WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ANKARA 3. FIKRI VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESI

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/217
KARAR NO : 2022/476
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/06/2022
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2022
DAVA:
Davacı vekili 03/06/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla özetle; müvekkili şirketin 2008/16984 sayılı "..." ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "... şekil" ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, ... kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa müvekkili şirketin bir çok markanın yanında 2008/16894 sayılı markanın da sahibi olduğunu, markanın 31. sınıfta tescilli olduğunu, itiraza konu ... sayılı “.. ...” markasının da 01 ve 31. sınıflarda tescil edilmek istendiğini, markanın müvekkiline ait markayı çağrıştırdığını, markaların ayırt edilemeyecek kadar benzer olduklarını, markaların işitsel olarak hiçbir farklılıklarının bulunmadığını, Yargıtay ve davalı Kurum tarafından, birkaç harf farklılığın bulunduğu markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olarak kabul edildiğini, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğunu, markaların aynı hizmet noktalarında aynı tüketicilere sunulacağını, başvurunun kötüniyetli olarak yapıldığını, tarafların her ikisinin de Adana’da bulunduğunu, her iki markanın da “tohum” markası olduğunu, davalının daha önceden yapmış olduğu 2019/133091 sayılı “...” marka başvurusunun müvekkili tarafından yapılan itiraz üzerine reddedildiğini, işbu davaya konu markada “...” ibaresinin vurgulandığını belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun ... sayılı kararının iptaline ve ... sayılı "... şekil" ibareli markanın tescil edilmi olması halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu markanın siyah ve büyük harflerle yazılmış "..." ibaresi ile ibarenin sol tarafında yer alan sarı renkli bir şekil unsurundan oluştuğunu, itiraz konusu davacı markasının ise; ilk harfi büyük, diğer harfleri ise küçük olacak şekilde, siyah harflerle yazılmış "..." ibaresinden oluştuğunu, davacı markası olan "..." ibaresinin, "1. Diş köklerini kaplayan sert madde. 2. Bir metalle temas durumunda ısıtılan ve yüksek sıcaklıkta ayrışarak taşıdığı elementlerden bir veya birçoğunu o metalin yüzeyine yayan madde” anlamına geldiğini, davalının "..." ibareli markasında yer alan "..." ibaresinin ise "1.Semizlik 2.Satım sözleşmesinde alıcının borcu." anlamlarını havi olduğunu, “...” şeklinde telaffuz edilen davalı markası ve "...." şeklinde telaffuz edilen davacı markasının okunuş itibarıyla birbirinden son derece farklı olduğunu, "..." ibaresindeki harflerin, farklı bir yazım stiliyle oluşturulduğunu, daha düz bir karakterrle yazılmış "..." ibaresinden görsel olarak da ayrıldığını, markaların başlangıç kısımlarının farklı olması, davalı başvurusunun şekil unsuru ihtiva etmesi gibi hususların bu farklılığı güçlendirdiğini, markaların bütün itibariyle benzer olmadığını, davacı markasının tanınmış olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, SMK 6/5. maddede sayılan şartların gerçekleşmeyeceğini, kötüniyete ilişkin kanıtlar sunulmadığından köötüniyetli bir başvuru olduğunun ispat edilemediğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin ... ZİRAAT VE TİCARET AŞ.’nin tek sahibi olduğunu, şirketin 29/01/2020 tarihinde kurulduğunu, davacının kullanmış olduğu marka ile marka sahibinin isminin farklı olduğunu, aktif bir ticaretinin bulunmadığını, markanın çok bilinen bir marka olmadığını, müvekkilinin şirketinin isminin ve markasının is aynı olduğunu, markaların yazı karakterlerinin, punto büyüklüğünün, harflerin büyüklüğünün, yazılış şekillerinin, logo ve renklerin farklı olduğunu ve markaların karıştırılmayacağını, emsal yargılamalarda benzer markaların ayırt edilemeyecek kadar benzer bulunmadığını, markaların profesyonel kişilere hitap ettiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, TÜRKPATENT’den davalı şahsa ait ... sayılı marka başvurusu işlem dosyası ile itiraza dayanak marka tescil belgesi getirtilmiş, sunulan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava davalı başvurusu olan ... sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak TÜRKPATENT tarafından alınan ... sayılı kararın iptali ve hükümsüzlük istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 06/04/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 03/06/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 21/11/2022 raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; "...Davaya konu markada yer alan: 01.Sınıf: Tarım bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar. Gübreler ve topraklar. 31.Sınıf: Tohumlar. yönünden mal/hizmetlerin SMK md.6/1 kapsamında aynı/benzer/ilişkili olması şartının sağlandığı, Detaylı olarak incelendiği üzere markalar arasında görsel ve sesçil olarak benzerlik bulunması, başvuru/tescil sınıflarının yüksek dereceli benzerliği (aynılığı) karşısında: 01.Sınıf: Tarım bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar. Gübreler ve topraklar. 31.Sınıf: Tohumlar. yönünden SMK 6/1. Madde bağlamında iltibas ihtimali bulunduğu, Türk Patent Markalar Sicili’nde yapılan araştırmada, anılan ibarenin davacı adına tanınmış marka olarak tescil edildiğine dair herhangi bir kayda rastlanılmaması, yine dosyada anılan markanın tanınmışlık seviyesine ulaştığına dair yeterli bilgi, belge, araştırma raporu, mahkeme kararı vb. de bulunmaması karşısında, davacı markasının ayırt ediciliğinin düşebileceği, marka itibarından haksız şekilde yararlanılabileceğine ilişkin heyetimizde bir kanaat oluşmamış olup SMK 6/5. Madde uygulama şartlarının oluşmadığı, davacı iddiaları kapsamında davalının kötüniyetli olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunun hukuki değerlendirme ve takdir gerektirmesi karşısında Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu..." ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun "... şekil" ibaresinden oluştuğu, kapsamında 01 sınıftaki "sanayide, bilim sahasında, fotoğrafçılıkta, tarım bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar. Gübreler ve topraklar. 31.sınıftaki "Topraklar" hizmetlerinin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise 2008/16984 sayılı "..." ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 31.sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davaya konu marka başvurusunun başvuru sınıfı, NICE sınıflandırma sisteminin 01. ve 31. sınıftaki mallara yöneliktir. Davaya konu markada bulunan “31. Sınıf: Tohumlar” emtiası taraf markalarında aynen yer almaktadır. Bununla birlikte, davaya konu markada yer alan “01. Sınıf: Tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar. Gübreler ve topraklar.” emtiası ise 31. sınıfta yer alan “Tarım ürünleri, bahçecilik ürünleri. Ormancılık ürünleri.” ile aynı/benzer tüketicilere, aynı/benzer dağıtım kanallarıyla dağıtılan ve çoğunlukla aynı/benzer üreticiler tarafından gerçekleştirilen, hammadde-mamul ilişkisi içerisinde olan emtialardır. Dolayısıyla, davaya konu markada yer alan: 01. Sınıf: Tarım bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar. Gübreler ve topraklar. 31. Sınıf: Tohumlar. yönünden mal/hizmetlerin SMK md.6/1 kapsamında aynı/benzer/ilişkili olması şartının sağlandığı tespit ve kabul edilmiştir
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış "... şekil" ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı "..." ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Davaya konu marka başvurusu, beyaz zemin üzerine, solda şekil unsuru ile sağında aynı puntoyla ve siyah renkle yazılmış “...” ibaresinden oluşmaktadır. Tüm bu kapsamda davalıya ait markada yer alan şekil unsurunun markaya radikal bir ayırt edicilik katmadığı kanaatine varılmakla “...” ibaresinin tüketiciye markasal algı ileten unsur olduğu en azından esaslı unsurlarından birisi olduğu kanaatine varılmıştır.
Bu meyanda, davalı tarafından dosyaya sunulan evraklarda kullanımın “..." biçiminde olduğu görülmüşse de işbu dava markanın hükümsüzlüğü ve kurum kararının iptali talebini içermekte olup başvuru konusu marka görseli ele alınarak inceleme yapılmak zorunluluğu bulunmaktadır.
Bu kez davacının davaya mesnet markası ele incelendiğinde davaya konu davacı markanın beyaz zemin üzerine, herhangi bir şekilde yahut renk unsuru içermeyen aynı puntoyla ve siyah renkle yazılmış “...” ibaresinden oluşmaktadır. Tüm bu kapsamda davacıya ait markanın esaslı unsurunun bir bütün olarak “...” olduğu kanaatine varılmıştır.
Benzerlik anlamsal, görsel ve işitsel açıdan değerlendirilir. Markaların benzerliği değerlendirilirken markanın arkasındaki fikir üzerinde de durulmalıdır. OHIM itiraz kılavuzunun markaların mukayesesi kısmında da ifade edildiği üzere bir manası olan markaların anlamsal mukayesesinde ifade bir bütün halinde ele alınmalı tek tek sözcükler üzerinde durulmamalıdır. İki marka arasındaki benzerlik değerlendirmesi, karma markanın sadece bir unsuru alınarak diğer bir markayla karşılaştırılmasından daha fazla anlam taşır. Ancak belli şartlarda bir karma markanın ilgili tüketiciye ilettiği genel izlenimin, markanın bir veya daha fazla unsurunun hâkimiyeti ile sağlanmadığı anlamına gelmez.
Bu noktada Yüksek Mahkeme’nin “...” kararında belirlenen temel ilkelerin dikkate alınması gerekmektedir. Buna göre; 1. Asıl unsuru markanın bütünü itibarıyla bıraktığı izlenim, tümüne hâkim olan görünüş ve ayrıcalığını vurgulayan imajda aramak lazımdır. 2. Tespit edilen asıl unsur sözcükten ibaret ise markalarda ortak olarak kullanılan kök kelime ve başvuru sahibinin varsa ilave ettiği ekler belirlenmelidir. 3. Son olarak başvuru sahibinin markasındaki mevcut eklentinin başlı başına ayırt edicilik vasfının olup olmadığı üzerinde durulmalıdır.
Dolayısıyla iltibas ihtimalinin varlığı için önemli olan, önceki markanın, sonraki marka içerisindeki kullanımında bağımsız ayırt edici karakterini koruyup korumadığıdır. İfade etmek gerekir ki markada şekil unsurunun banal ve ayırt edici özelliği olmayan bir şekil olması durumunda sözcük unsurunun ön plana çıkacağı kabul edilmektedir.
Görsel Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme
Taraf markalarının benzer olup olmadığının değerlendirilmesinde, yapılacak olan ilk değerlendirme, karıştırmaya konu markalar arasında görsel bir benzerliğin bulunup bulunmadığıdır. Söz konusu benzerlik, taraf markalarını oluşturan harflerin, sözcüklerin, sloganların, resim, logo, grafik ve benzeri diğer şekli unsurların aynı ya da benzer olması şeklinde kendisini göstermektedir
Bu kapsamda somut uyuşmazlık ele alındığında; davaya konu marka başvurusunda ön plana çıkan unsurun “...” ibaresi olması, davacıya ait itiraza mesnet markanın esaslı unsurunun “...” ibaresi olması, “...” ve “...” ibarelerinin bulunması karşısında markaların görsel olarak düşük dereceli benzer olduğu kanaatine varılmıştır.
Anlamsal Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme
Bilindiği üzere işaretler arasında kavramsal benzerlik bulunması da markanın tescil edilmesine engel hallerden biridir. Kavramsal benzerlik, tek tek sözcükler değil bir bütün halinde markaların tekabül ettikleri anlam bakımından ayniyet veya benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar.
Açıklanan bu hususlar kapsamında somut olaya bakıldığında; yapılan araştırmada davaya konu markanın esas unsurunu oluşturan “...” ibaresinin doğrudan bir karşılığı bulunmamakla birlikte “...” ibaresinin Türk Dil Kurumu güncel Türkçe sözlüğündeki karşılığı "semizlik, satım sözleşmesinde alıcının borcu" anlamına gelmektedir.
Bu kez davacıya ait “...” markasının anlamına bakıldığında; "1-Diş köklerini kaplayan sert madde, 2-Bir metalle temas durumunda ısıtılan ve yüksek sıcaklıkta ayrışarak taşıdığı elementlerden bir veya birçoğunu o metalin yüzeyine yayan madde." anlamlarına karşılık geldiği görülmüştür.
Yukarıdaki açıklamalar kapsamında taraf markalarının anlamsal benzerlik taşımadığı kanaatine varılmıştır.
İşitsel Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme
İşitsel benzerlik, markaların telaffuzları nedeniyle kulakta bıraktıkları sesle ifade olunmaktadır. Bu başlık altında yapılacak inceleme özellikle ses ve sözcük markaları bakımından önem arz etmektedir. Zira kimi durumlarda bir marka görsel olarak bir diğerinden farklı olsa dahi tüketicinin kulağında kalan imaj yine de aynı/benzer olabilmektedir.
İşitsel benzerlik incelemesinde dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi de sözcüklerin ilk heceleri, ilk sesleridir. Zira ortalama tüketiciler, sözcüklerin son kısmına nazaran başlangıcına daha fazla dikkat ederler. Bu nedenle sözcüklerin ilk hecelerinde, ilk bölümlerinde ayniyet, karıştırma ihtimaline yol açabilmekte, buna karşılık sözcüğün son kısmındaki benzerlikler karıştırma ihtimali incelemesinde göz ardı edilebilmektedir.
Yukarıda açıklanan hususlar kapsamında somut uyuşmazlığa bakıldığında; markaların “...” biçiminde okunacak olması, markaların başlangıç sesleri farklı olsa da müteakip seslerin ve bitiş sesinin benzer olması karşısında taraf markalarının düşük dereceli işitsel benzerlik taşıdığı kanaatine varılmıştır.
Karşılaştırma, genel izlenim esas alınarak, özellikle markaların ayırt edici ve baskın unsurları ve davanın koşullarıyla ilgili tüm faktörleri dikkate alarak global olarak yapılmalıdır. Global değerlendirmede dikkate alınacak tüm faktörler birbirinden bağımsızdır. Bu nedenle görsel, işitsel veya anlamsal benzerlikten birisinin mevcudiyeti eğer bir bütün olarak markaların bıraktıkları genel izlenim farklı ise, karıştırma ihtimaline yol açmayabilir. Bununla birlikte yine CJEU’nun vermiş olduğu bir başka kararda da ifade edildiği üzere söz gelimi markaların sözcük unsurları ve işitsel duyumları birbirinden farklı olsa dahi figüratif unsurun benzerliği sebebiyle benzerlik de doğabilecektir. İki marka arasındaki benzerlik değerlendirmesi, karma markanın sadece bir unsuru alınarak diğer bir markayla karşılaştırılmasından daha fazla anlam taşır. Ancak belli şartlarda bir karma markanın ilgili tüketiciye ilettiği genel izlenimin, markanın bir veya daha fazla unsurunun hâkimiyeti ile sağlanmadığı anlamına gelmez.
Tüm bu açıklamalar kapsamında somut uyuşmazlık ele alınacak olursa, çekişme konusu mal ve hizmetlerin tamamen ve yalnızca uzmanlara yönelik olmaması, özellikle görece düşük eğitimli kişilerce de tüketilmesi karşısında hedef tüketici kitlesinin dikkat seviyesinin ortalama olduğu kanaatine varılmıştır.
Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir sebeple bağlantı kurmasıdır. Burada işitsel veya görsel bir benzerlik ve hatta genel görünüş açısından umumi intiba olmasa bile, halk tarafından iki marka arasında bir bağlantı kurulması ve hatta çağrıştırılması dahi karıştırılma ihtimali için yeterli bir ölçü kabul edilmelidir.
Sonuç olarak, yukarıda detaylı olarak incelendiği üzere markalar görsel ve işitsel olarak benzerlik bulunması, başvuru/tescil sınıflarının yüksek dereceli benzerliği (aynılığı) karşısında: "01. Sınıf: Tarım bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar. Gübreler ve topraklar. 31. Sınıf: Tohumlar. "yönünden SMK 6/1. Madde bağlamında iltibas ihtimali bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Tanınmışlık Hususunda Yapılan Değerlendirme
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından davacı, “...” markasının tanınmış marka olduğunu beyan etmiştir. Bu doğrultuda Türk Patent Markalar Sicili’nde yapılan araştırmada, anılan ibarenin davacı adına tanınmış marka olarak tescil edildiğine dair herhangi bir kayda rastlanılmamıştır. Yine dosyada anılan markanın tanınmışlık seviyesine ulaştığına dair yeterli bilgi, belge, araştırma raporu, mahkeme kararı vb. de bulunmamaktadır. Bu kapsamda somut uyuşmazlık ele alındığında davacı markalarının ayırt ediciliğinin düşebileceği, marka itibarından haksız şekilde yararlanılabileceğine ilişkin bir kanaat oluşmamış olup SMK 6/5. Madde uygulama şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Kötü Niyet Hususunda Yapılan Değerlendirme
Somut olayda, davalı şahıs tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şahsın kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne, TÜRKPATENT yidk' nın ... sayılı kararının 01. sınıf "tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar. gübreler ve topraklar." ve 31. sınıf " tohumlar." emtialar yönünden kısmen iptaline, ... sayılı markanın 01. sınıf “tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar. gübreler ve topraklar." ve 31. sınıf “ tohumlar." emtialar yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Türkpatent YİDK nın ... sayılı kararının 01. Sınıf “Tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar. Gübreler ve topraklar.” ve 31. Sınıf “ Tohumlar.“ emtialar yönünden kısmen İPTALİNE,
3-... sayılı markanın 01. Sınıf “Tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar. Gübreler ve topraklar.” ve 31. Sınıf “Tohumlar.“ emtialar yönünden kısmen HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE VE SİCİLDEN TERKİNİNE,
4-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine
7-Reddedilen kısım itibariyle davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak belirlenmesine, davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 2.939,38 TL yargılama giderinden payına düşen 1.469,69 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalanının davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK'nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.29/12/2022
Katip ...
¸

Hakim ...
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 172,90.-TL
Posta Masrafı 166,48.-TL
Bilirkişi Masrafı 2.600,00.-TL
Toplam 2.939,38.-TL

UYAP Entegrasyonu