T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/415 Esas - 2023/99
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/415 Esas
KARAR NO : 2023/99
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 08/11/2022
KARAR TARİHİ : 03/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/04/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 08/11/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Taraf markaları arasında ortaklık
oluşturan unsur olan “...” ibaresinin, 41.sınıfta yer alan hizmetler yönünden ayırt ediciliği
zayıf bir ibare olduğunu, davalı yanca bu ibarenin sonunda 41.sınıfta yer alan hizmetler için
tamamen ayırt edicilikten yoksun bir ibare olan ... ibaresi eklenmiş olduğunu, ...
... markası oluşturulmuş olduğunu, davalı şahsa ait markanın içeriğinde herkesin kullanımına
açık pek çok unsur barındırması neticesinde kuvvetli ve ayırt ediciliği yüksek bir marka olarak
değerlendirilmesi takdir edileceği üzere mümkün olmadığını, davalı yana ait markanın koruma kapsamının, “zayıf marka” olarak dar olarak
değerlendirilmesi ve müvekkili marka kompozisyonu ile ayırt ediciliği
sağladığı göz önüne alındığında, karıştırılma ihtimalinin taraf markaları arasında söz
konusu olamayacağının kabulünün zorunlu olacağını, taraf markaları arasında iltibas tehlikesinin mevcut olup olmadığına ilişkin değerlendirmede,
izah edildiği üzere taraf markalarının hitap ettiği tüketici kesiminin de irdelenmesinin önem
arz etmekte olduğunu, taraf markalarında da bu durumun açık olduğunu, her iki marka da sanatsever kitlelere hitap etmekte olduğunu, 41.sınıfta yer alan hizmetlerin hitap ettiği tüm tüketiciler gibi sanatsever olan bu kitle de
belirli bir entelektüel birikime sahip, eğitim düzeyi ortalamanın üzerinde bir
kitle olduğunu, bu kitlenin taraf markaları ile karşılaştığında taraf markalarını karıştırması veya taraf
markalarının aynı iktisadi kökenden geldiği yönünde bir algı geliştirmesinin beklenmesi hayatın
olağan akışına aykırı olduğu gibi, marka hukuku kaidelerine de aykırı olduğunu, davalı şirket adına ... numara ile tescilli redde mesnet markanın, 41.
sınıfta yer alan tüm hizmetler bakımından kullanılıp kullanılmadığının ispatı talep
edilmekte olduğunu, davacı müvekkili şirkete ait, “...” unsurlarından oluşan marka tescil
başvurusunun nihai olarak, 6769 sayılı Kanunun 6/1. maddesine istinaden ve kullanmama defi’nin reddine ilişkin olarak davalı Kurum tarafından tesis edilmiş bulunan işlemin iptali
talebiyle, işbu davayı ikâme ettiklerini beyanla; davanın kabulü ile ... ...’ nın ... sayılı kararının iptaline,
müvekkili markasının tescil işlemlerinin başvurusunda kalan tüm sınıflar yönünden
devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı ... vekili 16/11/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Başvuru markası ile redde mesnet marka arasında küçük farklılıkların olmasının,
tüketicilerin işaretler arasındaki benzemeyen unsurları değil benzer unsurları hatırlama
eğiliminde oldukları dikkate alındığında, karşılaştırılan ibareler arasındaki yüksek düzeyde
benzerliği ortadan kaldıramadığının açık olduğunu, markaların bazen portföylerini büyütmeleri ve farklı
alanda ve imajla ürünleri göstermek için markayı biraz değiştirmelerinin normal olduğunu ve halk bu
markaları doğrudan karıştırabileceği gibi aynı firma tarafından ya da birbiri ile ilişkili firmalar
tarafından üretildikleri izlenimine kapılarak ürünleri aynı ve/veya benzer işletmenin
sanabileceğini, esasen markaların bütüncül olarak bıraktığı genel izlenim itibariyle mevcut
farklılıkların küçük olduğunu ve markaları birbirinden ayrıştırmaya yeterli olmadığını, ilgili
tüketicilerin mal ve hizmetlerin aynı işletmeye ait olduğunu ve/veya iktisadi ya da idari olarak
bağlantılı işletmeler tarafından üretilmiş olduğunu veya başvuru markasının davalının seri
markası olduğunu düşünebileceklerini ve bu durumda ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak
üzere karıştırılma ihtimalinin söz konusu olacağının değerlendirilmekte olduğunu, bu itibarla başvuru
markasının kısmi ret kararına konu hizmetler yönünden yeterli düzeyde ayırt edici nitelik
taşımadığının açık olarak anlaşılmakta olduğunu beyanla; davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... ... vekili 11/12/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf kendisinin de beyan ettiği gibi esasen ... ismi ile tanınmakta olduğunu, dolayısıyla ulaştığı takipçi sayısı ve izlenme sayısı, tescilini istediği "..." ibaresinden kaynaklı değil, aksine yıllardır ... adı altında özellikle ...'de sürdürdüğü sanat faaliyetlerinden kaynaklanmakta olduğunu, yine müvekkili ... da ünlü isimlerle çalıştığından halk nezdinde programın yapımcısı olarak müvekkili olduğu düşünülmesinin kaçınılmaz olduğunu, basiretli bir tacir olan davacı şirket iş bu programına başlamadan önce gerekli ve özenli araştırmayı yapması ve faaliyetine başlaması gerekirken şimdi zorlama yol ile markasını tescil ettirmeye çalışmakta olduğunu, dolayısıyla müvekkili markası ile karşı taraf markası safi işitsel benzerlik dolayısıyla dahi karıştırılabilir olduğunu, fakat müvekkili markası ile karşı taraf markası görsel ve kavramsal yönden de iltibasa sebep olacak derecede benzer olduğunu, görüleceği gibi markalar arasındaki benzerliğin çeşitli biçimlerde olabilir olduğunu, bu benzerlik, “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal/anlamsal” benzerlik biçiminde söz konusu olabilmekte olduğunu, bu tür benzerlik hallerinin hepsinin birden aynı somut olayda bulunması şart olmayıp, herhangi bir somut olaydaki özelliklere göre “bunlardan birisinin varlığı, sınıfsal benzerlik de dikkate alındığında karıştırma ihtimalinin mevcut olduğunun kabulü için yeterli olabilir.”, bununla birlikte somut olayda markalar hem görsel hem işitsel hem de anlamsal olarak ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olduğunu ve markaların 41.sınıfta çakışmakta olduğunu, her iki markada da akılda kalıcılık sağlayan unsur metnin anlamı olduğunu, bu nedenle başvuran tarafın markaların yazı stili, rengi veya şeklinden kaynaklı ayırt edici özellik kazandığı iddiasının mesnetsiz olduğunu, “...” ibaresinin ayırt edicilik özelliğinin zayıf olduğunu kabul anlamına gelmemekle beraber, bu marka uzun bir zamana yayılan sürekli bir kullanım ve yoğun ve 10 yılı aşkın süredir aralıksız bir reklam etkinliği sonucunda pazarda yerleşmek suretiyle halk gözünde fiili bir ayırt edicilik işlevi kazanmış olduğunu, dolayısıyla “...” ibaresi müvekkili markası ile özdeşleşerek tanınırlığının artması nedeniyle zayıf ayırt ediciliğe sahip olmadığını, markaya harf ya da ibarenin eklenmesi, çıkartılması ya da değiştirilmesi markalara ayırt edicilik katmadığı için karıştırılmaya neden olacağı görüşü içtihat edilmiş olduğunu, hem okunuş hem de görsel olarak birbirini çağrıştıran ve halkı yanıltıcı nitelikte olan markaların reddi gerekmekte olduğunu, dürüstlük kaidelerine aykırı hareket eden davacının “... ” ibaresinden oluşan bir marka tescil başvurusunda bulunmasının nedeni markalar arasında iltibas yaratılmasını sağlayarak müvekkili markasının ününden ve portföyünden faydalanmak olduğunu, davalı müvekkili son 5 yıldır 41. sınıfta yer alan tüm alanları aktif kullandığı ekte sundukları belgeler, sosyal medya hesapları ve youtube kanalı içerikleri, izlenme ve takip sayıları ile ispatlamakta olduğunu, aksinin ispatının davacı tarafından yapılması gerekmekte olduğunu beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan ... Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği ... sayılı ... kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait ... sayılı "..." ibareli marka başvurusu ile davalı şahsa ait redde mesnet ... sayılı marka arasında "SINIF KODU 41: Eğitim ve öğretim hizmetleri.Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri.Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, ..., müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil).Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil).Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri.Fotoğrafçılık hizmetleri.Tercüme hizmetleri." bakımından ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, redde mesnet marka bakımından; marka işlem dosyasında ileri sürülmeyen, ancak dava aşamasında ileri sürülen kullanmama def'inin dikkate alınıp alınamayacağı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ... Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik'in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı şirketin 19.02.2021 tarihinde ... sayılı "..." ibareli, 35, 38, 41 ve 43.sınıfta bulunan bir kısım hizmetler için tescil başvurusunda bulunduğu, başvurunun 17.05.2021 tarih ve 372 sayılı ... yayımlandığı, davalı şahsın 16.06.2021 tarihinde ..., ..., ... sayılı markaları mesnet göstererek 6769 sayılı SMK m.6/1 ve m.6/5 hükümleri kapsamında yayına itiraz dilekçesi sunduğu, davacı yanın 15.09.2021 tarihli itiraza karşı görüş ibraz ettiği, dilekçesinde ... sayılı markaya ilişkin tüm mal ve hizmetler bakımından kullanmama def'i ileri sürdüğü, davalı yanın 10.11.2021 tarihli kullanım ispat formu ibraz ettiği, ...'nca ileri sürülen itirazların incelenmesi sonucunda "SINIF KODU 41: Eğitim ve öğretim hizmetleri.Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri.Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, ..., müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil).Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil).Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri.Fotoğrafçılık hizmetleri.Tercüme hizmetleri." hizmetlerinin başvurudan çıkarılmasına karar verildiği, redde mesnet olarak SMK m.6/1 hükmü ve ... sayılı markanın gösterildiği, bu karara karşı davacı şirketin 31.03.2022 tarihli itiraz dilekçesi sunduğu, davalı şahsın 29.04.2022 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, itirazı değerlendiren .... sayılı ... kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 28.09.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet marka ve tüm dosya kapsamına göre;
...'nun yerleşmiş uygulamasına göre (....) ... kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. (...) Eldeki davada da ... karar tarihi olan 27.09.2022 tarihindeki marka işlem dosyasında mevcut maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve salt marka işlem dosyası ile sınırlı olarak değerlendirme yapılmıştır. Bu nedenle marka işlem dosyasına sunulmayan, ancak dava aşamasında ibraz edilen bilgi ve belgeler değerlendirme dışı bırakılmıştır.
Buna göre; marka işlem dosyası incelendiğinde, redde mesnet marka hakkında kullanmama def'i ileri sürülmediği, ileri sürülen kullanmama def'inin ... sayılı markaya ilişkin olduğu, söz konusu markanın ise iş bu davanın malzemesini oluşturmadığı anlaşıldığından; redde mesnet ... sayılı marka bakımından dava aşamasında ileri sürülen kullanmama def'inin davanın niteliği gereği dikkate alınamayacağı kanaatine varılmıştır.
Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan "SINIF KODU 41: Eğitim ve öğretim hizmetleri.Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri.Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, ..., müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil).Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil).Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri.Fotoğrafçılık hizmetleri.Tercüme hizmetleri.", redde mesnet marka kapsamında aynen yer almaktadır.
Dava konusu marka başvurusu "..." ibaresinden, redde mesnet marka ise "..." ibaresinden oluşmaktadır. Markalarda müşterek olan unsur "..." ibaresidir. Bu ibare, esasen "... Yutmak" şeklindeki deyimin ilk iki kelimesidir. ... yutmak; ... ve diğer sahne sanatları alanlarında tecrübeli olmayı ifade ettiği gibi ayrıca hayatın farklı alanlarında da tecrübeye dikkat çekmek amacıyla kullanılır. Başka bir deyişle; ... yutmak, kişinin ilgi alanına giren bir işte emek vermesi, fiilen o işle iştigal etmesi, bu şekilde bilgi ve deneyimini artırması anlamında kullanılır. ... kelime grubu da; ... ve diğer sahne sanatları alanlarının bizatihi kendisini ifade eder. Söz konusu kelime grubu hemen ve ilk bakışta davaya konu 41.sınıfta yer alan hizmetleri tanımlamamaktadır. Bu kelime grubunun özellikle ... ve diğer sahne sanatları hizmetleri bakımından telmih edici olduğu, dolayısıyla ayırt ediciliğinin düşük olduğu ileri sürülmüşse bile bir markanın ayırt ediciliğinin düşük olması halinde, sonraki tarihli markanın her hal ve şartta tescil edilebileceği anlamına gelmez. Zira; ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi değerlendirmesinde odak noktası; ilgili tüketici kesiminin zihninde oluşacak algının tespitidir. Bu çerçevede yapılan incelemede; markalarda bulunan "..." ve "..." sözcüklerinin markaları birbirinden uzaklaştırmaya yeter derecede ayırt ediciliklerinin bulunmadığı, markaların görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer oldukları, kapsamlarındaki hizmetlerin de aynı olduğu, o halde, her ne kadar davaya konu hizmetlerin hitap ettiği tüketici kesiminin nispeten dikkatli ve bilinçli olduğu tespit edilmişse de, bu tüketici kesiminin dahi başvuru markasını, redde mesnet marka ile ilişkilendirebileceği, markaların aynı ticari kökenden geldiği hususunda yanılsamaya düşerek tüketim tercihinde bulunabileceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL'nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 211,00 TL posta-tebligat masrafı olmak üzere toplam 383,90 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı ... ... tarafından yapılan 11,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı ... ...'e verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re'sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şahıs vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde .... Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/03/2023
Katip ....
E-imza
Hakim ...
E-imza
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!