WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ANKARA 5. FIKRI VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESI

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/305 Esas - 2023/109
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/305 Esas
KARAR NO : 2023/109

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 19/08/2022
KARAR TARİHİ : 08/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/04/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 19/08/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacının “...” ibareli markasının tescili için davalı ... nezdinde dosyaladığı ... sayılı başvurunun, davalı firmanın itirazları üzerine davalının ... sayılı markası mesnet gösterilerek davalı ... tarafından kısmen ve nihai olarak reddedilmesinin haksız ve hukuka aykırı bir işlem olduğunu, zira taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal açılardan birbirlerinden çok farklı olduklarını, davalının markasının hem ibarelerden hem de baskın bir şekil ve renk unsurlarından oluşan karma bir marka olduğunu, markada geçen ve uyuşmazlık konusu olan “...” ibaresinin işarette küçük puntolarla yazılmış bir yan unsur olduğunu, bu işarette ayırt edici unsurun “...” ibaresi ve şekil unsuru olduğunu, davacının markasında da kırmızı renkli harflerle yazılmış “...” ibaresinin ön planda olduğunu, dolayısıyla bu ibarenin davacının çatı markası olduğundan bahisle işarette geri planda algılandığının söylenmesinin mümkün olmadığı, taraf markalarında yan unsur hüviyetinde kullanılmış olan ve zaten yerleşik/bilinen anlamı itibariyle markasal hüviyette ayırt edicilikten yoksun olan “...” ibaresinin ortaklığından hareketle taraf markalarının karıştırılacağının söylenmesinin mümkün olmadığını, ayrıca her ne kadar davalının kısmi redde mesnet markasının sadece “...” emtialarında ciddi biçimde kullanılıyor olduğu davalı ... tarafından kabul edilmişse de, davacının markasının "..." emtiaları bakımından reddedilmiş olmasının da hatalı bir işlem olduğunu, zira davalının markasını kullanmadığı emtialar yönünden de davacının markasının reddedilmiş olduğunu ileri sürerek, ... ...’nın dava konusu edilen 24.06.2022 tarih ve ... sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP:
Davalı ... vekili 24/08/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal açılardan birbirleriyle karıştırılma ihtimali doğuracak derecede benzer olduğunu, markalarda ortak olarak yer alan “...” ibaresi nedeniyle tüketiciler açısından markaların aynı şirkete ait olduğu izleniminin uyanma ihtimalinin yüksek olduğunu, zira taraf markalarında geçen diğer kelime unsurları olan “...” ve “...” ibarelerinin tarafların çatı markaları olduğunu, dolayısıyla karşılaştırılan markalarda esas olarak korunan/korunmak istenen unsurun ortak “...” ibaresi olduğunun kabulünün gerektiğini, dava konusu edilen markanın kapsamından çıkartılmış olan emtialar özelinde, taraf markalarının aynı veya ilişkili emtialarda kullanılacağını, bu nedenlerle davadaki taleplerin reddinin gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili 23/09/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalının 20 yıldan uzun bir süredir ...’de dondurulmuş gıda üretimi gerçekleştirdiğini, ...'nin ve ...'nın en büyük dondurulmuş gıda fabrikalarından birine sahip olduğunu ve ürünlerini "..." çatı markası altında pazarladığını, davalının kısmi redde mesnet ... sayılı markasında da esas koruma altında olan unsurun davalının çatı markası olan “...” ibaresi değil, markanın tescil kapsamındaki mallar bakımından tanımlayıcı olmayan “...” ibaresi olduğunu, davacının markasında da bu ibarenin birebir aynısının esas unsur hüviyetinde kullanılmış olduğunu, davacının markasında geçen “...” ibaresinin de davacının çatı markası olduğunu ve davacının çok sayıdaki tescilli markası kapsamında bu ibarenin zaten korunuyor olduğunu, davalının 73 tane “...”li, davacının da 665 tane “...”lu markasının tescilli olmasının bu ibarelerin tarafların çatı markası olduğu hususunu yeterince tevsik ettiğini, zaten davalının çatı markası olan “...” ibaresinin bir çok dilde "..." anlamı taşıdığını, dolayısıyla bir an için davalının markasının esas unsurunun "..." olduğu düşünülse dahi markalar arasında halen açık bir iltibasın mevcut olduğunun kabulünün gerekeceğini, ayrıca da taraf markalarının aynı/aynı tür emtialarda kullanılacağını, davacının özellikle davalının faaliyet gösterdiği alandaki ürünleri ile aynı emtialar bakımından yapmış olduğu tescil talebinin “tescilde evleviyet" ve “tescile dayalı hak sahipliği" ilkeleri gereğince de kabul edilemeyeceğini iddia ederek, davadaki taleplerinin reddinin gerektiğini savunmuştur.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan ... Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği ... sayılı ... kararının davalı şirketin itirazının kabulüne ilişkin kısmının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait ... sayılı "..." ibareli marka başvurusu ile davalı şirkete ait redde mesnet ... sayılı "... ..." ibareli marka arasında "29.SINIF: ..., salçalar. .... 30.SINIF: Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül." emtiaları bakımından ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, marka işlem dosyasında redde mesnet marka bakımından ileri sürülen kullanmama def'inin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, bilirkişi raporu aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ... Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik'in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı şirketin 03.12.2019 tarihinde ... sayılı "..." ibareli, 29, 30, 32, 35 ve 43.sınıfta bulunan mal ve hizmetler için tescil başvurusunda bulunduğu, başvurunun 13.01.2020 tarih ve 340 sayılı ... yayımlandığı, söz konusu ilana karşı davalı yanın 11.03.2020 tarihinde "..." ibareli markalarını mesnet göstererek 6769 sayılı SMK’nın m.6/1, m.6/3, m.6/4 m.6/5, m.6/6 ve m.6/9 hükümleri kapsamında itirazda bulunduğu, davacı yanın 02.06.2020 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi sunduğu, dilekçesinde itiraza mesnet markalara ilişkin olarak kullanmama def'i ileri sürdüğü, davalı yanın 28.09.2020 tarihli kulanım ispat formu ibraz ettiği, ... 'nca ileri sürülen itirazların incelenmesi sonucunda bir kısım emtiaların SMK m.6/1 hükmü uyarınca kısmen reddine karar verildiği, davalının 19.02.2021 tarihli yeniden itiraz dilekçesi sunduğu, davacının 26.03.2021 tarihli itiraza karşı görüş ibraz ettiği, davalı yanın 31.12 2021 tarihli yeniden itiraz dilekçesi sunduğu, davacı yanın 31.01.2022 tarihli karara itiraz dilekçesi sunduğu, davacı yanın 16.02.2022 tarihli itiraza karşı görüş ibraz ettiği, itirazı değerlendiren ...'nun ... sayılı ... kararı ile itirazın kısmen kabulüne ve başvurunun mal/hizmet listesinden "SINIF 29: ..., salçalar. .... SINIF 30: Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül." mallarının çıkartılmasına karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 28.06.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet marka, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
İlk olarak redde mesnet marka hakkında ileri sürülen kullanmama def'i ön sorun olarak incelenmiştir.
Davalının kısmi redde mesnet ... sayılı markasının tescil tarihi olan 01.11.2010 tarihinin, dava konusu edilen markanın başvuru tarihi olan 03.12.2019 tarihinden geriye dönük beş yıl hesaplandığında; ulaşılan 03.12.2014 tarihinden önce olduğu tespit edildiğinden, davalının bu markasının davacının kullanım ispatı talebine muhatap olabileceği değerlendirilmiştir.
Davalı şirketin marka işlem dosyasına sunduğu, 2014-2019 yılları arasında kesilmiş faturalarda, davalının “...” markalı çok sayıda “dondurulmuş parmak/elma patatesleri, karışık pizza, milföy ve mantı” ürününün (kutular halinde) farklı firmalara satıldığı görülebildiğinden, ayrıca bu delillerden davalının görselli ürünlerinin muhtelif online satış mağazasında satışa sunuluyor olduğu da görülebildiğinden, bu ürünlerde gerçekleşmiş olan markasal kullanımların, davalının "... ..." görselli markasında geçen kelime unsurlarıyla uyumlu olduğu da düşünüldüğünden, somut uyuşmazlıkta, davalının dava konusu edilen kısmi red kararına mesnet alınan ... sayılı markasının tescili kapsamına giren; “(dondurulmuş) patatesler, mantılar, pastacılık ve fırıncılık mamullerinden milföy hamuru, pizzalar” emtialarında ciddi biçimde kullanıldığının ispat edilebildiği, dolayısıyla bu markanın, sadece sayılan emtialar yönünden SMK m.6/1 hükmüne esas bir korumadan yararlanabileceği ve sadece bu emtialar yönünden bu madde hükmü kapsamındaki değerlendirmelere dahil edilebileceği kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere;
Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan "...." emtiaları, redde mesnet marka kapsamında yer alıp kullanım ispatı sağlanan "...." emtiaları ile benzerdir. Şöyle ki; patates bir sebzedir ve sebzeleri/meyveleri dondurma, kurutma, pişirme vs. yöntemleriyle piyasaya arz etme işlemi genellikle aynı işletmeler tarafından yapılır, bu ürünler marketlerde aynı veya yan yana reyonlarda satılırlar, benzer alıcı çevresine hitap ederler, benzer ihtiyaçları giderirler, son kullanıcıları ve hedeflenen alıcı profilleri aynıdır, birbirleri yerine ikâme edilebilirler, birbirlerini tamamlayıcı nitelikleri vardır, aralarında ham madde/yarı mamul ve mamul ilişkisi de bulunur ve bu emtialarda benzer markaların kullanıldığını gören tüketiciler markalar ve işletmeler arasında bağlantı kurabilirler.
Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan "...." emtiaları, redde mesnet marka kapsamında yer alıp kullanım ispatı sağlanan "...." emtiaları ile benzerdir. Şöyle ki; benzer alıcı çevresine hitap ederler, benzer ihtiyaçları giderirler, son kullanıcıları ve hedeflenen alıcı profilleri aynıdır, birbirleri yerine ikâme edilebilirler, aralarında ham madde/yarı mamul ve mamul ilişkisi de bulunur ve bu emtialarda benzer markaların kullanıldığını gören tüketiciler markalar ve işletmeler arasında bağlantı kurabilirler.
Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan "Makarnalar, mantılar, erişteler." emtiaları, redde mesnet marka kapsamında yer alıp kullanım ispatı sağlanan "Mantılar" emtiaları ile benzerdir. Şöyle ki; Bu ürünler aynı yerlerde/marketlerde aynı veya yan yana reyonlarda satılırlar, benzer alıcı çevresine hitap ederler, benzer ihtiyaçları giderirler, son kullanıcıları ve hedeflenen alıcı profilleri aynıdır, birbirleri yerine ikâme edilebilirler, aralarında ham madde/yarı mamul ve mamul ilişkisi de bulunur ve bu emtialarda benzer markaların kullanıldığını gören tüketiciler markalar ve işletmeler arasında bağlantı kurabilirler.
Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan "Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül." emtiaları, redde mesnet marka kapsamında yer alıp kullanım ispatı sağlanan "...." emtiaları ile benzerdir. Şöyle ki; bu ürünler aynı yerlerde satılırlar, benzer alıcı çevresine hitap ederler, benzer ihtiyaçları giderirler, son kullanıcıları ve hedeflenen alıcı profilleri aynıdır, birbirleri yerine ikâme edilebilirler, aralarında ham madde/yarı mamul ve mamul ilişkisi de bulunur ve bu emtialarda benzer markaların kullanıldığını gören tüketiciler markalar ve işletmeler arasında bağlantı kurabilirler.
Davacının kısmen reddedilen markası, kırmızı renkli dörtgen bir zemin üzerine beyaz renkli harflerle yazılmış “...” ibaresinden ve yeşil çerçeveli beyaz renkli kalın harflerle, sadece baş harfi büyük olacak şekilde yazılmış “...” ibaresinden müteşekkil, kelime markası hüviyeti ağır basan bir işarettir. İşarette kullanılmış olan iki kelime unsurunun da aynı puntolarda yazılmış olması nedeniyle aynı baskınlıkta algılandıkları, farklı renklerle/kompozisyonda ayrı yazılmış olmaları nedeniyle de birbirlerinden bağımsız olarak algılandıkları değerlendirilmektedir.
Davalının markası ise, renk, şekil ve kelime unsurlarının bir arada kullanıldığı karma bir işarettir; işaretin üst kısmında sarı bir zemin üzerine kırmızı renkli harflerle “...” ibaresi, “e” harfinin üstüne bir aşçı şapkası yerleştirilmiş halde yazılmış ve kırmızı bir çizgiyle altı çizilmiştir. Bu kompozisyonun alt kısmında, “...” ibaresine nispeten daha küçük puntolarla kırmızı renkli düz yazım karakterindeki büyük harflerle, “...” ibaresi yazılmıştır. Davalının markasında kullanılmış olan basit figürün/aşçı şapkasının, işarete markasal hüviyette kattığı ayırt ediciliğin, kelime unsurlarından daha düşük seviyede kaldığı değerlendirilmektedir, zira; böyle, basit şekil unsuru yanında büyük puntolarla/baskın özelliklerde yazılmış ve konuşlandırılmış kelime unsurlarını haiz markalarda, “Söz görünümden daha yüksek sesle konuşur”. Ayrıca; potansiyel müşteriler somut olaydaki gibi kelime, renk ve şekil içeren karma markalarda kelime unsuruna diğer unsurlara göre daha fazla önem vereceklerdir. İşaretin genel görünümü itibariyle sarı renkli zemin üzerine kırmızı renkli kalın harflerle altı çizilerek yazılmış olan ve işarette nispeten daha büyük yer kaplayan “...” ibaresinin ilk anda göze çarpan unsur olduğu düşünülmekle birlikte, bu ibarenin davalının çatı markası olması durumu itibariyle, markanın esas unsuru olup olmadığı hususunun daha ayrıntılı irdelenmesi gerekmektedir. Aynı şekilde, davacının markasında kullanılmış olan "..." işaretinin de davacının çatı markası olduğu, tarafların dava dosyasına sunmuş olduğu beyan ve delillerden netlikle anlaşılmaktadır. Halk tarafından bilinen ve belirli bir firmanın ürünlerinin çoğunluğunda yer alan bir çatı markası veya bir firmanın ticaret unvanının ayırıcı unsuruyla birlikte kullanılan ikincil kelime unsurlarından oluşan markalara uygulamada sıklıkla rastlanmaktadır. Bu tip markalarda yer alan ikincil kelime unsurlarının aynısının veya benzerlerinin başka bir markada yer alması halinde, markaların benzerliği değerlendirmesinde çatı markası (veya ticaret unvanının ayırıcı unsuru) arka planda bırakılarak inceleme yapılması gerekir. Dolayısıyla somut uyuşmazlıkta; dava konusu edilen işarette markasal hüviyette esas korunma altına alınması istenilen esas unsurun ve davalının markasında da himaye gören esas unsurun, birebir aynı olan “...” ibaresi olduğu düşünülmektedir.
Arapça kökenli “...” kelimesinin ...’deki “Eğlenmek veya bir olayı kutlamak amacıyla bir çok kimsenin bir araya gelerek yedikleri yemek, şölen.” şeklindeki yerleşik anlamı itibariyle markasal hüviyetteki ayırt ediciliği de ayrıca incelenmelidir. Bu ibarenin bahsi geçen anlamı itibariyle, her ne kadar gıda ürünlerinin “yemek” ile doğrudan bağlantılı olduğu kabul edilebilse de, “...” kelimesinin anlamı içerisinde spesifik bir amaç (kutlama/eğlenme) ve bir spesifik durum (bir çok kimsenin bir araya gelmesi) söz konusudur ve tek bir gıda ürünü üzerinde markasal hüviyette “...” kelimesinin kullanılmasının asgari seviyede de olsa “orijinal” bir niteliği taşıdığı, kelimenin sözlük anlamından uzaklaştığı ve dolayısıyla markasal hüviyette somut ayırt ediciliğinin, başka herhangi bir kelimeden daha zayıf/düşük olmadığı düşünülmektedir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; redde mesnet markaların kullanımının ispatlandığı emtialar ile başvuru markasından çıkartılan ve iş bu davaya konu olan emtiaların aynı, aynı tür veya benzer oldukları, gerek başvuru markasının, gerekse redde mesnet markanın esas unsurunun "..." sözcüğü olduğu, "..." ve "..." ibarelerinin çatı marka vasıflarının bulunduğu, buna göre; daha önce redde mesnet markayı gören, işiten, bu markalı emtialardan yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin, daha sonra başvuru markasını davaya konu emtialar üzerinde gördüğünde veya işittiğinde, bu emtialardan faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu marka ile redde mesnet marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL'nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 37,10 TL vekalet harcı, 3.750,00 TL bilirkişi ücreti, 180,00 TL posta-tebligat masrafı olmak üzere toplam 4.128,50 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı ... tarafından yapılan 37,10 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı ...'ne verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re'sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ... Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/03/2023

Katip ...
E-imza

Hakim ...
E-imza

UYAP Entegrasyonu