Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2024/31 E. , 2024/4445 K.
"İçtihat Metni" T.C
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2024/31
Karar No : 2024/4445
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU: ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, yurt dışında mukim şirketlerden alınan reklam hizmeti bedeli üzerinden kesilip sorumlu sıfatıyla ödenen 845.733,52- TL kurumlar (stopaj) vergisinin iadesi talebiyle yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun zımnen reddine yönelik işlemin iptali ile söz konusu tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek tecil faiziyle birlikte iadesine hükmedilmesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İç hukukta ve uluslararası sözleşmelerde belirlenen işyeri tanımının "elektronik ortamda iş yeri"ni de kapsayacak şekilde yorum ve kıyas yoluyla genişletilmesinin başta Anayasa olmak üzere mevcut yasal düzenlemelere aykırı olduğunun anlaşıldığı olayda açık vergi hatası bulunduğu sonucuna ulaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiş ve ödenen tutarın tecil faiziyle iadesine hükmedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 116. ve 118. maddelerinde vergi hatalarının tanımlandığı, aynı Kanun'un 124. maddesi uyarınca şikayet yoluna başvurulabilmesi için ortada açık bir vergi hatasının bulunması gerektiği, idareden düzeltilmesi talep edilebilecek vergi hatalarının, kendisinden düzeltme isteminde bulunulan idari makamın veya uyuşmazlık halinde yargı yerinin, 213 sayılı Kanun'un 3. maddesinde öngörülen yorum tekniklerine başvurmadan, ilk bakışta anlayabileceği açıklıktaki vergilendirme yanlışlıklarının olması gerektiği, dava konusu olayda, davacı şirketin vergi mükellefi olmayıp vergi sorumlusu olduğu, genel olarak reklam hizmeti sunan şirketlerin Türkiye'de mukim olmadıkları, Türkiye'de iş yerlerinin bulunmadığı ve ilgili şirketlerin mukimi oldukları devlet ile ülkemiz arasında aktedilen Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması uyarınca Türkiye'de vergilendirme yapılamayacağı iddialarında bulunulduğunun görüldüğü dikkate alındığında, hizmet alınan şirketlerin, Türkiye'de, Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasında belirlenen tanıma uyan "iş yeri" sahibi olup olmadığı hususlarının hukuki yorum gerektirdiği, dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların, ilk bakışta anlaşılabilecek nitelikte açık ve mutlak vergilendirme yanlışlıkları kapsamında bulunmadığı dolayısıyla, 213 sayılı Kanun'un 116 ve devamı maddelerinde düzenlenen vergi hataları kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusu kabul edilerek Vergi Mahkemesi kararı kaldırıldıktan sonra dava reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Uyuşmazlık konusu olayda vergi hatasının bulunduğu, aksi yöndeki yorumun mahkemeye erişim hakkının ihlali anlamına geldiği, dava konusu vergilendirmenin çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarına ve kanunilik ilkesine aykırı olduğu, bu durumun uluslararası vergilendirme kurallarına aykırılık teşkil ettiği, çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları ve 213 sayılı Kanun hükümlerine göre internet ortamında verilen reklam hizmeti nedeniyle Türkiye'de işyeri oluştuğundan söz edilemeyeceği, olayda vergi hatası bulunduğu, kararın emsal yargı kararlarına aykırı düştüğü ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Uyuşmazlık konusu ihtilafın çözümü hukuki yorum gerektirdiğinden vergi hataları kapsamında değerlendirilemeyeceği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
3. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca "…-TL maktu harç alınmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 27/06/2024 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!