TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/
KARAR NO : 2024/
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 02/10/2023
KARAR TARİHİ : 06/09/2024
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında 10.04.2017 tarihinde ... ... sınırları dahilinde ... de bulunan tapu alanı 5.326,55 m2 olan taşınmazın satışı için protokol yapıldığını, ilgili protokol gereği yerin imar planı yapılarak müvekkiline 10.04.2018 tarihine kadar teslimi konusunda anlaşmaya varıldığını, sözleşme gereği müvekkili satış bedelinin 400.000TL lik kısmı hariç sözleşme ile birlikte ödeenerek kalan 400.000 TL içinde davalının deplase işlemi yapması için teminat senedi olarak verildiğini, deplase maliyetinin alınan 400.000 TL'lik senet bedelinden fazla çıkması durumunda çıkan fazla bedeli ... ... karşılayarak deplase işini tamamlayacak olduğunu, sözleşme maddesinden de anlaşılacağı gibi müvekkiline satılmak istenen parselde bulunan taşınmaz kusurlu olduğunu, davalı bu kusura ilişkin deplase işlemini kendisinin karşılayacağı ona ilişkinde teminat olarak 400.000 TL senet alındığını sözleşmeye yazmakla yetinmemiş eğer deplase işlemleri daha fazla maliyet tutması durumunda kendi kasasından ödeyeceğini de karara bağlandığını, müvekkilinin buna ilişkin olarak ödeme günü 30.05.2018 olan teminat senedi verdiğini, davalı tarafından 10.04.2018 tarihine kadar müvekkiline sözleşme gereği taahhüt edilen ... nolu parsel taşınmaz devredilemediğini, iş bu sebeple davalı ile müvekkili arasında 10.04.2017 tarihli sözleşmenin devamı niteliğinde 27.05.2019 tarihinde ek protokol yapıldığını, iş bu protokol gereğince de taahhüt edilen yerler 27.05.2021 tarihine kadar müvekkiline teslim edileceği kararlaştırıldığını, müvekkili tarafından, davalıdan uygunluk görüşü alınabilmesi için 29.03.2022 tarihinde 1.226.400 TL tek taraflı senet güncelleme bedeli ile 87.994,61 USD katılım payı ödendiğini, Tarafımızca ilgili davamızda kısmi olarak teklif edilen miktar hesaplanırken 10.04.2017 tarihli ve 30.05.2018 tarihli senedin ödeme tarihi ile davalı idareye yapmış olduğumuz ödemenin tarihi olan 29.03.2022 tarihine kadar olan faiz de hesaba katıldığını, davalı taraftan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 568.665 TL haksız ve hukuka aykırı ödemenin temerrüt tarihi olan 29.03.2022 tarihinden başlanmak üzere ticari faizi ile iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafın belirttiği 400.000-TL'lik bedel taraflar arasında imzalanan protokol ve ek protokolle sabit olduğunu, davacıya sonradan verilecek olan taşınmazın bedeline ilişkin olduğunu, müvekkili firmaya davacı tarafça verilen 400.000-TL'lik senet, taşınmazdan geçen doğal gaz hattının deplase bedeline teminat olarak değil, müvekkilinin davacı katılımcıya imar planı değişikliği sonrasında verilecek olan taşınmazın satış bedeline ilişkin olduğunu, taraflar arasında imzalanan 10.04.2017 tarihli protokol ve 28.06.2019 tarihli ek protokolde de görüleceği üzere davacı taraf katılımcıya protokol kapsamında belli bir m2 taşınmaz satışı yapıldığını, eksik kalan alan için ise mahkeme kararı ile iptal edilen imar planı sonrasında yeniden yapılacak imar uygulaması ve boru hattı deplase işlemi sonrasında tescil işlemleri yapılacağını, müvekkili kurumun imar planı ile ilgili uzun süredir devam eden hukuki sorunları olduğunu, ilk protokolün gereği yerine getirilemediğini, taraflar arasında ek protokol tanzim edildiğini, ek protokolün 5. Maddesinde "imar plan değişikliği ve sonrasında yapılacak olan imar uygulaması sonrasında parselin doğu yönünde gemişlediği miktar alan kadar, bir önceki protokol gereği m2 birim fiyatı 1000-TL altında kalmamak üzere o günkü emsal kamulaştırma bedeli üzerinden katılımcıya satılacaktır." hükmü yer aldığını, davacı taraf, kendisine satışı yapılacak olan ilave alanın bedelinin 1000-TL/m2'den aşağı olmayacağını ek protokol ile kabul ettiğini, davacı taraf, dava dilekçesinde taşınmazın belirlenen süreler içerisinde satışının yapılamadığını ve bu durumun müvekkili kurumun kusurundan kaynaklandığını ileri sürse de bu husus gerçeği yansıtmadığını, müvekkili kurum, aleyhe açılmış olan imar planına ilişkin davalar nedeniyle değiştirilmesi planlanan imar planını uzun süredir nihayete erdirilemeyeceğini, müvekkili kurumun bir kusuru veya ihmali söz konusu olmadığını, müvekkili firma tarafından davacıya verilen 22.09.2021 tarihli ve E.... sayılı yazı ile de 2021 yılı için taşınmazın m2 birim fiyatının 2.500-TL olduğu belirtildiğini, altında satış işlemi yapılması halinde kurum zararı gündeme gelecek, hukuki, cezai ve idari sorumluluklar oluşacağını, davacı tarafça müvekkilline yapılan ödemenin, davacı tarafça kar amacı güdülen bir satış işlemini gerçekleştirmek amacıyla, herhangi bir icra baskısı yahut icra takibi olmaksızın rıza dahilinde ve gerçek bir borç karşılığında yapıldığını, ödeme tarihi olan 28-29/03/2022'den itibaren bir yıllık süre de geçtiğini, iadesi talep edilen alacağın bir temeli olmadığı gibi huzurdaki davanın şartları da oluşmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:Dava ve cevap dilekçeleri, dosyamız içerisine alınmıştır.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Eldeki dava Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle) davasıdır.Eldeki davada davalı ... Bölgesidir. 30/06/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 sayılı yasanın 3.maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK'nın 5/3.maddesi uyarınca;Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisinden çıkartılıp, görev ilişkisine dönüştürülmüştür.6100 Sayılı HMK'nın 1. maddesinde; görevin kamu düzenine ilişkin olduğu düzenlenmiş olup aynı yasanın 114/1-c maddesinde; görevin dava şartı olduğu belirtilerek, mahkemenin görevli olup olmadığını davanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden araştıracağı hükmüne yer verilmiştir.Ticaret Mahkemelerinin görevi 6102 sayılı TTK'nun 5/1. Maddesi ile " tüm ticari davalar " olarak belirlendikten sonra ticari davaların nelerden ibaret olduğunu düzenleyen aynı yasanın 4. Maddesi ile ise " her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda düzenlenen hususlar ile maddenin b, c, d, e, f bentlerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır düzenlemesini getirmiş olup, eldeki davaya bakıldığında, taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığın taraflar arasında ... parselin satışı hakkında 10.04.2017 tarihinde protokol düzenlendiğini, sözleşme bedelinin bir kısmını ödediğini, kalan kısmı için 400.000-TL'lik senet verdiğini, verilen bu 400.000-TL'lik senedin doğal gaz hattının deplasesi için teminat olarak verildiğini, sonrasında ise taşınmazın 3. Kişilere satışı için davalı müvekkilin olurunun talep edildiği ancak olur verilmesi için müvekkil kurumca davacıdan bakiye borcun güncel rayiçe göre ödenmesinin talep edildiği, taşınmazın satışına olur alabilmek için bu bedelin ödenmek zorunda kalındığını ancak sorumlu olduğu tutarın 400.000-TL ile sınırlı olduğu, bu sebeple yapılan ödemenin iadesi talebine yönelik alacak davasına ilişkin olup, davalı taraf bir ...'dir ve Kamu hizmeti görmektedir. 11. Hukuk Dairesinin 2022/ Esas - 2023/ Karar sayılı ilamında, '...4562 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi uyarınca ...'ler özel hukuk tüzel kişisidir. Bununla birlikte 6102 sayılı Kanun'un 11 inci maddesindeki tanıma göre esnaf işletmeleri için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı amaçlayan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız bir şekilde yürütüldüğü işletmeleri işletmedikleri için aynı Kanun'un 16 ncı maddesi uyarınca tacir olarak kabul edilmeleri mümkün değildir. Öte yandan ...'lerin ticaret şirketi olduğu yönünde herhangi bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır. Bu sebeple ...'lerin taraf olduğu davalarda diğer taraf tacir olsun ya da olmasın, uyuşmazlığın mutlak ticari dava olmadığı hâllerde yargılamanın asliye hukuk mahkemelerinde görülmesi gerektiği' gerekçesi ile ....'lerin TACİR OLMADIĞINA, taraf olduğu davalarda diğer taraf tacir olsun ya da olmasın, uyuşmazlığın mutlak ticari dava olmadığı hâllerde yargılamanın ASLİYE HUKUK MAHKEMELERİNDE görülmesi gerektiğine' karar verildiği görülmektedir. Bu bağlamda, dosya incelendiğinde; 6100 sayılı HMK'nın 1.maddesine göre; mahkemelerin görevleri ancak kanunla düzenlenir, göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. 6100 sayılı HMK'nın 114/c maddesinde mahkemenin görevli olması dava şartı olarak belirlenmiştir. Yine, 115. maddesinde dava şartlarının davanın her aşamasında ve kendiliğinden araştırılacağı,tarafların da her aşamada ileri sürebileceği, 137 ve 138. maddelerinde ise dava şartlarının(ve ilk itirazların) öncelikle inceleneceği düzenlenmiştir. Dosyanın yapılan incelemesi neticesinde; 4562 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi uyarınca ...'ler özel hukuk tüzel kişisidir. Bununla birlikte 6102 sayılı Kanun'un 11 inci maddesindeki tanıma göre esnaf işletmeleri için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı amaçlayan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız bir şekilde yürütüldüğü işletmeleri işletmedikleri için aynı Kanun'un 16 ncı maddesi uyarınca tacir olarak kabul edilmeleri mümkün değildir. Öte yandan ...'lerin ticaret şirketi olduğu yönünde herhangi bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır. Bu sebeple, TTK'nun 16/2. Maddesi uyarınca davalı ... kamu tüzel kişisi sıfatı nedeni ile tacir sayılamayacağından davanın nitelik itibariyle mutlak ticari dava sayılamayacağı, HMK'nun 2. Maddesi ile TTK'nun 4 ve 5. Maddeleri kapsamında eldeki davaya Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından bakılması gerektiği kanaatine varıldığından, davacının davasının görev yönünden reddine, dosyanın görevli ... Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlere;
1-Davanın görev, dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna,
2-HMKnun 20 maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK'nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli ... Asliye Hukuk Mahkemesince taktirine, yargılamanın görevli mahkeme de devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde ... Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/09/2024
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!