WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ANKARA 5. FIKRI VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESI

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/183 Esas
KARAR NO : 2023/106

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali - Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 23/05/2022
KARAR TARİHİ : 08/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/04/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali - Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 23/05/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, “ ...” markasını 15/05/1992 tarihinde 11., 20. ve 21. sınıflarda tescil ettirdiğini, ...’nda tescilli ... ve ...sayılı markaların müvekkiline ait olduğunu, bunların haricinde başka markaların da bulunduğunu, “...” markasının .... sayı ile müvekkili adına tanınmış marka olarak tescilli olduğunu, “...” markasının yurtdışında pek çok ülkede de müvekkili adına tescilli olduğunu, .... alan adlı internet sitelerinde müvekkilinin faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin sadece mobilya ve ev aksesuarları alıp satmadığını, aynı zamanda her tür mobilya ve ev aksesuarlarının tasarım, imalat ve teslimatını da yapmakta olduğunu, müvekkiline ait markanın yurtdışında da bilindiğini, tasarımların ... ’ta düzenlenen “..." tasarım yarışmalarında birincilik kazandığını, müvekkilinin, “...” isimli dergide 2019 yılı mobilya sektörünün en beğenilen üç şirketinden birisi olarak gösterildiğini, davalının, “...” markasını 20. ve 42. sınıflarda tescil ettirmek istediğini, başvuruya karşı yapılan itirazın reddedildiğini, hedef tüketicilerin ortalama düzeyde dikkat ve algı seviyesine sahip olduğunu, markanın esaslı unsurunun “...” olduğunu, markaların karışıklığa sebebiyet verecek ölçüde benzer olduğunu, davaya konu kararın, daha önceden verilen emsal kararlara aykırı olduğunu, davaya konu markanın, müvekkiline ait marka serisinden olduğunun düşünüleceğini, müvekkiline ait markanın tanınmış marka olduğunu, markanın tescili halinde müvekkiline ait markanın ayırt ediciliğinin zarar göreceğini, haksız bir yarar sağlanacağını, davalının kötü niyetli olduğunu ifade ederek “... ’nun ... sayılı kararının iptali ile ... numaralı marka başvurusunun tescili halinde hükümsüzlüğüne” karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı ... vekili 03/06/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; İş bu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, markaların kavramsal, görsel ve bıraktıkları toplu intiba yönünden farklı olduklarını, dava konusu markanın esas unsurunun “...”, davacıya ait markaların esas unsurlarının ise “...” olduğunu, markaların başlangıç kısımlarının farklı olması sebebiyle benzer olmadıklarını, “...” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, iltibas ihtimali bulunmadığını, markalar benzer olmadığı için SMK 6/5. maddenin uygulama şartlarının oluşmadığını, yine maddede sayılan şartların gerçekleşeceğinin ispatlanamadığını, kötü niyet iddiasının ispatlanamadığını, emsal olarak sunulan kararların birebir marka örneği ve mal/hizmet listesiyle aynı olmadığından emsal teşkil edemeyeceğini beyan ederek “davanın reddine” karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili 29/06/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Markaların iltibasa sebebiyet verecek ölçüde benzer olmadığının ... tarafından tespit edildiğini, markaların benzer olmadığını, davacının yalnızca ..., ...ve .... sayılı markalara dayandığını, dava dilekçesinin 2. sayfasında “...” ibareli başka markalar olduğunu belirtse de bunları dayanak olarak gösterdiğini özel olarak belirtmediğini, davacıya ait 5 yılı doldurmuş markalar için kullanım ispatı talebinde bulunduklarını, markaların bölünerek incelemeyeceğini, markalar arasında ... benzerliği bulunmadığını, müvekkiline ait markada baskın görselliğe ve sesselliğe sahip harfler bulunduğunu, kullanılan renkler, yazı karakteri ve boyutlarının farklı olduğunu, “...” ibaresinin ev anlamına geldiğini, müvekkiline ait markanın farklı olduğunu, tüketicinin, sadece sonraki iki heceyi alıp algılaması ihtimalinin olmadığını, markaların telaffuzlarının farklı olduğunu, davacının markalarının tekrar/yineleme markaları olduğunu, kullanım zorunluluğundan kaçmanın amaçlandığını, mal ve hizmetlerin de farklı olduğunu, şirketlerin ayrı sektörlerde faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin ...(yer minderi), sedir, özel tasarım koltuk, dekoratif yastık, daybedler mobilya grubu ürünleri ürettiğini, müvekkilinin tescil talep ettiği mal ve hizmetlerin bilinçli ve özel tüketici grubuna hitap ettiğini, tanınmışlığın iddia edildiğini ancak kanıtlanamadığını, tanınmış markanın kullanımının da ispatlanmasının gerektiğini, davacının, kötü niyet iddialarını ispatlayamadığını beyan ederek “davanın reddine” karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan ... kararının iptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği ... sayılı ... kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şahsa ait ... sayılı "..." ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet ... ve ...sayılı markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davalı şahsın dava aşamasında ileri sürdüğü kullanmama def'inin yerinde olup olmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalı şahsın kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı şahsa ait markanın hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, maddi vakıalara ilişkin bilirkişi raporu aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ... Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik'in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şahsın 17.12.2020 tarihinde ... sayılı "..." ibareli 20 ve 42.sınıfta bulunan mal ve hizmetler bakımından tescil başvurusunda bulunduğu, başvurunun 12.03.2021 tarih ve 368 sayılı ... 'nde yayımlandığı, davacının 04.05.2021 tarihinde ... sayılı markaları mesnet göstererek SMK m.6/1 ve m.6/5 hükümleri uyarınca yayıma itiraz dilekçesi sunduğu, davalı şahsın 13.07.2021 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, ...'nca ileri sürülen itirazların reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı şirket tarafından 16.12.2021 tarihli yeniden itiraz edildiği, davalı şahsın 24.01.2022 tarihli itiraza karşı görüş ibraz ettiği, itirazı inceleyen ...nun ... sayılı kararı ile itirazın reddine karar verdiği, verilen kararın davacı marka vekiline 11.05.2022 tarihinde tebliğ edildiği, yasal iki aylık hak düşürücü süre içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu 28.06.2022 tarihinde tescil edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
İlk olarak belirtilmelidir ki; her ne kadar davalı vekili dava aşamasında hükümsüzlük iddiası bakımından davacı markalarının kullanılmadığına ilişkin def'i ileri sürmüşse de, bu husus yargılamanın sonucuna etki eder nitelikte değildir. Şöyle ki; aşağıda izah edileceği üzere, dava konusu marka kapsamında yer alan mal ve hizmetler ile davacıya ait ...sayılı marka kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin bir kısmı aynı, aynı tür veya benzerdir. Davacıya ait bu marka 22.07.2022 tarihinde tescil edilmiş olup, tescil başvuru tarihi ise 30.06.2020'dir. Dolayısıyla SMK m.25/7 ve m.19/2 hükümleri uyarınca söz konusu marka kullanım külfeti altında değildir. Davacıya ait bir diğer mesnet marka ... sayılı olup, 15.03.2016 tarihinde tescil edilmiştir. Söz konusu marka dava tarihi itibariyle kullanım ispat külfeti altında olsa da, bu markanın esas unsuru ile ...sayılı markanın esas unsuru müşterek olarak "..." ibaresinden oluştuğundan, usul ekonomisi ilkesi uyarınca ...sayılı marka kullanma külfetine tabi olmadığından, bu marka üzerinden ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi değerlendirmesi yapılmıştır.
... kararının iptali istemi bakımından ise marka işlem dosyasında kullanmama def'i ileri sürülmediğinden itiraza mesnet her iki marka da ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi incelemesinde dikkate alınmıştır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu marka kapsamında yer alan "20.SINIF: Yapıldıkları maddelere ve malzemelere bakılmaksızın mobilyalar. Yatak şilteleri, yastıklar, tıbbi amaçlı olmayan havalı yataklar ve yastıklar, deniz yatakları (kampçılar için uyku tulumları hariç). Aynalar. Arı kovanları, suni petekler ve petek çıtaları. Bebekler için ana kucakları, parmaklıklı oyun parkları (iç mekanlar için), bebek beşikleri, yürüteçler. Ahşap veya sentetik malzemeden mamul panolar, resimler, tablolar için çerçeveler, kimlik kartları, künyeler, isimlikler, etiketler. Ahşap veya sentetik malzemeden mamul ambalaj, nakliye ve depolama amaçlı variller, fıçılar, bidonlar, hazneler (depolar), kutular, ambalaj kapları, nakliye amaçlı konteynerler, sandıklar, taşıma paletleri, bunlarla birlikte kullanılan kapaklar. Ahşap veya sentetik malzemelerden mamul hırdavat (nalburiye) eşyası, mobilya bağlantıları, açma kapama tertibatları. Tahta, mantar, kamış, bambu, hasır, boynuz, kemik, fildişi, balina kemiği, istiridye kabuğu, kehribar, sedef, lületaşı, balmumu, plastik veya alçıdan mamul bu sınıfa dahil süs ve dekorasyon eşyaları: biblolar, duvara asılan süsler, heykeller ve bu malzemelerden mamul müsabakalarda verilen kupalar. Sepetler, balıkçı sepetleri. Ev hayvanları için kulübeler, yuvalar, yataklar. Ahşap veya sentetik malzemeden mamul portatif merdivenler, hareketli merdivenler. Bambu perdeler, stor perdeler (iç mekan), şerit perdeler, dekorasyon amaçlı boncuklu perdeler; perde kopçaları, perde halkaları, perde kancaları, perde çubukları. Araç tekerlekleri için metalden olmayan takozlar. 42.SINIF: Bilimsel ve sınai inceleme, araştırma hizmetleri; mühendislik hizmetleri, mühendislik ve mimari tasarım hizmetleri, kalite ve standart belgelendirme amaçlı mal/hizmetlerin test edilmesi. Bilgisayar hizmetleri: bilgisayar programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, bilgisayar sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hosting, bilgisayar donanımları alanında danışmanlık, bilgisayar donanımlarının kiralanması hizmetleri. Bu sınıfa dahil olup mühendislik, mimarlık, bilgisayar hizmetleri kapsamına girmeyen her türlü tasarım hizmetleri; grafik sanat tasarım hizmetleri (reklam amaçlı tasarım ve peyzaj tasarımı hariç). Sanat eserleri orijinallik onay hizmetleri." mal ve hizmetler ile davacıya ait ... sayılı markalar kapsamında yer alan ve bilirkişi raporunda kırmızı ve mavi ile gösterilen mal ve hizmetler; aynı, aynı tür veya benzerdir.
Dava konusu marka başvurusu "..." ibaresinden oluşmaktadır. İtiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar ise; "..." ve "...+..." ibarelerinden oluşmaktadır.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; markaların kapsamlarında yer alan emtiaların aynı, aynı tür veya benzer oldukları, davacı markalarının esas unsurunun "..." ibaresi olduğu, davacı yanın ibraz ettiği delillere göre; "..." markasının geniş perspektifte "mobilya" ve "ev dekorasyonu" ürünleri üzerinde belirli bir tanınmışlığa ulaştığı, davacı yanın tanınmışlık oluşturduğu emtiaların iş bu davaya konu mal ve hizmetler içerisinde de bulunduğu, itiraza mesnet markanın tanınmış olması olgusunun ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesini artıran bir unsur olduğu, dava konusu marka başvurusu "..." ibaresinden oluşsa da, daha önce davacıya ait markalı ürünlerden yararlanan, bu markalı ürünlere aşina ilgili tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu "..." ibareli iş bu davaya konu mal ve hizmetler ile karşılaştığında, davaya konu bu mal ve hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, gerek markaların kapsamlarında yer alan mal ve hizmetlerin aynı, aynı tür düzeyinde benzer oluşu, gerek müşterek harf ortaklığından kaynaklı işaret benzerliği, gerekse davacı markalarının "..." ibareli markalara kattığı bilinirlik birlikte değerlendirildiğinde, "..." markasını, davacı markaları ile ilişkilendireceği, markaların aynı ticari kökenden geldiği hususunda yanılsamaya düşeceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılaması ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşeceği, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, Türkiye'de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; dosyada mübrez ve ... nezdinde tutulan tanınmış marka sicil dosyasına ilişkin olarak yerinde incelenen evrak, mahkeme ve ... kararları, reklam ve tanıtım harcamalarına ilişkin faturalar, fuar katılım belgeleri, sponsorluk sözleşmeleri göz önüne alındığında davacıya ait "..." markasının geniş perspektifte “mobilya” ve “ev dekorasyonu” ürünleri üzerinde belirli bir tanınmışlığa ulaştığı kanaatine varılmakla, davacının faaliyet gösterdiği mobilya sektöründe özel tasarımların da yapıldığı değerlendirildiğinde; 20. Sınıf: Tüm emtialar, 42. Sınıf: Bu sınıfa dahil olup mühendislik, mimarlık, bilgisayar hizmetleri kapsamına girmeyen her türlü tasarım hizmetleri; grafik sanat tasarım hizmetleri (reklam amaçlı tasarım ve peyzaj tasarımı hariç). mal ve hizmetleri bakımından SMK’nın 6/5. maddesi uyarınca tescil engeli bulunduğu kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir. (...)
Somut olayda; davaya konu marka ile itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markaların iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmalarının haricinde davalı şahsın kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu da ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiasına dayalı istemler yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; SMK m.6/1 ve m.6/5 hükümleri koşulları somut olayda oluştuğundan davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; ... sayılı ... kararının İPTALİNE,
2-Dava konusu ... sayılı markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
3-6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü gereği hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re'sen ...'e gönderilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL'nin mahsubu ile alınması gereken 99,20 TL'nin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 23,00 TL vekalet harcı, 261,00 TL posta, tebligat masrafı, 2.600,00 TL bilirkişi ücretine esas olmak üzere toplam 3.045,40 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı ... tarafından yapılan 34,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re'sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şahıs vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde .... Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/03/2023

Katip ...
E-imza

Hakim ...
E-imza

UYAP Entegrasyonu