T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/307 Esas - 2023/108
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/307 Esas
KARAR NO : 2023/108
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 22/08/2022
KARAR TARİHİ : 08/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/04/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 22/08/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacının “... ...” ibareli marka başvurusunun tescili için davalı ... nezdinde dosyaladığı ... sayılı başvurunun, davalı firmaların itirazları üzerine, davalıların ..., .... sayılı markaları mesnet gösterilerek diğer davalı ... tarafından kısmen ve nihai olarak reddedilmesinin haksız ve hukuka aykırı bir işlem olduğunu, zira taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal açılardan birbirlerinden çok farklı olduklarını, davalılardan ...’nın markalarının hem ibarelerden hem de baskın birer şekil ve renk unsurlarından oluşan karma markalar olduğunu, markada geçen ve uyuşmazlık konusu olan “...” ibaresinin işaretlerde küçük puntolarla yazılmış bir yan unsur olduğunu, ayrıca da taraf markalarının benzemediğine ilişkin olarak, taraflar arasında yargıya intikal etmiş olan uyuşmazlıkta .... Esas sayılı dosyasına sunulmuş olan bir bilirkişi heyeti raporunun mevcut olduğunu, davalılardan ... A.Ş.’nin markalarının da dava konusu edilen markaya benzemediğini, zira markaların barındırdıkları farklı ibarelerin, şekillerin ve renklerin tüketicilerin markaları karıştırması ihtimalini bertaraf ettiğini, davacının markasında kırmızı renkli harflerle yazılmış “...” ibaresinin ön planda olduğunu, dolayısıyla bu ibarenin davacının çatı markası olduğundan bahisle işarette geri planda algılandığının söylenmesinin mümkün olmadığı, taraf markalarında yan unsur hüviyetinde kullanılmış olan ve zaten yerleşik/bilinen anlamı itibariyle markasal hüviyette ayırt edicilikten yoksun olan “...” ibaresinin ortaklığından hareketle taraf markalarının karıştırılacağının söylenmesinin mümkün olmadığını, dava konusu edilen ... kararında iki ayrı şirkete ait markalar gerekçe gösterilerek karar verilmiş olduğunu, halbuki itiraz edenlerin iki ayrı şirket olması nedeniyle iki ayrı ... kararının inşa olunması gerektiğini, ayrıca dava konusu edilen ... kararında “itiraz sahibi” kısmının da boş bırakılmış olması nedeniyle bu kararın usulüne uygun düzenlenmediğini ileri sürerek, ... ...’nın dava konusu edilen 24.06.2022 tarihli ve ... sayılı ret kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı ... vekili 29/08/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal açılardan birbirleriyle karıştırılma ihtimali doğuracak derecede benzer olduklarını, markalarda ortak olarak yer alan “...” ibaresi nedeniyle tüketiciler açısından markaların aynı şirkete ait olduğu izleniminin uyanma ihtimalinin yüksek olduğunu, dava konusu edilen markanın kapsamından çıkartılmış olan emtialar özelinde, taraf markalarının aynı veya ilişkili emtialarda kullanılacağını, SMK’da hak sahibine itiraz etmek dışında, mükerrer tescile imkan verecek şekilde, tescilli markayı hükümsüz kılmadan markasını tescil ettirme olanağı verilmemiş olduğunu, dolayısıyla davacının “...”lu seri markalarına dayalı hak iddialarının dinlenemeyeceğini, davacının tanınmışlık iddiasını da kendi marka başvuru süreci içerisinde dile getirmesinin hukuken mümkün olmadığını, bu nedenlerle davadaki taleplerin reddinin gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... ... vekili 23/09/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu edilen markada geçen “...”lu unsurun davacının çatı markası olması nedeniyle benzerlik karşılaştırması esnasında dikkate alınamayacağını, zira dava konusu edilen markada asıl koruma altına alınmak istenilen unsurun, davacının çatı markası olan “...” ibaresi değil “...” ibaresi olduğunu, bu ibarenin de davalı firmanın tescilli markası olarak davalı tarafından 8 yılı aşkın bir süredir fiilen ve yoğun bir biçimde kullanıldığını, dava konusu edilen markanın esas unsuru ile davalının tescilli markalarının esas/tek unsurunun birebir aynı olduğunu, davacının böyle bir markayı kullanması halinde davalının tescilli marka haklarının zarar göreceğinin açık olduğunu, davalının “...” markasının bilhassa ... bölgesinde gıda sektöründe iyi bilinir bir marka olduğunu, davalının "..." markasının zayıf veya ayırt ediciliği düşük alelade bir ibare olmadığını, aksine halk nezdinde akılda kalıcı ve güçlü bir ibare olduğundan markasal hüviyette ayırt ediciliğinin yüksek olduğunu iddia ederek, davadaki taleplerin reddinin gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... Şirketi, dava dilekçesinin kendisine tebliğine rağmen yasal süre içinde cevap dilekçesi ibraz etmediğinden, 6100 sayılı HMK m.128 hükmü gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan ... Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği ... sayılı ... kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait ... sayılı "... ..." ibareli marka başvurusu ile redde mesnet alınan markalar arasında Markalar Dairesi Başkanlığı'nca çıkarılan mal ve hizmetler bakımından ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, bilirkişi raporu aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ... Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik'in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı şirketin 03.12.2019 tarihinde ... sayılı "... ..." ibareli, 29, 30, 32, 35 ve 43.sınıfta bulunan mal ve hizmetler için tescil başvurusunda bulunduğu, başvurunun 13.01.2020 tarih ve 340 sayılı ... yayımlandığı, bu ilan üzerine, davalılardan ... Ltd. Şti.’nin SMK m.6/1 hükmüne ve .... sayılı markalarına, davalılardan ... A.Ş.’nin de SMK m.6/1, m.6/3, m.6/5, m.6/6 ve m.6/9 hükümlerine ve ... sayılı markalarına dayalı olarak itiraz ettikleri, ayrıca aynı ilana dava dışı iki firmanın daha itiraz ettiği, davacının bu itirazlara karşı görüş sunarken itirazlara mesnet alınan markaların tescilli oldukları tüm emtialarda kullanıldığının ispatlanmasını talep ettiği, muterizlerin marka işlem dosyasına markalarının kullanımlarına ilişkin muhtelif belge ve delil sundukları, tüm bu itirazları ve belgeleri inceleyen .... ’nın 03.12.2021 tarihli ve ... sayılı kararı ile, davalılardan ... Ltd. Şti.’nin itirazını ... ve ... sayılı markalar ve SMK m.6/1 hükmü yönünden, davalılardan ... A.Ş.’nin itirazını da .... sayılı markalar ve SMK m.6/1 hükmü yönünden haklı bularak davacının markasını kısmen reddettiği, davacının bu kısmi ret kararına karşı dosyaladığı itirazın ... ...’nun huzurda dava konusu edilen 24.06.2022 tarihli ve ... sayılı kararı ile nihai olarak reddedildiği, bu kararın davacı marka vekiline 28.06.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan mal ve hizmetler; "29.SINIF: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, .... Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. 30.SINIF: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf,şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. 43.SINIF: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri." şeklindedir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; davacının markasının tescili kapsamına alınmak istenen emtiaların bir kısmı, davalıların kısmi redde mesnet muhtelif markalarının kapsamında birebir yer almaktadır. Bu emtialar yönünden emtia ayniyetinin gerçekleştiği, ilave bir inceleme yapılmasına gerek kalmaksızın söylenebilecektir. Bilirkişi raporunda yer verilen tabloda karşılıklı sütunlarda yer alan ve birebir aynı olmayan emtialar tek tek incelendiğinde;
✓ Davacının markasının kapsamına alınmak istenen; “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri” açısından, ... sayılı markanın kapsamına giren “...” ve .... sayılı markaların kapsamına giren “...” yönünden, düşük de olsa bir emtia benzerliği/türdeşliği olduğu söylenebilecektir. Zira; “...”nin içinde “et” bulunduğu ve “köfte” cinsinden sayılabilecek bu ürünün et ürünleri ile benzer alıcı çevresine hitap ettiği, benzer ihtiyaçları giderdiği, son kullanıcılarının ve hedeflenen alıcı profillerinin benzer olduğu, birbirleri yerine ikame edilebildikleri, aralarında ham madde ilişkisi bulunduğu, satış yerlerinin aynı olabileceği ve bu emtialarda benzer markaların kullanıldığını gören tüketicilerin markalar ve işletmeler arasında bağlantı kurabileceği değerlendirilmektedir.
✓ Davacının markasının kapsamına alınmak istenen; “Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler”, .... sayılı markaların kapsamında yer alan; “Süt ve süt ürünleri”nin bir açılımı niteliğindedir ve aslında aynı emtiaların farklı/daha ayrıntılı bir şekilde ifade edilmiş halidir.
✓ Davacının markasının kapsamına alınmak istenen; “Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül” emtiaları da, ... ve ... sayılı markaların kapsamında yer alan; “Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar”ın bir açılımı niteliğindedir ve aslında aynı emtiaların farklı/daha ayrıntılı bir şekilde ifade edilmiş halidir.
✓ Davacının markasının kapsamına alınmak istenen; “Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç” emtiaları da, ... ve ... sayılı markaların kapsamında yer alan; “Hububat (tahıl) ve mamulleri”nin bir açılımı/daha ayrıntılı ifade ediliş biçiminden öteye gitmemektedir.
Davacının kısmen reddedilen markası, kırmızı renkli dörtgen bir zemin üzerine beyaz renkli harflerle yazılmış “...” ibaresinden ve yeşil çerçeveli beyaz renkli kalın harflerle, sadece baş harfi büyük olacak şekilde yazılmış “...” ibaresinden müteşekkil, kelime markası hüviyeti ağır basan bir işarettir. İşarette kullanılmış olan iki kelime unsurunun da aynı puntolarda yazılmış olması nedeniyle aynı baskınlıkta algılandıkları, farklı renklerle/kompozisyonda ayrı yazılmış olmaları nedeniyle de birbirlerinden bağımsız olarak algılandıkları değerlendirilmektedir. Ayrıca; davacının markasında kullanılmış olan "..." işaretinin de davacının çatı markası olduğu, tarafların dava dosyasına sunmuş olduğu beyan ve delillerden netlikle anlaşılmaktadır. Halk tarafından bilinen ve belirli bir firmanın ürünlerinin çoğunluğunda yer alan bir çatı markası veya bir firmanın ticaret unvanının ayırıcı unsuruyla birlikte kullanılan ikincil kelime unsurlarından oluşan markalara uygulamada sıklıkla rastlanmaktadır. Bu tip markalarda yer alan ikincil kelime unsurlarının aynısının veya benzerlerinin başka bir markada yer alması halinde, markaların benzerliği değerlendirmesinde çatı markası (veya ticaret unvanının ayırıcı unsuru) arka planda bırakılarak inceleme yapılması gerekir. Dolayısıyla somut uyuşmazlıkta; dava konusu edilen işarette markasal hüviyette esas korunma altına alınması istenen esas unsurun “...” ibaresi olduğu düşünülmektedir.
Davalıların kısmi redde mesnet markaları incelendiğinde; bunlardan iki tanesinin, yeşil çerçeveli beyaz zeminli elips şekilleri içerisine kırmızı renkli kalın harflerle aynı puntolarla yazılmış “...” ve “....” ibarelerinden müteşekkil işaretler olduğu, bir tanesinin yeşil renkli dikdörtgen bir zemin üzerine sarı renkli harflerle sadece baş harfi büyük olacak şekilde yazılmış “...” ibaresinden müteşekkil bir işaret, diğer ikisinin de, düz yazım karakterindeki siyah renkli büyük harflerle yazılmış “...” ibaresini tek unsur olarak ihtiva eden bir işaret olduğu görülmektedir. Kısmi redde mesnet markalarda geçen “....” kelimelerinin, sırayla, yaygın olarak bilinen bir coğrafi yer/şehir adı, bir gıda ürününün yerleşik olarak bilinen/kullanılan cins ismi ve “grup” anlamını haiz, ...’de de sıklıkla kullanılan ve bilinen bir cins isim olması nedeniyle, işaretlere markasal hüviyette bir ayırt edicilik katmadığı hususunda herhangi bir tereddüt yoktur. Dolayısıyla, kısmi redde mesnet alınan markalarda “...” ibaresinin esas unsur olduğu değerlendirilmektedir.
Taraf markalarında müşterek olarak yer alan ... kökenli “...” kelimesinin ...’de “Eğlenmek veya bir olayı kutlamak amacıyla bir çok kimsenin bir araya gelerek yedikleri yemek, şölen” şeklindeki yerleşik anlamı itibariyle markasal hüviyetteki ayırt ediciliği ayrıca incelenmelidir. Bu ibarenin bahsi geçen anlamı itibariyle, her ne kadar gıda ürünlerinin “yemek” ile doğrudan bağlantılı olduğu kabul edilebilse de, “...” kelimesinin anlamı içerisinde spesifik bir amaç (kutlama/eğlenme) ve bir spesifik durum (bir çok kimsenin bir araya gelmesi) söz konusudur ve tek bir gıda ürünü üzerinde markasal hüviyette “...” kelimesinin kullanılmasının asgari seviyede de olsa “orijinal” bir niteliği taşıdığı, kelimenin sözlük anlamından uzaklaştığı ve dolayısıyla markasal hüviyette somut ayırt ediciliğinin, başka herhangi bir kelimeden daha zayıf/düşük olmadığı düşünülmektedir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; markaların kapsamlarında yer alan emtiaların aynı, aynı tür veya benzer oldukları, gerek başvuru markasının, gerekse redde mesnet markaların esaslı unsurunun müşterek olarak "..." sözcüğü olduğu, buna göre; daha önce redde mesnet markaları gören, işiten, bu markalı mal ve hizmetlerden yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin, daha sonra başvuru markasını davaya konu mal ve hizmetler üzerinde gördüğünde veya işittiğinde, davaya konu mal ve hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markayı redde mesnet markalar ile ilişkilendireceği, bu markayı redde mesnet markaların serisi niteliğinde zannederek tüketim tercihinde bulunabileceği, bir kısım tüketicilerin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılaması ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebilecekleri, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL'nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 37,10 TL vekalet harcı, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti, 211,00 TL posta-tebligat masrafı olmak üzere toplam 3.909,50 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı ... ... tarafından yapılan 11,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı ... ...'ne verilmesine,
6-Davalı ... Şirketi tarafından yapılan 25,60 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı ... Şirketi'ne verilmesine,
7-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re'sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin, Davalı ... vekilinin ve Davalı ... vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ... Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/03/2023
Katip ...
E-imza
Hakim ...
E-imza
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!