Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2024/1254 E. , 2024/2815 K.
"İçtihat Metni" T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2024/1254
Karar No:2024/2815
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … İthalat İhracat Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu (E-Tebligat)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359/b maddesinde belirtilen kaçakçılık suçunun işlendiğinin tespit edildiğinden bahisle davacıya ait akaryakıt istasyonunun (BAY/939-82/42588) 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 20. maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendi uyarınca mühürlenerek piyasa faaliyetinin geçici olarak durdurulmasına ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (Kurum) Denetim Dairesi Başkanlığı'nın … tarih ve … sayılı işlemi ile anılan işleme istinaden tesis edilen … tarih ve … sayılı mühürleme tutanağının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; bayilik lisansı sahibi davacı şirketin ilgili hesap dönemine ait işlemlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen Vergi Suçu Raporu'nda sahte belge düzenlendiği ve kullanıldığının tespit edildiği, davacı şirket yetkilisi hakkında 213 sayılı Kanun'un 359/b maddesinde yazılı suçları işlediğinden bahisle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulduğu anlaşıldığından, bu durumda, davalı idarece 5015 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması kapsamında ve bağlı yetki içerisinde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Ankara Bölge İdare Mahkemesi 8. İdari Dava Dairesi'nce; dava konusu işlemin dayanağı olan 5015 sayılı Kanun'un 20. maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde yer alan “... ve Kurum tarafından her türlü tesiste (rafineri hariç) lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar geçici olarak durdurulur...” bölümünün Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle itiraz yolu ile iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmasına karar verilmesi üzerine; Anayasa Mahkemesi'nin 14/11/2023 tarih ve 32369 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 28/09/2023 tarih ve E:2023/35, K:2023/163 sayılı kararıyla Anayasa'ya aykırı bulunarak iptal edildiği, kanun koyucu tarafından söz konusu iptal gerekçeleri dikkate alınarak 27/12/2023 tarihinde kabul edilen ve 28/12/2023 tarih ve 32413 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7491 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 48. maddesiyle anılan maddenin yeniden düzenlendiği, 5015 sayılı Kanun'un 20. maddesinin 2. fıkrasının (g) bendinde yapılan yeni düzenlemede, Kanun’da tedbir işleminin değişen şartlara göre soruşturma ve kovuşturma aşamasında gözden geçirilmesine imkan tanınmasına yönelik olarak davalı Kuruma, geçici durdurma (mühürleme) işleminin kaldırılıp kaldırılmayacağının bu fıkrada yer verilen suçlarla sınırlı olmak üzere Cumhuriyet Başsavcılığı veya mahkemelerden temin edilecek bilgilere göre altı ayda bir değerlendirilmesine yönelik yükümlülük getirildiği, Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen yasal düzenlemeden farklı olarak mahkûmiyet dışında bir hüküm veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde kesinleşme beklenmeksizin geçici durdurma işleminin Kurum tarafından kaldırılacağına dair değişiklik yapıldığı;
Bu itibarla, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararındaki gerekçeler göz önünde bulundurulmak suretiyle uyuşmazlık konusu işleme dayanak alınan Kanun maddesinde yapılan yeni düzenlemenin dava konusu uyuşmazlığın niteliği itibarıyla davacı lehine yeni bir hukuki durum oluşturmadığı, davacı şirket yetkilisi hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulduğu, gelinen süreçte ise işbu karar tarihi itibarıyla da ilgili hakkında kesinleşmiş kovuşturmaya yer olmadığı veya beraat kararı verildiğine dair bir bilgi ve/veya belgenin dosyaya sunulamadığı dikkate alındığında, davanın reddi yönündeki Mahkeme kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeyle reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, mühürlemenin dayanağı olan 5015 sayılı Kanun'un 20/2-g maddesinin hukuka aykırılığının Anayasa Mahkemesi'nce ortaya konulduğu, tesis edilen işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun gerekçeli olarak reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
6. 2577 sayılı Kanun'un 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine, 13/06/2024 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 20. maddesinin 2. fıkrasının (g) bendinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde; “g) (Ek:29/4/2021-7318/10 md.) Bu Kanun'a göre lisansa tabi faaliyetler ile ilgili olarak, 04/01/1961 tarih ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesinin (a) ve (b) fıkraları kapsamında; muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme veya bu belgeleri kullanma, belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme veya bu belgeleri kullanma suçları ile aynı maddenin (ç) fıkrasında yazılı suçların işlendiğinin anılan Kanun'un 367. maddesi uyarınca Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirilmesi ile birlikte durum, Kuruma da iletilir ve Kurum tarafından her türlü tesiste (rafineri hariç) lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar geçici olarak durdurulur ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez. Kesinleşmiş mahkeme kararına göre lisans sahiplerinin lisansı iptal edilir. Bu bent kapsamında kalan fiillere ilişkin olarak verilen idari para cezaları ödenmediği müddetçe lisansa konu tesis için lisans verilmez. Bu bent kapsamındaki suçlara ilişkin vergi incelemesi sonuçlanıncaya kadar söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez.” hükmüne yer verilmiştir.
Anayasa'nın "Anayasa'ya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi" başlıklı 152. maddesinin birinci fıkrasında, bir davaya bakmakta olan mahkemenin, uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasa'ya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesi'nin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakacağı; üçüncü fıkrasında ise "Anayasa Mahkemesi'nin, işin kendisine gelişinden başlamak üzere 5 ay içinde kararını vereceği ve açıklayacağı, bu süre içinde karar verilmezse mahkemenin davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandıracağı, ancak, Anayasa Mahkemesi'nin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkemenin buna uymak zorunda olduğu; "Anayasa Mahkemesi'nin kararları" başlıklı 153. maddesinde ise, iptal edilen kanun hükmünün, iptal kararının Resmî Gazete'de yayınlandığı tarihte yürürlükten kalkacağı, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı ve geriye yürümeyeceği kurala bağlanmıştır.
Ankara Bölge İdare Mahkemesi 8. İdari Dava Dairesi'nin 19/06/2023 tarih ve E:2022/1202 sayılı dosyasında verilen kararla, 5015 sayılı Kanunu’nun 20. maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendinde yer alan “... ve Kurum tarafından her türlü tesiste (rafineri hariç) lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar geçici olarak durdurulur...” bölümünün Anayasa’nın 2., 13., 35., 48. ve 49. maddelerine aykırılığı gerekçesiyle itiraz yolu ile iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulduğu; Anayasa Mahkemesi'nin 28/09/2023 tarih ve E:2023/35, K:2023/163 sayılı kararıyla özetle, dava konusu mühürleme işlemine dayanak alınan 5015 sayılı Kanun'un 20. maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendinde düzenlenen geçici olarak faaliyet durdurma tedbirini öngören kuralın belirli ve öngörülebilir olduğunun, meşru bir amaca dayandığının, meşru amaca ulaşma bakımından elverişli olduğunun ve anılan tedbirin kanun koyucunun takdir yetkisinde kaldığının ve gerekli olduğunun tespit edildiği, tedbirin orantılılığı yönünden yapılan incelemede ise; kuralın yalnızca "hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya beraat kararı verilenler" yönünden idareye tedbiri yeniden gözden geçirip tedbirin kaldırılması ya da daha hafif bir tedbir uygulamasına yönelik imkan vermemesinin ilgililere aşırı bir külfet yükleyeceği gerekçesiyle “...ve Kurum tarafından her türlü tesiste (rafineri hariç) lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar geçici olarak durdurulur...” bölümünün Anayasaya aykırı bulunarak iptaline; iptal hükmünün, kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verildiği, anılan iptal kararının 14/11/2023 tarih ve 32369 sayılı Resmî Gazete'de yayımlandığı, 5015 sayılı Kanun'un 20. maddesinin 2. fıkrasının (g) bendinin 27/12/2023 tarihinde kabul edilen ve 28/12/2023 tarih ve 32413 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7491 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 48. maddesiyle yeniden düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararları geriye yürümemekle birlikte somut norm denetiminde iptal kararının, itiraz başvurusuna konu yargılamada karar kesinleşmeden önce verilmesi hâlinde uygulanacağı hususu yerleşik içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Bu hukuksal durumun doğal sonucu olarak, bir kanun ya da kanun hükmünde kararnamenin uygulanması nedeniyle dava açmak durumunda kalan ve Anayasa'nın 152. maddesi uyarınca itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmasını isteme hakkına sahip olan kişilerin de hak ve menfaatlerini ihlâl eden yasa kuralının itiraz yoluyla daha önce yapılan başvuru sonucunda Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olması hâlinde, henüz kararı kesinleşmeyen uyuşmazlıklarda iptal hükmünün hukuki sonuçlarından yararlanmaları gerekmektedir.
Anayasa'nın 153. maddesinde, Anayasa Mahkemesi'nce verilen iptal kararlarının geriye yürümeyeceği kuralı, iptal edilen hükümlere göre kazanılmış olan hakların korunmasına yönelik olup, Anayasa'ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği hâlde görülmekte olan davaların Anayasa'ya aykırılığı saptanmış hükümler dikkate alınarak çözümlenmeleri Anayasa'nın üstünlüğü ve Hukuk Devleti ilkesine aykırı olduğu gibi, temyiz incelemesinin Anayasa'ya aykırılığı belirlenerek iptal edilen kurallara göre yapılmasına da imkân bulunmamaktadır.
Dava konusu mühürleme işleminin iptali için açılan işbu davada İdare Mahkemesi'nce davanın reddine karar verildiği, Mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusu sonucunda ise; "Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararından sonra 29/02/2024 tarihinde iptal kararındaki gerekçeler dikkate alınmak suretiyle anlaşmazlık konusu işleme dayanak alınan Kanun maddesinde yapılan yeni düzenlemenin dava konusu uyuşmazlığın niteliği itibarıyla davacı lehine yeni bir hukukî durum oluşturmadığı" gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verildiği görülmektedir.
Dava konusu işlemin dayanağı olan yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilerek kararın 14/11/2023 tarih ve 32369 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmış olması karşısında, hukuka aykırılığı Anayasa Mahkemesi kararı ile tespit edilmiş bulunan Kanun maddesi uyarınca tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun gerekçeli biçimde reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında ise hukukî isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, Anayasa Mahkemesi'nce verilen iptal kararı sonrasında Kanun koyucu tarafından getirilen yeni düzenlemede 5015 sayılı Kanun’da tedbir işleminin değişen şartlara göre soruşturma ve kovuşturma aşamasında gözden geçirilmesine imkan tanınmasına yönelik olarak davalı Kuruma, geçici durdurma (mühürleme) işleminin kaldırılıp kaldırılmayacağının bu fıkrada yer verilen suçlarla sınırlı olmak üzere Cumhuriyet Başsavcılığı veya mahkemelerden temin edilecek bilgilere göre altı ayda bir değerlendirilmesine yönelik yükümlülük getirildiği, Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen yasal düzenlemeden farklı olarak mahkûmiyet dışında bir hüküm veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde kesinleşme beklenilmeksizin Kuruma yargı merciince bildirilmesiyle veya sair suretlerle Kurumca ıttıla edilmesi durumunda geçici durdurma işleminin Kurum tarafından kaldırılacağına dair değişiklik yapıldığı, yapılan bu değişiklik uyarınca davalı Kurum tarafından yeniden bir işlem tesis edilebileceği de tabiidir.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun gerekçeli reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!