T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/618 Esas
KARAR NO : 2024/621
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/09/2022
KARAR TARİHİ : 17/10/2024
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında bazı sözleşmeler imzalandığı, davalı tarafından katlanılması gereken vergi yükünün hak ediş ödemelerinde davalıya KDV'nin tevkifat yapılmaksızın tam olarak ödenmesi sebebiyle şirketleri üzerinde kaldığını, bu nedenle anılan İş Ortaklığında sebepsiz zenginleşme yaratan bu durum karşısında şirketlerince adlarına vergi dairesine yatırılan ... TL'nin şirketlerine iadesi edilmesini gerektiğini, davalının fatura örneklerinden de görüleceği üzere faturalarını KDV tevkifatını göstermeksizin düzenlemiş olup KDV Genel Uygulama Tebliğine göre beyan ve ödeme yükümlülüğüne aykırı davrandığını ve sözleşmeye göre mevzuattan kaynaklı yükümlülüğünü ihlal ettiğini, davacının bu aykırılıktan dolayı ödemek durumunda kaldığı vergiyi iade etmemek suretiyle KDV kanunu hükümlerine de aykırı davrandığını, bu nedenlerle davalı hakkında dava değeri olan ... TL üzerinden taşınır taşınmaz ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları bakımından ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve beyan etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkili mahkemede açılmadığını bu nedenle yetkisizlik itirazında bulunduklarını, davacının dilekçesinde belirttiği tüm taleplerin zamanaşımına uğradığını, bu nedenle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının davadaki taleplerini denetime elverişli şekilde açıklaması gerektiğini, davacının hangi düzeltmeyi hangi faturaya ilişkin olarak hangi kalemden hesapladığının belli olmadığını, davacının, Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin ... Bölümü uyarınca müvekkil şirkete yapılan ödemelerde katma değer vergisi üzerinden 9/10 oranında katma değer vergisi tevkifatı yapması gerekirken bunu yapmadığını, ... tarihinde durumu fark ettiklerini ve cezalı tarhiyata muhatap olmamak bakımından Vergi Usul Kanunu 371. maddesi hükümlerine göre pişmanlıkla vergi dairesine beyan ederek ödeme yaptıklarını ileri sürerek müvekkil adına ödediklerini iddia ettikleri dava konusu tutarı müvekkilden istediğini, davacının iddia ettiği hususta her bir faturanın ayrı ayrı incelenmesi gerektiğini, müvekkilinin düzenlediği faturalarda yer alan KDV tevkifata tabi olmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasındaki sözleşme ile müvekkil şirketin kendi personeli ile davacıya ait ... nakliye araçları ile gönderilen depolara nakliyesi işi olup, davacının yapılan iş ile ilgili olarak işin tevkifata tabi olup olmadığını dahi değerlendirmediği anlaşıldığını, davacı ile ... (...) ... hizmetlerine ilişkin doğrudan temin sözleşmesi kapsamında yapılan hizmetler üzerinden tevkifat yapılıp yapılmaması gerektiği konusu Ankara ... Vergi Mahkemesinin ... Esas saydı dosyasında vergi hukuku yönünden incelenmiş ve davacının söz konusu hizmet sunandan 9/10 oranında katma değer vergisi tevkifatı uygulamasını açıkça hukuka aykırı bulunarak İdari Yargılama Usulü Kanununun 27. Maddesi uyarınca yürütmesi durdurulduğunu, müvekkil şirket, davacının tebliğ ve talimatlarına uygun olarak fatura düzenlemekte ve müvekkilin ödeme alabilmesi için davacının hak edişi ve düzenlenen faturayı onaylaması gerekmekte olduğunu, müvekkili şirketin, davacının talimatlarına uygun davranmış olması sebebiyle kusurlandırılamayacağını ve kaldı ki emsal yargı kararından da görüleceği üzere davacının halihazırda yapmış olduğu tevkifat uygulamasının hukuki olup olmadığı tartışmalı olup, davacı da bu konuda tereddüt etmiş ve dava
konusu dönemde tevkifat uygulanmayacağını müvekkile açıkça bildirdiğini, taşeron hizmet sözleşmeleri ile ilgili olup, kamu kurum ve kuruluşlarında taşerondan hizmet alma uygulaması. 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 127 ııci maddesiyle 375 sayılı KHK ile sonlandırılarak, talepte bulunan tüm personel özlük haklarıyla kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilmiş olup, dava konusu hizmette çalıştırılan kişiler bu kapsam dahilinde olmadığını, müvekkili şirketin, davacıya düzenlemiş olduğu faturalarda hesapladığı katma değer vergisinin tamamını vergi dairesine beyan etmiş ve nakden veya mahsuben tamamını ödemiş olup, davacının kendisinin tevkifat yapmak zorunda olduğu halde yapılan ödemelerden kesinti yapmamış olması nedeniyle düzeltme beyannamesi verme hakkı ve yetkisi olmadığını, davacının ancak müvekkilden kestiği halde beyan etmemiş olduğu tutarlar için düzeltme beyannamesi verebileceğini, kesinti yapmamış olduğu ödemeler ile ilgili olarak kesinti yapmış gibi düzeltme beyannamesi vermesi hatalı ve yanıltıcı olduğunu, davacının kesmediği vergiyi kesmiş gibi vergi dairesine ödeyerek müvekkile "..." diyemeyeceğini, zira müvekkilin söz konusu vergileri ödemesine karşın, aynı vergileri kesmediği halde vergi dairesine ödeyen davacının, gereksiz yere ödediği vergiyi kendisinin iade istemesi gerektiğini, müvekkilinin dava konusu faturalarda hesaplanan katma değer vergisini beyan edip nakden veya mahsuben ödediğini, aynı tutarları davacıya ödeme yükümlülüğü olmadığını, bu yönde bir düzenleneme de olmadığını, açıklanan nedenlerle davanın usulden reddine, usulden red sebepleri kabul görmemesi halinde davanın esastan reddine, davacı tarafın aynı dönem ve aynı konuya ilişkin müvekkili şirkete karşı Ankara ... Ticaret Mahkemesi ... Esas sayılı derdest dosyası bulunmakta olup, davaların birleştirilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunma ve talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE :
Davalının bağlı bulunduğu vergi dairesi ile davacının bağlı bulunduğu vergi dairesine davaya konu kdv ödemelerine ilişkin müzekkereler yazılmış, Ankara ... Vergi Dairesinin ... esas, ... karar sayılı dosyası ... den temin edilmiştir. Dosya bilirkişiye tevdi edilerek rapor aldırılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre dava hataen ödeme iddiasına dayalı sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davasıdır. Davacının iddiası hizmet alım sözleşmesi yaptığı davalıya 3065 sayılı KDV Kanununun 9. maddesi ve KDV Genel Uygulama Tebliği uyarınca yaptığı ödemelerden KDV tutarının 9/10 unu sorumlu sıfatıyla tevkif edip ödemesi gerekirken hataen tamamını ödemesi ve sorumluluğu nedeniyle mükerrir olarak vergi dairesine bu borcu tekrar ödemesi nedeniyle alacaklı olduğuna ilişkindir.
Öncelikle davalının bahsi geçen KDV borcunu ödeyip ödemediği araştırılmış olup, gelen cevabi yazılara göre davalının davacının kendi sorumluluğunda olduğunu iddia ettiği KDV borcunu ödediği anlaşılmıştır. Bu bakımdan davalının sebepsiz zenginleşmediği açıktır. Yine Ankara ... Vergi Mahkemesinin ... esas ve ... karar sayılı ilamında davacının iddiasının aksine davalının yaptığı ... taşıma işinin tevkifata tabi olmadığı belirlenmiş olup, davacının hataen tevkifat yapmamasına ilişkin iddiası ispat olunamamıştır. Kaldı ki bu karar doğrultusunda davacı ... Vergi Dairesine başvurarak pişmanlıkla ödediği 9/10 tutarındaki KDV yi geri almıştır. Tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde davacının kesinti yapmadan ödeme yapması ve davalının yapılan ödemeden sonra KDV borcunu ödemiş olması karşısında davacı iddiasında haksızdır. Anlatılan gerekçelere göre aksi yönde verilen bilirkişi raporuna itibar edilmemiş, bu husus hakimin hukuki bilgisi ile çözülebileceğinden ek rapor veya yeni bir rapor aldırılması yoluna gidilmeyerek ispat olunamayan davanın reddine karar verilmiştir. Davanın konusuz kalmış olmasına ilişkin yapılan değerlendirmede davacı esasen vergi dairesine pişmanlıkla yapmış olduğu ödemenin haklı olduğunu belirtmiş ve davalıya kesintisiz yaptığı ödemenin davalıdan tahsilini talep etmiş olup, vergi dairesince davacıya iade edilen kesinti davanın konusu değildir. Nitekim davacı vekili vergi dairesinden aldığı iadeye ilişkin beyanlarında bu parayı iade almış olsa da dava dilekçesindeki iddiaları doğrultusunda davalıya verdiği paranın hatalı verildiğini savunmuş olup, davanın devamını talep etmiştir. Bu nedenle yargılamanın konusuz kalmadığı kanaati ile yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar vermek gerekmiş, anlatılanlara göre aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Dava reddedilmekle, alınması gereken ... TL maktu harcın peşin alınan ... TL harçtan düşümü ile artan ... TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana geri verilmesine,
3-Davacının karşıladığı yargılama harç ve giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, reddedilen ... TL üzerinden davalı lehine takdir edilen ... TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ... TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 17/10/2024
Katip ...
e-imzalıdır
Hakim ...
e-imzalıdır
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!