WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ANKARA 5. FIKRI VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESI

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/429 Esas - 2023/123
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/429 Esas
KARAR NO : 2023/123

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararlarının İptali - Tasarımın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 23/09/2019
KARAR TARİHİ : 10/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/04/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararlarının İptali - Tasarımın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 23/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ...’ın ... ilinde “...” ismi ile birtakım ev eşyalarının üretim pazarlama ve satış işini yapmakta olduğunu, bu faaliyet kapsamında üretim ve satışını yaptığı “bez elbise dolabının iç yerleşimini düzenleyen bir tasarım geliştirdiğini, geliştirdiği bu tasarımın ... nezdinde ... sayı ile tescilli olduğunu, tasarımın tescil tarihi olan 02.12.2016 tarihinden itibaren davalı ...’nın sahibi olduğu ve işlettiği “...” isimli firmaya bir çok kez uyuşmazlık konusu tasarımına konu bez dolapları sattığını ve gönderdiğini, müvekkilinden satın alınan tasarıma konu ürünlerin ... ve diğer iki davalı tarafından müvekkilinin tasarım tescilinden iki yıl sonra aynı tasarımın kendi adlarına tescili için davalı ...’ya müracaat edildiğini, ... tarafından diğer üç davalı adına aynı tasarımın ... tescil numarası ile 02.01.2019 tarihinde tescil edilerek bültende yayınlandığını, müvekkilinin söz konusu durum üzerine; davalılar adına yapılan ... sayılı tasarım tescilinin kendisine ait ... sayılı tasarım tescili ile aynı olup bu anlamda söz konusu tasarımın ayırt edici ve yenilik unsurlarını içermediğinden tescilin haksız olduğu gerekçesiyle 08.03.2019 tarihinde davalı kurum nezdinde itirazda bulunduğunu, ancak ... ...’nın iş bu itirazını ... sayılı karar ile reddettiğini ve tasarımın devamına karar verdiğini, iş bu kararın müvekkiline 25.07.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, uyuşmazlık konusu ... kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, iş bu kararın yüzeysel ve yeterince inceleme yapılmadan verildiğini, davalıların tasarımının müvekkilinin tasarımının taklidi niteliğinde olduğunu, söz konusu tasarımın ayırt edicilik ve yenilik unsurlarını taşımadığını, davalıların tasarımına ilave raf eklenmesinin tasarımları farklılaştırmadığını, sonuç olarak davalıların müvekkilinin tasarımını haksız olarak kullanmakta olup bu yolla kazanç elde ederek müvekkilinin ticari olarak zarara uğratıldığını ve halen uğratmaya devam edildiğini beyanla; ... sayılı ... kararının iptaline ve davalılara ait ... sayılı tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı ... vekili 11/10/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Tasarımda yenilik şartının ortadan kaldırılabilmesi için, tescile konu tasarım ile itiraz gerekçesi tasarımın aynı olması gerektiğini, tasarımların sadece küçük ayrıntılarda farklılık göstermesi durumunda aynı kabul edileceklerini, ancak tasarımların bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattıkları genel izlenimin farklı olması durumunda sonraki tarihli tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğunun kabul edileceğini, somut uyuşmazlıkta başvuruya konu tasarım ile itiraza konu tasarım karşılaştırıldığında, başvuruya konu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik özelliklerini taşıdığının anlaşıldığını, tasarımda dış görünümün önem arz ettiğini ve görünmeyen unsurların tasarımın yeniliğine etkisinin bulunmadığını ve tasarımın korunmasında dikkate alınmadığını, ayırt edicilik unsuru belirlenirken ürünler arasındaki farklılıklardan çok ortak özellikler göz önünde bulundurularak değerlendirme yapılması gerektiğini, ortak özellikler belirlendikten sonra farklılıkların ortaya konularak tespit edilen hedef kitle bakımından değerlendirileceğini, dava konusu tasarım ile itiraza gerekçe tasarımların ortak ve farklı özellikleri birlikte değerlendirildiğinde; farklı özelliklerin daha fazla olduğunun görüldüğünü beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ..., ... ve ... vekili 23/10/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkillerine ait tasarımın; görünüm, işlev, içerik ve yapı bakımından davacı yana ait tasarımdan tümüyle farklı ve özgün olduğunu, kanun hükümlerine göre ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirirken sahip olduğu seçenek özgürlüğünün dikkate alınacağını, “tasarım” kavramının ürünün sadece görüntüsünü değil, yapısı ve işlevi gibi bir çok anlamı da ifade ettiğini, bu anlamda müvekkillerine ait tasarımın, davacı yanca iddia edildiğinin aksine ayırt edicilik ve yenilik özelliklerini taşıdığını, 6769 sayılı SMK madde 58 uyarınca müvekkillerinin tasarımının sonlu veya sonsuz olarak çeşitli birimlerde bağlantı kurulmasını sağlayacak nitelikte olduğunu ve bu sebeple de davacının tasarımı ile müvekkillerinin tasarımının birbirinden farklı iki ürün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkillerine ait tasarımın; depolama alanının fazla olması, rafların portatif olması, dolabın yapımında kullanılan hammaddelerin niteliğine bağlı olarak sağlamlığının fazla olması gibi özelliklerden dolayı davacı yanın ve piyasadaki benzer ürünlere yönelik diğer tasarımlardan farklılaştığını, söz konusu tasarımlara konu gardırop gibi ürünlerde tasarımcının fazla seçeneği olmadığını, dolayısıyla bu gibi ürünlerde tasarıma konu ürünlerin dış görünümlerindense tasarımların iç kısımları arasında karşılaştırma yapılması gerektiğini, bu anlamda değerlendirme yapıldığında, müvekkillerine ait tasarımın ayırt edicilik ve yenilik özelliklerine sahip olduğunu, davacı yanın, müvekkilinin davacıya ait tasarımı taklit etmek için sipariş verdiği iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, davacı tarafça dolaplarının müvekkiline satışının yapıldığı iddialarına dair sunulan faturada müvekkilinin isminin yer almadığını, dava dışı ... ile davacının birlikte çalıştıklarını, müvekkillerinden ... ile bir dönem aynı adreste ikamet etmeleri ve ...’in söz konusu tasarımların siparişini aynı konutta ikamet ettiği müvekkili adına yapmış olması sebebiyle gönderi listesinde müvekkilinin isminin yer aldığını, davacı ve birlikte çalıştığı kişi/kişiler tarafından müvekkiline ait tasarım görsellerinin izinsiz şekilde kullanılmış olmasından dolayı olayla ilgili kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan ... Kararının İptali ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.77 hükmüne göre açılan Tasarımın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği ... sayılı ... kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalılara ait ... nolu tasarım tescil başvurusunun yeni ve ayırt edici niteliği haiz olup olmadığı, tescili halinde hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edildi.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tasarım tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, özel veya teknik hususlar bakımından bilirkişi incelemeleri yaptırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ... Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik'in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
KALDIRMA KARARI ÖNCESİ YAPILAN YARGILAMA:
Mahkememizin 18/09/2020 tarih ... sayılı kararı uyarınca davanın kabulü ile; ... sayılı ... kararının iptaline, davaya konu ... sayılı tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar ..., ... ve ... vekili 30/10/2020 tarihinde, davalı ... vekili 05/11/2020 tarihinde istinaf yoluna başvurmuş olup, istinaf sebeplerini inceleyen ... sayılı kararı ile; "...Yukarıda açıklanan bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde, mahkemece, davalı şahıslar vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi için yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek bilirkişi ücreti olarak belirlenen eksik 1.800,00 TL delil avansını ikmal etmek üzere davalılar ..., ... ve ... vekiline iki hafta kesin süre verildiği, belirtilen süre içerisinde eksik delil avansının ikmal edilmemesi halinde uygulanacak yaptırımın davalı şahıslar vekilinin yüzüne açıkça ihtar edildiği, davalı gerçek kişiler vekilinin yasal iki haftalık süre sona erdikten sonra 17/07/2020 tarihinde eksik delil avansını ikmal etmesi üzerine yazılı şekilde karar verilmiş ise de, ... ve 26/05/2015 Tarihli yukarıda belirtilen kararında da belirlendiği üzere, her ne kadar davalılar vekilince kesin süre bittikten sonra masraf yatırılmış ise de, masrafın kesin sürenin verildiği celse ile bir sonraki celse arasında yatırılmış olması nedeniyle davalılar vekilince celse atlanmasına ve yargılamanın uzamasına sebebiyet verilmediğinden, ikinci bilirkişi raporu alınmadan, mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, Dairemizce davalılar vekillerinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine, kararın niteliğine göre davalılar vekillerinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir." şeklindeki gerekçesiyle mahkememiz kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dava dosyası mahkememize gönderilmiş ve yukarıda yazılı esasa kaydedilerek istinaf karar ilamında belirtilen eksikliğin giderilmesi için tahkikat işlemlerine devam edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalılar ..., ... ve ...'in birlikte 02.01.2019 tarihinde ... sayılı tasarım başvurusunda bulunduğu, ...'nın 24.01.2019 tarihli 309 sayılı ...'nde başvurunun yayımlandığı, davacının 08.03.2019 tarihli dilekçesi ile ...sayılı tasarımını mesnet göstererek yayına itiraz ettiği, davalılar tarafından 24.06.2019 tarihli karşı görüş dilekçesi ibraz edildiği, .... sayılı kararı ile; "itirazın reddine ve ... sıra numaralı tasarımın tescilinin devamına " şeklinde oybirliği ile karar verdiği, verilen kararın davacı marka vekiline 25.07.2019 tarihinde tebliğ edildiği, yasal iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, tasarım başvuru dosyası, itiraza mesnet tasarım belgesi, özel veya teknik tespitler barındıran bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre;
Tasarım; ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür.(6769 sayılı SMK m.55/1)
Sınai mülkiyet dünyasının dışındaki dünyada tasarım ürünün sadece görünüm özelliklerini ifade etmemektedir. Ürünün işlevi, dayanıklılığı, kurulum kolaylığı, güvenliği, ergonomisi ve çevreyle etkileşimi gibi birçok anlamı birlikte içermektedir. Sadece görsellik dikkate alınarak gerçekleştirilen tasarımların yanında işlevselliği de barındıran tasarımlar hayatın birçok alanında karşımıza çıkmaktadır. Bu sebeplerden dolayı bir üründe görünüm dışındaki özellikler, şartları oluştuğu takdirde fikir ve sanat eserleri, patent veya faydalı model mevzuatına göre de korunacaktır. Tasarım hukuku, tanımdan da görüldüğü üzere, ürünlerin görünümlerini koruyan sınai hak türüdür. Ürünlerin demonte olup olmaması, rafların yerinin kullanıcının isteğine veya boyuna göre değiştirilebilir olup olmamasının, kullanılan malzemenin hurda plastikten/normal plastikten olmasının veya kırılgan plastikten olmasının tasarımlar kıyaslanırken dikkate alınacak özellikler olmadığını belirtmek gerekir.
Yenilik kavramı; SMK m.56/4 maddesinde tanımlanmış olup buna göre; “Bir tasarımın aynısı; başvuru veya rüçhan tarihinden önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir.” denilmiştir. Ayır edicilik kavramı da aynı maddenin devamında “Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.” denilmek suretiyle tanımlanmıştır.
Ayırt edici nitelik belirlemesi yapılırken, koruma talep edilen tasarımın, önceki tasarımlarla karşılaştırması sırasında, tasarımcının bu sınıftaki ürünler yönünden sahip olduğu seçenek özgürlüğü de dikkate alınarak, bilgilenmiş kullanıcının genel izlenimi itibariyle, ortaya çıkan farklılıkların, tasarımı önceki tasarımlara nazaran ayırt edici kılıp kılmadığının belirlenmesi gerekir. Tasarım görünümü koruduğuna göre; karşılaştırılan ürünlerin teknik ve işlevsel özellikleri dikkate alınmaz.
Bileşik ürün; Sökülüp takılma yoluyla değiştirilebilen veya yenilenebilen parçalardan oluşan üründür.(SMK m.55/3) Burada bahsedilen ürün; kullanım veya herhangi bir sebeple parçası yıpranan ve bu yıpranma sonrası anılan parçanın değiştirilebilmesine imkan veren objedir. Örneğin “araba” birleşik ürüne örnek verilebilecek bir üründür. Parça değişimine ihtiyaç duyulduğunda yedek parça kullanılarak değişim yapılır. Oysaki dava konusu tasarım bu kapsamda birleşik ürün değildir. Dolap iç dizaynının bir bütün olarak tasarım tesciline konu edildiği görülmektedir.
Modüler ürün; parçaları artırılıp azaltılabilen, takılıp sökülebilen, kullanıcı isteklerine göre şekillendirilebilen, modül ve bağlantı parçalarından oluşan üründür. Modüller; ara bağlantılar ve modüler ürün şartları uygunsa tasarım tescili ile korunabilir.
Davalı şahıslar vekili cevap dilekçesinde: “SMK’ nın 58. Maddesinde geçen ‘’56. Maddedeki şartları karşılamak kaydıyla farklı veya eş birimlerden oluşan modüler bir sistemde bu birimlerin birbirleri ile sonlu veya sonsuz olarak çeşitli biçimlerde bağlantı kurmasını sağlayan tasarımlar korumadan yararlanır’’ hükmü uyarınca müvekkilleri tasarımının sonlu veya sonsuz olarak çeşitli birimlerde bağlantı kurulmasını sağlayacak nitelikte olduğunu, salt bu sebeple davacının tasarımı ile müvekkilleri tasarımının birbirinden bağımsız iki ayrı ürün olarak değerlendirmesi gerektiğini,” ifade etmiştir. Anılan maddede belirtilen husus istisnai bir açıklama içermektedir. Maddenin başlığı “...” olup 4. Fıkrasında koruma dışı haller belirtilirken 5. Fıkrasında modüler ürünlerin birbiri ile bağlantı kurmasını sağlayan tasarımların korunacağını açıklamaktadır. Somut olayda; davaya konu edilen tasarımın görünümü, tasarım hukuku bağlamında korunacağından, davaya konu tasarımın modüler olmasının, tasarımın yeni ve ayırt edici olup olmadığı incelemesinde etkisi bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık konusu tasarım, dolap raf düzeneğidir. Tasarımcının, dolap iç düzeni açısından mahkememizce aldırılan 29/04/2020 tanzim tarihli bilirkişi raporunda örneklendirildiği üzere, seçenek özgürlüğü bulunmaktadır. Bu tarz ürünlerde teknik zorunluluk olarak raflarda ve dış cephede bez kullanımı zorunluluğunu kabul etmek gerekir. Ayrıca hafif ve taşınabilir olması sebebiyle profillerin, bağlantı elemanlarının kullanılması yine bir zorunluluktur. Dış formdaki dikdörtgen prizma şeklinde kullanım anonim olup bu formun kullanımında tescilden kaynaklanan bir yasaklama söz konusu olamaz.
Bilgilenmiş kullanıcı, kural olarak alanında uzman olan bir kişi değil aksine sıradan bir kullanıcının gözden kaçırabileceği ayrıntıları fark edebilecek düzeyde dikkatli ve deneyimli bir kullanıcı olup ürün hakkında önceden belli bir bilgi birikimi olan kimsedir. Buna göre somut olayda da bilgilenmiş kullanıcının bu tarz ürünleri daha önce kullanan herkes olabileceği kanaatine varılmıştır.
Davacı adına tescilli tasarımın görünüm özellikleri olan; sağda ve solda olmak üzere beş adet kare/dikdörtgenkısa formlu, üste yatay uzun raf ve orta alanda dikey uzunlukta boşluk içeren alandan oluşmaktadır. Davalı tasarımı davacı tasarımından farklı olarak alt kısımda ikinci bir yatay dikdörtgen raf ve üst kısımda okla gösterilen alınlık kısmını içermektedir. Var olan bu farklılıkların davalı tasarımını yeni kıldığı, ancak ayırt edici nitelik kazanmasını sağlamadığı mahkememizce aldırılan 29/04/2020 tanzim tarihli bilirkişi raporunda tespit edilmiştir.
Davalılar ..., ... ve .... vekili 29/04/2020 tanzim tarihli bilirkişi raporuna itiraz ettiklerinden, yeni oluşturulan heyet vasıtasıyla yeni bir bilirkişi incelemesi de yaptırılmıştır.
Mahkememize ibraz edilen 30/12/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda yer verilen teknik değerlendirmeler incelendiğinde; davacı yana ait tescilli tasarımın sağında ve solunda olmak üzere beşer adet kare/dikdörtgen formunda raf bulunduğu, orta kısımda uzun dikdörtgen bir bölme olduğu ve üst kısımda yatay dikdörtgen bir raf olduğu görülmektedir. Davalı yanlara ait tasarımda da benzer şekilde tasarımın sağında ve solunda beşer adet kare/dikdörtgen formunda raf bulunduğu ve üst kısımda yatay dikdörtgen bir raf olduğu görülmektedir. Davalılar tasarımında, tescilli davacı tasarımından farklı olarak; orta kısımda ikinci bir yatay dikdörtgen raf bulunduğu ve dolayısıyla ortadaki bölmenin davacı tasarımındakine kıyasla daha kısa olduğu ve son olarak tasarımın üst kısmının daha geniş ve bombeli olduğu görülmektedir. Her ne kadar davalılar tarafça; tasarımın yenilik ve ayırt edicilik değerlendirmesinde yalnızca görüntü değil, yapı ve işlev gibi kriterlerin de önem arz ettiği, somut olayda da davalılar tasarımının modüler özelliğe sahip olmasından bahisle işlevsel olarak tasarımın ayırt edicilik niteliğini haiz olduğu ifade edilmişse de tasarım hukukuna göre, tasarımın ayırt edicilik değerlendirmesinde yapı ve işlev gibi kriterlerin dikkate alınmayacağı yargı kararlarıyla da sabittir (....). Buna göre; taraf tasarımları arasında tespit edilmiş olan benzerlikler, farklılıklar ve tasarımcının seçenek özgürlüğü göz önüne alındığında; tasarıma ana karakterini veren rafların dizimi ve şekli, tasarımlara konu ürünlerin formu ve bunların oransal ilişkilerinin benzerliği karşısında tespit edilmiş olan farklılıkların detay seviyesinde kaldığı, tasarımlar arasındaki farklardan kaynaklı olarak dava konusu tasarımın mesnet tasarım karşısında yenilik kriterini taşıdığından söz edilebilecek olsa bile, bilgilenmiş kullanıcı gözünde ayırt edicilik kriterlerini taşımadığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 30/12/2022 havale tarihli bilirkişi raporu ile kaldırma kararı öncesinde başka heyetten aldırılan 29/04/2020 tanzim tarihli bilirkişi raporu birbiri ile uyumlu olup, her iki bilirkişi raporunda yer verilen teknik tespitler mahkememizce benimsenmiş olup, dava konusu ... sayılı tasarımın, itiraza mesnet gösterilen ...sayılı tasarım karşısında yeni olduğu, ancak bilgilenmiş kullanıcı nezdinde genel izlenim itibariyle bu tasarım ile benzer olduğu kanaatine varıldığından; davanın kabulü ile; ... sayılı ... kararının iptaline, davaya konu ... sayılı tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; ... sayılı ... kararının İPTALİNE,
2-Davaya konu ... sayılı tasarımın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
3-6769 sayılı SMK m.79/4 hükmü gereği karar kesinleştiğinde bir örneğinin re'sen ...'e gönderilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL'nin düşümü ile bakiye kalan 135,50 TL'nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı, 6,40 TL vekalet harcı, 10,91 TL dosya kapağı masrafı, 454,09 TL posta-tebligat, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.360,20 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar ..., ... tarafından sarf edilen 261,69 TL posta ve tebligat masrafı, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 44,80 TL vekalet harç sarfiyatı, 148,60 TL istinaf kanun yolu başvurma harcı olmak üzere toplam 3.455,09 TL yargılama giderinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
8-Davalı ... tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yolu başvurma harcına ilişkin yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şahıslar vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ... Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/03/2023

Katip ...
E-imza

Hakim ...
E-imza

UYAP Entegrasyonu