WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ANTALYA 2. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2024/264 Esas
KARAR NO : 2024/679

DAVA : Arabuluculuk Tutanağının İptali
DAVA TARİHİ : 05/04/2024
KARAR TARİHİ : 23/10/2024

Mahkememizde görülmekte bulunan Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; ... plakalı araç müvekkili sigorta şirketi nezdinde ... poliçe numarası ile ...-... tarihleri arasında ... tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalandığını, iptal istemi ile işbu davaya konu arabuluculuk tutanağının konusu olan ... tarihinde ...'nin sevk ve idaresindeki ... plakalı aracın ... yuvarlanması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, işbu kazada araçta yolcu konumunda bulunan davacı yan ...'ın yaralandığını, ... tarihinde arabuluculuk yoluna ... şirketi vekili tarafından başvurulduğunu, ... tarihinde düzenlenen arabuluculuk tutanağı ile anlaşıldığını, ... tarihinde ...'a ...-TL ödeme yapıldığını, davacı ... arabuluculuk sürecine geçilmeden önce dava dilekçesinde de ikrar ve beyan ettiği üzere müvekkil sigorta şirketine başvuru yapmadan bile gerekli tedavi evrakları elinde mevcut olup bu evraklar ile müvekkil şirkete uğradığını iddia ettiği maddi zarara ilişkin başvuruda bulunmadığını, arabuluculuk süreci usül ve yasaya uygun olarak tarafsız bir arabulucu eşliğinde her iki tarafın rızası ile iradi bir fesat bulunmadan, karşılıklı anlaşma sağlanarak kapatılmış olduğunu, davacı yan kendi rızası ile işbu iptalini istediği ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağını imzaladığını, arabuluculuk tutanağının usül ve yasaya iradeye uygun olarak hazırlandığını, kötü niyetle ödemesini de aldıktan sonra işbu davayı açtığını, amacının sebepsiz zenginleşme olduğunu, tüm yargılama giderlerinin ve müvekkil ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; ... plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde ... poliçe numarası ile ...-... tarihleri arasında sigortalı olan ... tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalandığını, iptali istemi ile işbu davaya konu olan ihtiyari arabuluculuk tutanağının konusu olan kazanın ... tarihinde ...'nin sevk ve idaresindeki ... plakalı aracın ... yuvarlanması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı kazanın meydana geldiğini, kaza neticesinde ... plakalı araçta yolcu konumunda bulunan davacı ...'ın yaralandığını, ... tarihinde ihtiyari arabuluculuğa müvekkili ... vekillerinden ... tarafından başvurulduğunu ve ... tarihinde düzenlenen ihtiyari arabuluculuk tutanağı ile anlaşıldığını, arabuluculuk aşamasında karşılıklı anlaşılması sonucunda, ihtiyari arabuluculuk tutanağı doğrultusunda müvekkili şirket tarafından ... tarihinde davacı ...'a ... TL ödeme yapıldığını, iptali istenen arabuluculuk tutanağının ihtiyari arabuluculuk tutanağı olması sebebiyle belli başlı durumların somut olarak ispatlanması durumunda iptal edilebileceğini, arabuluculuk tutanaklarının geçerli ilam niteliğinde olduğunu, davacının arabuluculuk tutanağını kendi rızası ile imzaladığını, müvekkili sigorta şirketinin üzerine düşen edimi ödeyerek ifa ettiğini, davacının kötü niyetle ödeme aldıktan sonra bu davayı açtığını belirterek davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacının üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Arabulucuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılan hallerde üzerinde anlaşılan hususlar hakkında dava açılıp açılamayacağı uyuşmazlık konusu olup davalı ihtiyari arabuluculukta anlaşıldığı, anlaşma nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18. maddesinin 5. fıkrasına “Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması halinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz.” şeklinde düzenleme mevcut olup, ilgili maddenin gerekçesinde arabuluculuk faaliyetinin niteliği gereği, anlaşmaya varılması hâlinde de sıkı kurallar konulmadığı, anlaşmanın kapsamı ve şeklinin, taraflarca serbestçe kararlaştırılabileceği düzenlenmiştir.
Arabuluculuğa ilişkin düzenlemelerin temel gerekçesini, daha az masrafla ve daha kısa zamanda uyuşmazlıkların çözüme kavuşturulması, başka uyuşmazlıkların doğması engellenerek uyuşmazlıkların temelden çözümlenmek suretiyle sosyal barışa katkı sağlanması şeklinde özetlemek mümkündür. Bu genel gerekçeden hareketle arabuluculuk faaliyeti sonucunda anlaşmaya varılması hâlinde, uyuşmazlığın tarafların iradeleriyle çözüme kavuşturulduğu kabul edilmiş ve artık mahkemelere bu uyuşmazlığın tekrar yansıtılmaması amaçlanmıştır. Bunun sonucunda da, uyuşmazlıkların temelden çözümlenerek tarafların barışması, aynı konuların mahkeme önüne tekrar getirilmemesi sağlanmış olacaktır. Dava açma yasağının kabul edilmesinin ikinci gerekçesi, anlaşmanın taraflar açısından bağlayıcı olması noktasında bulunabilir. Kural olarak, arabuluculuk faaliyeti sonunda yapılan anlaşmanın taraflar için bağlayıcı olması sebebiyle (anlaşmanın iptali veya geçersizliğine sebep olabilecek ya da anlaşmanın sahteliği ve benzer hâllere ilişkin davalar dışında) konusu, tarafı ve sebebi aynı olan bir uyuşmazlık hakkında artık dava açılamayacağı belirtilmiştir. Bu anlamda dava açma yasağının bir diğer gerekçesi ise tarafların kendi iradeleriyle buldukları çözümün ve yaptıkları anlaşmanın bağlayıcı olması sebebiyle artık aynı konuda bir uyuşmazlığın doğmayacağıdır. Hatta bu bağlayıcılığı bir anlamda sağlamak amacıyla mahkemeden icra edilebilirlik şerhi alınmak suretiyle ilâmların icrasına ilişkin hükümlere tâbi olması ya da şartları varsa doğrudan bu anlaşma belgesinin ilâm niteliğinde belge kabul edilmesi söz konusu olmuştur (HUAK m. 18). Böylece, daha önceden yaşanan uyuşmazlık için veya çözüm anlaşmasının ifası için tarafların dava açmasına da gerek kalmamaktadır.
Dava açma yasağının istisnaları bulunmaktadır. Anlaşma belgesinde yer alan anlaşılan hususlarda dava açılmasının mümkün olduğu hâller mevcuttur. Örneğin, irade fesadı hâlleri (Bunlardan ilki anlaşma belgesine karşı ileri sürülebilecek irade fesadı hâlleridir, bu durumda anlaşmaya varılan hususlarla ilgili olarak bu sözleşmenin iptali Türk Borçlar Kanunu (m. 30 vd., m. 39) hükümleri çerçevesinde talep edilerek dava açılabilir. Elbette anlaşma belgesinin ehliyetsizlik, emredici hukuk kurallarına, kamu düzenine, ahlaka, kişilik haklarına ve şekle aykırılık gibi sebeplerle mutlak butlanla sakatlanması da düşünülebilir. Böyle bir durumda butlanın tespiti mahkemeden istenebilir. Bu anlamda, Türk Borçlar Kanunu’nun 27. maddesindeki kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmelerin kesin hükümsüzlüğüne dayanılabilir. Aşırı yararlanmanın koşulları varsa bu konuda da mahkemede dava açılabilir TBK m. 28), anlaşma belgesinin sahte olması, anlaşmanın geçersizliği, anlaşma hükümlerinin yorumlanmasına ihtiyaç bulunması, icra edilebilir bir anlaşma bulunmaması gibi durumlarda dava açılması ve bu hususların mahkemece incelenip karara bağlanması mümkün olduğu kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamından ; taraflar arasındaki arabuluculuk süreci 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A maddesinin 18. bendi hükmü dikkate alındığında ihtiyari arabuluculuk olarak nitelendirilmesi gerekmiş, her ne kadar davacı taraf arabuluculuk tutanağında engelli oranının yazılmadığı için tutanağın iptali gerektiğini ileri sürmüş ise de, davalı ... şirketi tarafından %12 engelli oranına göre hesaplanan bedelin ödendiği, davacının arabululuculuk aşamasından sonra maluliyetinin artığına dair iddiadan öte bir belge ve rapor sunmadığı, tarafların uyuşmazlığı özgür iradeleriyle ihtiyari arabuluculuk yoluyla kesin olarak sonuca erdirdikleri, davacı tarafın söz konusu belgeye dair irade fesadına ilişkin bir iddiasının da bulunmadığı, 6325 sayılı Kanunun 18/5 madde hükmünde arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamayacağı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ( Benzer konuda Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. H.D. 2023/2062 esas 2023/1893 karar ve 2023/2063 esas 2023/1892 karar sayılı içtihatları vardır.)
HÜKÜM: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli ...-TL harç peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, arta kalanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan ...-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacının yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi'nde ilgili Hukuk Dairesi'nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.23/10/2024

Katip ...
(E-imzalıdır)

Hakim ...
(E-imzalıdır)

UYAP Entegrasyonu