WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

BAKIRKÖY 2. FIKRI VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESI

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/18
KARAR NO : 2022/259

DAVA : Marka'dan Doğan Haklara Tecavüzün Tespiti, Men ve Ref'i ile
Davalı Markalarının Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 19/01/2022
KARAR TARİHİ : 16/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/12/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka'dan Doğan Haklara Tecavüzün Tespiti, Men ve Ref'i ile Davalı Markalarının Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin İkitelli Organize Sanayi Bölgesinde (....) bulunan mağazasında uzun yıllardır "...." markasıyla mobilya sattığını, ancak davalı şirketin aynı sanayi bölgesi içerisinde, 2020 yılında ticaret unvanını değiştirerek "...." unvanıyla ve mağaza tabelasıyla müvekkili şirketten çok sonra hizmet vermeye başladığını, işbu durum sebebiyle müvekkili şirket ile davalı şirketin, müşteriler tarafından aynı şirketin şubeleri sanılarak karıştırıldığını ve bu sebeple müvekkilinin hak kayıplarına uğradığını, zira aynı bölgede bulunan ve aynı mal ve hizmeti sunan iki şirketin markalarının birebir aynı olması sebebiyle müvekkili şirkete gelmek isteyen ve müvekkili şirketten mal ve hizmet almak isteyen müşterilerin, davalı şirketin tabelası ve ticari unvanı sebebiyle yanılgıya uğradığını ve davalı şirketten alışveriş yaptığını,davalı şirketten alışveriş yapan müşterilerin, söz konusu alışverişten memnun kalmamaları sebebiyle www....com adlı internet sitesinden yaptıkları şikayet işlemlerinde davalıya ait olduğunu düşünerek müvekkili şirkete ait profili şikayet ettiklerini, davalı şirketin işbu tecavüzleri sebebiyle müvekkili şirketin memnuniyet puanının haksız olarak düştüğünü, ticari itibarı zedelendiğini ve müşteri kaybına sebebiyet verdiğini, davalının, müvekkiline ait markayı kullanması sebebiyle halk tarafından tescilli marka ile karıştırılma ihtimali yaratıldığını, bu durum neticesinde SMK 7/2 uyarınca marka tescilinden doğan münhasır hakların müvekkili marka sahibinden izin alınmaksızın kullanıldığını, davalı tarafça "..." ticaret unvanının karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanımlasının haksız rekabet teşkil ettiğini, açıklanan nedenlerle, davalı şirketin, müvekkili adına tescilli "..." ve "...." marka haklarının ihlalinin SMK m. 149 uyarınca tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, davalı şirkete ait "..." ticaret unvanının tecavüzün men'i ve ref'i amacıyla ticaret sicilinden terkin edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin tamamen yerli ve milli üretimle mobilya sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin TPE nezdinde yaptığı ..... tescil numaralı "....." ibareli markanın koruma tarihinin 26/12/2017 olduğunu, markanın tescilli olduğunu, müvekkili şirkete ait tescilli "....." markasının bitişik yazıldığını, 20 ve 35.sınıflarda tescilli olduğunu, davacının ise 20 ve 24.sınıfta tescilli markasının "...." olmasına rağmen davacının, tescilli markası olan "....." markasını tabelalarında ve mağaza görsellerinde kullanmadığını, kendi adına tescilli olmayan müvekkili şirkete ait "....." markasını haksız ve kötüniyetli bir şekilde kendi tabelasında kullanarak satış yapmaya başladığını, davacının iddiasının aksine markasını bu şekilde kullanarak ürünleri müşterilere sunmaya yönelik davacıya ait mağaza görüntüleri ile de görüleceği üzere davacının, mağaza tabelasında kendi markasını değil, müvekkili şirkete ait "....." unvanlı tescilli markayı kullandığını, davacının tescilli markalarının "....." ve "..... ....." olduğunu, davacı ve müvekkili şirkete ait marka görselleri incelendiğinde, davacının marka adı ve görselinin müvekkili şirket ile benzerliğinin, hatta yakınlığının bile bulunmadığını, müvekkili şirketin davacıya dahi satış yapan ve yapmakta olan bir firma olduğunu, davacının sektörde tanınırlığının bulunmamasının yanında dünyada tanınan ve çeşitli türevleri olan ibarenin ..... ibaresi olduğunu, ..... ibaresini ne dünyaya ne ülkemize ne de sektöre davacı tarafın tanıtmadığını ve bilinirliğinin de olmadığını, ..... kelimesinin davacının tekelinde olmadığını, ..... kelimesinin bir spor terimi olduğunu, TPMK nezdinde özel korunan tanınmış markalar sicilinde "....." kelimesinin bulunmadığını, zira çeşitli sektörlerde oldukça yaygın kullanıldığını, dolayısıyla tanınmışlık değerlendirilmesinin sektör bazında yapılmasının gerektiğini, kaldı ki "....." kelimesinin tanınmışlığının sektörel bazda dahi tartışma konusu olduğunu, çünkü anonim bir kelime olduğunu, beynelminel özelliği olduğunu, açıklanan nedenlerle, haksız, yersiz, müvekkilinin pazar payını almaya yönelik tamamen kötüniyetli açılan, usul ve yasaya aykırı, kötüniyetle ikame edilen davanın reddine, yargılama ve ücreti vekaletin davacı ..... üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVABA CEVAP : Davacı vekili cevaba cevap dilekçesi ile, davalı şirketin cevap dilekçesinde, şirkete ait "....." markasının TPMK nezdinde 20 ve 35.sınıflarda tescilli olduğunu beyan ettiğini, taraflarınca yapılan sorgulama sonucunda ..... tescil numaralı 20.sınıfa ait ve .... tescil numaralı 35.sınıfa ait marka tescilinin bulunduğunun sabit olduğunu, görsel, işitsel ve semantik olarak oldukça benzer, hatta aynı olan markaların müşteriler tarafından sıklıkla karıştırılması, iltibasa yol açacağının ayrıca inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olması ve aynı yahut ayırt edilemeyecek kadar benzer olmaları sebebiyle mutlak ret nedeni olup SMK m. 25/1 uyarınca hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, öncelik ilkesi gereğince, önceki marka olan müvekkili şirkete ait tescilli markanın davalı şirkete ait markaya tercih edilmesi gerekip davalıya ait markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle SMK madde 25 göndermesi sebebiyle madde 5/1-ç ve 6/1 uyarınca davalı şirkete ait markanın hükümsüzlüğüne, davalı şirketin müvekkili adına tescilli "....." ve "..... " marka haklarının tecavüzün m.149 uyarınca tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, davalı şirkete ait "...." ticaret unvanının tecavüzün men'i ve ref'i amacıyla ticaret sicilinden terkin edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İKİNCİ CEVAP : Davalı vekili ikinci cevap dilekçesi ile, davacının kötüniyetle hareket ettiğini, davacının iddiasının aksine SMK m.5/1-ç uyarınca müvekkili şirkete ait marka "....." ile davacıya ait markaların "....." ve "..... ....." arasında aynılık yahut ayırt edilemeyecek kadar benzerlik değerlendirmesinin yapılmasının söz konusu olmadığını, davacının her iki markasın da da "...." kelimesinin bulunmadığını müvekkili şirkete ait markanın ise yalnızca "....." olduğunu ve bitişik yazıldığını, markaların aynı olduğundan söz edilemeyeceğini, cevap dilekçelerinde sunulu olan davacı ve müvekkili şirkete ait marka görselleri incelendiğinde, davacının markasında "...." görseli, müvekkili şirketin markasında "..." görselinin bulunduğunu, dolayısıyla yazılış, okunuş, logo, görsel ve şekil itibariyle de davacı ile müvekkili şirkete ait marka arasında aynılık değerlendirmesinin yapılmasından söz edilemeyeceğinden, davacı tarafça sunulan Yargıtay kararının davaya emsal teşkil niteliğinde olmadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu'ndan davacı ve davalı adına tescilli marka sicil kayıtları celp olunmuştur.
Davacı vekilince Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ... soruşturma sayılı dosyasından alınan rapor dosyaya sunulmuş, tetkikinde; müştekinin ... Ticaret Limited Şirketi, şüphelinin .... olduğu, alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak, "Somut olayda müşteki firma ile şüpheli firma aynı sektörde faaliyet göstermekte olduğu görülmüş olup, müştekinin ..... tescil numaralı ".....", .... tescil numaralı "...." markaları ile şüphelinin "....." kullanımı arasında "....." ibaresi yönünden benzer ve iltibasa sebebiyet olabileceği, müştekinin ..... tescil numaralı "..... ....." markası ile şüphelinin "..... " kullanımı arasında "....." ve "...." ibarelerinin benzer ve iltibasa sebebiyet verebileceği" hususlarının tespit edildiği görülmüştür.
Dosya, davalının, davacı adına tescilli ...ve ..... tescil numaralı markadan doğan haklarına tecavüzünün bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise ne şekilde giderileceği, davalı adına ..... ve ... tescil numaralı markaların hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 13/07/2022 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; "Davalı ...a ait ..... ve .... kod numaralı markaların hükümsüzlükleri koşullarının oluştuğunun değerlendirilebileceği, davalı ..... tarafından gerçekleştirilen kullanımların davacı ...a ait markalara tecavüz ve davacı ..... ile haksız rekabete sebebiyet verir mahiyette olduğunun değerlendirilebileceği" hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Dava, davalının, davacıya ait markalardan doğan haklarına tecavüzün tespiti, men ve ref'i ile davalı tarafa ait markaların hükümsüzlüğü talebine yöneliktir.
SMK'nun 6/1 md'sinde nisbi red nedeni olarak düzenlenen karıştırma ihtimali, aynı kanunun 7/1 md'sinde marka hakkına tecavüz hali olarak yer almaktadır. SMK'nun 6/1 md'sine göre, önceki marka ile tescil başvurusu yapılan marka aynı ya da benzer ise sınıflar da aynı ya da benzer ise bu başvuru itiraz üzerine red edilir. SMK'nun 25/1 md'si gereğince hem 5.md'de yazılı mutlak red nedenleri , hem de 6.md'de yazılı nisbi red nedenleri birer hükümsüzlük nedenidir. Marka koruma kapsamına ilişkin SMK'nun 7/1-b md'sine göre ise, marka sahibi "tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tkescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını engelleyebilir ve bu durum aynı zamanda marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir. Taraf markaları ve davalının fiili markasal kullanımları 20. ve 35.sınıflarda benzerlik arzetmektedir.
SMK'nun 25.md'si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md'deki mutlak red; ve 6.md'deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir.
SMK'nun 6/1 md'sine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırılma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyor ise doğrudan karıştırma ihtimali; eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırd ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırma ihtimalinden söz edilecektir.
Davacı yana ait ..... tescil numaralı marka "....."; ..... tescil numaralı marka ise "....." unsurlarından oluşmaktadır. Davacı markalarının her ikisinin de asli ve ayırdedici unsuru olan "....." kelimesi aynı zamanda ortak unsurdur. "....." kelimesi anlam itibariyle "çim bir alanda, .... arasında oynanan, .... oyunu" şeklinde tanımlanmaktadır ve taraf markalarının tescilli olduğu mal ve hizmetler açısından zayıf olarak değerlendirilemeyeceği kanaatine ulaşılmıştır. Davalı ...a ait ..... tescil numaralı ve ... tescil numaralı markalar ise münhasıran "....." kelime unsurlarından müteşekkildir. Davalının fiili markasal kullanımlarında "....." kelimesinde bulunan "..." harflerinin içerisinde ... figürü yer almakla birlikte "....." kelimesi "....." kelimesine göre ... puntolarla ve ön planda konumlandırılmıştır. Bu durumda hem davalının tescilli markalarında hem fiili markasal kullanımlarında asli ve ayırdedici unsur "....." kelime unsurudur ve söz konusu unsur davacı yanın önceki tarihli markalarının asli ve ayırdedici unsuru ile ayniyet içermektedir. Taraf markalarının hitap ettikleri ortalama tüketici nezdinde, yapılan bütünsel değerlendirmede; "....." kelimesinin hatırda kalacağı ve hatırda kalan imaj dolayısıyla ortalama tüketicinin taraf markaları arasında işletmesel ya da ekonomik bağlantı kurma ihtimalinin bulunduğu, bu itibarla SMK 6/1 anlamında hükümsüzlük ve 7.madde anlamında tecavüz koşullarının oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile,
-Davalının, davacıya ait ..... ve ..... tescil numaralı markalarından doğan haklarına tecavüzünün tespiti ile, bu tecavüzün durdurulmasına ve önlenmesine, davalının, ticari unvanında yer alan "....." ibaresinin terkinine,
-Davalıya ait ..... ve ... tescil numaralı markaların hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde sicilden terkinine,
2-Peşin alınan harcın yeterliliğine, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen tecavüzün tespiti davası yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen hükümsüzlük davası yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 4.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 147,00 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 4.808,40 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/11/2022

Katip ....
¸

Hakim ...
¸

UYAP Entegrasyonu