WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ANTALYA 1. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2024/362 Esas
KARAR NO : 2024/615

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 14/05/2024
KARAR TARİHİ : 16/10/2024

Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I. İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan ..., Antalya ... İş Mahkemesi'nin ... tarihli ve E: ..., K: ... sayılı ilâmına bağlı olarak Antalya Genel İcra Dairesinin ... E. Sayılı dosyasıyla diğer davalı ... aleyhine ilâmlı icra takibi başlattığını, takip sürecinde müvekkili ...'ne gönderilen ve Haciz ihbarnamelerine sehven itiraz edilememiş ve 3. Haciz ihbarnamesinden sonra menfi tespit davası için dava şartı olan zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak ... tarihinde süreç anlaşmazlıkla sonuçlandığını, müvekkili şirketin diğer davalı ...'nin tek ortağı olduğunu, yaklaşık ... TL civarında ...'den alacaklı olduğunu, davalı, iş mahkemesinde dava açmadan önce dava şartı zorunlu arabuluculuk yoluna başvurduğunda hem ... hem de ...'ni taraf gösterdiğini, ... olarak taraf olmadığını açıkça belirtilerek itiraz ettiğini, doğru bir şekilde iş mahkemesindeki davanın sadece ...'ne yöneltildiğini, davalıya ...'nin, ...'nin tek ortağı olduğunu, ...'nin ...'den alacaklı olmadığını, tam tersine ana firmaya borçlu olduğu gerek diğer davalı ... gerekse müvekkili şirket tarafından arabuluculuk sürecinde de açıkça belirtilmesine rağmen davalı ...'den alacağını öne sürerek ve ...'nin ödeme yapmasını teminen haciz ihbarnamelerini geri çekmediğini ve işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiğini bu nedenle ...'ne ve dolayısıyla Antalya Genel İcra Dairesi'nin ... E. Sayılı dosyasında ...'a borçlu olmadıklarının tespitine, %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; Antalya Genel İcra Müdürlüğünün ... Esas ilamlı icra takibi yapılmış anacak borçlunun bu davanın davacısı ile muvazaalı işlemleri nedeniyle bu güne kadar her hangi bir tahsilat yapılamadığını, ... İle ... arasında ...'in her iki şirkette de yetkili olmasıyla organik bağ bulunduğunu, işçilerin tüm ödemelerini ...'nin yaptığını, davanın reddi gerektiğini, işçi haklarının ödememek için muvazaalı işlemler yapılması kötüniyet olup davacının %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Diğer davalılar süresinde cevap dilekçesi ibraz etmediğinden davacının tüm iddialarını inkar etmiş sayılmıştır.
III. ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER
Antalya ... İş Mahkemesi, Antalya ... Asliye Ticaret Mahkemesi ve Antalya Genel İcra Dairesi ilgili dosyaları
IV. DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE VARILAN SONUÇ
Dava; İİK'nın 89. maddesi uyarınca üçüncü şahıs tarafından açılan menfi tespit davası niteliğindedir.
6102 sayılı TTK'nın 4. maddesinde, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra "Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır." hükmü ile nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup, buna göre tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
İİK'nın 89/3. maddesinin, üçüncü cümlesi, "..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur..." hükmünü içermektedir. Bu hükümde belirtilen mahkemenin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK'nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2016/3568 esas, 2016/6425 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere "İİK 89. maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkemelerdir."
İİK 89. maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkemelerdir. (Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nin 2020/71 Esas 2020/680 Karar, 22/09/2023 tarih 2023/1770 Esas 2023/1530 Karar sayılı ilamları).
Somut uyuşmazlıkta; taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi uyuşmazlık, davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde çıkarılan haciz ihbarnameleri nedeniyle borçtan davacının sorumlu olup olmadığının tespitine ilişkindir. 01.10.2011 tarihinden sonra açılan menfi tespit davaları için görevli mahkeme, HMK'nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir. İİK 89. maddesindeki özel düzenleme ile İİK 72. maddesindeki menfi tespit davasına ilişkin genel düzenleme gözetildiğinde genel düzenleme hükmünün İİK 89. maddesini işlevsiz bırakacak biçimde uygulanamayacağı da açıktır. Bu durum karşısında; görev ile ilgili düzenleme kamu düzenine ilişkin olup taraflarca ileri sürülmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği, HMK'nın 114. maddesi uyarınca görev hususunun dava şartı niteliğinde olduğu nazara alınarak Mahkememizin davaya bakmakla görevli olmadığı, dava konusu uyuşmazlığın çözüm yerinin genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya Antalya Asliye Hukuk Mahkemesi'nin GÖREVLİ OLDUĞUNA,
3-6100 sayılı HMK'nın 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ANTALYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NE GÖNDERİLMESİNE,
Varsa artan gider avansının dosyasına AKTARILMASINA,
İki haftalık süre içinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde mahkememizce re'sen davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
4-6100 sayılı HMK'nın 331. maddesi gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemeye gönderilmesi halinde görevli mahkemece değerlendirilmesine; davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi halinde dava açılmamış sayılacağından yargılama giderlerinin mahkememiz dava dosyası üzerinden KARARA BAĞLANMASINA,
Dair, Davacı vekili ile Davalı vekilinin ... vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/10/2024

Katip ...
¸e-imzalıdır

Hakim ...
¸e-imzalıdır

UYAP Entegrasyonu