T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/425 Esas
KARAR NO : 2023/419
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali - Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 15/11/2022
KARAR TARİHİ : 06/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/10/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali - Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 15/11/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı .... 1944 yılında başlayan yolculuğundan bugüne, ...’nin en önde gelen gıda şirketlerini bünyesinde barındıran bir şirketler grubu haline geldiğini, yurt içinde ve yurt dışında, aralarında sektörlerinin en tanınmış ve önde gelen markalarının da bulunduğu yaklaşık 10.000 tescilli markanın da sahibi konumunda olduğunu, davalı tarafa ait “...” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “...” ve “...” esas unsurlu markalar ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, davalı tarafa ait “...” markasının davacının "..." markası ile "..." ve "..." ibaresinin yan yana getirilmesi sonucunda oluşturulduğunu, "..." ibaresinin "... ... ..." in kısaltması olduğunu ve markaya ayırt edicilik sağlamadığını, davalı tarafa ait markada esas unsurun "..." ibaresi olduğunu, itiraza konu “...” ibareli marka için, davacının “...” ve “...” esas unsurlu markalarının tescilli olduğu sınıfta marka tescili talep edildiğini, davacı tarafından bulunulan itirazlar neticesinde, başvurudan bir kısım 29. sınıfta yer alan emtia ve 30. sınıfta yer alan emtiaların çıkartılmasına karar verilirken; bu sınıflarla doğrudan ilişkili olmasına rağmen 29. sınıfta kalan emtialar, 35. sınıf (gıda emtialarını içerir biçimde) ve 43. sınıflar yönünden tescil işlemlerinin devamına karar verildiğini, bir emtia ile o emtianın perakendeciliği hizmetinin birbirini tamamlar nitelikte olmasından dolayı benzer kabul edilmesi gerektiğini, 29. ve 30. sınıfta yer alan emtiaların 43. sınıftaki hizmetlerle yakın ilişkili olduğunu, davacının geniş bir “...” marka ailesi yarattığını, “...” markasını taşıyan ürünlerin, 7'den 70'e herkes tarafından bilinen ve tanınmış bir marka haline geldiğini, dava konusu markanın tescil edilmesi halinde davacı markası üzerinden haksız kazanç sağlanacağını, dava konusu başvurunun kötüniyetli olduğunu öne sürerek, ... 'nun 14.09.2022 tarih ve ... sayılı ... kararının iptaline, tescil edilmesi halinde ... sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
CEVAP:
Davalı ... vekili 24/11/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu markanın, değişik bir yazım karakteriyle oluşturulmuş “... ...” ibaresi ile bu ibarenin altında bulut gibi bir şeklin içinde yer alan “... ...” ibaresinden oluştuğunu, davacının itiraza mesnet markalarının, düz ve siyah harflerle oluşturulmuş “....” ibarelerinden oluştuğunu, her iki markanın “...” ibaresini ortak olarak içermekle birlikte, davaya konu markanın, farklı bir kelimeyle başlamakta ve söz konusu ibarenin yanı sıra pek çok farklı kelime unsuru içerdiğini, bu sebeple, gerek yazılış gerekse anlam ve fonetik olarak, davacı markasından bariz şekilde ayrıldığını, markalara bütüncül açıdan bakıldığında, markalar arasında karıştırılmaya yol açacak derecede görsel, sesçil ve kavramsal bir benzerlik bulunmadığını, “...” sözcüğünün herkesin kullanabileceği türden, tüketicilerin her sektörde maruz kaldıkları, fantezi-orijinal olmayan, ayrım gücü zayıf, basit bir ibare olduğunu, markalar arasında iltibas ihtimalinden söz edilemeyeceğini, SMK 6/5, 6/9 şartlarının gerçekleşmediğini öne sürerek ... kararının usule ve hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... 07/12/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu marka hakkından vazgeçildiğine ilişkin ... nezdinde başvuru yapıldığını, bu hususu gösterir 25.12.2022 tarih ve ... nolu evrakın dilekçe ekinde sunulduğunu, iş bu vazgeçme talebinin sicile kaydedildiğini, marka hakkından vazgeçilmiş olması sebebiyle davanın konusuz kaldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan ... Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği ... sayılı ... kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şahsa ait ... sayılı "..." ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, marka işlem dosyasında ileri sürülen kullanmama def'inin yerinde olup olmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalı şahsın kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde dava konusu markanın hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, özel veya teknik hususlara ilişkin bilirkişi raporu aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren .... Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik'in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şahsın 28.12.2020 tarihinde "..." ibareli ... sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 01.03.2021 tarih ve 367 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 29.04.2021 tarihinde ..., ... sayılı markaları mesnet göstererek 6769 sayılı SMK’nın m.6/1, m.6/5 ve m.6/9 hükümleri kapsamında itirazda bulunduğu, davalı şahsın 22.06.2021 tarihli itiraza karşı görüş ibraz ettiği, dilekçesinde ... ve ... sayılı markalara ilişkin kullanmama def'i ileri sürdüğü, davacının 02.09.2021 tarihli marka kullanım ispat formu ibraz ettiği, yayına yapılan itirazın ...'nca SMK m.6/1 hükmü gereği kısmen kabul edildiği, marka başvuru kapsamından bir kısım emtiaların çıkarılmasına karar verildiği, bu karara karşı davacı şirket tarafından 11.01.2022 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, yeniden yapılan itirazı değerlendiren ... 'nun ... sayılı ... kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 16.09.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu tescil edilmemiştir.
İlk olarak belirtilmesi gerekir ki; dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
... kararının iptali istemi bakımından ise aşağıdaki şekilde değerlendirme yapılmıştır:
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile ... tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu marka başvurusunun ...'nde yayınlanması üzerine; davacı şirket tarafından; ... sayılı markaları gerekçe gösterilerek, 29.04.2021 tarihinde itiraz edilmiş, bu itiraza karşı davalı tarafça sunulan karşı görüş dilekçesi ile ... ve ... sayılı markalar açısından kullanım ispatı talebinde bulunulmuş, davacı yanca “Marka Kullanım İspatı Sunma” dilekçesi ile dosya kapsamına kullanım ispatına yönelik deliller sunulmuştur. Sunulan delillerin;
1− 2015 yılına ait 8 adet fatura (fatura açıklamalarında ... ibaresi yer almaktadır),
2− 2016 yılına ait 53 adet fatura (fatura açıklamalarında ... ibaresi yer almaktadır),
3− 2017 yılına ait 104 adet fatura (fatura açıklamalarında ... ibaresi yer almaktadır),
4− 2018 yılına ait 80 adet fatura (fatura açıklamalarında ... ibaresi yer almaktadır),
5− 2019 yılına ait 15 adet fatura (fatura açıklamalarında ... ibaresi yer almaktadır),
6− 2020 yılına ait 10 adet fatura (fatura açıklamalarında ... ibaresi yer almaktadır),
7− Tarih bilgisi yer almayan ürün katalog görselleri,
8− Hisse devri mukavelesi (... A.Ş, ... A.Ş,) (sunulan faturaların bir kısmı ... A.Ş, ... A.Ş, tarafından düzenlenmiştir), şeklindeki deliller oldukları, bu deliller ile birlikte değerlendirmede bulunan ...’nın 05.11.2021 tarihli kararı ile davacı yanın .... tescil numaralı itiraz gerekçesi markaları bakımından, marka kullanımının ispatına ilişkin sunulan delillerin “süt, margarin, kek, bisküvi, gofret, kraker” mallarında kullanımının ispatlandığı yönünde değerlendirmede bulunduğu tespit edilmiştir.
...'nın yapmış olduğu tespite mahkememizce de iştirak edilmiştir. Buna göre; itiraza mesnet ... sayılı markanın, tescili kapsamında yer alan "Süt ve margarin" emtiaları bakımından ciddi surette kullanıldığı, itiraza mesnet ... sayılı markanın, tescili kapsamında yer alan "Süt, margarin, kek, bisküvi, gofret, kraker." emtiaları bakımından ciddi surette kullanıldığı ispatlanmış olup, aşağıda yapılacak SMK m.6/1 hükmü incelemesinde, kullanımı ispatlanan iş bu emtialar dikkate alınarak değerlendirme yapılmıştır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu marka kapsamında yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez mallarının bir araya Getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri, davacının önceki tarihli tescilli ve itiraza mesnet gösterilen ... sayılı markaları kapsamında yer alan ve bilirkişi raporunda koyu ve altı çizgili olarak gösterilen emtialar ile benzer bulunmuştur. Zira; bir malın üretilmesinin doğal sonucu, o malın satışı/pazarlanmasıdır. Karşılaştırılan bu mal ve hizmetler arasında birbirini tamamlayıcılık ilişkisi bulunmaktadır.
Dava konusu markanın; “...” ibarelerinden oluştuğu, ancak marka logosunda “...” ibaresinin kırmızı renk ile yazılarak vurgulandığı ve ön plana çıkarıldığı, marka başvurusunda yer alan “...”, “...” ibarelerinin kavramsal karşılığı bakımından jenerik ve düşük ayırt edici niteliği olması, “...” ibaresinin ise “...” ibarelerinin başlangıç harfleri olması ve siyah renkte ve geri planda olacak şekilde yazıldığı, bu nedenle ortalama tüketicinin, markanın bütününe hakim "..." ibaresine önem atfedeceği değerlendirilmektedir.
Davacıya ait itiraza mesnet markaların ise; bir kısmının tek başına “...” sözcüğünden ibaret olduğu, bir kısmının “...” + “...” şeklinde, “...” kelimesinin sonuna eklenmiş ibareler ile birlikte oluşturulan markalar olduğu, ancak bu markaların esas unsurlarının “...” ibaresi olduğu, itiraza mesnet ... sayılı markanın stilize yazı karakteri ile ve kırmızı renkte yazılan “...” ibaresinden ve bu ibarenin etrafını çevreleyen mavi-kırmızı dalgalı çizgilerden oluştuğu görülmektedir. Bu bağlamda davacı yanın “...” ibaresini sabit kılmak koşuluyla yarattığı birden fazla markasının, uzun yıllardır tescilli olduğu ve bu sayede oluşturulmuş bir seri marka ailesinin mevcut olduğu düşünülmektedir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; davacı yana ait “...” ibaresinin sabit kılmak koşuluyla yaratıldığı seri marka ailesi ile dava konusu "..." markasının benzer olarak atfedilebileceği, markalardaki ek sözcük ve şekil unsurlarının bu algıyı ortadan kaldırmayacağı, aksine dava konusu markada yer alan “...” ibaresinin davacı ... sayılı markasına benzer şekilde kırmızı renk ile yazılarak ön plana çıkarılmış olmasının markaları birbirine daha da yakınlaştırdığı, davacı seri markalarının kompoze edilme şekli göz önüne alındığında bu haliyle davacı markalarının bir serisi, devamı ya da versiyonu olarak dava konusu markanın algılanması ihtimali olabileceği, davacı yanın seri marka yaratma alışkanlığı, yani ortalama tüketicinin ilgili emtialarda “...” kelimesinden türetilen çok sayıda davacı markası ile karşı karşıya kalma ihtimalinin bulunduğu, taraf markalarının nihai algılarda aralarında karışıklığa neden olacak düzeyde benzerlik taşıdıkları, ortalama tüketicinin taraf markalarını benzer hizmetler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, farklı marka ile karşı karşıya olduklarını anlayabilmelerinin mümkün olmadığı, makul ölçüde dikkatli, her iki markayı aynı anda görüp detaylarını karşılaştıramayan ve daha önce yararlandığı mal ve hizmetlerle ilgili markanın göz ve kulağında kalan izine dayanarak sonraki ürün ve hizmet tercihinde bulunan ortalama tüketicinin, dava konusu marka ile davacıya ait itiraza mesnet markaları ilişkilendireceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılaması ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşecekleri, dolayısıyla, karşılaştırılan markalar arasında, benzer olduğu tespit edilen "Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)" hizmetleri bakımından ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, ...’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, ...'de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; dosyaya sunulan davacı delilleri incelendiğinde, "..." markalı ürünlere ait faturalar, ürün görselleri, broşürler sunulmuş ise de sunulan bu delillerin ulusal faaliyet gösteren firmaların olağan markasal kullanımlarına yönelik olduğu, tanınmışlık iddialarını somutlaştırır yeterlilikte deliller olarak değerlendirilemeyeceği, bu nedenle sunulan bu delillerin davacı yanın yalnızca “...” markalarının tanınmışlığı ispat bakımından yeterli deliller olarak değerlendirilemeyeceği, kaldı ki somut uyuşmazlıkta dava konusu markanın tescilinin, davacı markalarının ayırt edici karakterine zarar vermesi, itibarına zarar vermesi, ayırt edici gücü ve etkileme alanının zayıflaması, tanınmışlığından haksız yarar sağlaması gibi sonuçlara yol açacağını ispatlayacak dosyada başkaca delilin de bulunmadığı, tüm bu nedenlerle kanunun 6/5 düzenlemesindeki koşulların somut olayda meydana gelmeyeceği kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir. (....)
Somut olayda; davaya konu marka ile itiraza mesnet markaların bir kısım hizmetler bakımından iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmalarının haricinde davalı şahsın kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiasına dayalı istemler yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; "Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)" hizmetleri bakımından ... sayılı ... kararının iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; "Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)" hizmetleri bakımından ... sayılı ... kararının İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL'nin düşümü ile bakiye kalan 189,15 TL'nin müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davanın kısmen reddolunması ve davalı ...'in kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...'e verilmesine,
6-Davanın kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak kabulüne,
7-Karar ve ilam harcının davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 80,70 TL peşin karar ve ilam harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 23,00 TL vekalet harcı, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 454,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 4.103,12 TL yargılama giderinin 1/2'si olan 2.051,56 TL'nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan 2.051,56 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re'sen iade edilmesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı ...'nun yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde.... Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/10/2023
Katip ...
E-imza
Hakim ...
E-imza
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!