WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DANIŞTAY 5. DAIRE

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2023/19648 E.  ,  2024/7645 K.
"İçtihat Metni" T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2023/19648
Karar No : 2024/7645

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …

KARŞI TARAF (DAVALI): … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, kamu görevine iade edilmesi talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı kararın iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…. sayılı kararında; "...Komisyon tespitleri ile davacı ile ilgili ceza yargılamasında elde edilen deliller birlikte dikkate alındığında, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile en az irtibat derecesinde bağının olduğu..." belirtilerek davacının başvurusunun reddine ilişkin dava konusu komisyon kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu, kararın kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı belirtilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından; OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna başvuru yolunun AİHM içtihatlarına ve AİHS'nin 13. Maddesindeki kriterlere uygun nitelikte bir başvuru yolu olmadığı, savunma hakkı tanınmadığı, hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmamasına rağmen OHAL Kanun Hükmünde Kararnamesi ile kamu görevinden çıkarılmasının hukuka aykırı olduğu, masumiyet karinesinin ihlal edildiği, yasal faaliyetler kapsamında bulunan hususlardan dolayı cezalandırıldığı, OHAL döneminde sadece durumun gerektirdiği türden geçici tedbirler alınabileceği, tesis edilen işlemin idari işlemin unsurları yönünden sakat nitelik taşıdığı, somut delil ve gerekçe gösterilmediği, bireyselleştirme yapılmadığı, hukuka aykırı herhangi bir eyleminin bulunmadığı, Bank Asya hesap hareketlerinin rutin bankacılık işlemleri olduğu ve yasal nitelik taşıdığı, emir ve talimatla işlem yapmadığı, sendikal faaliyetlerin örgütsel faaliyet olarak değerlendirilemeyeceği, bu üyeliğinin yasal olduğu, 15/07/2016 tarihinden önce sendikadan istifa ettiği, kamu görevinden çıkarılma işleminden sonra gerçekleşen olayların tesis edilen işleme gerekçe olarak gösterilemeyeceği, Anayasa'da ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde güvence altına alınan birçok temel hak ve özgürlüğün ihlal edildiği belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği iddia edilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından; dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı, davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılmıştır. Göreve iade edilmesi talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvuru, Komisyonun … tarih ve … sayılı kararı ile reddedilmiştir.
Bunun üzerine, anılan kararın iptaline karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın "Hak Arama Hürriyeti" başlıklı 36. maddesinin 1. fıkrasında, "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." düzenlemesine yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesinin 1/a bendinde, " İdari dava türleri şunlardır: a) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları" düzenlemesine, "Tebligat ve cevap verme" başlıklı 16. maddesinin 1. fıkrasında, "Dava dilekçelerinin ve eklerinin birer örneği davalıya, davalının vereceği savunma davacıya tebliğ olunur." düzenlemesine, 2. fıkrasında, "Davacının ikinci dilekçesi davalıya, davalının vereceği ikinci savunma da davacıya tebliğ edilir. Buna karşı davacı cevap veremez. Ancak, davalının ikinci savunmasında, davacının cevaplandırmasını gerektiren hususlar bulunduğu, davanın görülmesi sırasında anlaşılırsa, davacıya cevap vermesi için bir süre verilir." düzenlemesine, 3. fıkrasında, "Taraflar, yapılacak tebliğlere karşı, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde cevap verebilirler. Bu süre, ancak haklı sebeplerin bulunması halinde, taraflardan birinin isteği üzerine görevli mahkeme kararı ile otuz günü geçmemek ve bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir. Sürenin geçmesinden sonra yapılan uzatma talepleri kabul edilmez." düzenlemesine, 5. fıkrasında, "Davalara ilişkin işlem dosyalarının aslı veya onaylı örneği idarenin savunması ile birlikte Danıştay veya ilgili mahkeme başkanlığına gönderilir." düzenlemesine yer verilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6. maddesinde, “Herkes medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini isteme hakkına sahiptir.” düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Hukuk devleti ilkesi gereğince, idarenin bütün eylem ve işlemleri yargısal denetime açık olup, idari işlemlerin hukuka uygunluğu "iptal davaları" ile denetlenmektedir.
İdare tarafından tesis edilen işlemin bir dayanağı, gerekçesi olması gerekir. İdareyi işlem yapmaya sevk eden gerekçeler anılan işlemin sebep unsurunu oluşturmaktadır. İptal davalarında da, sebep unsuru yönünden hukuki denetim yapılırken, idareyi o işlemi yapmaya sevk eden gerekçelerin ve dayanağı bilgi ve belgelerin hukuka uygunluğunun incelemesi yapılmaktadır.
Bu inceleme yapılırken "Adil yargılanma ilkesi" ile bu ilkenin tamamlayıcısı olan "çelişmeli yargılama ilkesi" ve "silahların eşitliği" ilkesi bir arada sağlandığı takdirde ancak hakkaniyete uygun adil bir yargılamadan söz edilebilecek olup, nitekim bu husus Anayasa Mahkemesi kararlarında ve birçok Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararında da vurgulanmıştır.
Nitekim, Anayasa'nın "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesi ile Anayasal güvenceye bağlanan hak arama hürriyeti, temel hak kategorisinde yer almasının yanında, diğer temel hak ve hürriyetlerin korunması ve kullanılmasında üstlendiği görev nedeniyle de hukukun temel ilkelerinden birini teşkil etmektedir. Bu yönüyle, hak arama hürriyeti, niteliği itibarıyla bünyesinde birden fazla ilkeyi barındırmaktadır. Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı da bu ilkelerden biridir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasında kişilerin davalarının hakkaniyete uygun olarak görülmesini isteme hakları güvence altına alınmıştır. Hakkaniyete uygun yargılanmanın temel unsuru, yargılamanın çelişmeli olması ve taraflar arasında silahların eşitliğinin sağlanmasıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Dulaurans/Fransa, 21/03/2000 tarihli ve B.No: 34553/97 sayılı kararında Sözleşme'de yer verilen hakların etkili bir biçimde korunması için davaya bakan mahkemelerin tarafların dayanaklarını, iddialarını ve delillerini etkili bir biçimde inceleme görevi bulunduğu belirtilmiş, bir mahkemenin davaya yaklaşımı, başvurucuların iddialarına yanıt vermekten ve başvurucuların temel şikayetlerini incelemekten kaçınmalarına neden olması halinde Sözleşme'nin 6. maddesi davanın düzgün bir biçimde incelenmesi hakkı bakımından ihlal edilmiş olur. (AİHM, Kuznetsou/ RUSYA, B.No:184/2, 11/04/2007)Yine Mahkemenin Dırama/Türkiye, 13/11/2018 tarih ve B. No: 20797/07 sayılı kararında da hükme esas alınan bilirkişi raporu dâhil yargılamaya esas olan tüm kanıt ve belgeler hakkında bilgi sahibi olma, bu unsurlara ilişkin yorumda/itirazda bulunma imkânının taraflara sağlanması, ayrıca bu imkânın pratik ve etkili bir niteliği haiz olması adil bir yargılamanın gereği olduğu vurgulanmıştır.
Silahların eşitliği ilkesine göre; davanın taraflarının yargılama süreci boyunca aynı imkanlara sahip olması, aynı koşullarda iddia ve savunmalarını dile getirmesi gerekmektedir. Uyuşmazlığın bir tarafını idarenin oluşturduğu iptal davalarında da idarenin kamu gücünü kullanarak diğer tarafa üstünlük kurmasının önüne geçilmesi gerekmektedir, zira yargı önünde herkes eşittir.
Silahların eşitliği ilkesinin tamamlayıcı unsuru olan "çelişmeli yargılama" ilkesine göre ise davadaki tarafların dosyaya sunulan tüm bilgi ve belgeleri görme, inceleme hakkının olması gerekmektedir; ayrıca, buna göre de savunmalarını oluşturabilme hakları vardır. Bu kapsamda, dava dosyasına davalı idare tarafından sunulan savunma dilekçesi ve ekinde belgelerin davacıya tebliğ edilerek bu belgelere ilişkin davacının savunmasının alınması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davalı idare vekili tarafından savunma dilekçesi ile birlikte davacı hakkındaki bilgileri ihtiva eden belgelerin 13/12/2019 tarihinde ve süresi içerisinde dosyaya sunulduğu, ancak söz konusu savunma dilekçesi ile davacı hakkındaki bilgileri ihtiva eden belgelerin davacıya tebliğ edilmediği görüldüğünden, dava dosyasının usulüne uygun olarak tekemmül ettirilmeden karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, davalı idarece savunma dilekçesi ve ekinde sunulan bilgi ve belgelerin davacıya tebliğ edilerek, davacıya söz konusu bilgi ve belgelere karşı beyanda bulunma imkanı tanınması, davacı tarafından süresinde içerisinde savunmaya cevap dilekçesi verilmesi durumunda ise, bu dilekçenin davalı idareye tebliğ edilerek ikinci savunma dilekçesini sunma imkanı tanınması suretiyle dosya tekemmül ettirilerek karar verilmesi gerekirken, dosyanın usulüne uygun şekilde tekemmülü sağlanmadan verilen İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdare Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 16/05/2024 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

UYAP Entegrasyonu