T.C. ... 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/393 Esas - 2023/63
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
...
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/393
KARAR NO : 2023/63
HAKİM : ...
KATİP :...
DAVACI :...
VEKİLİ : Av. ...
DAVALILAR : 1-...
Av. ....
: 2- ...
Av. ...
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 27/09/2022
KARAR TARİHİ : 16/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/02/2023
DAVA:
Davacı vekili 27/09/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin ... sayılı ve "...", "..." ibareli markalarının sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "... + ..." ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı ...’e başvuruda bulunduğunu, ... kod numarasını alan başvurunun, ... Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından ... Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, itirazın kısmen reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin nihai olarak ... tarafından reddedildiğini, oysa müvekkili şirkete ait “...” ibaresini içeren çok sayıda marka bulunduğunu, bu markaların müvekkili ürünleri ile özdeşleştiğini, her birinin “...” ibaresi ile başladığı ve eklenen başka bir ibare ile ayırt edicilik kazanmış seri markalar olduğunu, davalı şirkete ait marka başvurusunun “...”, “...” ve “...” ibareleri ile üç farklı üçgenin birleşiminden oluşan bir figürün bir araya getirilmesiyle oluşturulduğunu, markanın esas unsurunun “...” ibaresi olduğunu, “...” ve “...” ibarelerinin tali unsurlar olduğunu, “...” ibaresinin davalı şirketin ticaret unvanının esas unsuru olduğunu, markaya davalı şirketi işaret etmesi amacıyla eklenmiş izlenimi verdiğini, dilimizde "..." anlamına gelen “...” ibaresinin görsel ve anlamsal bazda markada tali ve tamamlayıcı unsur olarak konumlandırıldığını, işbu ibarenin yeterli derecede ayırt ediciliğe sahip olmadığını, dava konusu markanın müvekkili şirkete ait tanınmış markaları ile ilgili sınıflarda yer alan emtiaları kapsadığını, dava konusu markada müvekkili şirket markalarının 09, 35 ve 42. sınıflarda yer alan bir kısım mal ve hizmetlerinin aynen yer aldığını, müvekkili şirket markalarının SMK 6/4 ve 6/5 maddeleri anlamında tanınmış markalar olduğunu, davalı şirketin kötü niyetli olduğunu, davalı şirketin dava konusu markanın seri marka niteliği taşıdığı savunmasıın yerinde olmadığını, davalının önceki tarihli markalarının hiçbirinin dava konusu marka ile aynı sınıflarda yer alan emtia için tescilli olmadığını belirterek, ... ...'nun ... sayılı kararın iptali ile dava konusu ... başvuru numaralı "... + ..." ibareli markanın "Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (...), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; manyetik/optik okuyuculu kartlar. Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterler, elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler, elektrik enerjisi üretimi için güneş panelleri. Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (...), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (sensörler)." ve sınıf 35'te yer alan "Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (...) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (...), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; manyetik/optik okuyuculu kartlar. Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterler, elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler, elektrik enerjisi üretimi için güneş panelleri. Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (...), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (sensörler) mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (...)" ve sınıf 42'de yer alan "Bilgisayar hizmetleri: bilgisayar programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, bilgisayar sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hosting, bilgisayar donanımları alanında danışmanlık, bilgisayar donanımlarının kiralanması hizmetleri." hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin "... ... future technology institute + ..." ibareli başvurusu ile davacı şirkete ait markaların kavramsal, görsel, işitsel bakımdan ve bıraktıkları toplu intiba yönünden birbirlerinden farklı markalar olduğunu, taraf markalarının aynı firmanın markası gibi algılanabilecek nitelikte olmadığını, markaların karıştırılma olasılığı bulunmadığını, davacının tanınmışlık iddiasının mesnetsiz kaldığını, davacı şirketin davalı başvurusunun kötü niyetli olduğunu ispat edemediğini, ... kararının usule ve hukuka uygun olduğunu beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin bütün faaliyetlerini tescilli “...” ve “...” ibareli markaları ile sürdürdüğünü, seri markalarına yenisini eklemek amacıyla “... + ... ...” unsurlarından oluşan dava konusu marka başvurusunda bulunduğunu, taraf markaları arasında görsel, işitsel ve anlamsal benzerlik bulunmadığını, davacı şirkete ait markaların ayırt edici gücünün son derece zayıf olduğunu, ”...” sözcüğünün ...’de “düşünmek, planlamak, aklından geçı̇rmek” anlamlarına geldiğini, kelime anlamından farklı olarak uyuşmazlık konusu markaların mal/hizmet kapsamlarında yer alan teknolojı̇, bı̇lgı̇sayar programları, yazılımlar vb. sektörleri bakımından sıklıkla kullanılan ve 09. 35. 42. sınıflardaki emtia bakımından vasıf, değer, fonksiyon, kalite bildiren sözcük özelliğini haiz olduğu, müvekkili şirket markasının bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere iltibas tehlikesinin bulunmadığını, taraf markalarının aynı/benzer tür mal/hizmet sınıfında yer almadıklarını, şirketlerin faaliyet gösterdiği sektörlerin farklı olduğunu, markaların yer aldığı emtianın kullanıcılarının bilinçli tüketici niteliğini haiz olduğunu, davacının tanınmışlık iddialarının yerinde olmadığını, müvekkili şirketin marka başvurusunun kötü niyetli olmadığını, davacının kötü niyete dayalı iddiasını ispatlayamadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava davalı başvurusu olan ... sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak ... tarafından alınan ... sayılı kararın iptali ve hükümsüzlük istemlerine ilişkindir. İptali istenen ... kararının davacıya 24/08/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 27/09/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 11/01/2023 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; "...Davacıya ait markalar kapsamında yer alan mal ve hizmetler ile dava konusu marka kapsamında yer alan ve işbu davaya konu edilen mal ve hizmetlerin aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olduğu, Davacıya ait markalar ile dava konusu marka başvurusunun, görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olmadığı ve aralarında karıştırılma/ilişkilendirilme ihtimali bulunmadığı, Davacı markalarının tanınmışlığının ispatlanamadığı..." ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (...) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun ... başvuru numaralı "... + ..." ibaresinden oluştuğu, kapsamında ....sınıftaki "09. Sınıf: Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (...) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (...), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (...), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (...). transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler, 42. Sınıf: Bilgisayar hizmetleri: bilgisayar programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, bilgisayar sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hosting, bilgisayar donanımları alanında danışmanlık, bilgisayar donanımlarının kiralanması hizmetleri." mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza ve hükümsüzlüğe dayanak markaların ise ... sayılı ve "...", "..." ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında .... sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, somut olayda dava konusu marka kapsamında yer alan ve işbu davaya konu edilen tüm emtialar bakımından taraf markaları arasında “emtiaların aynı/benzer/ilişkili olması” şartının sağlandığı tespit edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış "... + ..." ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak ve dava dilekçesinde bahsi geçen markaların standart karekterle yazılı "...", "..." ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Dava konusu marka başvurusu, kapsamında hem ... hem kelime unsurları bulunan karma nitelikte bir markadır. Markanın ... unsuru, üç adet üçgenin bir araya getirilerek oluşturduğu bir üçgen şeklinden oluşmaktadır. ... unsurunun sağ tarafında üst satırda “...” ile alt satırda “...” ibaresi yer almaktadır. Üst satırdaki “...” ibaresi, alt satırdaki ibareye nazaran daha büyük punto ile yazılmıştır. “...” ibaresinde, “...” ibaresi, “...” ibaresine nazaran kalın harflerle yazılarak, ön plana çıkarılmıştır. Zira “...” ibaresi, “...” ibaresinin kısaltması olup, marka vasfı bulunmayan bir ibaredir. “...” ibaresinde yer alan “...” ibaresi anlamlı bir ibare olmayıp, başvuru sahibi davalı şirketin ticaret unvanının ayırt edici unsurudur. "..." anlamına gelen “...” ibaresi ise görsel ve anlamsal bazda markanın tali unsuru niteliğindedir.
Davacıya ait markalar ise birer kelime markası olup, standart bir yazı karakteriyle oluşturulmuş, siyah renkle yazılmış markalardır. Davacı markaları, büyük harflerle yazılmış “...” ibarelerinden oluşmaktadır. Bu kelimelerin bir karşılığı bulunmamaktadır. Fakat “...” kelimesi İngilizce’de “düşünmek” anlamına gelmektedir. Diğer kelimeler ise “...”, “...”, “...”, “...=...”, “...” anlamını taşımaktadır. Davacı markaları, anlamı olan, ayırt edici niteliği yüksek olmayan ibarelerin bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş markalardır. Anlamlı kelimelerin bir araya getirilmesi ile ortaya yeni bir kavram/anlam çıkmamıştır. Markalarda, hiçbir kelime ön plana çıkarılmamış, tamamı aynı satırda aynı punto ile hatta birleşik şekilde yazılmıştır. Dolayısıyla, davacı markaları bir bütün olarak esas unsur niteliğindedir. Davacı markalarının esas unsurunun “...” ibaresi olduğunun kabul edilmesi, markaların koruma kapsamının hatalı değerlendirilmesine yol açacaktır.
Davacıya ait “...” ibareli markalar ile dava konusu marka başvurusu, ortak olarak standart bir “...” kelimesini içermeleri dışında, görsel olarak benzer kabul edilebilecek hiçbir unsur içermediği kanaatine varılmıştır.
Davacı markaları, birer kelime markası iken, dava konusu marka başvurusunda ... unsuru ile tali unsur niteliği taşıyan kelime unsurları bulunmaktadır. İşitsel olarak değerlendirildiğinde ise dava konusu marka başvurusunun esas unsuru “...", davacı markaları ise “...”, “...", “...”, “...”, “...” şeklinde telaffuz edilmektedir. Markalar arasında işitsel olarak da benzerlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Anlamsal olarak değerlendirildiğinde ise davacı markalarında yer alan “...” haricindeki kelime unsurları “...”, “...”, “...=...”, “...” anlamına gelirken, dava konusu marka başvurusunda yer alan kelime “...” anlamı taşımaktadır. Sonuç olarak, somut olay bakımından taraf markaları arasında görsel, işitsel ve anlamsal benzerlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak, dava konusu marka kapsamında yer alan ve işbu davaların konusunu oluşturan mal ve hizmetler bakımından, taraf markaları arasında sınıfsal olarak ayniyet/benzerlik bulunmakla birlikte, bu mal ve hizmetlerin ilgili tüketicinin yüksek bir dikkat ve bilinç düzeyine sahip olacağı, davanın konusunu oluşturan ürünlerin pahalı olarak nitelendirilen ürünlerden olması nedeniylei tüketicinin araştırma yaparak satın alma eyleminde bulunacağı, davacı markaları ile dava konusu marka arasında görsel, işitsel ve anlamsal olarak bir benzerlik bulunmadığı, gerek davacı gerekse davacı markalarının ayırt edici niteliği bulunmayan kelimelerin bir araya getirilmesi ile oluşturulduğu, anlamlı kelimelerin bir araya getirilmesi ile ortaya asgari seviyede ayırt edici nitelik kazanan markalar ortaya çıktığı, markaların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu halde ise taraf markaları arasında, standart bir yazı karakteri ile yazılan “...” kelimesi dışında hiçbir benzerlik bulunmadığı, taraf markalarında yer alan kelime unsurları arasında da bir bağlantı/benzerlik/ilişki kurulamadığı, davacı markalarında ... unsuru bulunmadığı, fakat dava konusu markanın ... unsurunu da içeren karma nitelikte bir marka olduğu, sonuç olarak taraf markalarının bir bütün olarak farklı olduğu, tüketicinin taraf markalarını aynı/aynı tür ya da benzer ürünler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, farklı marka ile karşı karşıya olduklarını anlayabilmelerinin mümkün olması, taraf markalarının birbiri ile ilişkilendirme ihtimalinin bulunmaması nedeniyle, somut olay bakımından markaların karıştırılması/ilişkilendirilmesi ihtimaline dayalı olan nispi tescil engeline ilişkin şartların oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Tanınmışlık Hususunda Yapılan Değerlendirme
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1-5 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın düşümü ile 99,20 TL bakiye karar harcın davacıdan tahsili ile Hazine'ye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde ... aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK'nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ... Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/02/2023
Katip ...
¸
Hakim ....
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!