T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/286 Esas
KARAR NO : 2022/359
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 03/08/2022
KARAR TARİHİ : 23/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/12/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 03/08/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; "... tarım" ibareli dava konusu marka başvurusunun, davalı şirket adına tescilli mesnet markalar ile benzer olmadığını, markalarda yer alan kelime unsurları yanında şekil ve renk unsurlarının da birbirinden farklı olduğunu, tüketici nezdinde dava konusu marka ile mesnet markaların ilişkilendirilmesi veya karıştırılması ihtimalinin bulunmamakta olduğunu, markanın tüm unsurlarının birlikte yarattığı bütüncül izlenime göre başvuru konusu marka ile mesnet markaların birbirinden farklı olarak algılanmakta olduğunu, dava konusu marka, müvekkili şirketin de içinde bulunduğu ... grup şirketleri tarafından kullanılan "..." esas unsurlu markalardan olup davalının özellikle tanındığını iddia ettiği Antalya başta olmak üzere tüm Türkiye'de tanınırlığının mevcut olduğunu beyanla; davanın kabulü ile, ... sayılı TÜRKPATENT Yeniden İnceleme ve Değerlendirme kurulunun kararının iptali ile, marka başvurusunun davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
C E V A P :
Davalı TÜRKPATENT vekili 14/08/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin dava konusu başvuru markası ile diğer davalıya ait mesnet marka arasında tescil
kapsamından çıkarılan mal ve hizmetler bakımından herhangi bir benzerlik olmadığı iddiasının yerinde
olmadığını, tüm bu doğrultuda kısmen kabule konu olan mal ve hizmetler bakımından dava konusu markanın
görsel, işitsel, anlamsal ve biçimsel yönden tüketici gözünde asli-baskın unsurların bütünü itibariyle
bıraktığı etkinin davalı mesnet markaya benzemesi ve bunun kısmen kabule konu mal ve hizmetler
bakımından tüketici nezdinde yer alan algının aynı olacak olması nedeniyle markalar arasında Sınai
Mülkiyet Kanununun 6/1 maddesi anlamında bir iltibas (karıştırılma) durumunun söz konusu olduğunu, bu
nedenle davacının davasının reddinin gerektiğini beyan ederek; hak düşürücü süre ihlali yönünden davanın usulden reddine, mahkemece aksine kanaat
oluşması halinde ise;
Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun ... sayılı kararının iptaline
karar verilmesi isteminin reddine, davacı tarafın aleyhlerine olan sair tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili 27/08/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle taraflarına da tebliği gerçekleştirilen 01/06/2022 tarih, E-71248886-130-220381586 sayı ve ... sayılı YİDK kararının davacı tarafa 02/06/2022 tarihinde tebliğ edilmiş olduğunu, söz konusu iptal kararına karşılık, davacı tarafından Türk Patent ve Marka Kurumu ve müvekkili şirkete karşı 03/08/2022 tarihinde Ankara Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde dava açıldığının görülmüş olduğunu, ancak davacı tarafa tebliğ edilen YİDK kararı ile davanın açılış tarihi gözlemlendiğinde, 5000 sayılı Kanunun 15/C maddesinde belirtilen “Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesinin kararları Kurumun nihai kararlarıdır. Bu kararlara karşı, kararın bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde dava açılabilir.” hükmüne istinaden davacı tarafın iki aylık dava açma süresini kaçırdığının anlaşılmakta olduğunu, yine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun “Sürelerin bitimi” başlıklı 92/2 maddesi; "Süre; hafta, ay veya yıl olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta, ay veya yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biter. Sürenin bittiği ayda, başladığı güne karşılık gelen bir gün yoksa, süre bu ayın son günü tatil saatinde biter" şeklinde düzenlenerek, ay olarak öngörülmüş sürelerde, ayın birinci günü başlayan süre biteceği ayın birinci günü tatil saatinde biteceği yönünde düzenleme yapılmış olduğunu, buna göre YİDK kararının davacı tarafa 02/06/2022 tarihinde tebliğ edildiği, dava açma süresinin ilgili kanunda iki ay olarak belirtilmesine rağmen huzurdaki davanın açılış tarihinin 03/08/2022 olduğu değerlendirildiğinde davanın süresinde açılmadığının anlaşılmakta olduğunu, söz konusu süre, niteliği itibariyle hak düşürücü süre olup, mahkemece davacı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmekte olduğunu, davacı tarafın, dava konusu "... TARIM" ile davalı müvekkili şirkete ait "... TARIM" markaları arasında gerek mal ve hizmetler, gerek kelime unsurları, gerekse de şekil ve renk unsurları bakımından farklı olduğu iddialarının yerinde olmadığını, söz konusu markalar arasında ilgili emtialar bakımından karıştırılmaya sebebiyet verecek derecede benzerlik olduğunu, bu doğrultuda verilmiş kurum kararının hukuka uygun olduğunu beyanla; hak düşürücü süre ihlali yönünden huzurdaki davanın öncelikle usulden reddine, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun ... sayılı kararının iptaline karar verilmesi isteminin ve haksız açılan davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı, davalı kurumun tesis ettiği ... sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait 2020/139311 sayılı marka başvurusu ile davalı şirkete ait redde mesnet 2016/26411 ve 2018/25518 sayılı markalar arasında Markalar Dairesi Başkanlığı kararında belirtilen emtialar bakımından ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
GEREKÇE
5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanunun 15/C hükmüne göre; Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesinin kararları Kurumun nihai kararlarıdır. Bu kararlara karşı, kararın bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde dava açılabilir. Söz konusu düzenlemede belirtilen iki aylık süre, hak düşürücü süredir. Hukuki niteliği itibariyle itiraz mahiyetinde olup, taraflarca ileri sürülmese bile re'sen dikkate alınması gerekir.
Somut olayda; iptali istenen ... sayılı YİDK kararının davacı tarafa 02.06.2022 tarihinde tebliğ edildiği, 03.08.2022 tarihinde harçlandırılarak davanın açıldığı tespit edilmiştir. Buna göre; iki aylık hak düşürücü sürenin son gününün 02.08.2022 tarihine tekabül ettiği, bu tarihin 6100 sayılı HMK m.102 hükmüne göre adli tatil gününe denk geldiği anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK'nın 104. maddesi “Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır.” hükmünü içermektedir. HMK'nın 104. maddesine göre bitmesi adli tatile rastlayan sürelerin bir hafta daha uzatılmış sayılması, sadece, adli tatilde bakılamayacak olan iş ve davalara ilişkin olup, HMK'nın tayin ettiği süreler içindir. Başka kanunların, özellikle maddi hukuka ilişkin kanunların tayin ettikleri hak düşürücü süreler ile zamanaşımı sürelerinin bitmesi adli tatile rastlarsa, bunların adli tatilin bitmesinden itibaren bir hafta daha uzatılmış sayılmasına imkân yoktur.(Bkz. Prof.Dr. Baki Kuru, "Hukuk Muhakemeleri Usulü" 6. Baskı Cilt: 5, sh. 5508 vd.) Bu durumda davacının YİDK kararının kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren iki aylık hak düşürücü süre içerisinde söz konusu kararın iptali davasını açması gerekirdi. Hak düşürücü süre bakımından dava açma süresinin son gününün adli tatile denk gelmesi, davanın açılması bakımından davacı tarafa adli tatilin sona ermesinden itibaren bir haftalık ek süre verilmesini gerektirmez. Davacı vekilinin 2 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra 03/08/2022 tarihinde söz konusu davayı açtığı anlaşıldığından hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunması nedeni ile işin esasına geçilmeksizin ön inceleme duruşmasında davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Hak düşürücü süre noksanlığı nedeniyle DAVANIN REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı peşin alındığından, bu hususta harç ikmaline yer olmadığına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 23,00 TL vekalet harcı, 139,00 TL tebligat-posta masrafı olmak üzere toplam 323,40 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı ... tarafından sarfedilen 23,00 TL vekalet harcının davacıdan alınarak davalı ...'ne verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı kurum vekili, davalı şirket vekilinin yüzüne karşı HMK m. 341 hükmü gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk Dairesi nezdinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/12/2022
Katip ...
E-imza
Hakim ...
E-imza
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!