WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ANKARA 5. FIKRI VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESI

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/391 Esas - 2023/194
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/391 Esas
KARAR NO : 2023/194

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 18/10/2022
KARAR TARİHİ : 14/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/05/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 18/10/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; İptali talep edilen ... kararının SMK amir hükümlerine aykırı olduğunu, 6769 sayılı SMK m.6/1 bendi kapsamında müvekkili markası ile itiraz sahibi marka
arasında iltibas ihtimalinin bulunduğu yönündeki gerekçe ile verilen ... ...
kararının usule ve hukuka aykırı olduğunu, davalı firma
sahibince itiraza gerekçe gösterilen marka ile müvekkili markası arasında gerek
fonetik, gerekse görsel benzerlik olmadığını, ayrıca “...
...” ibareli başvurunun, müvekkili firmanın “...” esas unsurlu marka serisinin bir
parçası olduğunu, bu durum dahi müvekkili firmanın markasının yine kendi markaları ile ilişkilendirileceğinin, amacının “...” esas unsurlu seri markalar yaratmak
olduğunun en büyük kanıtlarından olduğunu, somut durumda, taraf markalarının “...” ibaresini ortak unsur olarak içermeleri
dolayısıyla davalı firmanın dayanak aldığı markanın seri markalarından olduğu ya da
aralarında yönetimsel bir bağ bulunduğu zannına kapılabilmeleri olasılığının söz konusu olmadığını, aksine; müvekkiline ait “...” esas unsurlu markaların seri marka
niteliğini haiz olduğunu ve müvekkilinin, “...” markası ile söz
konusu marka serisine bir yenisini eklemesinin söz konusu olduğunu beyanla; ... ...’nın 17/08/2022 tarihli ... sayılı kararın iptali
ile ... sayılı marka başvurusunun tescil
sürecinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı ... vekili 03/01/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu markada “...
...” ibaresi kullanılmış olduğunu, gerek “...” ibaresi gerekse “...” ibaresi ayrı ayrı esas unsur
olarak yer almakta olduğunu, dava dilekçesi ve marka sicil kayıtlarının incelemesinde “...”
ibaresinin davacının çatı markası olduğunun anlaşılmakta olduğunu, birden fazla esas unsurun yer aldığı
markalarda karşılaştırma yapılırken özellikle çatı markanın geri planda tutularak iltibas
değerlendirmesi yapılması gerektiğini, redde mesnet markanın “..." ibaresinden oluşmakta olduğunu, taraf
markalarında ortak esas unsur olan “...” ibaresi dışında markaları birbirinden ayıran bir unsur
bulunmadığından markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik bulunmakta olduğunu, işaret benzerliği ile birlikte başvuru kapsamında yer alan mallar yönünden de ayniyet/benzerlik
şartı gerçekleşmiş olduğunu, anılan gerekçelerle SMK m.6/1 kapsamında Kurul kararının hukuka uygun tesis
edilmiş olduğunu, davacının önceki tescillerine dayalı müktesep hak koşulları oluşmamış olduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili 16/11/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; ... nezdinde haksız suretle başvurusu yapılan ... numaralı “...” markasının, müvekkili şirket adına daha önceden aynı sınıfta tescil edilen ... numaralı “...” markası ile ayniyet derecesinde benzer olduğundan başvurunun reddine dair tesis edilen ... kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, markalar arasında yazı stili, grafik düzeni, renk farklılıkları ya da harf eklentileri yoluyla yapılan küçük değişikliklerin ayniyeti ortadan kaldırmadığını, özellikle taklit edilen markadan harf çıkarmak, ayırt edici olmayacak şekilde birkaç harf değiştirmek, markanın önüne veya sonuna kelime eklemek sureti ile gerçekleştirilen kötü niyetli marka başvurularının reddedilmesi gerektiğinin açık olduğunu, davacı firmanın ayniyet derecesinde benzer bir ibareyi marka olarak seçmesinin müvekkili markası ile iltibas yaratmaya çalıştığının açık göstergesi olduğunu, her iki markanın da yazılış, okunuş ve telaffuz bakımından aynı olduğunu ve karıştırılma ihtimalinin mutlak olduğunu, ... tarafından da bu durumun sabit görülmüş olduğunu, iltibas tehlikesi bakımından yapılacak değerlendirmede davacı firma tarafından haksız suretle başvurusu yapılan "..." markasındaki çatı marka olan "..." ibaresinin değil, "..." ibaresinin kıyaslamaya esas alınması gerekmekte olduğunu, davacı firma tarafından “...” marka başvurusunun kötü niyetle yapılmış olduğunu, karşı tarafın müvekkili markasından haberdar olmasına rağmen, müvekkili markasının yazılış, okunuş ve telaffuz bakımından ayniyet derecesinde benzerini tescil ettirmek istemiş olduğunu, davanın müvekkiline karşı hak düşürücü süre içinde açılmamış olduğunu beyanla; davanın öncelikle esasa girilmeksizin hak düşürücü süre itirazı doğrultusunda reddine, her halükarda haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak ikame edilen iş bu davanın esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan ... kararının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği ... sayılı ... kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait ... sayılı "..." ibareli marka başvurusu ile davalı şirkete ait redde mesnet ... sayılı "..." ibareli marka arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacının önceki tarihli ... sayılı markasından kaynaklı müktesep hakkının bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren .... Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik'in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 26.01.2021 tarihinde ... sayılı "..." ibareli, 33.sınıfta bulunan bir kısım emtialar için tescil başvurusunda bulunduğu, başvurunun ...'nca SMK m.5/1 (i) hükmü gereği kısmen reddine karar verildiği, kalan emtialar bakımından başvurunun 29.03.2021 tarih ve 369 sayılı ... yayımlandığı, davalı şirketin 31.05.2021 tarihinde ... sayılı markayı mesnet göstererek 6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü gereği yayına itiraz dilekçesi sunduğu, davacı şirketin 29.07.2021 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, ...'nca ileri sürülen itirazların incelenmesi sonucunda marka tescil başvurusunun reddine karar verildiği, davacı şirket tarafından 23.11.2021 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, davalı şirket tarafından 29.12.2021 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi bildirildiği, itirazı değerlendiren ....'nun ... sayılı ... kararı ile itirazın ve başvurunun reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 22.08.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet marka ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan "Rakı coğrafi işareti özelliklerine uygun rakılar." ile redde mesnet marka kapsamında yer alan "Alkollü içecekler (biralar hariç): rakılar." emtiaları aynı/aynı türdür.
Dava konusu marka başvurusu incelendiğinde; "..." ibaresinden oluştuğu, redde mesnet marka incelendiğinde "..." ibaresinden oluştuğu tespit edilmiştir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; davacı marka başvurusunda yer alan "..." ibaresinin çatı marka vasfında olduğu, zira davacının "..." çatı markalı çok sayıda tescil belgesinin bulunduğu, bu nedenle dava konusu marka başvurusu bakımından, söz konusu çatı markanın markasal ayırt edicilik incelemesinde arka planda kaldığı, buna göre; başvuru markasının esas unsurunun "..." sözcüğü olduğu, bu sözcüğün "1.Sır 2.Yelken gemilerinde mizana direği denilen kıç direkte eğik duran bayrak sereni." anlamlarına geldiği, söz konusu anlamları itibariyle "..." sözcüğünün davaya konu emtialar bakımından somut ayırt edici olduğu, buna göre; daha önce redde mesnet "..." markasını gören, işiten, bu markalı emtialardan yararlanan ilgili tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu "..." markasını gördüğünde veya işittiğinde, davaya konu emtialardan faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde bu markayı redde mesnet marka ile ilişkilendirebileceği, her iki markanın da aynı ticari kökenden geldiği hususunda yanılsamaya düşerek tüketim tercihinde bulunabileceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılaması ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı yan önceki tarihli markasından kaynaklı olarak iş bu davaya konu marka başvurusuna ilişkin müktesep hakkının bulunduğunu ileri sürmüştür.
.... sayılı “...” kararında kazanılmış hak teşkil eden önceki markaların tespiti yönünden bazı kıstaslar getirmiştir.
..... Sayılı kararına göre; Bir işletme tarafından uzunca süredir kullanılan markanın asli unsuru muhafaza edilerek ve markanın bu işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle, önceki markanın kapsadığı ürünlerin veya bir ürün çeşidinin tüketiciye yenilenmiş bir marka imajı ile sunulması ve bu yolla marka sahibi işletmenin piyasaya arz ettiği ürünlerinin de işletmesel köken olarak öncekilerle bağlantılı olduğu mesajını veren yeni markalar yaratmak amacıyla önceki markada yer alan asıl unsurun yanına başkaca asli ve/veya tali unsurlar ekleyerek oluşturduğu markaların seri marka olarak kabulü olanaklıdır. Bu tür markalar niteliği itibariyle 556 sayılı KHK'nın 55. maddesinde tanımlanan ortak markalara benzemekle birlikte; seri markalar, ortak markalarda mevcut olan bir grupta yer alan işletmelerin mal veya hizmetlerini diğer işletmelerden ayırt edilmesi fonksiyonu, teknik yönetmelik gibi özelliklere sahip olması gerekmeyen ve esasen ortak asli unsuru taşımakla birlikte her biri diğerinden bağımsız nitelikteki ticaret ve hizmet markalarıdır.
Bu karar içeriğinden de anlaşılabileceği üzere müktesep hakkın kabulü üç koşula bağlanmıştır. Bunlar:
• müktesep hak iddia edilen marka ile davaya konu markadaki asli unsurların muhafaza edilmiş olması ve eski markaya karşı hükümsüzlük davası açılacak sürenin dolmuş olması ve bu markanın çekişmesiz şekilde kullanılması,
• markalar arasında işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yaratılan izlenimin korunması,
• dava konusu markada, müktesep hak iddia edilen markaya nazaran kapsamın genişletilmemiş olması.
Bu üç şartın gerçekleştiği durumlarda marka sahibi kazanılmış hak elde eder.
Bu üç şartın gerçekleştiği durumlarda marka sahibi kazanılmış hak elde eder. Hemen belirtmek gerekir ki; yukarıdaki şartlar sağlansa bile, sonraki tarihli marka başvurusu, itiraza mesnet markaya yakınlaşma ve bu yolla haksız yararlanma tehlikesi oluşturmamalıdır. Burada irdelenmesi gereken husus; marka olarak seçilen işaretin önceki tarihli kök seri markaların yenilenmesi suretiyle mi oluşturulduğu, yoksa itiraza mesnet markalar ile yakınlaşarak onunla iltibas tehlikesi doğurma tehlikesi oluşturacak şekilde mi mizanpajının yapıldığıdır. Daha ilk bakışta başvurunun kök markanın değil de, itiraza mesnet markanın yeni düzenlenmiş bir versiyonu olduğu yönünde ortalama tüketici nezdinde izlenim doğuyorsa, önceki kök markalardan kaynaklı müktesep hak şartlarının doğduğundan söz edilemez. Bu itibarla seri marka olarak tescili talep edilen işaret, kök markadan esaslı farklılıklar göstermemeli ve seri marka seçilirken itiraza mesnet markaya yakınlaşacak font, renk, mizanpaj değişikliklerinden kaçınılmalıdır. (...)
Müktesep hak iddiası bakımından hemen belirtmek gerekir ki; önceki tarihli markanın çekişme konusu olmaktan çıkması hali tek başına müktesep hak şartlarının doğumunu sağlamaz. Önceki tarihli markanın başvuruya konu emtialar bakımından aynı zamanda fiili olarak kullanıldığının da ispatlanması gerekir. Zira, müktesep hak müessesesinin kabul edilmesinin amacı, önceki tarihli markanın uzunca süredir kullanımı nedeniyle ilgili tüketici kesiminde oluşan imajın, sonraki tarihli marka başvurusuna sirayet etmesini sağlamaktır. Bu nedenledir ki, fiilen kullanılmayan önceki tarihli markanın ilgili tüketici kesiminde bir imaj duygusu oluşturduğundan söz edilemez. Olmayan imajın yenilenen yeni bir marka başvurusuna aktarımı da dolayısıyla söz konusu olamaz. Müktesep hak şartları bakımından yukarıda ifade ettiğimiz görüşü destekler nitelikte, ... sayılı kararında, önceki markanın fiilen kullanılmasını, müktesep hakkın doğumu bakımından gerekli görmüştür.

Somut olayda yapılan incelemede; Davacı vekili her ne kadar müvekkilinin ... sayılı markasından kaynaklı olarak iş bu davaya konu marka başvurusu bakımından müktesep hakkı bulunduğunu ileri sürse de söz konusu argümana itibar edilmemiştir. Şöyle ki; davacıya ait ... sayılı markanın "..." ibaresinden oluştuğu, bu hali ile dava konusu marka başvurusunun, önceki tarihli markanın asli unsuru korunarak oluşturulduğunun söylenebileceği, önceki tarihli markanın 02/12/2009 tarihinde tescil edildiği, bu nedenle davaya konu marka başvuru tarihi itibariyle hükümsüzlük tehdidi altında olmadığı, önceki tarihli markanın "Alkollü içecekler (biralar hariç)." emtiaları bakımından tescilli olduğu, dolayısıyla başvuru markası kapsamındaki emtiaları kapsadığı tespit edilmişse de, önceki tarihli markanın tescili kapsamındaki emtialar bakımından uzun süreli olarak kullanıldığı hususunun ispatlanamadığı, bu nedenle müktesep hak koşullarının tamamının somut olayda mevcut olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL'nin mahsubu ile alınması gereken 99,20 TL'nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 62,70 TL vekalet harcı, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 146,00 TL posta-tebligat ücreti olmak üzere toplam 415,52 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı ... tarafından yapılan 48,60 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı ...'ne verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re'sen iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı kurum vekili, davalı şirket vekilinin yüzüne karşı HMK m. 341 hükmü gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde .... Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk Dairesi nezdinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/04/2023
Katip ....
E-imza

Hakim ....
E-imza

UYAP Entegrasyonu