T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/198
KARAR NO : 2022/472
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 23/05/2022
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2022
DAVA:
Davacı vekili 23/05/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin TÜRKPATENT nezdinde ... sayılı "... yapı" ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun TÜRKPATENT resmi markalar bülteninde yayınlandığını; davalı şirketin 2016/82867, 2016/82876 sayılı ve "... yapı", "..." ibareleri markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın reddine karar verildiği, bu ret kararına karşı davalının yeniden inceleme taleplerinin bu kez TÜRKPATENT ... sayılı YİDK kararı ile nihai olarak kabulüne karar verilerek başvurunun reddine karar verildiği, oysa markalar arasında iltibasa sebebiyet verecek derecede benzerlik bulunmadığını belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun ... sayılı kararının iptale karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; YİDK kararının hukuka uygun olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin "..." markasının tanınmış, bilinen bir marka olduğunu, davacının dava konusu marka ile müvekkili markaları arasında iltibasa sebebiyet verecek derecede benzerlik bulunduğunu, davaya konu markanın tescil edilmesi halinde ortalama tüketici nezdinde markaların karıştırılacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu TÜRKPATENT YİDK’nun ... sayılı kararı ile davacıya ait kod nolu marka başvuru dosyası ve davalı şirkete ait marka tescil belgeleri getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, davacı başvurusu olan ... sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak TÜRKPATENT tarafından alınan ... sayılı kararının iptali ile marka başvurusunun tescili istemine ilişkindir. YİDK kararının davacı başvuru sahibine 12/04/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 23/05/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 24/10/2022 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; "...Sayın Mahkemenin heyetimize verdiği görev çerçevesinde dava dosyası kapsamında yukarıda belirtilen incelemeler ve değerlendirmeler sonucunda davacıya ait ... sayılı "... yapı" ibareli marka ile davalı ...’nin yayına itiraza ve işbu davaya mesnet gösterdiği 2016/82867 sayılı , 2016/82876 sayılı "..." markalarının aynı ve ayırt edilmeyecek kadar benzer olduğu, kapsadıkları emtialarının benzer olduğu, bu nedenle 6769 sayılı SMK m.6/1 koşullarının oluştuğu sonuç ve kanaate ulaşılmıştır..." ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun "... yapı" ibaresinden oluştuğu, kapsamında 37. sınıftaki " İnşaat hizmetleri, inşaat araç-gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri." mal ve hizmetlerden oluştuğu, itiraza mesnet markaların "... yapı", "..." ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 06, 19, 35, 36, 37, 42, 43. sınıflardaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davacının dava konusu markanın tescil ettirilmek istendiği mal/hizmetler davalının itiraza ve redde gerekçeleri markaları kapsamında aynen bulunmamaktadır. Fakat sözkonusu mal ve hizmetler birbiri ile ilişkili biri için diğerinin gerekli olduğu, biri olmadan diğerinin olamayacağı, mal ile hizmet arasında belirli düzeyde bir tamamlayıcı ilişkinin bulunduğu, nihai amacın yapının inşa edilmesi olduğundan kullanım amaçlarının benzer olduğu da göz önüne alındığında sözkonusu mallar ve hizmetler arasında benzerlik bulunduğu açıktır. Bir başka anlatımla davacının ... yapı 37. sınıf “İnşaat hizmetleri, inşaat araç-gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri.” ile davalı ... YAPI’nın 19. sınıftaki “Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer. / Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler./ İnşaatlar için cam ürünleri.” malları 6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü uygulaması açısından mal ve hizmetlerin benzerliği koşulu oluştuğu tespit edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış "... yapı" ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı "... yapı", "..." ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Markalar arasında benzerlik incelemesinde temel ilke, her iki markanın ortalama tüketici üzerinde bıraktığı genel intibaya göre tüm faktörler bir arada gözetilerek “global değerlendirme” yapılması gerekmektedir. Global değerlendirme gereği, markaların unsurları bölünerek, unsurlarına göre ayrı değerlendirme yapılması hatalı olacaktır. Bununla birlikte, inceleme sırasında markayı oluşturan jenerik, tanımlayıcı unsurların değerlendirme dışı bırakılmasına engel değildir. Dolayısıyla aslolan markaların bir bütün halinde bıraktıkları genel intibaya göre değerlendirme yapılmasıdır.
ATAD kararlarından da izlenebileceği gibi, karıştırma olasılığının değerlendirmesi, aslında ileriye dönük bir tetkiktir. Bu tetkikte; “Markalar arasındaki görsel, işitsel veya kavramsal benzerlikler bütün olarak karşılaştırılmalıdır. Karşılaştırma, genel izlenim esas alınarak, özellikle markaların ayırt edici ve baskın unsurları” ve “davanın koşullarıyla ilgili tüm faktörleri dikkate alarak, global olarak yapılmalıdır”.
Bununla birlikte markalar esas ve yardımcı unsur olmak üzere iki unsurdan meydana geldiği asla göz ardı edilmemelidir. Markayı benzerlerinden ayırt etmeye yarayan markada diğer unsurlara göre daha ön planda olan unsur esas unsur iken; esas unsura göre nispeten arka planda olan, malın ve hizmetin temel özelliklerini veya sair özelliklerini belirten ve esas unsura bağlı ve onunla ilişki içinde bulunanlar yardımcı unsurdur. Markaları benzerlerinden ayıran en önemli unsur esas unsurlardır. Markanın ayırt ediciliği ve iltibasa sebebiyet verip vermediği gibi hususlar esas unsur nazara alınarak tespit edilir.
Somut olayın özelliklerine göre yapılan karşılaştırmada, işitsel, görsel veya kavramsal benzerliklerden bir ya da birkaçının önemi ön plana çıkabilir. Sözcük markalarında vurgunun hangi hece ya da birden fazla sözcük olması halinde hangi sözcükte olduğu değerlendirilmelidir. Görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik karşılaştırılmasında özellikle önceki markanın tercih edilmesinin arkasında yatan fikrin gözden uzak tutulmamasında fayda bulunmaktadır. Aynı düşünce başvuruya konu olan markanın seçilmesinde de etkili ise, bu durum vurgunun ya da baskın unsurun görsel veya işitsel öğelerden birinde hatta bir sözcüğün tek bir hece veya harf grubunda ortaya çıkmasını sağlayabilir.
Bu açıklamalar kapsamında; karşılaştırmaya konu olan markalar görsel olarak incelendiğinde, davacının ... sayılı marka başvurusu mutat harf karakterleri kullanılmak suretiyle hiçbir şekil unsuru içermeden aynı sırada düz yazı ile ... yapı şeklinde yazılmıştır. Davalı şirketin itiraza ve davaya mesnet markaları ise mutat harf karakterleri kullanılmak suretiyle hiçbir şekil unsuru içermeden aynı sırada düz yazı ile “... YAPI” ile “...” ibaresinden oluşturulduğu gözlenmiştir.
Markaların karşılaştırılması için, öncelikle asıl unsurlarının belirlenmesi gerekmektedir. Asıl unsurların “kelime” olması halinde markaların kök kelimesinin belirlenerek, eklerin başlı başına ayırt ediciliği olup olmadığı değerlendirilmelidir. Bu nedenle, öncelikle markaların ayırt edici ve baskın unsurların belirlenmesi gerekmektedir.
Bu kapsamda taraf markaları daha detaylı incelendiğinde marka yayınına itiraza ve dolayısıyla işbu davaya mesnet gösterilen 2016/82867 sayılı “... YAPI”; 2016/82876 sayılı “...” markalarda YAPI ibaresi ile Ticaret Unvanının çekirdek kısmının diğer ibareleri yer alsa da bu ibarelerin 19. sınıfta yer alan inşaat malzemeleri emtiası yönünden markalara ayırt edicilik kazandırmadığı, ayırtediciliğinin düşük olduğu markaların esas unsurunun “...” ibaresi olduğu tespit edilmiştir. Davaya konu olan davacının marka başvurusunda “... yapı” ibaresi yer almaktadır. “yapı” ibaresi 37. sınıf inşaat hizmetleri yönünden markaya bir ayırt edicilik katmadığı, ayırt ediciliğinin düşük olduğu markanın esas unsurunun ... olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraf markalarının kompozisyonlarında ... ve ... olsa da taraf markaların göz ve hafızada bıraktığı etkinin beş harften oluşan taraf markalarının ilk dört harfteki inte üzerinde olacağı, “k ve r” harflerinin farklı olmasının taraf markalarını benzerlikten kurtarmaya yetmeyeceği dikkate alındığında taraf markalarının benzer olduğu sonucuna varılmıştır.
Taraf markalar arasında bağlantı kurulması tehlikesinin doğacağı, tüketicilerce yanılgıya düşmeleri muhtemel olduğundan işaretler arasında 6769 sayılı SMK m.6/1 anlamında başvuru konusu “... yapı” ile davalı şirketin yayına itiraza mesnet gösterdiği 2016/82867 sayılı “... YAPI”; 2016/82876 sayılı “...” markaları arasında iltibas tehlikesinin bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiği için 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK'nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/12/2022
Katip ...
¸
Hakim ...
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!