeki insan ve araç trafiği ile ilgili bilgileri ve hedeflerle ilgili tespit edilen koordinatları, darbe faaliyetine katılan havadaki F-16 uçaklarına bildirmek amacıyla Kayseri'den gelen 2 adet GÖREN uçağından … kuyruk numaralı GÖREN uçağının tercih edildiği, davacının görev ve yetkisi olmadığı halde Akıncı Üssüne geldiği hususunda bilgi ve tespitlerin bulunduğu ileri sürülmüş ise de; davacının darbe fiiline iştirak etmediğinin ve terör örgütleri ile irtibatı bulunmadığının Ceza Mahkemesi kararındaki tespitler ile sabit olması, ayrıca terör örgütleriyle iltisak yahut irtibatının tespiti amacıyla Mahkemelerince yapılan 21/11/2022 tarihli ara kararına verilen cevabi yazılarda davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak veya irtibatına dair herhangi bir bilgi ve belgenin de dosyaya sunulamaması nedeniyle, davacının FETÖ/PDY terör örgütüyle irtibat ve iltisakının bulunmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davalı idare tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu, kararın kaldırılmasını gerektirecek bir neden bulunmadığı belirtilerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Temyize konu kararın hukuka aykırı olduğu, davacının Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılmasından sonra OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurusunun reddedildiği, kamu görevine girmenin anayasal bir hak olmakla beraber bu hakkın kötüye kullanıldığı ve Devlete sadakat yükümlülüğünün ihlal edildiği durumlarda idarenin aldığı tedbirlerin hukuka uygun olduğu, ölçülülük ilkesi çerçevesinde, milletlerarası hukuka uygun olarak ve çekirdek haklara müdahale edilmeksizin dava konusu işlemin tesis edildiği, Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplarla irtibat ve iltisakın olmasının kamu görevinden çıkarılmak için yeterli görüldüğü, davacı hakkında yapılan tespitler uyarınca tesis edilen dava konusu işlemin hukuka uygun olup temyiz isteminin kabulü gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY ve İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye'de 15 Temmuz 2016 gecesi, kendilerini “Yurtta Sulh Konseyi” olarak isimlendiren bir grup Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensubu tarafından, demokratik biçimde halk tarafından göreve getirilen Türkiye Büyük Millet Meclisini (TBMM), Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ve Cumhurbaşkanı'nı devirmek ve anayasal düzeni ortadan kaldırmak amacıyla darbe teşebbüsünde bulunulmuş, bu teşebbüs Türk Milleti tarafından akamete uğratılmıştır.
Anayasa'nın olay tarihinde yürürlükte bulunan 118. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tarafından 20/07/2016 tarihli toplantıda yapılan değerlendirmede, darbe teşebbüsünün TSK içindeki Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensupları tarafından başlatıldığı, bu örgütün kuruluş aşamasından itibaren etkisi altına aldığı eğitim kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, medya kuruluşları, ticari kuruluşlar ve kamu görevlileri aracılığıyla Milleti ve Devleti kontrol altında tutmayı amaçladığı belirtilmiştir.
MGK'nın anılan toplantısında "demokrasinin, hukuk devleti ilkesinin, vatandaşların hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik tedbirlerin etkin bir şekilde uygulanabilmesi amacıyla" Hükûmete olağanüstü hâl ilan edilmesi tavsiyesinde bulunulması hususu kararlaştırılmıştır. Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu 20/07/2016 tarihinde, ülke genelinde 21/07/2016 Perşembe günü saat 01.00'den itibaren geçerli olmak üzere doksan gün süreyle olağanüstü hâl ilan edilmesine karar vermiştir. Anılan karar 21/07/2016 tarih ve 29777 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve aynı gün TBMM tarafından onaylanmıştır. Olağanüstü hâl, daha sonrasında üçer aylık dönemler hâlinde Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından uzatılmış ve 18/07/2018 tarihinde sona ermiştir.
08/07/2018 tarihli ve 30472 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 701 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin ''Kamu personeline ilişkin tedbirler'' başlıklı 1. maddesinde, ''(1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya (Anayasa Mahkemesinin 09/11/2022 tarih ve E:2018/164, K:2022/134 sayılı kararıyla, 7150 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 1. maddesinin 1. fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "...üyeliği, mensubiyeti veya..." ibaresinin iptaline karar verilmiştir.) iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan ve Ekli (1) sayılı listede yer alan kişiler kamu görevinden başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılmıştır. Bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmaz. Haklarında ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis edilir.'' hükmüne yer verilmiştir.
Davalı idare bünyesinde görev yapan davacı, 701 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılmış, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurusu ise … tarih ve … sayılı işlemle reddedilmiştir.
Bunun üzerine, anılan işlemin iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
701 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca terör örgütlerine veya MGK'ca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen kamu görevlilerinin, “meslekten veya kamu görevinden çıkarılmasına" ilişkin kararlar, adli suç veya disiplin suçu işlenmesi karşılığında uygulanan yaptırımlardan farklı olarak terör örgütleri ile millî güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen yapıların kamu kurum ve kuruluşlarındaki varlığını ortadan kaldırmayı amaçlayan “olağanüstü tedbir" niteliğindedir.
AİHM "demokratik bir devletin, memurlarından anayasal prensiplere sadakat göstermesini isteme hakkı bulunduğunu" belirtmektedir (Sidabras ve Džiautas/Litvanya, B. No: 55480/00 ve 59330/00, 27/07/2004, § 52; Volkmer/Almanya (k.k.), B. No: 39799/98, 22/11/2001; Petersen/Almanya, B. No: 39793/98, 22/11/2001). AİHM'e göre "kamu çalışanlarının devlete sadık kalmaları genel yararı korumakla ve güvence altına almakla yükümlü devlet otoriteleri ile çalışmalarının doğasında bulunan bir şarttır." (Sidabras ve Džiautas/Litvanya, B. No: 55480/00 ve 59330/00, 27/07/2004, § 57; Žičkus/Litvanya, B. No: 26652/02, 07/04/2009, § 28).
Terör örgütleri ile millî güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen yapılara üyelik, mensubiyet, iltisak veya bunlarla irtibat, kamu görevlilerinin devlete sadakat yükümlülüğünü yitirildiğini ortaya koyan ve bahse konu olağanüstü tedbirin uygulanmasını gerektiren hâllerdir. Yukarıda yer verilen yapılara üyelik ve mensubiyet olmasa da bu yapılara iltisaklı veya bunlarla irtibatlı bulunulması hâli de anılan tedbirin uygulanabilmesi için yeterlidir.
Anayasa Mahkemesi 14/11/2019 tarih ve E:2018/89, K:2019/84 sayılı kararında iltisaklı kavramını ''kavuşan, bitişen, birleşen'', irtibatlı kavramını ise ''bağlantılı'' olarak tanımlamıştır. Bu kavramlar ile kişilerin cezai sorumluluğunu gerektiren örgüte üyelik ve mensubiyet kavramlarına nazaran terör örgütleri ile daha az yoğun ve atipik bir bağlantının vurgulandığı açıktır. Bu kapsamda kişilerin terör örgütleri ile irtibat ve iltisaklarının ortaya konulabilmesi için, örgütün amaçlarının gerçekleştirilmesi ya da örgütten yarar sağlamak maksadıyla gerek örgütten gelen talimatlar doğrultusunda gerekse inisiyatif alarak bulundukları hal ve hareketler neticesinde örgüte veya kendilerine yarar sağladıkları ya da örgüt ile amaç birliği veya sosyal birliktelik görünümü içinde oldukları yönünde kanaat oluşması yeterli olacaktır.
Dava dosyasının incelenmesinden, her ne kadar İdare ve Bölge İdare Mahkemesince; davalı idare dahil çok sayıda kuruma yapılan ara kararı ile davacının kamu görevinden çıkarılmasına esas alınabilecek FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve iltisakı olduğuna dair bilgi ve belgeler bulunup bulunmadığının sorulması üzerine gelen cevaplarda davacı hakkında bu hususta bir delil ve tespit sunulmadığı belirtilerek hüküm kurulmuş ise de, UYAP ortamında yapılan inceleme sonucunda, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararından sonra davacı hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan kamu davası açıldığı ve ... Ağır Ceza Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiği anlaşılmıştır.
Bu nedenle, anılan ceza yargılamasının akıbeti takip edilerek ve anılan yargılama kapsamındaki delil ve tespitler incelenerek davacının FETÖ/PDY davacının terör örgütü ile irtibat ve iltisakının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yönünde verilen İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle BOZULMASINA,
2. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 13/06/2024 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!