T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/245 Esas - 2023/152
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/245 Esas
KARAR NO : 2023/152
DAVA : Marka (Markanın Hükümsüzlüğü - Marka Hakkının İhlali)
DAVA TARİHİ : 01/10/2021
KARAR TARİHİ : 31/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/04/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Markanın Hükümsüzlüğü - Marka Hakkının İhlali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, 01/10/2021 tarihli dava dilekçesinde ve sair beyanlarında özetle; Müvekkilinin ... tescil numaralı markaları başta olmak ve bunlarla kısıtlı olmamak üzere ...ve seri markalarının sahibi olduğunu, davalının ... web sitesinde ... adı ile yoğurt, probiyotik yoğurt ve kefir mayasının hem online hem de anılan web sitesinde beyan edildiğine göre çeşitli noktalarda (..., .....,.... gibi mağazalarda) satışını yaptığını, “...” markasının ev yapımı yoğurt, probiyotik yoğurt ve kefir ürünlerinin müvekkili ile hiçbir bağlantısı olmadığını, davalının daha önce ... numaralı marka başvurusunun 29. sınıfta bulunan “...” dışındaki tüm sınıflar açısından reddedildiğini, davalının bunun üzerine açtığı davanın ... E. sayılı dosyası ile açtığı ... kararının iptali davasının takipsiz bırakılması üzerine .... sayılı kararı ile açılmamış sayılmasına karar verildiğini, bu nedenle dava konusu yapılan ... kararının kesinleştiğini ve davalının ... numaralı marka başvurusunun da süre aşımına uğradığını, davalının halen “...” markasını kullanmaya devam etmesinin kötü niyetli olduğunu, bu kullanımların SMK m.29 kapsamında müvekkilinin sahip olduğu marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, müvekkilinin marka hakkının ihlaline sebep olan... tescil numaralı “...” markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi, haksız kullanım ve tecavüzün önlenmesi ve tecavüz sonuçlarının ortadan kaldırılması, müvekkilinin uğradığı maddi ve manevi zararın tazmini için dava açmak zorunda kaldıklarını iddia ederek; ... markasının hükümsüzlüğüne, davalının haksız marka kullanımının tespitine, tecavüzün önlenmesine, tecavüz sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davacıya ait “...” markasının izinsiz kullanımının dava sonuna kadar tedbiren dava sonunda tamamen durdurulmasına, "..." ibaresi içeren her türlü ürün, ambalaj, reklam, afiş ve aracın üçüncü kişiler elinde bulunsa dahi imhasına, verilecek kararın hüküm kısmının ülke çapında yayın yapan bir gazetede masrafları davalıya ait olmak üzere ilanen yayınlanmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 50.000,00 TL manevi tazminatın ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, 15/10/2021 tarihli cevap dilekçesinde ve sair beyanlarında özetle; ...markasının müvekkili tarafından 13.01.1993’te 29. sınıfta tescil edildiğini, bu markanın 13.01.2013 tarihinden itibaren yenilendiğini, müvekkilinin “......” marka tescilinden yıllar sonra davacının ...markasının kendilerine ait olduğunu iddia ederek “...” markasının kullanımı ile ilgili olarak maddi ve manevi zarara uğradıklarını iddia etmelerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafından delil tespiti istenen ... dosyasına sunulan bilirkişi raporuyla “...” kelimesinin ön planda ve ayırt edici olduğunun tespit edildiğini, bu durumda “......” markasında da ayırt edici ve ön planda olan unsurun “...” olduğunun inkâr edilemeyeceğini, “...” ayırt edici unsurunun müvekkili tarafından 1993 yılından bu yana kullanılmakta olduğunu, davacının müvekkilinden daha sonra “...” markasını kullanmaya başladığının da bu bilirkişi raporuyla tespit edildiğini, 02.12.2020 tarihli bilirkişi raporu ile müvekkilinin markanın kullanımında ve tescilinde önceki hak sahibi olduğu tespit edilmiş olmasına rağmen davacı tarafından açıkça kötü niyetle hareket edilerek dava ikame edildiğini, 02.12.2020 tarihli bilirkişi raporunu teslim alan davacı tarafından ...ibaresi kullanılarak yapılan tüm tescil başvurularının da kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin markası ile iltibasa yol açacak şekilde "..." markasını kullanarak müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğramasına sebep olan tarafın davacı olduğunu, müvekkilinin “...” markasının 01. sınıfta yoğurt mayası için... numaralı markanın sahibi olduğunu, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, SMK hükümlerine dayalı olarak aleyhine tazminata hükmedilemeyeceğini, ... numaralı marka başvurusunun reddedilmiş olması sebebiyle müvekkilinin kullanımının kötü niyetli olduğuna dair iddialarının asılsız olduğunu, ayrıca müvekkilinin ... numaralı “...” markasının da tescilli olup müvekkili tarafından ... markası ile de yoğurt mayasının satışa sunulmakta olduğunu, müvekkilinin ...markasını ayırt edici özellik olarak daha önce kullanmaya başlaması nedeniyle hak sahibi olduğu bir anlığına unutulsa dahi; müvekkilinin davacının iddia ettiği gibi ...markasının bilinirliğinden faydalanma gibi bir kötü niyeti olsa idi "... " markası ile de ürünlerini satışa arz etmeyeceğini, davacının 01. sınıfta tescilinin dahi bulunmadığını, davacı tarafından her ne kadar "..." kelimesi üzerinde münhasıran ve esas unsur olarak tüm emtiaları kapsayacak şekilde hak sahipliği iddia ediliyorsa da, farklı veya benzer emtialarda ...kelimesine ayırt edici özellik eklenerek farklı kimseler tarafından tesciller yapıldığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 6769 sayılı SMK m.25, 6769 sayılı SMK m.29, m.149 hükümlerine göre açılan; markanın hükümsüzlüğü, marka hakkının ihlâli iddialarından kaynaklı hukuki korunma istemlerine yöneliktir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
I-Markanın Hükümsüzlüğü İstemi Bakımından; Davalıya ait... sayılı "..." markası ile davacıya ait "..." markaları arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacıya ait "..." markalarının tanınmış olup olmadığı, SMK m.6/5 hükmü uyarınca davalıya ait markanın, davacıya ait markaların tanınmışlığından haksız yere istifade etme, onların itibarlarını lekeleme ya da ayırt ediciliği zedeleme risklerinden birini taşıyıp taşımadığı, SMK m.25 hükmü uyarınca davalıya ait... sayılı "..." markasının hükümsüzlüğü koşulunun oluşup oluşmadığı,
II-Marka Hakkı İhlali İstemi Bakımından; Davalının "..." adı ile yoğurt, probiyotik yoğurt ve kefir mayasının gerek online ortamda gerekse muhtelif mağazalarda satılmasını teminen üretim faaliyetlerinin davacıya ait "..." ibareli marka haklarını ihlal edip etmediği, buna bağlı olarak, marka hakkına tecavüz eylemlerinin durdurulması, "..." ibaresini içeren her türlü ürün, ambalaj, reklam, afiş ve aracın üçüncü kişiler elinde bulunsa dahi imhası, verilecek kararın hüküm kısmının ülke çapında yayın yapan bir gazetede masrafları davalıya ait olmak üzere ilanen yayınlanması, kısmi dava olarak 1.000,00 TL maddi tazminat, 50.000,00 TL manevi tazminat istemlerinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı olarak tebliğ edilmiş, dilekçe teati aşaması tamamlanmış, ... Esas sayılı dosyası UYAP ortamında temin edilmiş, taraflara ait marka tescil belgeleri getirtilmiş, .... sayılı dosyası celp edilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, teknik konularda bilirkişi incelemeleri yaptırılmış ve 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ... Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik'in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I-Markanın Hükümsüzlüğü İstemine İlişkin Değerlendirme:
6769 sayılı SMK m.25/1 hükmüne göre; 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre ... tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, davaya konu marka tescil belgesi, hükümsüzlüğe mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran 16/02/2023 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
İlk olarak belirtilmesi gerekir ki; 15/09/2022 tarihli bilirkişi raporu markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından hükme esas alınmamıştır. Zira; söz konusu bilirkişi raporunda davaya konu... sayılı marka kapsamında yer alan emtialar ile davacıya ait markaların kapsamlarında yer alan emtialar yukarıda belirtilen kriterlere göre karşılaştırılmamış olup salt sınıfsal olarak aynı sınıfta emtia içerdiği belirtilen ... sayılı marka kapsamında yer alan emtialar ile dava konusu marka kapsamında yer alan emtiaların aynı sınıfta olduğu belirtilmiştir. Ancak; 6769 sayılı SMK m.11/4 hükmüne göre; Mal veya hizmetlerin aynı sınıflarda yer almaları benzer olduklarına, farklı sınıflarda yer almaları da benzer olmadıklarına karine teşkil etmez. Bu nedenle söz konusu bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olmadığından mahkememizce oluşturulan başka bir bilirkişi heyeti vasıtasıyla yeniden inceleme yaptırılmıştır.
Buna göre;
Hükümsüzlüğü istenen... sayılı "..." ibareli markanın "1.SINIF: Sanayide, bilim sahasında, fotoğrafçılıkta, tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar. Gübreler ve topraklar. İşlenmemiş suni reçineler ve işlenmemiş plastikler. Yangın söndürücü maddeler. Kırtasiye, tıbbi ve ev içi kullanım amaçlı olanlar hariç yapıştırıcılar." emtiaları bakımından 26.09.2017 tarihinde tescil edildiği tespit edilmiştir.
Dava konusu marka kapsamında yer alan "Sanayide, fotoğrafçılıkta kullanılan kimyasallar. İşlenmemiş suni reçineler ve işlenmemiş plastikler. Yangın söndürücü maddeler. Kırtasiye, tıbbi ve ev içi kullanım amaçlı olanlar hariç yapıştırıcılar." emtiaları ile davacıya ait ... sayılı marka kapsamında yer alan 1.sınıftaki emtialar; aynı, aynı tür veya benzerdir. Zira bunlar benzer tüketici kesimine hitap ederler, benzer ihtiyaçları giderirler, aralarında rekabet veya birbiri yerine ikame imkânı bulunur, benzer yerlerde satışa arz edilirler.
Dava konusu yapılan... tescil numaralı markanın "..." ibaresinden oluştuğu, bu ibarenin söz konusu markanın tescil kapsamında bulunan 01. Sınıftaki mallar için özel veya teknik herhangi bir anlamının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davacıya ait ... sayılı markanın "..." ibaresinden oluştuğu tespit edilmiştir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; dava konusu marka kapsamında yer alan "Sanayide, fotoğrafçılıkta kullanılan kimyasallar. İşlenmemiş suni reçineler ve işlenmemiş plastikler. Yangın söndürücü maddeler. Kırtasiye, tıbbi ve ev içi kullanım amaçlı olanlar hariç yapıştırıcılar." emtiaları ile davacıya ait ... sayılı marka kapsamında 1.sınıfta yer alan emtiaların aynı, aynı tür veya benzer oldukları, bunun haricinde yer alan sair davacı markaları kapsamındaki emtialar ile dava konusu marka kapsamında yer alan emtialar arasında ise benzerlik bulunmadığı, "..." ve "..." ibareli markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik bulunduğu, bu nedenle; dava konusu marka kapsamında yer alıp yukarıda belirtilen emtialar bakımından dava konusu marka ile davacıya ait ... sayılı marka arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Belirtmek gerekir ki; davalının önceki tarihli ... sayılı "......" ibareli markası "..." emtiası bakımından tescilli olup, iş bu marka, hükümsüzlüğü istenen davaya konu marka bakımından müktesep hak iddiasına mesnet olamaz.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, Türkiye'de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda yapılan incelemede; davacı tarafından markalarının tanınmışlığı ile ilgili iddiada bulunulmuşsa da bu iddianın tevsikine elverişli somut delil sunulmamış olması karşısında dava konusu yapılan marka bakımından tanınmışlık düzeyi ile ilgili bir tescil engelinin varlığından söz edilemeyeceği kanaatine ulaşılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; ... sayılı markanın "Sanayide, fotoğrafçılıkta kullanılan kimyasallar. İşlenmemiş suni reçineler ve işlenmemiş plastikler. Yangın söndürücü maddeler. Kırtasiye, tıbbi ve ev içi kullanım amaçlı olanlar hariç yapıştırıcılar." emtiaları bakımından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
II-Marka Hakkı İhlâli İstemine İlişkin Değerlendirme:
... sayılı dosyasının incelenmesi üzerine gözlemlenen hususlar aşağıdaki gibidir:
Davacı ...... San. ve Tic. A.Ş. Tarafından davalı ... San. ve Tic. A.Ş. aleyhine delil tespiti talebinde bulunulmuştur. Tespit talep tarihi 26.11.2020’dir.
Delil tespiti talebinin kabulü üzerine tanzim edilen bilirkişi raporunun sonuç kısmında;
"1. “......” ibarelerinin, aleyhine tespit istenen tarafça kullanılan “...” alan adında, bu web sitesinin başlığında ve web sitesinde tanıtımı yapılan “yoğurt mayası ve kefir mayası” ürünleri üzerinde, ayrıca ... Market’in ...-... Şubesinde satışa sunulan “yoğurt mayası” ürünleri üzerinde markasal nitelikte kullanıldığı, bu kullanımlarda “...” ibaresinin ön planda ve asli ayırt edici unsur olarak yer aldığı, bahse konu kullanımların tespit isteyen adına ... sayılarla, aynı/aynı tür mallar için tescilli olan “...” markaları ile aynıya yakın düzeyde benzer olduğu ve bu markalarla karıştırılma ihtimali bulunduğu,
2. 13.01.1993 tarih ve ... sayılı “......” markasının “...” ürünleri için aleyhine tespit istenen adına, tespit isteyen tarafın markalarından daha önce tescilli olduğu, “...” ürünlerinin tespite konu olan “yoğurt mayası ve kefir mayası” ürünleri ile aynı türden ürünlerden olduğu tespit edilmiştir." şeklinde kanaat belirtilmiştir. Bilirkişi raporu sınai mülkiyet uzmanı tarafından tanzim edilmiş olup, adı geçen bilirkişinin tespit edilen emtialara ilişkin sektör uzmanlığının bulunduğu yönünde bir kayıt bulunmamaktadır.
Mahkememizce aldırılan ve içinde sektörden kimselerin de bulunduğu bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 16/02/2023 tarihli raporda belirtilen teknik hususlara göre;
Davalının ... tescil numaralı markası, “...” malları için tescillidir. Davalının kullanımları kapsamındaki ürünler ise; yoğurt mayası, probiyotik yoğurt mayası ve kefir mayasıdır. ..., isminde her ne kadar ... geçse de ... ihtiva etmez ve enzimlerden oluşur. Teknik olarak "..." olarak bilinir; geviş getiren genç hayvanların midelerinin şirden bölümünden elde edilir. Peynir yapımında süt pıhtılaştırıcı olarak binlerce yıldır kullanılmaktadır. ... kayıtlarına göre bu ürün “...” olarak belirtilmiş olup 29 uncu sınıfa dahildir. Davalının kullanımları kapsamındaki yoğurt mayası ve probiyotik yoğurt mayası, yoğurt bakterilerinden oluşur (davacı etiket beyanı, probiyotik yoğurt mayasının .... içerdiği şeklindedir). Kefir mayası ise bakteri ve ... karışımıdır (davacı etiket beyanı, kefir mayasının ... içerdiği şeklindedir). Hem yoğurt mayası hem de kefir mayası, ... kayıtlarına göre 29 uncu sınıf kapsamındaki “...” grubuna dahil olan ürünlerdir. Ancak, bu ürünler, ... değildir. Diğer taraftan, davalının markasının kullanıldığı ürünlerin; süt ve süt ürünleri grubu ile ilişkili olması ve süt ve süt ürünleri grubundaki bazı ürünlerin üretiminde kullanılan girdilerden olmalarına dayalı olarak ve Marka Tescil Başvurularına Ait Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ hükümleri kapsamında bu gruba dahil edilebileceği, dolayısıyla aynı tür oldukları değerlendirilmektedir. İlave olarak, incelemeye konu ürünler/mallar, nihai tüketicisi tarafından kendi mutfağında sütten yoğurt, kefir ya da peynir üretimi için satın alınabilir. Bu ürünlerin aynı üretici tarafından üretimi/paketlemesi ve piyasa arzı mümkündür. Ürünlerin nihai tüketicisine ulaştığı yer de aynı reyon/aynı bölümdür. Açıklanan nedenlerle, davalının davaya konu "..." ibareli markasal kullanımlarının davalıya ait ... sayılı markası kapsamında yer alan "..." emtiası üzerinde kullanım olmasa da aynı tür emtialar üzerinde kullanım olarak mütalaa edilebileceği değerlendirilmektedir.
Davalının ... tescil numaralı markası "......" ibaresinden oluşmaktadır. Bu ibarenin asli unsuru ...ibaresidir. Markadaki “...” unsuru, tescile konu malın cinsini belirten tali nitelikte ve ayırt edicilik vasfını haiz olmayan bir unsurdur. Bundan dolayı davalının ... tescil numaralı markasının asli unsuru ...ibaresi olup, davalı kullanımlarındaki ...ibaresi ile örtüşmektedir. Bu nedenle davalının tescilli hakkı ile markasal kullanımları arasında genel görünüm itibariyle ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Davalının, davaya konu "..." ibareli markasal kullanımları, davacıya ait önceki tarihli markaların koruma kapsamı altında bulunan mal veya hizmetlerle benzerdir: Şöyle ki, davacının önceki tarihli markaları kapsamında süt ve süt ürünleri de dahil 29 uncu sınıfın tüm malları bulunmaktadır (örneğin ... sayılı ...+...markası). Dosya içerisinde mevcut kayıtlar ve davalı internet adresindeki beyanlar üzerinde yapılan incelemede; davalının, davaya konu "..." ibareli markasal kullanımının yoğurt ve kefir mayası üzerinde, yani 29 uncu sınıf kapsamındaki “.... (...)” için gerçekleştiğini göstermektedir ve incelemeye konu ürünler Marka Tescil Başvurularına Ait Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ hükümleri kapsamında 29 uncu sınıftaki süt ve süt ürünleri ile aynı at grupta sıralanabilecek aynı tür/benzer mallardır.
Davalının, davaya konu “...” ibareli markasal kullanımları ile davacının önceki tarihli markalarının asli unsurunun ...olması nedeniyle işaret benzerliğinin söz konusu olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca, davacının önceki tarihli ...asli unsurlu markalarının kapsamında incelemeye konu ..., kefir mayası, yoğurt mayası, probiyotik yoğurt mayası malları açıkça sayılmasa da bu ürünlerin Marka Tescil Başvurularına Ait Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ hükümleri kapsamında 29 uncu sınıftaki süt ve süt ürünleri ile aynı alt grupta sıralanabilecek aynı tür/benzer mallar olduğu değerlendirildiğinden mal benzerliğinin de bulunduğu anlaşılmıştır.
Ancak, somut uyuşmazlıkta belirtilen bu iki benzerliğin bir arada bulunması nedeniyle bir karıştırılma ihtimalinin bulunmayacağı düşünülmektedir. Çünkü davalının dava konusu yapılan markasal kullanımları, ... tescil numaralı markasının kullanımları kapsamında kalmıştır. Ayrıca, davalının ... tescil numaralı markası, 13.01.1993 tarihinden itibaren koruma altında olmakla davacıya ait önceki markalardan daha önceki tarihlidir. Davacının dilekçesinin ekinde sunduğu liste ile dayanak yaptığı markalarından koruması en eskiye dayanan markaları; ... tescil numaralı ve ... tescil numaralı markalarıdır. Bu markaların korumaları 27.10.1994 tarihine dayanmaktadır. ... tescil numaralı davacı markası iddialara konu edilen ...ibaresini içermemekte olup, ... ibaresinden müteşekkildir. Ayrıca, davacının en eski tarihli (ve fakat davalı markasından sonraki tarihli) olan bu markaların her ikisinin tescil kapsamında da süt ve süt ürünleri bulunmamaktadır. Bunlardan dolayı da davalının önceki tarihli markasına dayanan kullanımlarının davacının mesnet gösterdiği markalar ile iltibas yaratacak benzerliği ortadan kaldırdığı düşünülmektedir.
Yukarıda yer verilen gerekçelerle; davalı yanın ...ibareli markasal kullanımları kendisine ait ... tescil numaralı marka hakkı kapsamında kaldığından, davalının, davacıya ait marka haklarına tecavüz oluşturan eylemlerinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce aldırılan 15/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda; davalının ...ibareli markasal kullanımlarının ... tescil numaralı marka hakkı kapsamında kalıp kalmadığı hususu incelenmemiştir. Başka bir deyişle; davalının markasal kullanıma konu ettiği ürünlerin sözü edilen marka kapsamında kalan emtiaların kapsamında kalıp kalmadığı irdelenmemiş, sadece davalının markasal kullanımları ile sözü edilen markanın işaret olarak farklı oldukları belirtilmiştir. .... sayılı kararı uyarınca; iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan, bu yönden dosya içerisinde mevcut söz konusu bilirkişi raporunun aksi yöndeki hukuki kanaatlerine itibar edilmemiştir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davacının marka hakkı ihlali iddiasından kaynaklı istemlerin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;.... sayılı markanın "Sanayide, fotoğrafçılıkta kullanılan kimyasallar. İşlenmemiş suni reçineler ve işlenmemiş plastikler. Yangın söndürücü maddeler. Kırtasiye, tıbbi ve ev içi kullanım amaçlı olanlar hariç yapıştırıcılar." emtiaları bakımından HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde kararın bir örneğinin re'sen ...'e gönderilmesine,
2-Davacının marka hakkı ihlali iddiasından kaynaklı istemlerin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 870,96 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 691,06 TL'nin talebi halinde davacıya iade edilmesine,
4-Davacı markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısma ilişkin olarak; karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle reddedilen kısma ilişkin olarak; AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı marka hakkı ihlali isteminden kaynaklı tecavüz eylemlerinin durdurulması, imha, hükmün ilanı istemleri bakımından kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı marka hakkı ihlali isteminden kaynaklı maddi tazminat istemi bakımından kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 ve m.13 hükmü gereği hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davalı marka hakkı ihlali isteminden kaynaklı manevi tazminat istemi bakımından kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3, m.10 ve m.13 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davanın kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak kabulüne,
10-Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 179,90 TL karar ve ilam harcının tamamının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı ve 20,00 TL vekalet harcı, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 202,50 TL posta-tebligat masrafı, 901,80 TL delil tespiti masrafı ve 5.450,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.679,02 TL yargılama giderinin 1/2'si olan 3.339,51 TL'sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 3.339,51 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
12-Davalı tarafından yapılan 8,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin 1/2'si olan 4,25 TL'nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye 4,25 TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
13-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re'sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin ve Davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ... Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/03/2023
Katip ....
E-imza
Hakim ...
E-imza
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!