WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ANKARA 5. FIKRI VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESI

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/8 Esas - 2023/316
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/8 Esas
KARAR NO : 2023/316

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü - Marka Hakkının İhlali - Haksız Rekabet
DAVA TARİHİ : 05/01/2023
KARAR TARİHİ : 16/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Markanın Hükümsüzlüğü - Marka Hakkının İhlali - Haksız Rekabet davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 05/01/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin uzun yıllardır ... ’da ..., kurs işletmeciliği ve özel okul alanında faaliyet göstermekte olduğunu ve birçok ilde şubesinin bulunduğunu, müvekkilinin ... sayılı ve “... ...” ibareli markanın sahibi olduğunu, davalı tarafın 27/10/2021 tarihinde ... sayılı markayı kendi adına tescil ettirdiğini, davalının tescilinin hukuka aykırı olduğunu, davalının markayı "...'' kullanıcı adıyla sosyal medya hesabı olan Instagram adresinde ''... '' açıklaması ile ve ''...'' adlı internet sitesi adresinde haksız olarak kullanmaya başladığını, davalı kullanımlarının, müvekkilinin tescilli markasını maddi ve manevi olarak zarara uğrattığını ve uğratmaya da devam ettiğini, müvekkilinin “... ...” markasını üretmiş olduğu dergi ve sair dokümanlarda, dershanelerinde, işyerlerinde, reklâm panolarında, tabela ve reklâm vasıtalarında kullandığını, söz konusu markanın; hizmet kalitesi haklı bir üne kavuşmuş, bilinen ve aranan bir marka haline geldiğini, müvekkil şirketin bu marka ile halen, hem üretim ve hem de pazarlama faaliyetlerine devam etmekte olduğunu ve kendisine iyi bir pazar payı oluşturduğunu, davalı kullanımlarının, müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil eder nitelikte olduğunu, aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğunu, davalının ... sayılı markayı kötü niyetli olarak tescil ettirdiğini belirterek; ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı kullanımlarının haksız rekabet ve marka hakkına tecavüz oluşturduğunun tespitine, bu fiillerin önlenmesine, durdurulmasına, web sitesinden ve ... hesabından tecavüze konu markasal kullanımların çıkarılmasına, mümkün olmaması halinde web sitesine ve ... hesabına erişimin engellenmesine, hükmün ilan edilmesine, davalı adına tescilli ... sayılı markanın hükümsüzlüğüne, karar verilmesini talep etmektedir.
C E V A P :
Davalı, dava dilekçesinin kendisine tebliğine rağmen yasal süre içinde cevap dilekçesi ibraz etmediğinden, HMK m.128 hükmü uyarınca dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, markanın hükümsüzlüğü, marka hakkı ihlali ve haksız rekabet iddialarından kaynaklı hukuki korunma istemlerine yöneliktir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalıya ait ... sayılı marka ile davacıya ait ... sayılı marka arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davalının kötü niyetli olup olmadığı, bunlara bağlı olarak davalıya ait markanın hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği, davalının, davacıya ait marka hakkına tecavüz ve davacı aleyhine haksız rekabet oluşturan eylemlerinin bulunup bulunmadığı, buna bağlı olarak marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, tecavüze konu eylemlerin durdurulması, web sitesinden ve ... hesabından tecavüze konu markasal kullanımların çıkarılması, mümkün olmaması halinde web sitesine ve ... hesabına erişimin engellenmesi, hükmün ilanı istemlerinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip dilekçe teatisi tamamlanmış, davacının sunduğu deliller alınmış, marka tescil belgeleri getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ... Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik'in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I-Markanın Hükümsüzlüğü İstemi Bakımından Yapılan Değerlendirme:
6769 sayılı SMK m.25/1 hükmüne göre; 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, taraflara ait marka tescil belgeleri, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacıya ait önceki tarihli ... sayılı "... ..." ibareli markanın "Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar." emtiaları bakımından, davalıya ait hükümsüzlüğü istenen, sonraki tarihli ... sayılı "..." ibareli markanın "Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri." bakımından tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Davacı markası kapsamında yer alan mallar ile davalı markası kapsamında yer alan “Eğitim ve öğretim hizmetleri. Dergi, kitap, gazete v.b. gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil).” hizmetlerinin, birbiriyle üst düzeyde ilişkili/benzer hizmetler oldukları değerlendirilmiştir. Nitekim incelendiğinde, 16. Sınıfta yer alan materyallerin esasen eğitim öğretim faaliyetlerinde kullanılabilir nitelikte olduğu, sektörde de eğitim öğretim hizmeti veren kuruluşların kendi isimleriyle yayınlar hazırladıkları, tam tersinin de mümkün olduğu, aynı yerlerde tüketiciyle buluşan ürün ve hizmetler oldukları, söz konusu ürün ve hizmetlerin birbirlerinin tamamlayıcısı olarak kabul edilmeleri gerektiği, bunun sektör alışkanlıklarıyla ve uygulamayla da uyumlu olacağı değerlendirilmiştir. Söz konusu ürünlerin, faaliyetlerin kapsamda kalan hizmetler ile aynı müşteri kitlesine hitap ettiği, yine bu hizmetler ile eğitim ve öğretim hizmetlerinin iç içe geçmiş olduğunu, özellikle işletmesel bağlantı kurulma ihtimalinin bulunduğunu değerlendirilmiştir. Öte yandan dava konusu marka kapsamında bulunan 16. Sınıf ürünlerle, 41. Sınıfta yer alan “Dergi, kitap, gazete v.b .gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil).” hizmetlerinin de ilişkili mal ve hizmetler oldukları, esasen basım işlerini yapan firmaların dağıtım ve pazarlama kanalları da oluşturarak bu ürünleri okuyucularına ulaştırabildikleri ve bunu da aynı marka altında gerçekleştirdikleri değerlendirilmiştir. Yine bu mal ve hizmetlerin müşteri çevresinin aynı olduğu tespit edilmiştir. Bu kapsamda da söz konusu mal ve hizmetlerin üst düzeyde benzer/ilişkili kabul edilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.
Davacı markasının kapsamında basılı evrakların ve basılı yayınların geniş haliyle yer aldığı, her türlü basılı evrakın bu kapsamda değerlendirilebileceği, nitekim dergi ve gazete gibi basılı evrakların da tescil kapsamında olduğu tespit edilmiştir. Bunlarda spor, kültür ve eğlence hizmetlerine yönelik içeriklerin yer alabileceği aşikardır. Nitekim içerik olarak doğrudan bu hizmeti sunan gazete ve dergiler olduğu gibi çok sayıda gazetenin kültür, spor ve eğlence ekleri de bulunmaktadır. Öte yandan spor, kültür ve eğlence hizmetlerinin basılı şekilde tüketiciye sunulabileceği, gösteri, konser veya etkinlik vb. olarak düzenlenmesinin zorunlu olmadığı da bilinmektedir. Bu yönüyle benzer ihtiyaçların giderildiği ve aynı tüketici kitlesine hitap edildiği değerlendirilebilir. Bu kapsamda, davacıya ait marka kapsamında yer alan emtialar ile dava konusu marka kapsamında yer alan "Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil)." hizmetlerin ilişkilendirilebileceği, bunlar arasında orta düzeyde benzerlik olduğunun kabul edilebileceği kanaatine ulaşılmıştır.
Öte yandan benzer durumun davalı markasının kapsamında yer alan “Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri.” hizmetleri açısından da gerçekleşeceği değerlendirilmektedir. Nitekim davacı markasının kapsamında gazete, dergi, kitap gibi doğrudan haber, kültür - eğlence içeriğine sahip basılı evrakların yer aldığı, yine fotoğrafların davacı markası kapsamında bulunduğu görülmektedir. Bu haliyle davacı markası kapsamında yer alan mallarla; Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetlerinin orta düzeyde ilişkili mal ve hizmetler oldukları değerlendirilmiştir. Zira söz konusu basılı evrakların içeriğini de oluşturabilecek olan davacı taraf bunu sağlarken esasen söz konusu hizmetlerde de faaliyet yürütmesi gerekebilecektir. Aynı şekilde, söz konusu ürünlerin içeriğinin televizyon ve radyo programları içeriğiyle aynı nitelikte olabileceği, nitekim birbirlerine içerik olarak kaynak sağladıkları, benzer ihtiyaca yönelik oldukları gibi aynı kanal ya da program adıyla basılı evrakların sunulabileceği, bu haliyle ilişki kurulabileceği değerlendirilmiştir. Sonuç olarak söz konusu mallarla film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri arasında düşük düzeyde benzerlik olduğunun kabul edilebileceği değerlendirilmiştir.
Sonuç olarak; yukarıda gerekçeleri açıklandığı üzere davacı markasının kapsamında yer alan mallar ile davalı markası kapsamında yer alan “Eğitim ve öğretim hizmetleri. Dergi, kitap, gazete v.b gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil).” hizmetlerinin niteliği göz önüne alındığında üst düzeyde benzer/ilişkili mal ve hizmetler oldukları; davalı markasının kapsamında yer alan “Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri.” hizmetlerinin niteliği göz önüne alındığında orta-düşük düzeyde benzer/ilişkili mal ve hizmetler oldukları, kalan diğer hizmetler yönünden ise benzerlik/ilişki bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı markası incelendiğinde; “... ...” ibaresinden oluştuğu, “...” ibaresinin büyük puntolarla kaleme alındığı, en üstte ve ilk unsur olacak şekilde konumlandırıldığı, “...” ibaresinin markada ilk görülen ve algılanan baskın ve ayırt edici esas unsur konumunda olduğu, doğrudan doğruya okunabilir konumda bulunduğu, kırmızı renk unsurunun da ibarenin ... olarak okunup algılanmasını değiştirmediği, ... ibaresinin markada asli unsur olarak yer aldığı, bu ibarenin altından nispeten daha küçük puntolarla yer alan “...” ibaresinin varılan bu sonucu değiştirecek nitelikte olmadığı, “...” ibaresinin herkesin kullanımına açık ayırt ediciliği olmayan, çekişme konusu mal ve hizmetler yönünden de ayırt ediciliği bulunmayan tali unsur konumunda olduğu değerlendirilmiştir. Bu kapsamda, davacı markasının esas unsurunun stilize edilmiş “...” ibaresi olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı markası incelendiğinde; ... ibaresinden oluştuğu, ibarenin markanın asli unsuru konumunda olduğu, renk unsuru kullanılmasının ibarenin ve markanın ... olarak okunup algılanmasını değiştirmediği, markaya ayırt edicilik katmadığı değerlendirilmiştir. Bu kapsamda, davalı markasının esas unsurunun stilize edilmiş “...” ibaresi olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraf markalarının aynı esas unsuru ihtiva ettikleri, bunu yanı sıra ... ibarelerinin her iki markada da aynı şekilde tasarlandığı, davacı markasının tertip tarzının davalı markasında aynen kullanıldığı, renk farklılığının varılan bu sonucu değiştirmeye yetmeyeceği ve davacı markası karşısında davalı markasına ayırt edicilik katmadığı tespit edilmiştir. Sonuç olarak, markaların aynı esas unsuru ve aynı tertip tarzını içermesinden kaynaklı olarak markalar arasında görsel, işitsel ve anlamsal açıdan üst düzeyde benzerlik ilişkisinin mevcut olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; davaya konu "Eğitim ve öğretim hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b .gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri." ile davacıya ait marka kapsamında yer alan emtiaların benzer oldukları, gerek davacı markasının, gerekse davalı markasının esas unsurunun; aynı şekilde stilize edilmiş "..." ibaresinden oluştuğu, markalar arasında aynı şekilde yapılmış stilizasyondan dolayı ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu, renk farklılığının ve davacı markasında yer alan ve ayırt ediciliği bulunmayan "..." ibaresinin markaları birbirinden farklılaştırmadığı, bu nedenle, daha önce davacıya ait markayı gören, işiten, bu markalı emtialardan yararlanan ilgili tüketici kesiminin, daha sonra davalıya ait markayı, davacı markası kapsamında yer alan emtialar ile benzer "Eğitim ve öğretim hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b .gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri." üzerinde gördüğünde veya işittiğinde, bu hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markayı davacıya ait marka zannederek tüketim tercihinde bulunabileceği, davacının bu hizmetler üzerinde ticari faaliyette bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökenleri işaret ettiğini algılaması ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde kafa karışıklığı yaşayabilecekleri, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında yukarıda belirtilen hizmetler bakımından SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir. (...)
.... kararında; marka tescil başvuru sahibinin adil rekabete girme amacı taşımaksızın, dürüst ticari uygulamalarla aykırılık oluşturacak şekilde başkalarının menfaatlerini baltalama ya da belirli bir başkasını hedef almaksızın markanın köken göstermeye ilişkin temel fonksiyonundan ziyade başka amaçlar için marka tescilinin sağladığı tekelci yetkileri elde etme amacı taşımasının ilgili ve tutarlı göstergelerden bariz bir şekilde anlaşılması halinde, markanın kötü niyet gerekçesi ile hükümsüz kılınabileceğini belirtmiştir. Mahkeme, marka tescil başvurusu yapan kimsenin niyetinin sübjektif bir olgu olduğunu, ancak buna rağmen, bu olgunun yetkili idari makamlar veya yargı mercilerince nesnel bir şekilde belirlenmesi gerektiğini kabul etmektedir. Dolayısıyla, herhangi bir kötü niyet iddiası, somut olaydaki tüm ilgili nesnel olguların dikkate alınması suretiyle genel bir değerlendirme yapılmasını gerektirir.
...'nun 16.07.2008 tarih ... sayılı kararında; başvuru sahibinin, markanın aynısının veya benzerinin bir başkası tarafından kullanıldığını bilmesi veya bilmesi gerekmesi hali, kötü niyetin varlığı bakımından önemli bir kriter olarak görülmektedir. Karara konu olayda ...; “…Davalının giysi üretiminde bulunan ve tekstil alanında faaliyet gösteren bir kişi olduğu, bu itibarlı müdebbir bir tacir gibi davranmasının gerektiği, kullanacağı işaretin her hangi bir kişiye ait olup, olmadığını araştırmasının gerektiği, ihtilaf konusu ibarenin her hangi bir anlamı olmayan harfler ve rakamlardan oluşması nedeniyle, davacı seçiminin tesadüften ibaret olamayacağı ve bu nedenle iyi niyetli sayılamayacağı, davalının fantezi bir ibare olan ... ibaresini tescil ettirmesinin, faaliyet alanı nedeniyle varlığından haberdar olduğu davacı markasından faydalanma kastını gösterdiği, davacının bu işaret üzerinde öncelikli kullanım hakkına sahip olduğu, bu nedenle davalının kötü niyetli tescilinin hükümsüzlüğüne karar verilmesinin gerektiği…” şeklinde değerlendirmede bulunarak, tescile konu markanın orijinal ve anlamsız bir kelime olup olmaması, başvuru yapan kimsenin ticari hayatta etkinliğinin bulunup bulunmaması, marka olarak seçilen işaret dolayısıyla faydalanma kastı bulunup bulunmadığı gibi hususları da kötü niyetli marka başvuruları bakımından değerlendirme kriteri olarak kabul etmiştir.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olayda yapılan değerlendirmede; davalının, ... sayılı markayı kötü niyetli olarak tescil ettirdiği, zira; davalıya ait marka ile davacıya ait markanın esaslı unsurunun "..." logosu olduğu, bu logoların aynı yazım stili ile ve aynı mizanpajla oluşturulduğu, davacıya ait markada yer alan "..." ibaresinin tescili kapsamında yer alan emtialar bakımından somut ayırt ediciliğinin bulunmadığı, davacıya ait önceki tarihli marka ile davalıya ait sonraki tarihli marka arasında sadece "D" harfinin oluşturulmasında kullanılan rengin farklı olduğu, bunun haricinde her iki markanın aynı olduğu, özgün bir stil ile oluşturulan davacıya ait markanın aynı stil ile davalı tarafından tescil ettirilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, başka bir deyişle; davalının tesadüfen davacıya ait tescilli marka ile aynı logoyu haiz marka tescil başvurusuna konu ettiğinin söylenemeyeceği, nitekim; davalının markasını kullandığı eğitim sektörü ile davacıya ait tescilli marka kapsamında yer alan emtiaların birbiri ile ilişki içinde olduğu, bu bağlamda; aynı zamanda ticari faaliyet yürüten davalının, ticari faaliyet yürüttüğü sektör ile benzer emtiaları içeren davacıya ait tescilli markayı bildiği veya bilmesi gerektiği halde, bu marka ile aynı logoyu içeren marka tescil başvurusunda bulunmasının ticari dürüstlük kuralları ile bağdaşmayacağı kanaatine varıldığından davalı yanın kötü niyetli olarak hükümsüzlüğü istenen markayı tescil ettirdiği kanaatine varılmıştır.
Markanın kötü niyetli tescili, tescile konu mal ve hizmetler ile ilişkili, bölünebilir bir niteliği bulunmadığından, davalının kötü niyetli olması olgusu, davaya konu markanın tescil edildiği tüm emtiaları kapsar. (...) .... sayılı kararları da aynı yöndedir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; SMK m.25/1, m.6/1 ve m.6/9 hükmü koşulları somut olayda oluştuğundan davalıya ait ... sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
II-Marka Hakkı İhlâli - Haksız Rekabet İddiaları Bakımından Yapılan Değerlendirme:
Marka hakkına tecavüz sayılan haller, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun (SMK) 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.maddesinde düzenlenmiştir. SMK m.29/1-a yollaması ile uygulanması gereken;
SMK m.7/2-b hükmüne göre;Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, marka hakkını ihlal eylemi niteliğindedir.
SMK m.155 hükmüne göre; Marka, patent veya tasarım hakkı sahibi, kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremez.
Haksız rekabet; rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar olarak tanımlanmıştır. (TTK m.54)
TTK m.55/1-a-4 hükmüne göre; Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemleri almak, haksız rekabet hallerinden biri olarak düzenlenmiştir.
TTK m.56/1hükmü uyarınca; haksız rekabet nedeniyle menfaatleri zarar gören veya zarar görme tehlikesi ile karşılaşabilecek kimsenin, fiilin haksız olduğunun tespiti, haksız rekabetin men'i, haksız rekabetin oluşturduğu maddi durumun ortadan kaldırılmasını isteme hakkı bulunmaktadır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka tescil belgeleri, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre;
“.......” ibareli internet site içerisinde yer alan markasal kullanımlarla davalı adına tescilli ... sayılı markanın aynı olduğu tespit edilmiştir. Bu kullanımlar arasındaki ayniyet esas alındığında, söz konusu site ile marka sahibi arasında bağlantı olduğu, her ikisinin ilişkilendirilebilir olduğu değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, internet sitesinin (alan adının), davalı tarafla bağlantılı/ilişkilendirilebilir olduğu tespit edilmiştir.
İnternet sitesi üzerinden yapılan incelemede; eğitim ve öğretim hizmetlerinin sunulduğu, buna ilişkin olarak görsellerin yer aldığı, reklam ve tanıtım faaliyetlerinin yapıldığı görülmektedir. Sitede yer alan iletişim bilgileri ve online kayıt formu aracılığıyla, site üzerinden sunulan hizmetlere erişim sağlanması mümkündür. Yapılan incelemede, internet sitesinde ticari faaliyetlerde bulunulduğu ve eğitim öğretim hizmeti verildiği tespit edilmiştir.
Davacının marka tescili kapsamında yer alan 16. Sınıftaki mallar ile davalı kullanımlarının olduğu “eğitim öğretim hizmeti” hizmetine ilişkin değerlendirmelere ve karşılaştırmaya yukarıdaki bölümde yer verilmiştir. Mal ve Hizmet benzerliği konusunda hükümsüzlük bölümünde yapılan tespitlere ilişkin değerlendirmeler bu bölümde de geçerlidir. Bu kapsamda, yapılan inceleme sonucunda, internet sitesinde yapılan ticari faaliyetin, davacının ... sayılı marka tesciline konu 16. sınıftaki mallarla benzer/ilişkili emtilara yönelik olduğu tespit edilmiştir.
"..." ibareli ... hesabında yer alan ilk fotoğrafın yüklenme tarihinin 13 Mayıs 2022 olduğu tespit edilmiştir. Yapılan incelemede; sayfa adının “...” olduğu görülmüştür. Davalı tarafla ilgili olduğu tespit edilen "...." alan adı bilgisine ... sayfasındaki görsellerde de yer verildiği, iki site arasında bağlantı kurulduğu tespit edilmiştir. Öte yandan internet sitesinden ... sayfasına, ... sayfasından da internet sitesine link verilmek suretiyle geçişin ve bağlantının sağlandığı tespit edilmiştir. Yine her iki sitedeki markasal kullanımların aynı olduğu tespit edilmiştir. ... hesabında yer alan profil fotoğrafının ve markasal kullanımların davalı adına tescilli ... sayılı markanın aynısı olduğu da tespit edilmiştir. İnternet sitesi ile ... hesabı arasındaki bağlantı, kullanımlar asındaki ayniyet esas alındığında, söz konusu ... hesabı ile tespiti yapılan internet sitesi ve marka sahibi arasında bağlantı olduğu, her ikisinin ilişkilendirilebilir olduğu değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, yapılan incelemede, ... sayfasının, davalı tarafla bağlantılı/ilişkilendirilebilir olduğu tespit edilmiştir.
Hesap üzerinden yapılan incelemede; eğitim ve öğretim hizmetlerinin sunulduğu, buna ilişkin olarak görsellerin yer aldığı, reklam ve tanıtım faaliyetlerinin yapıldığı görülmektedir. Nitekim profil kısmında “... .” açıklamasına da yer verildiği tespit edilmiştir. Instagram sayfasından ilgiliye mesaj atmanın ve doğrudan iletişim kurmanın mümkün olduğu görülmektedir. Bu sayede sunulan hizmetlere erişim imkânı bulunmaktadır. Aynı zamanda profil kısmında .... internet sitesine link verilmiş, paylaşımların altında da alan adına yer verilerek bu siteye de yönlendirme yapılmıştır. Bu yönlendirme ve sitede yer alan iletişim bilgileri ile online kayıt formu aracılığıyla, sunulan hizmetlere erişim sağlanması mümkündür. Yapılan incelemede, ... hesabında ticari faaliyetlerde bulunulduğu ve eğitim öğretim hizmeti verildiği tespit edilmiştir.
Davacının marka tescili kapsamında yer alan 16. Sınıftaki mallar ile davalı kullanımlarının olduğu “eğitim öğretim hizmeti” hizmetine ilişkin değerlendirmelere ve karşılaştırmaya yukarıdaki bölümde yer verilmiştir. Mal ve Hizmet benzerliği konusunda hükümsüzlük bölümünde yapılan tespitlere ilişkin değerlendirmeler bu bölümde de geçerlidir. Bu kapsamda, yapılan inceleme sonucunda, ... hesabında/sayfasında yapılan ticari faaliyetin, davacının ... sayılı marka tesciline konu 16. sınıftaki mallarla benzer/ilişkili emtilara yönelik olduğu tespit edilmiştir.
Davalı yanın yukarıda belirtilen internet sitesi ve ... sayfasında; "...", "...", "... ... ..." şeklinde markasal kullanımlarda bulunduğu, sanal ortamda yer alan kullanımların esaslı unsurunun davalı adına tescilli ... sayılı markayla aynı olduğu görülmüştür. Bu marka ile davacının tescilli markasına ilişkin değerlendirmelere ve karşılaştırmaya hükümsüzlük bölümünde yer verilmiştir. Benzerlik ve iltibas konusunda yapılan açıklamalar, sanal ortamda yer alan markasal kullanımlar yönünden de geçerliliğini korumaktadır. Zira görüleceği üzere, tarafların markalarının esas unsuru aynıdır. Bunun yanı sıra ... ibareleri her iki markada da aynı şekilde tasarlanmıştır. Davacı markasının tertip tarzının davalının sanal ortamdaki markasal kullanımlarında da aynen yer aldığı görülmektedir. ... ibareleri arasındaki tek fark olan renk farklılığı, varılan bu sonucu değiştirmeye yetmeyecek ve davacı markası karşısında davalı markasal kullanımlarına ayırt edicilik katmayacaktır. Markaların aynı esas unsuru ve aynı tertip tarzını içermesinden kaynaklı olarak markalar arasında görsel, işitsel ve anlamsal açıdan üst düzeyde benzerlik ilişkisinin mevcut olduğu değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, markaların görsel, işitsel ve anlamsal düzeyde iltibas yaratacak derecede benzer olduğu, davalı kullanımlarının davacının marka hakkı kapsamında yer alan emtialar ile benzer olduğu, bu nedenle davalı yanın yukarıda belirtilen markasal kullanımlarının davacıya ait marka hakkını ihlal ve davacı aleyhine haksız rekabet oluşturduğu kanaatine varılmıştır.
6769 sayıl SMK m.155 hükmü uyarınca, davalıya ait sonraki tarihli marka, davacıya ait önceki tarihli mesnet marka hakkı ihlali iddiası bakımından hukuka uygunluk sebebi teşkil etmez. Bu nedenle davalı yanın markasal kullanımlarının tescilli bir marka hakkına dayanması somut olayda ileri sürülen iddialar bakımından önem arz etmemektedir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davalının "...." ibareli internet sitesinde ve "..." ibareli ... sayfasında tespit edilen "..." ibareli markasal kullanım eylemlerinin, davacıya ait ... sayılı marka hakkında tecavüz ve davacı aleyhine haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, bu haksız eylemlerin önlenmesine, "...." ibareli internet sitesinde ve "..." ibareli ... sayfasında yer alan "..." ibareli markasal kullanım eylemlerinin durdurulmasına, "..." ibaresinin bu sanal ortamlardan çıkarılmasına, mümkün olmadığı takdirde; "... ibareli internet sitelerinin erişiminin engellenmesine, karar kesinleştiğinde masrafı davalı yandan karşılanmak suretiyle hükmün ilan edilmesine, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 16/05/2023 havale tarihli raporun kararın icrası aşamasında dikkate alınmasına, karar verilmiştir.
Aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalının "...." ibareli internet sitesinde ve "..." ibareli ... sayfasında tespit edilen "..." ibareli markasal kullanım eylemlerinin, davacıya ait ... sayılı marka hakkında tecavüz ve davacı aleyhine haksız rekabet oluşturduğunun TESPİTİNE, bu haksız eylemlerin ÖNLENMESİNE, "..." ibareli internet sitesinde ve "..." ibareli ... sayfasında yer alan "..." ibareli markasal kullanım eylemlerinin DURDURULMASINA, "..." ibaresinin bu sanal ortamlardan ÇIKARILMASINA, mümkün olmadığı takdirde; "..." ibareli internet sitelerinin ERİŞİMİNİN ENGELLENMESİNE, karar kesinleştiğinde masrafı davalı yandan karşılanmak suretiyle hükmün İLAN EDİLMESİNE, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 16/05/2023 havale tarihli raporun kararın icrası aşamasında dikkate alınmasına,
Dava konusu ... sayılı markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü uyarınca hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re'sen ...'e gönderilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından bu hususta ayrıca harç ikmaline yer olmadığına,
3-Davacı markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı marka hakkı ihlali/haksız rekabetten kaynaklı istemler bakımından kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 179,90 TL başvurma harcı, 179,90 TL peşin harç, 25,60 TL vekalet harcı, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 279,25 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 4.210,07 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan 51,20 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin ve Davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ... Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2023

Katip...
E-imza

Hakim ...
E-imza

UYAP Entegrasyonu