WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ANKARA 5. FIKRI VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESI

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/314 Esas - 2023/182
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/314 Esas
KARAR NO : 2023/182

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 24/08/2022
KARAR TARİHİ : 07/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/04/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 24/08/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacının “...” ibaresinin tescili için davalı ... nezdinde dosyaladığı ... sayılı başvurunun tesciline diğer davalı firmanın SMK m. 6/1 hükmüne dayalı olarak dosyaladığı itirazlarının ... ...tarafından kabul edilerek davacının markasının reddedilmesinin haksız ve hukuka aykırı bir işlem olduğunu, zira söz konusu kararın şeklen bir gerekçe ihtiva etse de özünde gerekçesiz olduğunu ve öncelikle bu nedenle iptalinin gerektiğini, diğer taraftan, davalı firmanın itiraz dilekçesinde bahsettiğinin aksine, her ne kadar davalıya ait markalar anlamı bulunmayan kelimeler olsa da davacının markasının anlamı bulunan ve markanın kullanıldığı ürünün içeriği ve kullanım alanından esinlenilerek yaratılan bir marka olduğunu, zira "..." ibaresinin esasen iki kelimenin ... karşılığının kısaltılarak birleştirilmiş hali olduğunu, ...'de "..." kelimesinin göz, "..." kelimesinin ise gözün arkasındaki ışığı algılayan doku, ışığın görüntü olarak beynimize iletilmesini sağlayan sinir tabakasının adı olduğunu, “...” markası ile üretilecek ürünün bir göz hastalığı olan ... (...), ... karşılığı ... olan hastalığın tedavisinde takviye edici gıda olarak kullanılmasının, bu hastalığın gözün ... tabakasında, net görmeden sorumlu olan makula bölgesindeki hücrelerin ilerlemesini sağlamasının söz konusu olduğunu, bu nedenle davacının bu markayı tercih etmiş olduğunu, zaten de dava konusu edilen markada geçen “...” ifadesinin, ürünün ... tedavisinde optimal değerlerde bir gıda takviyesi olduğunu ifade ettiğini, bu hususların davacının dava konusu edilen markayı yaratırken davalının iddia ettiğinin aksine davalının markasından esinlenmediğini ortaya koyduğunu, ayrıca da ... inceleme yaparken davalının markasının kullanılmadığı hususunu da göz ardı ettiğini, halbuki davalı firmanın redde mesnet markasını fiilen kullanmadığını, nitekim ... ...’nin sisteminden/... ilaç bilgi programından davalının “...” markalı bir ürününün halihazırda üretilmediğinin görülebileceğini, davalının kullanmadığı bir markasına dayalı olarak davacının markasının tesciline itiraz etmesinin davalının kötü niyetinin açık bir tezahürü olduğunu, davalının önceden ... başvuru dosya numarası ile tescil ettirdiği markasının daha sonra ... sayılı marka tahtında yenilenmiş olmasının da markanın ciddi kullanımı sayılamayacağını, halbuki davacının “...” markasını yukarıda bahsi geçen sarı nokta hastalığına iyi gelen takviye edici gıdalarda kullanıyor olduğunu, bu ürünün formülasyonunun davacı tarafından ...'de yapılan çalışmalar ve araştırmalar dikkate alınarak geliştirildiğini ve bu ürünün yurt içinde ecza depoları aracılığıyla eczanelerde satılmakta olduğunu, hekimler tarafından takviye edici olarak reçelendirildiğini, aynı zamanda online satış sitelerinde de satışa sunulduğunu, davacı tarafından hekimlere ürünün içeriği ve yapılan çalışmalara ilişkin olarak eğitim de verildiğini, ayrıca davacının .... uzantılı internet sitesi üzerinden de bu ürünün satışlarının gerçekleştiğini, ayrıca davacının markanın kullanıldığı ürün için ...’ndan gerekli ruhsatı da almış olduğunu, davacının yoğun çabalara ve yüksek maliyetlere katlanarak aktif bir biçimde kullandığı markasının, davalının hiç kullanmadığı markası gerekçe gösterilerek reddedilmesinin haksız ve hukuka aykırı bir işlem olduğunu ileri sürerek, ... ...’nın dava konusu edilen 24.06.2022 tarih ve ... sayılı kararının iptaline ve ... başvuru sayılı markanın tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı ... vekili 02/09/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Taraf markalarının birbirleriyle karıştırılma ihtimali doğuracak derecede benzer olduğunu, bu nedenle davacının markasının reddedildiği emtiaların hitap ettiği ortalama tüketiciler açısından markaların aynı şirkete ait olduğu izleniminin uyanma ihtimalinin yüksek olduğunu, dava konusu edilen markanın kendine özgü ve ayırt edici bir niteliğinin olmadığını, işarette kullanılan renklerin ve yazı stilinin redde mesnet marka ile aynı olduğu, yani davacının markasında ayırt edicilik fonksiyonunun yerine getirilmediğini, ayrıca davacının markasının reddedildiği emtialar açısından davalı firmanın markasının tescilli olduğunu, dolayısıyla taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, bu nedenlerle davadaki taleplerin reddinin gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili 14/10/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalının 1953’ten beri ilaç sektöründe faaliyet gösteren, yüzde yüz Türk sermayeli bir şirket olduğunu, ilaç sektöründeki 300 kuruluş içinde 3. sırada ve ...’nin ilk 500 büyük firması içerisinde yer aldığını, aynı zamanda ürünlerini 50 ülkeye ihraç ettiğini, davacının kendi markasının tescili hususunda açmış olduğu bir ...kararının iptali davasında kullanmama def’ini ileri süremeyeceğini, zaten davalının redde mesnet alınan ... sayıyla tescilli "..." ibareli gerekçe markasının tescil tarihi 08.02.2019 olduğundan, kanunda şart koşulmuş olan beş yıllık kullanım süresinin henüz dolmadığını, dolayısıyla bu markanın kullanmama def’ine muhatap olamayacağını, dava konusu edilen "... ..." ibareli markanın davalının ... sayıyla tescilli "..." ibareli markası ile görsel, işitsel ve kavramsal açılardan ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, taraf markalarının esas unsurlarında kullanılmış olan harflerin ve dizinlerinin, tek bir harf dışında birebir aynı olduğunu, davacının markasında geçen "..."nın 05. Sınıftaki emtialar yönünden markasal hüviyette ayırt ediciliğinin bulunmadığını, ayrıca taraf markalarının birebir aynı emtialarda kullanılacağını, dolayısıyla ilgili tüketicilerin taraf markalarını karıştırma ihtimalinin yüksek olduğunu, davacının markasının davalının tescilli markası ile seri marka intibası uyandırdığını ve refleksif olarak davalının markasını çağrıştırdığını, ayrıca davacının huzurdaki davada markasının tescilini talep edemeyeceğini, zira marka tescil işlemlerinin idari işlem olması nedeniyle sadece ...’ten talep edilebileceğini ileri sürerek, davadaki taleplerinin reddinin gerektiğini savunmuştur.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan ...kararının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği ... sayılı ...kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait ... sayılı "... ..." ibareli marka başvurusu ile redde mesnet alınan ... sayılı marka arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı yanın ileri sürdüğü kullanmama def'i ve davalı şirketin kötü niyetli olduğu iddialarının nispi tescil engelini bertaraf etme kabiliyetinin bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, bilirkişi raporu alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren .... Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik'in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 26.03.2021 tarihinde ... sayılı "... ..." ibareli, 05.sınıf emtiaları için tescil başvurusunda bulunduğu, başvurunun 12.07.2021 tarih ve 376 sayılı ... yayımlandığı, davalı şirketin 12.09.2021 tarihinde .... sayılı markaları mesnet göstererek 6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kapsamında yayına itiraz dilekçesi sunduğu, davacının 02.11.2022 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, ...'nca SMK m.6/1 hükmü uyarınca marka tescil başvurusunun reddine karar verildiği, redde mesnet olarak ... sayılı markanın gösterildiği, davacı tarafından iş bu karara 07.03.2022 tarihinde itirazda bulunulduğu, davalının 11.04.2022 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, itirazı değerlendiren ...'nun ... sayılı ...kararı ile; itirazın ve başvurunun reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 24.06.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet marka, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
...'nin ve ...'nun yerleşmiş uygulamasına göre (...) ...kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. (....) Eldeki talep de ...kararının iptali istemini barındırdığından ...karar tarihi olan 24.06.2022 tarihindeki marka işlem dosyasında mevcut maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve salt marka işlem dosyası ile sınırlı olarak ...kararının iptali istemi değerlendirilmiştir.
Buna göre; marka işlem dosyasında, redde mesnet alınan ... sayılı markanın kullanılmadığına ilişkin def'i ileri sürülmediğinden, ...kararının iptali istemli iş bu dava aşamasında ileri sürülen kullanmama def'i değerlendirilemez. Kaldı ki; redde mesnet markanın tescil tarihi ile dava konusu marka tescil başvuru tarihi arasında en az beş yıl süre bulunmadığından her halükarda SMK m.19/2 hükmü koşulunun somut olayda oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan 5.sınıftaki emtialar ile redde mesnet alınan marka kapsamında yer alan 5.sınıftaki emtialar; aynı veya aynı türdür.
Dava konusu marka başvurusu incelendiğinde; "... ..." ibaresinden oluştuğu, redde mesnet marka incelendiğinde; "..." ibaresinden oluştuğu tespit edilmiştir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; taraf markalarında esas unsur olarak kullanılan kelimelerin başlangıç ve son kısımlarında, dizinleri de dahil olacak şekilde yedi harfin aynı olmasının ve işaretlerde “...” ve “...” kelimelerinden başkaca markasal hüviyette baskın unsurlar kullanılmamış olmasının, markaları görsel, işitsel ve kavramsal açılardan birbirlerine yakınlaştırdığı değerlendirilmiştir. Harflerin yazım karakterindeki farklılıkların ve davacının markasında mevcut olan “...” tasviri/tanımlayıcı kelime öbeği unsurunun, markalarda esas unsur olan kelimelerin yakın benzerliğinin yaratmış olduğu yakınlaşmayı ortadan kaldıracak, yani karşılaştırılan markaları görsel, işitsel ve kavramsal açılardan ayırt edilemeyecek derecede benzer olmaktan kurtaracak güçte ve nitelikte olmadığı değerlendirilmiştir. Bu yan unsur farklılıkları, markaları “birebir aynı” olmaktan çıkarmakta, ancak SMK’nın 6/1 hükmü kapsamında “ayırt edilemeyecek derecede benzer” olma durumundan kurtaramamaktadır. Ayrıca; somut olayda davacının markasının reddedildiği emtialar ile davalının markasının tescilli olduğu emtiaların aynı/benzer/türdeş oldukları tespit edilmiştir. Her ne kadar söz konusu emtiaların bir kısmının hitap ettiği tüketicilerin bilgi/bilinç/dikkat/özen seviyesi, en azından bu emtiaları satın alırken düşük değil ise de, bu emtialarda “...” ve “...” ibarelerinin markasal hüviyette farklı firmalar tarafından kullanılması halinde alıcıların söz konusu emtiaların aynı şirketten veya ekonomik olarak bağlantılı şirketlerden geldiği düşüncesine kapılma tehlikesinin bulunduğu, bu hususun karıştırma ihtimalini yarattığı, tüketicilerin iki farklı marka ile karşı karşıya olduklarını anlamaları halinde bile, her iki markanın sahibi arasında idari/işletmesel bir bağlantı bulunduğunu, ortak bir çalışma kapsamında iş yapıldığını düşünebilecekleri, davacının markasının, davalının markasının tescili kapsamına giren emtialar açısından davalının hedef pazarındaki tüketici/müşteri kitlesi nezdinde karışıklık yaratabileceği, dolayısıyla; dava konusu marka başvurusu ile redde mesnet alınan marka arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davacılar vekili her ne kadar davalı şirketin kötü niyetli olduğunu ileri sürse de, bu husus somut olayda davalı kurumun SMK m.6/1 hükmü uyarınca tespit ettiği nispi tescil engelini bertaraf edecek kabiliyette değildir. Davacı yanın bu iddiası, redde mesnet markanın hükümsüzlüğü davasında veya redde mesnet marka başvurusunun tescili aşamasında itiraz veya hükümsüzlük sebebi olarak ileri sürülebilirse de, somut olaydaki gibi dava konusu marka başvurusu bakımından davalı ...'in SMK m.6/1 hükmü uyarınca redde mesnet markayı baz alarak yaptığı değerlendirmede bu hususu değerlendirme yükümlülüğü bulunmamaktadır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL'nin mahsubu ile alınması gereken 99,20 TL'nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 37,10 TL vekalet harcı, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti, 224,00 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 3.967,92 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı ... tarafından yapılan 11,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı ... 'ne verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re'sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde .... Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/04/2023

Katip ...
E-imza

Hakim ....
E-imza

UYAP Entegrasyonu