T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/13
KARAR NO : 2023/15
DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü ve Tecavüzün Tespiti, Men'i, Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 11/01/2022
KARAR TARİHİ : 26/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/01/2023
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin tekstil - giyim sektöründe uzun yıllardır faaliyet gösterdiğini, TPMK nezdinde ....... sayılar ile tescilli "....... " esas unsurlu markaların müvekkili adına tescilli olduğunu ve "......" markalı ürünlerini aktif şekilde kullandığını, ancak hal böyle iken davalı tarafın instagram, ...... com.tr internet adreslerinde "...... " ismiyle ürün sattığını, "......" ibareli markayı kullandığını, davalının ayırca mağazasından alınan satış fişlerinde, poşetlerinde, kartvizitlerinde, ürün etiket barkodlarında da "......" ibaresinin geçtiğini, davalıların "........" ibaresini markasal olarak kullandığını, bu hususların tespit edilebilmesi amacıyla Bakırköy ....... Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin ....... d.iş sayılı dosyasında delil tespiti ikame edildiğini, davalıların tüm bu eylemlerinin müvekkilinin markadan doğan haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, davalı ...... adına ....... sayı ile tescilli markanın hükümsüzlüğünü, müvekkilinin "......" esas unsurlu markasına yönelik tecavüzün tespitini, men'ini, önlenmesini, davalıların faaliyetlerini sürdürdüğü https://www.......com.tr alan adının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili .......'ın TPMK nezdinde ....... sayı ile tescilli "......." ibareli markayı usul ve yasaya uygun bir şekilde tescil ettirdiğini, müvekkili ....... ile diğer müvekkili ....... Mağazacılık arasında imzalanan marka lisans sözleşmesi incelendiğinde de müvekkilinin diğer müvekkili ....... Mağazacılık'ın lisans aldığı markayı aynen kullanma hakkına sahip olduğunun açıkça gözüktüğünü, diğer müvekkilinin de bu markayı kullanım hakkına sahip olduğunu, müvekkillerinin "......." ibareli marka kullanımının hukuka uygun bir kullanım olduğunu, "......." isminin isminin kullanımının oldukça yaygın olduğunu, "....... " isminin benzerliğinin, tek başına, davacı ile müvekkilleri arasında iltibas oluşturmayacağını, müvekkillerine ait tescilli markanın ayırt edici özelliklere sahip olduğunu ve davacı yanın markasına yönelik herhangi bir tecavüz teşkil etmediğini, müvekkili adına tescilli markanın hükümsüzlüğü şartlarının oluşmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı ...... adına ..... sayı ile tescilli markanın hükümsüzlüğü, davacının " ........" esas unsurlu markasına yönelik tecavüzün tespiti, men'i, önlenmesi, ve https://www.......com.tr alan adının iptali taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu'ndan gelen kayıtlardan, ....... tescil numaralı "......." esas unsurlu markaların davacı adına, ...... tescil numaralı "......" ibareli markanın davalı ....... Mağazacılık Tekstil Ticaret Limited Şirketi adına, hükümsüzlüğü talep edilen ....... tescil numaralı "......" ibareli markanın ise 18/03/2018 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı ....... adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Davaya dayanak yapılan ve celp edilerek dosya arasına alınan Bakırköy ...... Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin ....... değişik iş sayılı dosyasında yapılan delil tespiti sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda sonuç olarak, "aleyhine tespit istenen firmanın, tespit talep eden ...... Giyim Market A.Ş.'nin tescilli ve tek hak sahibi olduğu "......" markasını, tescil kapsamında kalan hizmetlerde, herhangi bir hak sahibi olunmaksızın yoğun olarak kullandığı, söz konusu kullanımın tespit talep edenin haklarını ihlal eder mahiyette olduğu" belirtilmiştir.
6769 Sayılı SMK'nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
6769 Sayılı SMK'nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 01/11/2022 havale tarihli raporda sonuç olarak,
davalı markası açısından SMK m.6/1 kapsamında hükümsüzlüğe ilişkin şartların
mevcut olup, değerlendirme ve nihai takdirin mahkemeye ait olduğu, tecavüz açısından gereken iltibasın mevcut olduğu tespit edilmiş olup, belirtilen bu
sebeplerle, davalı eylemlerinin SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacının
marka hakkına tecavüz oluşturup oluşturmayacağına dair nihai hukuki nitelendirme
ve takdirin Mahkemeye ait olduğu,
davalı adına olan www.......com.tr alan adının iptal koşullarının mevcut olduğu belirtilmiş ve davalılar vekilinin bilirkişi raporuna itirazı üzerine dosyada ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, alınan ek bilirkişi raporunda sonuç olarak, kök raporda ulaşılan tespit ve sonuçlardan dönülmesini gerektirir bir durum olmadığı belirtilmiştir. Aldırılan bu rapor ve ek rapor teknik yönden yeterli olduğundan itibar etmek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; önceki tarihli davacı markası "........" , sonraki tarihli davalı markası "......" ibarelidir. Her iki markada da asıl ve ayırt edici unsur "......" ibaresi olup, "......" ve "......" ibaresi ise herhangi bir ayırt edicilik katmamaktadır. Dolayısıyla, Taraf markalarının benzer algılandıkları ve farklı marka algısı yaratmadıkları, markaların genel görünümü ve dizaynı nazara alındığında taraf markalarının esas unsur açısından yüksek derecede benzer görünüm arz ettikleri, gözde bıraktıkları genel intiba nazara alındığında ve esas unsurun öncelikli olarak dikkate alınacağı düşünüldüğünde taraf markalarının iltibasa sebebiyet vereceği sonucuna ulaşılmıştır. Taraf markalarında ortak olarak yer alan ve aynı zamanda esas unsur olan “.........” ibaresinde işitsel açıdan bir fark olmayıp, benzerlik söz konusudur. “......” ve “........” ibaresi eklendiğinde işitsel açıdan kısmi bir farklılık oluşsa da esas unsur olan “.........” ibaresinde vurgunun olacağı ve ön plana çıkacağı dikkate alındığında bu açıdan genel anlamda iltibasın oluşacağı sonucuna ulaşılmıştır. Kavramsal benzerlik, iki markanın ortalama tüketici nezdinde, bu kişilerin zihinlerinde bıraktıkları imaj bakımından söz konusu olabilmektedir. “.........” ibarelerinin taraf markalarında esas unsur olmasından dolayı işitsel bakımdan ve her 2 markanın bıraktığı görsel etki nedeniyle, tüketici zihninde yarattığı imaj nedeniyle taraf markaları arasında kavramsal bağlantı kurulacağı, bu açıdan gerel anlamda iltibasın oluşacağı sonucuna ulaşılmıştır. Karşılaştırılan markaların bir bütün olarak bıraktıkları genel izlenime bakıldığında, Taraf markalarında ortak olarak yer alan ve aynı zamanda esas unsur olan “.........” ibareleri açısından mevcut benzerlik nedeniyle, davalı kullanımlarının farklı marka algısı yaratmadıkları, farklı bir kompozisyon ve içerik kazanmadıkları markalar arasındaki farklılığın hizmetin yöneldiği tüketici kesimince hemen fark edilip algılanabilecek nitelikte olmadığı, bu açılardan markaların karıştırılabileceği dolayısıyla genel anlamda markalar arasında iltibasın oluşacağı, davalı adına tescilli olup lisansa konu edilen ve hükümsüzlüğü talep edilen markanın 35. Sınıf kapsamında tescilli olduğu ve içerik olarak 25. Sınıftaki emtiaları da içerdiği görülmektedir. 25. sınıftaki, mallarla, bu malların perakendeciliğine ilişkin 35. Sınıfta yer alan hizmetlerin davacının markasının kapsamı hitap ettiği ve benzer ihtiyaçları giderdiği, işletmesen bağlantılandırma riskinin yüksek olması nedeniyle, davacı markasının kapsamındaki hizmetlerle davalının başvurusu kapsamındaki bu malların aynı tür olduğunun kabul edilmesinin gerektiği bu açıdan sınıfsal benzerliğin de söz konusu olduğunun kabulü gerekmiştir. Bu itibarla SMK 6/1 maddesi anlamında hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu anlaşılmakla, davacının hükümsüzlüğe ilişkin talebi yönünden davanın kabulü gerekmiştir.
Marka haklarına tecavüz yönünden yapılan değerlendirmede; Marka hakkına tecavüz sayılan haller, SMK'nın 7. maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29. Maddede düzenlenmektedir. 7. maddede “marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları” başlığı altında marka sahibinin yasaklayabileceği fiiller sıralanmakta, 29. maddede ise “marka hakkına tecavüz sayılan fiiller” düzenlenmektedir. Marka hakkına tecavüz sayılan fiiller incelenirken, 7. Madde ile 29. Maddenin birlikte dikkate alınması gereklidir. Tecavüz, bir haksız fiildir. Tecavüzün varlığı için SMK'da belirtilen evlemin gerçekleşmiş olması ve somut olayda hukuka uygunluk sebeplerinden birinin mevcut bulunmaması gereklidir. Tescilli bir markanın, sahibinin izni olmaksızın kullanılması veya o markayı taşıyan mal ve hizmetlerin, tecavüzün bilinmesine rağmen pazarlanması, stoklanması, satış için teklif edilmesi, ihracı, ithali ya da tecavüzün bilinmesine rağmen malların nereden sağlandığının bildirilmesinden kaçınılması, tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yukarıda hükümsüzlük yönünden yapılan değerlendirmede anlatıldığı üzere, taraf markaları arasında görsel, işitsel ve anlamsal benzerlik bulunduğu gibi, kullanıldığı mahal ve hizmetlerin benzer olduğu, davalının fiili kullanımının da davacı markası koruması kapsamında kaldığı, SMK 155 maddesi uyarınca sonraki tarihli markanın davalıya koruma sağlamayacağı anlaşılmakla, bu talep yönünden de davanın kabulü gerekmiştir. Yine davalı taraf adına olan www........com.tr alan adı da ticari etki doğurduğundan ve alan adı tescili marka hakkına dayalı olduğundan, davalı adına olan alan adının da iptali gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalı ....... adına tescilli ....... tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,
-Davalıların davacı adına tescilli "........." esas unsurlu markadan doğan haklarına tecavüzünün tespiti ve men'ine, davalıların "........." ve "......." ibareli markaları ürünlerinde etiketlerinde, ürün ambalajlarında, tabelalarında, iş yeri evraklarında ve ticari etki yaratacak şekilde internet ortamında kullanmalarının önlenmesine,
-Davalı adına olan www. ......com.tr alan adının iptaline,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 179,90 TL ilam harcından, 80,70 TL peşin harcın mahsubu ile, 99,20 TL bakiye karar harcının, davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen hükümsüzlük davası nedeniyle hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davalı ....... 'dan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen tecavüz davası nedeniyle hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 161,40 TL dava ilk masrafı, 130,00 TL tebligat - tezkere masrafı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve Bakırköy ....... Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin ...... D.İş sayılı dosyasında yapılan 1.173,50 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 2.964,90 TL yargılama giderinin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan avansın ilgilisine iadesine,
7-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalılar vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.26/01/2023
Katip ......
e-imzalıdır
Hakim ......
e-imzalıdır
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!