T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/473 Esas - 2023/167
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/473 Esas
KARAR NO : 2023/167
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 19/12/2022
KARAR TARİHİ : 05/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/05/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 19/12/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; “...” markasının gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, davalı ...'un itiraz gerekçelerinin apaçık kötü niyetli olup gerekçe gösterilen markaların haksız, gerçeklere ve hukuka aykırı olduğunu, bu sebeple ... kararının hatalı olduğunu, iptali gerekmekte olduğunu, müvekkilinin ... numaralı “...' ibareli marka başvurusunun, ... tarafından yapılan inceleme neticesinde bazı mal ve hizmetlerin çıkartılmasına ve başvurunun kısmen yayımlanmasına karar verilmiş olduğunu, müvekkili tarafından marka kısmi ret kararına karşı itirazda bulunulmuş olup müvekkilinin gerçek hak sahibi olduğunu ispatlayan deliller ile itiraz gerekçelerinin ... evrak numarasıyla ...'e sunulmuş olduğunu, 6769 sayılı SMK madde 5/2 uyarınca, "Bir marka, başvuru tarihinden önce kullanılmış ve başvuruya konu mal veya hizmetler bakımından bu kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmışsa bu markanın tesclli birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre reddedilemez." hükmü çerçevesinde, ... tarafından verilen kısmi ret kararının da yerinde olmadığının yargılama sonrasında anlaşılacağını, bu kapsamda ... nezdinde marka başvurularına ilişkin sunmuş oldukları itiraz dilekçelerinin içeriği ve ekinde sunulan delillerin de yargılamada göz önüne alınmasını talep ettiklerini, SMK madde 6/1 kapsamında, müvekkilinin ... işareti üzerinde önceye dayalı tescilsiz marka hakkı olduğunun göz ardı edilmemesi gerektiğini beyanla; davalı ... ...'nun 18.10.2022 tarihli ... sayılı kararının iptaline, müvekkilinin gerçek hak sahibi olduğu kanıtlarla ispatlanan ... numaralı “...” ibareli marka başvurusunun tescil başvurusunun 35, 41 ve 42. sınıflarda tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
C E V A P :
Davalı ... vekili 28/12/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili kurumun tescilli bir markanın aynı ya da ayırt edilemeyecek kadar benzerinin
tesciline re’sen engel olmakla yükümlü olduğunu, dolayısıyla somut olayda da müvekkili kurumun,
Kanundan doğan sorumluluğu gereği, ayırt edilemeyecek derecede benzer markaya dayanarak
başvuruyu reddetmiş olduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili 02/02/2023 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davanın müvekkili aleyhine ikame edilmesinin mümkün olmayıp davanın
husumet yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, ... tarafından SMK
madde 5 hükümleri uyarınca resen yapılan işlemlere ilişkin ... kararlarının tarafının yalnızca ... olduğunu, huzurdaki dava konusu ... kararının da SMK madde
5/1-ç hükmüne göre verilmiş bir kısmi ilana itiraza ilişkin olduğunu, dolayısıyla bu
davanın yalnızca kuruma karşı ikame edilmesi gerekirken müvekkiline karşı ikame
edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili ... ibareli ve esas unsurlu
markalarına, yaptığı yatırım, harcadığı sermaye ve emek ile ayırt edicilik
kazandırmış olduğunu, karşı yanın öncelikli tarihli marka kullanımları olduğu yönündeki
iddialarının huzurdaki dava bakımından dikkate alınabilir yanı olmadığını, davacı yanın müvekkili
markalarına ayniyet derecesinde benzer markaları tescil ettirmekte açıkça kötü niyetli olduğunu, aynı sebeplerle huzurdaki dava da kötü niyetli olarak ikame
edilmiş olduğunu, ikame edilen davanın öncelikle pasif husumet yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan ... Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı ...'un eldeki davada pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, davalı kurumun tesis ettiği ... sayılı ... kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait ... sayılı "..." ibareli marka başvurusu ile redde mesnet alınan ... sayılı marka arasında "Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri." bakımından SMK m.5/1-ç hükmü uyarınca ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunup bulunmadığı, davacının gerçek hak sahipliği ve redde mesnet markanın sahibinin kötü niyetli olduğu iddialarının mutlak tescil engelini bertaraf etme kabiliyetinin bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren .... Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik'in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 27.12.2021 tarihinde "..." ibareli ... sayılı marka tescil talebinde bulunduğu, yapılan ilk incelemeler sonrasında başvurunun SMK m.5/1-ç hükmü gereği "Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri" bakımından kısmen reddedilmesine karar verildiği, redde mesnet olarak ... sayılı markanın gösterildiği, bu karara karşı davacı tarafından 21.04.2022 tarihinde SMK m.5/1-ç hükmü bakımından yapılan değerlendirmeye ilişkin olarak itirazda bulunulduğu, itirazı değerlendiren ...'nun ... sayılı ... kararı ile; itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 19.10.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler marka olarak tescil edilmezler. (6769 sayılı SMK m.5/1-ç)
Mutlak red nedenleri, marka olarak seçilmiş bulunan işaretin niteliğinden kaynaklı, yetkili mercilerce re'sen incelenmesi gereken tescil engelleridir. Söz konusu engellerin dayanağı kamu menfaati ve kamu düzenidir. Bu kategori içerisine giren işaretlerin, başka bir kişiye ait oldukları veya üzerlerinde üçüncü kişilerin hakları bulunduğu için değil, aksine herkesin kullanımına açık tutulmaları gerektiğinden üzerlerinde hiç kimsenin hak iddia edemeyeceği mülahazasıyla marka olarak tescilleri reddedilmektedir. Bunun tek istisnasını, daha önce, aynı türdeki mal ya da hizmetler için tescil olunmuş veya tescili için müracaat edilmiş bulunan bir markanın aynısı ya da ayırt edilemeyecek derecede benzeyen marka başvuruları oluşturmaktadır. Bu olasılık, üçüncü bir kişinin marka hakkı temeline dayanmakla birlikte mutlak red nedenleri arasında sayılmıştır. (...) Marka hukukunda öncelik ilkesi hakimdir. Bu ilkeye göre, marka olarak tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir işaret, aynı mal ya da hizmetler için başkası tarafından tescil ettirilemez. Bu ilkenin görünümlerinden birini 6769 sayılı SMK m.5/1-ç bendinde düzenlenen mutlak red nedeni oluşturur.
SMK'nin 5.maddesi mutlak red nedenlerini düzenlemiş olup, bu maddede sayılan hususlar gerek ..., gerekse mahkemelerce resen gözetilmesi gerekir. SMK'nin 6.maddesi ise, nisbi red sebeplerini düzenlemiş olup, bu maddede düzenlenen hususlar resen gözetilemez, ancak ilgili kişiler tarafından ileri sürülebilir.
SMK'nin 5/1-ç bendinde belirtilen "aynı" olma; karşılaştırılan işaretlerin özdeş, birbirinden farksız, birebir aynı, taklit v.b. olmalarını ifade eder. Bunun yanında, işaretlerin örneğin farklı renk veya büyüklükte olması, yazı karakteri ya da tipinin farklılaştırılması gibi değişiklikler de "aynı" olma durumunu etkilemez. "Ayırt edilemeyecek kadar benzerlik" ise, karşılaştırılan işaretler arasındaki farklılıkların markanın kapsadığı mal ve hizmetin orta düzeydeki alıcı kitlesi üzerinde bıraktığı genel izlenim itibariyle önemsenmeyecek derecede düşük olması nedeniyle aynı işaret gibi algılanmasıdır. Bu durumda, karşılaştırılan işaretlerin "aynı" ya da "ayırtedilemeyecek kadar benzer" olması halinde, markayı oluşturan işaretler arasında iltibasın varlığı ayrıca bir inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olduğu peşinen kabul edileceğinden; anılan Kanunun 5/1-ç bendinde ayrıca iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı hususlarının da araştırılması gibi bir koşul yer almamıştır. Bu bakımdan, yukarıda da ifade edildiği gibi bir ayniyet veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik mevcut ise ... tarafından re'sen başvurunun 6769 sayılı SMK 5/1-ç bendi uyarınca reddine karar verilebilecektir. Ancak, marka tescilinde nispi ret nedeninin düzenlendiği 6769 sayılı SMK 6/1 fıkrasına göre başvurunun reddedilebilmesi için, başvurunun bültende ilanı üzerine yasal sürede ilgililerin itirazı halinde Kurumca işaretler arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil halk tarafından karıştırılma ihtimaline neden olacak derecede benzerlik bulunup bulunmadığı hususu incelenecektir. Bir başka deyişle, anılan madde hükmüne göre yapılacak benzerlik incelenmesinde asıl olan karıştırılma ihtimalidir. Bu nedenle, 6769 sayılı SMK m.18. maddesi uyarınca Kurum tarafından 6. madde yönünden inceleme yapılırken, başvuru konusu işaretin üzerinde kullanılacağı mal veya hizmetlerin ortalama tüketicileri nezdinde sicilde daha önce tescilli bir marka veya marka başvurusu ile karıştırılma ihtimaline yol açılıp açılmayacağının da değerlendirilmesini gerektiren derecede, yani Kurumca takdir yetkisinin kullanılacağı bir benzerlik mevcut ise, bu takdirde işaretler arasında güçlü ve açık bir iltibasın varlığı peşinen kabul edilmiş sayılamayacağından "ayırt edilemeyecek kadar benzerlik" bulunduğundan bahisle re'sen, başvurunun reddine karar verilemez. Çünkü, böyle bir durumda işaretlerin 6769 sayılı SMK m.6/1 fıkrası anlamında bir "benzer"liği söz konusu olacağından, artık bu husus nispi ret nedeni olarak ve ancak başvuruya itiraz halinde Kurumca değerlendirilebilecektir. Zira, nispi red sebepleri kamu menfaati ile ilgili olmadığından, mahkeme veya ... tarafından re'sen dikkate alınması mümkün değildir. Bunların mutlaka 6769 sayılı SMK'nin düzenlediği prosedür çerçevesinde ilgili kişiler tarafından itiraz olarak ileri sürülmesi gerekir. SMK'nin 6/1 fıkrası kapsamında karıştırılma tehlikesine yol açıp açmadığının değerlendirilebilmesi ise ancak ilgililer tarafından anılan Kanun çerçevesinde itirazda bulunulmasına bağlıdır. Böyle bir değerlendirme yapılırken her tescil başvurusunun somut koşullarının gözetilmesi gerekliliği de göz ardı edilmemelidir. (Mülga KHK dönemine ilişkin değerlendirme; ....)
Ayırt edilemeyecek kadar benzerlik incelemesinde, markaların kapsadıkları mal veya hizmet gruplarına göre belirlenecek olan ortalama tüketiciler esas alınacak ve yapılacak karşılaştırma sırasında markalardaki ayırt edici özellik taşımayan tali ve jenerik unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Ortalama tüketicinin dikkat ve algı düzeyi, mal veya hizmetin niteliğine, türüne ve fiyatına göre değişebilmektedir. Markaların ortalama tüketici tarafından ne şekilde algılandıkları, ayırt edilemeyecek kadar benzerlik incelemesinde yapılacak global değerlendirme bakımından belirleyici role sahiptir. Ortalama tüketici; "İyi bilgilenmiş, makul derecede gözlem yapan, makul derecede dikkatli, makul derecede tecrübeli ve makul derecede ihtiyatlı kimse"dir. Bu farazi kişi, markayı bir bütün olarak algılar, değişik markalar arasında karşılaştırma imkanını nadiren bulabilir. Daha çok, markaları, hafızasında tutabildiği kadar görüntüsüne göre değerlendirme yapar, detayların analizine girmez. (...)
Belirtilen açıklamalar ışığında tarafların iddia ve savunmaları, celp edilen marka işlem dosyası, redde mesnet marka tescil belgesi ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu marka başvurusu kapsamından SMK m.5/1-ç hükmü uyarınca davalı ...'ce resen "Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri."nin çıkarıldığı, davacının söz konusu işleme itiraz ettiği, bu itiraz neticesinde davaya konu ... kararının tesis edildiği, söz konusu ... kararının tesis edilmesinde redde mesnet marka sahibi davalı ...'un herhangi bir dahli bulunmadığından adı geçen bu davalıya yöneltilen davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacı her ne kadar gerçek hak sahibi olduğunu ve redde mesnet marka sahibinin kötü niyetli olduğunu ileri sürmüşse de, söz konusu argümanlar davalı kurumun SMK m.5/1-ç hükmü uyarınca tesis ettiği mutlak tescil engelini bertaraf edici nitelikte değildir. Zira; SMK m.5/1-ç hükmü uyarınca davalı kurumun re'sen yaptığı incelemede; başvuruya konu marka sahibinin gerçek hak sahibi olup olmadığı, redde mesnet marka sahibinin kötü niyetli olup olmadığını değerlendirme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bu iddialar, redde mesnet marka hakkında açılacak olası bir hükümsüzlük davasında değerlendirmeye alınabilir.
Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan "Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri.", redde mesnet marka kapsamında aynen bulunmaktadır.
Dava konusu marka başvurusu incelendiğinde; "..." ibaresi üstte "..." ibaresi altta olacak şekilde, siyah renk ile stilize bir şekilde oluşturulduğu tespit edilmiştir.
Redde mesnet marka incelendiğinde; açık mavi renkte "..." ve koyu mavi renkte "..." ibarelerinin bileşik yazıldığı, bu ibarelerin altında nispeten küçük punto ile "..." ibaresine yer verildiği tespit edilmiştir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; Markaların kapsamlarında yer alan hizmetlerin aynı olduğu, redde mesnet markada bulunan "..." ibaresinin ...'de "İş Eğitimi" anlamına gelen İngilizce bir söz dizisi olduğu, anlamı itibariyle bu söz dizisinin davaya konu hizmetler bakımından ayırt ediciliğinin bulunmadığı, gerek başvuru markasının, gerekse redde mesnet markanın ayırt edici unsurunun "..." ibaresi olduğu, her ne kadar markaların farklı renk ve stilizasyonda dizayn edildiği tespit edilmişse de, bu hususların markaları birebir aynı olmaktan çıkardığı, ancak ayırt edilemeyecek derecede benzer olmaktan kurtaramadığı, zira; her iki markada da hemen ve ilk bakışta dikkati çeken esas unsurun "..." sözcükleri olduğu, redde mesnet markada bu sözcükler bileşik halde yazılsa da, her iki sözcüğün farklı renklerle oluşturulması nedeniyle ilgili tüketici kesimi nezdinde "..." şeklinde algılandıkları, buna göre; daha önce redde mesnet marka ile karşılaşan ilgili tüketici kesiminin, daha sonra başvuru markası ile karşılaştığında, hemen ve ilk bakışta, bu markayı redde mesnet markanın ayırt edilemeyecek derecede benzeri olarak algılayacağı anlaşıldığından davalı kurumun bu hususta yapmış olduğu değerlendirmenin hukuka uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davacının davalı ...'a yönelttiği davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacının davalı ...'e yönelttiği davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davalı ...'a yönelttiği davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının davalı ...'e yönelttiği davanın REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL'nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...'e verilmesine,
5-Davalı ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 ve m.7/2 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...'a verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 25,60 TL vekalet harcı, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 193,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 425,42 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı ... tarafından yapılan 25,60 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı ...'a verilmesine,
8-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re'sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şahıs vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde .... Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/04/2023
Katip ....
E-imza
Hakim ....
E-imza
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!