T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/246 Esas - 2023/198
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/246 Esas
KARAR NO : 2023/198
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali - Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 04/10/2021
KARAR TARİHİ : 14/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/05/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali - Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 04/10/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, 1973 yılında ambalaj sektöründe faaliyetlerine başladığını, gerçekleştirdiği yatırımlar ve sunduğu ilklerle, ... esnek ambalaj sektörünün gelişimine öncülük ettiğini, bugün ...'nin ... listesinde 160. sırada yer aldığını, 88 ülkeye ihracat gerçekleştirdiğini, müvekkili şirketin sektöründe lider konumda bir firma olup, markalarının da yüksek tanınırlık seviyesine ulaştığını, iş bu sebeple müvekkili şirketin sektörde edinmiş olduğu tanınırlıktan faydalanılmaya çalışıldığını, itiraza konu marka ile mesnet gösterilen müvekkiline ait markaların iltibas derecesinde benzer olduğunu, davalıya ait itiraza konu markanın “... ... ...” ibaresinden oluştuğunu, davalıya ait markada yer alan “...” ibaresinin markanın kullanılacağı alanı gösteren tanımlayıcı bir ibare olup benzerlik değerlendirmesinde dikkate alınmadığını, markanın üst kısmına konumlandırılmış “...” ibaresinin ise davalı markasındaki “...” ibaresini işaret eden harf kısaltması olduğunu, müvekkili markasında da aynı durumun söz konusu olduğunu, davalı markasının asli unsurunun “...” ibaresi olduğunu, tüketici gözünden değerlendirilme yapıldığında, davalıya ait markayı bir ürün üzerinde veya hizmet sunulan reklam araçları üzerinde görenlerin “...” ibaresini marka olarak algılayacağını, müvekkili markasının “...” ibaresinden oluştuğunu, taraf markalarının asli unsurları benzerlik değerlendirilmesinde ele alınacağından karşılaştırmaya tabi markaların aslında “...” ibaresi ve “...” ibaresi olduğunu, markaların başlangıç kısımlarının, nihai tüketicinin daha fazla dikkatini çektiği, akılda kalıcı olduğu ... İnceleme kılavuzunda da yer aldığı üzere mevzuatımızda kabul edildiğini, davalı tarafın markasının tamamının müvekkili markası içerisinde yer aldığını, "...” ve “...” ibarelerinin bu kapsamda benzer olduğunu ve bu benzerlik sebebiyle iltibas tehlikesinin oluşacağının açık şekilde görüldüğünü, markaların tertip tarzı, kelime ve görsellerin konumlandırılmasının da birbiri ile yüksek düzeyde benzer olduğunu, her iki markada da kelime unsurunun markanın merkezine yerleştirildiğini, her iki markada da kelime unsuru üzerine “...” harfi yerleştirildiğini, her iki markada da “...” harfinin ... unsuru ile kullanıldığını, her iki markada da asli unsur olarak kelime unsurlarının daha büyük puntolar ile kullanıldığını, davalı tarafça müvekkili markasının kelime unsuruna yakınlaşıldığını, bunun haricisinde aynı zamanda markanın tertip tarzının da kopyalandığını, davalı tarafa ait ... tescil numaralı markanın 19,30,35,37,38,39,40,43 ve 44. sınıfta başvuruya konu edildiğini, müvekkiline ait dayanak markalar olan .... sayılı markaların ise hali hazırda bu sınıflarda tescilli durumda olduğunu, davalı tarafın başvuru yaptığı sınıflardan 40. sınıf hariç tüm sınıflarda müvekkili markaların, alt emtialar bire-bir olmak üzere, tescilli olduğunu, davalı markasında başvuru yapılan 40. sınıf açısından bakıldığında ise müvekkili markasının söz konusu hizmetlerin/ticaret sınıflarında karşılık gelen emtiasında tescilli olduğunu, müvekkilin diğer sınıflarda sahip olduğu tescillerin de karıştırılma ihtimali yaratacağını, işaretsel ve sınıfsal benzerliğin birlikte mevcut olmasının, tüketici zihninde markalar arasında ekonomik/işletmesel bir bağlantı bulunduğu yanılgısına sebebiyet vererek daha önce tescil edilmiş olan müvekkili markası bakımından karıştırılma ihtimalini doğuracağını, davalı tarafa ait marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu, marka tescil başvurusunda bulunan itiraza konu marka sahibinin müvekkili markasının varlığını bilmemesinin imkân dahilinde olmadığını, müvekkilinin sektör lideri olduğu nazara alındığıda, davalı tarafın marka başvurusunun müvekkilin tanınmışlığından haksız şekilde faydalanma amaçlı olduğunun açık olduğunu, davalı tarafın gerek kelime unsuru ile gerekse de markada yer alan unsurların tertip tarzı ile müvekkili markasına yakınlaşma çabası içerisinde olduğunun aşikâr olduğunu, müvekkilinin yıllarca emek verip geliştirmiş olduğu markasının, davalı tarafın kötü niyetli hareketlerine karşı korunması gerektiğini ifade ederek, ... ...’nın ... sayılı kararının iptaline, davaya konu olan ... sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı ... vekili 15/10/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; İlgili tüketicilerin başvuruya konu marka ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların bütüncül algı çerçevesinde farklı ticari kaynaklardan gelen birbirinden farklı markalar olarak algılayabildiğini, dava konusu markaların, bütünüyle bıraktıkları izlenim itibarıyla ilişkilendirilme ihtimali dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer olmadığını, davacı vekilinin iddialarının aksine, markalar arasında karıştırılma, ilişkilendirilme olasılığının ortaya çıkmadığını, davacı vekilinin müvekkili şirkete ait dava konusu markaların tanınmışlığıyla ilgili iddialarının da haksız ve mesnetsiz olduğunu, sunulan bilgi ve belgelerin itirazcı davacı şirkete ait markaların ...'de tanınmıştık düzeyine ulaştığı sonucuna ulaşmak için yeterli olmadığını ve başvuru markasının tescili halinde davacı şirkete ait markalar hakkında maddede belirtilen koşullar oluşmadığından mezkur markaların tanınmış olduğu yönündeki iddianın haklı olmadığını, başvuruya itiraz ve dava dilekçesinde kötü niyet iddiasını destekler nitelikte yeterli delil sunulmadığını, itiraz ve dava gerekçesi başvuru markasının kötü niyetli olduğu iddiasının ispatlanamadığını ifade ederek, ... sayılı ... kararının iptali isteminin reddine, davacı vekilinin aleyhine olan sair istemlerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili 06/12/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; ... kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, müvekkili unvanının ... tarafından verilen izin ve tescil sonucu kurulduğunu, ... tescil işlemi yapacağı şirket unvanlarını ... genelinde kontrol ederek benzerlik olmaması durumunda tescile onay verdiğini, şirketin, ... ... A.Ş olarak piyasada tanınıp bilindiğini, itiraz eden firmanın itirazının tamamen yersiz olup, itiraza konu markanın ne isim olarak ne de ... - logo olarak bir benzerlik göstermediğini, tamamen birbirinden farklı isim ve logolar olduğunu, ... A.Ş ünvanlı şirketin, bu unvan ile ... çalışmaları yapan, yeni projeler üreten ve bu unvan ile tanınan bir firma olması nedeniyle bu unvanın marka tescilinin yapılmasının önemli ve ihtiyaç duyulan bir konu olduğunu, marka isim ve sınıfların seçiminde, şirketin unvanı ve ihtiyaç duyacağı faaliyetlerin ön planda tutulduğunu, itiraz eden marka ile hiçbir benzerlik ve karıştırılma olanağının bulunmaması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacı tarafından iddia edildiği gibi elde edilmiş bir hakkın söz konusu olmadığını, salt ... harfinin kullanımından kaynaklı itirazların dikkate alınmaması gerektiğini, nitekim logo-... incelendiği takdirde hatta ilk bakışta dahi farklı olacağını ve çağrışım uyandırmayacağının açık olduğunu, SMK 6/5 maddesi koşullarının oluşmadığını, davacının kötü niyet iddiasının açıkça yersiz olduğunu ifade ederek, davacı tarafın usul ve yasaya aykırı davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan ... Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği ... sayılı ... kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şahsa ait ... sayılı "...+... ..." ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, SMK m.6/5 hükmü uyarınca davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davaya konu marka başvurusunun, davacıya ait markaların tanınmışlığından haksız avantaj elde etme, itibarını lekeleme ya da ayırt ediciliğini zedeleme risklerinden birini taşıyıp taşımadığı, davalı şahsın marka tescil başvurusunda kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde davalıya ait markanın hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği, hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin kök ve ek raporlar alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ... Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik'in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şahsın "..." ibareli, 19, 30, 35, 37, 38, 39, 40, 43 ve 44.sınıfta yer alan mal ve hizmetlerin tescili amacıyla 13.07.2020 tarihinde gerçekleştirdiği ... sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 28.09.2020 tarih ve 357 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 27.11.2020 tarihinde .... sayılı markalarını mesnet göstererek 6769 sayılı SMK’nın m.6/1, m.6/3, m.6/5, m.6/6 ve m.6/9 hükümleri kapsamında itirazda bulunduğu, davalı şahsın 06.01.2021 tarihinde itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi sunduğu, yayına yapılan itirazın ...'nca reddedildiği, bu karara karşı davacı şirket tarafından 21.04.2021 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, davalı şahsın 18.05.2021 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz ettiği, yeniden yapılan itirazı değerlendiren ... 'nun ... sayılı ... kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 02.08.2021 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka 17.08.2021 tarihinde tescil edilmiştir.
Mahkememize ibraz edilen 19/04/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu marka kapsamında yer alan 19, 30, 35, 37, 38,39, 43 ve 44.sınıfta yer alan mal ve hizmetler ile davacıya ait ... sayılı markaların kapsamlarında yer alan ve bilirkişi raporunda koyu ve altı çizgili olarak gösterilen mal ve hizmetlerin aynı veya benzer olduğu, 40.sınıfta yer alan hizmetlerin ise davacı markalarında yer alan mal ve hizmetlerden farklı olduğu belirtilmiştir.
Davacı yanın 40.sınıfta yer alan hizmetler ile davacı markalarında yer alan mal ve hizmetlerin benzer olduğu yönündeki itirazları nazara alınarak 19/04/2022 havale tarihli bilirkişi raporunu hazırlayan bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır.
Mahkememize ibraz edilen 18/07/2022 havale tarihli ek bilirkişi raporunda; 40.sınıfta yer alan hizmetlerin davacıya ait markaların kapsamlarında yer alan mal ve hizmetlerle benzer olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Tarafların bilirkişi kök ve ek raporuna yönelttikleri itirazlar üzerine yeni oluşturulan heyet vasıtasıyla yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememize ibraz edilen 19/12/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu ... sayılı marka kapsamında 40. sınıfta yer alan hizmetler hariç, taraf markalarının kapsamlarının birebir aynı oldukları, başvuruda 40. sınıfta yer alan ve bilirkişi raporunda yer verilen tabloda belirtilen bir kısım mal ve hizmetlerin ise, dolaylı bir şekilde davacı yanın önceki tarihli markaları kapsamındaki bir kısım mal ve hizmetler ile düşük düzeyli benzerlik ilişkisinde olduğu belirtilmiştir.
19/04/2022 havale tarihli kök ve buna bağlı ek rapor ile 19/12/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda emtia benzerliği değerlendirmesi bakımından çelişki bulunduğundan bu raporları da değerlendirecek şekilde oluşturulan üçüncü bir heyet vasıtasıyla yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememize ibraz edilen 24/02/2023 havale tarihli bilirkişi raporuna göre; dava konusu markanın 19, 30, 35-01-02-03-04 alt grupları, 37, 38, 39, 43 ve 44. sınıfları bakımından, davacının mesnet gösterdiği markaların sınıflarıyla aynı/aynı tür olduğu görülmektedir.
Bununla birlikte 40.sınıfta yer alan hizmetler bakımından, bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu marka kapsamında yer alan 40. sınıf hizmetlerin, davacı tarafından redde mesnet gösterilen markanın sınıf kapsamında yer alan mal ve hizmetler yönünden benzer/ilişkili olduğu kanaatinde varışmıştır.
Ayrıca; davacının diğer mesnet markaları olan ... sayılı markaların tescilli olduğu 16. Sınıf “Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar. Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar” malları ile dava konusu marka kapsamındaki “Kağıdın işlenmesi. Baskı hizmetleri, ciltçilik hizmetleri.” ve yine ... sayılı markaların tescilli olduğu 21. sınıfta yer alan “Camdan, porselenden seramikten, kilden süs ve dekorasyon eşyaları”nın da “çömlekçilik hizmetleri” ile ilişkilendirilebileceği tespit edilmiştir.
Özellikle dava konusu markaya ait 40. hizmet sınıfı ile davacının mesnet markasındanki 35-05 alt grubunda yer alan satış hizmetleri; benzer tüketici kitlesine hitap eden, benzer ihtiyaçlara yönelik, benzer satış ve sunum biçimlerine sahip, hammadde-mamül- hizmet ilişkisi olan, birbirleri yerine ikame edilebilen/birbirlerini tamamlayan ve birbirleri ile rekabet içerisinde bulunan emtiaların satış ve hizmetlerini kapsamaktadır.
Davacı markalarına görsel açıdan bir bütün olarak bakıldığında, “...” ibaresinin esas olarak ön planda tutularak bir seri marka yaratma çabasına girdiği, bununla birlikte “...” harfinin logo olarak kullandığı “...” ibaresine de davacının diğer tüm markalarında yer verilerek bir çatı marka yapısı yarattığı değerlendirilmektedir.
Davalı markası ise “... ... ...” dir. Davalı markasına bakıldığında, “...” harfinin logo ve “...” ibaresinin esas unsur olarak kullanıldığı, siyah beyaz klasik fondan oluşturulması nedeniyle herhangi bir ayırt ediciliğinin bulunmadığı, “...” ibaresinin herkese açık işaret olması nedeniyle değerlendirmede bir farklılık yaratmadığı düşünülmektedir. İşitsel olarak da, davalı marka ibaresinin esas unsurunun davacı markalarının başlangıcında birebir yer alaması nedeniyle benzerlik görülmektedir. Kavramsal açıdan ise, markalar arasında bir benzerlik bulunmamaktadır.
Markaların bütünsel değerlendirilmesi yapıldığında, “...” ibaresi ile davacının birden çok sayıda seri marka tescil ettirdiği göz önüne alınarak, markalar arasında ilişkilendirilme veya ekonomik bağlantı olduğu algısı yaratılması mümkündür. Bununla birlikte “...” harfinin markanın başlangıcında esas unsurun üst kısmında aynı şekilde yer alması, bu ilişkilendirmeyi pekiştiren bir unsur olarak değerlendirilmiştir.
Sonuç olarak; taraf markaları, dava konusu marka kapsamında yer alan sınıflar bakımından aynı, aynı tür veya benzer emtiaları ve hizmetleri taşımakta, bu emtia ve hizmetlerin ilgili tüketici kitlesi olan kesimin; dava konusu markayı, davacı markalarının yeni bir versiyonu, serisi veya aynı aileye dahil yeni bir üyesi olarak algılama ihtimalinin bulunduğu, sonuç olarak taraf markaları arasında ilişkilendirme de dahil olmak üzere karıştırılma ihtimaline yol açacak düzeyde bir benzerliğin mevcut olduğu kanaatine varılmıştır.
Somut olayda; davacı markalarının tanınmış olduğu veya davalı şahsın kötü niyetli olduğu hususu ispatlanamasa da, SMK m.6/1 hükmü uyarınca dava konusu marka ile davacıya ait markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu tespit edildiğinden davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; ... sayılı ... kararının İPTALİNE,
2-Dava konusu ... sayılı markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
3-6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü gereği hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re'sen ...'e gönderilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL'nin düşümü ile bakiye kalan 120,60 TL'nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 31,50 TL vekalet harcı, 7.900,00 TL bilirkişi ücreti, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 256,50 TL posta-tebligat ücreti olmak üzere toplam 8.352,02 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı ... tarafından yapılan 34,10 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şahıs vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ... Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/04/2023
Katip ...
E-imza
Hakim ...
E-imza
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!