WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ANKARA 2. FIKRI VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESI

T.C. ... 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
...
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/154
KARAR NO : 2023/32

HAKİM : ... ...
KATİP : ... ...

DAVACI : ... - ... ...
VEKİLİ : Av. ... - ...
DAVALI : 1- ...
VEKİLİ : Av. ... -
DAVALI : 2- ... -... ...
VEKİLİ : Av. ... -
DAVA : Marka ... Kararının İptali ile Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 22/04/2022
KARAR TARİHİ : 26/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/01/2023
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka ... Kararının İptali ile Marka Hükümsüzlüğü istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, davalılardan ... tarafından ... başvuru numaralı “... ... ...” markasının .... sınıflarda tescili talebinde bulunulmuş olduğunu, müvekkili şirketin macro/makro ibareli seri markaların yoğun kullanım sonucunda tüketici nezdinde ayırt edici nitelik kazanmış tanınmış markalar olduğunu, müvekkili şirketin “...” markasına ilişkin tanınmışlık başvurularının ... tarafından da kabul edilmiş olduğunu, kapsadıkları mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerliğin olduğunu, taraf markalarının ortalama tüketici nezdinde iltibasa neden olma ihtimalinin bulunduğunu, itiraza konu “... ... ...” ibareli marka başvurusunun tescili halinde, tüketiciler nezdinde bu markanın müvekkili firmanın kullanmakta olduğu “... ... ...” ibareli markanın devamı olduğu yönünde intiba oluşacak ve müvekkili tarafından yeni bir marka oluşturulduğunun düşünülebileceğini, marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığını beyan ederek ... ...’nın ... sayılı kararının iptali ile davalı şirkete ait ... sayılı markanın tescil edilmiş olması durumunda hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuru konusu “... ... ... + ...” ibaresinin anlamsal, görsel ve işitsel olarak ilgili markanın tüketici nezdinde bütünüyle bıraktığı izlenim yönünden davacıya ait markadan farklı olduğunu, markalar benzer olmadığından, itiraz gerekçesi mesnet markaların önceki kullanımları ya da piyasadaki bilinirlik düzeyinin de markalar arasında karışıklığa neden olmayacağından ve mesnet markaların ün ve itibarından haksız kazanç elde etme veya bunlara zarar verme ihtimalleri bulunmadığından tanınmışlık gerekçeli itirazın yerinde olmadığını, kurum kararının yerinde olduğunu ifade ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline ait “... ... ... + ...” ile davacı şirkete ait“... ... + ...” ibareleri arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerliğin bulunmadığını, kurum kararının yerinde olduğunu ifade ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip davaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını ve bilirkişi raporları alınmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği'nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iddiaları karşısında, ... Kararının iptali ile davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
İşlem dosyasının tetkikinde; davalı şirket tarafından, ... tarihinde 16.07.2020 başvuru numarası ile “... ... ...” ibareli marka için ... sınıflarda yer alan mallar için marka başvurusunda bulunulduğu; söz konusu marka başvurusu ... ve Marka Kurumu tarafından kabul edilerek 357 Sayı ve 28.09.2020 tarihli Resmi Marka Bülteni'nde ilan edildiği, söz konusu yayına davacı şirket tarafından itiraz edildiği, işbu itiraz ... tarafından reddedildiği, davacı şirket tarafından söz konusu ret kararına ... ve Marka Kurumu ... nezdinde yapılan itirazın, Yeniden İnceleme Değerlendirme Kurulu tarafından incelenerek ve Yeniden İnceleme Değerlendirme Kurulu tarafından ... sayılı nihai kararı reddedildiği, anılan kararın ilgili taraflara tebliğ edildiği ve yasal süresi içerisinde işbu davanın açıldığı belirlenmiştir.
DEĞERLENDİRMELER
Emtia ve Marka İşaretleri Bakımından Benzerlik Değerlendirmesi
Benzerlik değerlendirmesinin ilk koşulu markaların tescilli oldukları sınıfların birbirine benzerliğidir. Markaların tescilli oldukları veya tescili talep edilen mal ve hizmetlerin benzerliğine kanaat getirilmesi halinde, ikinci şart olan markaların benzerliğine geçilir. Eğer her iki koşul da gerçekleşmiş ise markalar arasında iltibas olduğuna karar verilecektir.
Markalar arasındaki benzerlik incelenirken,
* Markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları
* Görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlik,
* Çağrıştırma,
* Bir bütün olarak markaların uyandırdığı toplu kanaat,
* Malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu,
* Markayı taşıyan mal veya hizmetin değeri ve alıcının bu mal ve hizmeti almaya ayırdığı zaman,
kriterleri ele alınmalıdır.
İltibas, kanunlarda tanımlanmamış olmakla birlikte öğretide “bir markanın aynen veya benzerinin kullanılması suretiyle, alıcı zihninde gerek emtiaların (veya hizmetlerin), gerekse müteşebbisin kaynağı açısından yanlış kanaatler uyandırılması ve bunların aynı yerden piyasaya sürüldüklerinin düşündürülmesi, bu yönden çağrışımlar yapması” olarak tanımlanmıştır. Sadece alıcıların belirli bir mal veya hizmet yerine başka mal veya hizmeti almak istemeleri halinde değil; alıcıların mal veya hizmetlerin birbirinden farklı olduklarını anlamalarına rağmen, bunların kaynağının aynı işletme olduğuna veya malları satan yahut hizmetleri sunanlar arasında idari veya ekonomik bağlılık olduğuna inanmaları halinde de iltibas ihtimali vardır. Dolayısıyla, iltibas bulunduğunun kabulü için işaretin marka ile bağlantı kurulmasına ve düşünsel olarak markayı çağrıştırmasına elverişli olması gerektiği anlaşılmaktadır.
Tam bu hususta değinilmesi gereken önemli nokta ise karıştırılma ihtimalinin varlığı “...” nezdinde olmalıdır. Bir markanın diğer marka ile karıştırılma ya da iki marka arasında ilişki bulunduğu ihtimali, malın hitap ettiği uzman ya da satıcı nezdinde değil, ... nezdinde araştırılmalıdır. Dolayısıyla, markaların hitap ettiği tüketici ya da kullanıcı dikkate alınmak suretiyle, markaların bu kişiler nezdinde karıştırılıp karıştırılmayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir. “...” tabiri amaca uygun şekilde “markayı taşıyan ürünlerin nihai tüketici kitlesi” olarak anlaşılmalıdır. Benzerlikte görüşüne başvurulacak kişi markalı ürünün yöneldiği hedef kitleye mensup/makul derecede bilgilendirilmiş, makul derecede dikkatli ve makul derecede ihtiyatla değerlendirme yeteneğine sahip kişinin değerlendirmesidir.
İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının tespitinde, mal ve hizmetlerin aynı veya benzer alıcı çevresine hitap edip etmediklerine ve aynı veya benzer ihtiyaçları gidermede kullanılıp kullanılmadıklarına; markaların kullanıldığı mal veya hizmetin ekonomik değerine; bunların hitap ettiği alıcı grubunun sosyal ve ekonomik düzeyine ve orta yetenekteki alıcıların markanın kullanılacağı mal veya hizmetleri aldıkları sırada sarf edecekleri dikkat ve özene de bakılır.
Emtiaların Aynı/Benzer/İlişkili Olup Olmadığı
Dava konusu ... sayılı ve “... ... ...” ibareli markanın malları ile davacıya ait redde mesnet markanın kapsamındaki mallar/hizmetlerin aynı/aynı tür/benzer olarak yer aldığı,
Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Tüketicinin dikkat ve bilinç seviyesi, markalar arasındaki iltibas riskini etkileyecek bir unsurdur. Dikkati düşük olan tüketici kitlesine yönelik emtiaların tescillendiği markalarda iltibas riskinin daha yüksek olacağı açıktır. Diğer yandan, tüketicinin bilinç ve dikkat seviyesi tek başına iltibas riskini oluşturan unsurlardan değildir. Marka işaretlerinin ne derece ayırt edici olduğu, markanın ne derece iltibas riski taşıdığı, markaların korunma düzeyinin ne aşamada değerlendirileceği de iltibas riskinin tespitinde önem taşımaktadır.
Dava konusu markanın tescil kapsamına giren .... sınıflara giren mallar yani gıda maddelerinin hitap ettiği nihai tüketici kitlesinin seçicilik/algı/dikkat/özen seviyesi açısından somut olaya bakıldığında; bu emtiaların hepsi, nispeten uygun fiyatla satılan, satın almadan önce uzun bir araştırma ve inceleme aşamasından geçmeyen, yani ucuz ve risk faktörü düşük ürünlerdendir ve hitap ettikleri tüketicilerin markaları aynı anda incelemeye tabi tutmaması, küçük ayrıntıları da dikkatli biçimde incelememesi, sadece geçmişte edindiği izlenimin etkisiyle hafızasında kalan ile yetinerek bir sonuca varmaya çalışması nitelikleri de gözetildiğinde, bu emtiaların hitap ettiği hedef kitlenin, bu gıda ürünlerini ve gıdayla ilgili hizmetleri satın alırken sahip olduğu seçicilik/algı/dikkat/özen/bilinç seviyesinin ortalama/makul düzeyde olduğu,
Marka İşaretlerinin Benzer Olup Olmadığı
Markalar arasında benzerlik incelemesinde temel ilke, yukarıda da değinildiği üzere, her iki markanın ortalama tüketici üzerinde bıraktığı genel intibaya göre tüm faktörler bir arada gözetilerek “... değerlendirme” yapılması gerekmektedir. ... değerlendirme gereği, markaların unsurları bölünerek, unsurlarına göre ayrı değerlendirme yapılması hatalı olacaktır. Bununla birlikte, inceleme sırasında markayı oluşturan jenerik, tanımlayıcı unsurların değerlendirme dışı bırakılmasına engel değildir. Dolayısıyla asıl olan markaların bir bütün halinde bıraktıkları genel intibaya göre değerlendirme yapılmasıdır.
Bununla birlikte markalar esas ve yardımcı unsur olmak üzere iki unsurdan meydana geldiği asla göz ardı edilmemelidir. Markayı benzerlerinden ayırt etmeye yarayan markada diğer unsurlara göre daha ön planda olan unsur esas unsur iken; esas unsura göre nispeten arka planda olan, malın ve hizmetin temel özelliklerini veya sair özelliklerini belirten ve esas unsura bağlı ve onunla ilişki içinde bulunanlar yardımcı unsurdur. Markaları benzerlerinden ayıran en önemli unsur esas unsurlardır. Markanın ayırt ediciliği ve iltibasa sebebiyet verip vermediği gibi hususlar esas unsur nazara alınarak tespit edilir.
Görsel benzerlik, kelime veya ... markalarının görünüm olarak benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Görsel benzerliğin tespiti, markaların benzer markalar olarak değerlendirilmeleri için, tek başına yeterli olarak kabul edilebilir. Bilindiği üzere, kelime markaları söz konusu olduğunda, kelimenin yazım şekli değil kelimenin kendisi korunmaktadır. Bu nedenle, kelimenin büyük ya da küçük harfle ya da farklı yazım karakterinde yazılmış olmasının incelemeye etkisi yoktur. Kelime markalarında görsel değerlendirme; kelimenin uzunluğu/kısalığı, harf sayısı, harflerin dizilimi, kelime sayısı ve işaretlerin yapısı gözetilerek yapılmalıdır. Görsel değerlendirmede, kelimenin ilk kısmında oluşan benzerlik ya da benzememe durumu kelimenin son kısmına göre daha büyük öneme sahiptir. Bununla birlikte, görsel algı önce dışta bulunan elemanları ayırt ettiği için, son harf, kelimenin iç kısımlarında yer alan harflere kıyasla, daha büyük etkiye sahip olacaktır. Kelime markalarında, kelime yazıldığından farklı şekilde okunmadığı sürece (...), görsel ve işitsel benzerlik genellikle aynı anda ortaya çıkar. Bununla birlikte, kısa zaman aralığında gerçekleşen işitsel algıya kıyasla, görsel algının daha kesin ve tekrarlanan algılama imkânı sağladığı dikkate alınmalıdır. Bu nedenle, işaretler arasındaki görsel farklılıklar işitsel farklılıklara kıyasla daha fazla etkiye sahip olacaktır.
İşitsel benzerlik, kelime markaları telaffuz edilirken ortaya çıkan benzerlik halidir. İşitsel benzerliğin tespiti, bazı durumlarda tek başına markaların benzer markalar olarak değerlendirilmeleri için yeterli kabul edilebilir. Ancak, işitsel benzerliğin görsel benzerlikle yeterli düzeyde desteklenmemesi halinde markaların benzer markalar olarak değerlendirilmemesi de mümkündür.
Kavramsal (anlamsal) benzerlik, kelime veya ... markalarının karşılık geldikleri anlam veya kavramlar bakımından ayniyet veya benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Kelime markalarının kavramsal (anlamsal) benzerliği, temel olarak, farklı şekilde yazılı kelimelerin aynı veya farklı dilde aynı/benzer kavramlara (anlamlara) karşılık gelmeleri durumunda ortaya çıkabilir. ... markalarının kavramsal (anlamsal) benzerliği ise temel olarak, markalarda yer alan ... unsurlarının aynı kavramlara karşılık gelmeleri durumunda ortaya çıkabilir.
Dava konusu “... ... ...” ibareli marka, ... zemin üzerine ... bir ... içerisinde ... renkte, italik “...” ibaresi, bu ibarenin hemen üzerinde ... renkte “... ...” ibaresi ile bu ibarelerin solunda ... resminin yer aldığı karma bir markadır.
Davacının redde gerekçe marka, italik “...” ibaresi, bu ibarenin üzerinde ..., ..., ... görselleri ile en üstte ise “...” ibaresinin yer aldığı karma bir markadır.
Somut olayda, dava konusu marka ile davacı markalarında ortak olarak yer alan “...” ibaresinin İngilizce’de “ev yapımı” anlamına geldiği ve ticaret hayatında yaygın olarak kullanıldığı dolayısıyla ayırt edici niteliğe haiz olmayan bir ibare olduğu,
Bu açıklamalar doğrultusunda, dava konusu markanın esas unsurunun “...” ibaresi, davacı markasının esas unsurunun “...” ibaresi olduğu değerlendirilmektedir.
Sonuç olarak; karşılaştırmaya konu olan markalar görsel, işitsel ve kavramsal olarak incelendiğinde; dava konusu marka ile davacı markaları karşılaştırıldığında, her ne kadar markalarda “...” ibaresi ortak olarak yer alsa da, “...” ibaresinin ayırt edici niteliğe haiz olmayan bir ibare olduğu, markaların esas unsurları olan “...” ve “...” ibarelerinin oldukça farklı olduğu, somut uyuşmazlıkta bu farklılıkların görsel, işitsel ve kavramsal bakımdan ortalama tüketicileri nezdinde iltibası önleyici mahiyette olduğu, dolayısıyla işletmeler arasında bir farklılığa yol açacağı değerlendirilmiş, dava konusu marka ile davacı markası arasında marka işaretleri bakımından işitsel, görsel ve kavramsal olarak benzerlik bulunmadığı,
Karıştırılma İhtimali Bakımından Ara Değerlendirme
Sonuç olarak, her ne kadar dava konusu markanın kapsamında yer alan mallar redde gerekçe markaların kapsamlarında aynı/aynı tür/benzer olarak yer alsa da, dava konusu marka ile redde gerekçe marka arasında işitsel, görsel ve kavramsal olarak iltibas oluşturacak düzeyde benzerlik bulunmaması nedeniyle dava konusu marka ile redde gerekçe marka arasında karıştırılma ihtimalinin söz konusu olmadığı,
Tanınmışlık Bakımından Değerlendirme
Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkili markasının tanınmış bir marka olduğunu, davalı tescilinin müvekkili markasının tanınmışlığından haksız bir yarar sağlamaya yönelik olduğunu, davalı tescilinin müvekkili markasının itibarını ve ayırt edici karakterini zedeleyeceğini ifade etmektedir.
Tanınmış markanın farklı mal ve hizmetlerde korunması için;
• Sonraki başvuru sahibi ile tanınmış marka sahibi arasında bağlantı olma ihtimali,
• Tanınmış marka sahibinin bu markanın tescilinden zarar görme ihtimali,
• Haksız yarar sağlama,
• Tanınmış markanın itibarına zarar verme,
• Tanınmış markanın ayırt edici karakterini zedeleme, gibi unsurlar aranmaktadır.
Öncelikle dava konusu markanın tanımış olduğuna dair dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmamıştır.
Öte yandan, yukarıda anlatılanlar doğrultusunda, dava konusu markanın davacı markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlama, tanınmış markanın itibarına zarar verme, tanınmış markanın ayırt edici karakterini zedeleme gibi hususların değerlendirilmesi için ilk şart dava konusu marka ile davacı markaları arasında aynılık/benzerlik olmasıdır. Davacının “...” ibareli markası “perakendecilik” sektöründe tanınmış olsa da, yukarıdaki bölümlerde bahsedildiği gibi, somut olayda, dava konusu markanın esas unsuru “...” ibaresi ile davacı markasının esas unsuru “...” ibaresi arasında aynılık/benzerlik dolayısıyla karıştırılma ihtimali bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, davacının tanınmışlık gerekçeli itirazının yerinde olmadığı,
Kötü Niyet İddiaları Bakımından Değerlendirme
Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Tescil başvurusunda bulunan kişinin kötü niyetli olduğuna emare teşkil edebilecek olgu ve olayların varlığı, kötü niyetli marka başvurusunun kabulü için yeterli sayılmaktadır. Buna karşılık başvuru sahibinin, hakkını kötüye kullanma niyeti taşıması veya başkalarını engelleme amacına sahip olması gibi sübjektif durumlar kural olarak tespit edilmeye çalışılmamalıdır. Zaten kişinin içsel durumunu ifade eden sübjektif unsurlara doğrudan ulaşmak veya nüfuz etmek mümkün de değildir. Ancak, somut olayda başvuru sahibinin içsel durumunu ifade eden, kast, niyet gibi hususların anlaşılabileceği veya ortaya çıkarılabileceğine dair ciddi belirtilerin varlığı halinde, bunlar araştırılarak, kötü niyetli tescilin varlığı sonucuna ulaşmada yardımcı unsur olarak kullanılabilir.
Bu değerlendirmede, markanın aynısının veya benzerinin bir başkası tarafından kullanıldığının bilinmesi halinde marka tescil başvurusunda bulunulması, markanın köken gösterme amacı dışında bir amaçla tescil edilmesi, örneğin esasen kullanılması planlanmayan bir markanın sırf bir başka işletmenin piyasaya girmesinin engellenmesi amacıyla tescil ettirilmesi ya da tescil başvurusunda bulunanın rakipleri ile haksız rekabete girişme amacı gibi kriterler dikkate alınabilir.
Marka tescil başvurusunun kötü niyetli olup olmadığı hususunun belirlenmesinde genel geçer kriterler bulunmamakta, konunun her somut olay bazında değerlendirilmesi gerekmektedir. Doktrine ve yerleşik içtihatlara göre; kötü niyetli tescilden söz edilebilmesi için başkasının markasından haksız olarak yararlanmak veya gerçekte kullanmayıp, yedekleme, marka ticareti yapmak amacına yönelik bir davranışta bulunmak kötü niyet göstergesi kabul edilebilir. Dosya kapsamına bakıldığında davalının yeni bir marka tescil başvurusunda bulunması eyleminin salt bu nedenle kötü niyetli bir eylem olarak değerlendirilemeyeceği,
Netice itibariylel,
Dava konusu markanın kapsamında yer alan mallar ile davacının redde gerekçe markasının kapsamındaki malların aynı/aynı tür/benzer olduğu ancak dava konusu marka ile davacı markası arasında marka işaretleri bakımından karıştırılmaya yol açacak düzeyde işitsel, görsel ve kavramsal olarak benzerlik bulunmadığı, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, davacının tanınmışlık gerekçeli itirazının yerinde olmadığı, davalının kötü niyetli olmadığı, ... ...’nın ... sayılı kararının hukuka uygun olduğu sonuç ve kanaatlerine varılmış davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın reddine,
Alınması gereken 179,90.-TL harçtan, peşin alınan 80,70.-TL'nin mahsubu ile eksik kalan 99,20.-TL maktu ilâm harcının davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00.-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davalı kurumun yapmış olduğu bir gider olmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
Davalının yapmış olduğu bir gider olmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re'sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı vekili ve davalı kurum vekili ile diğer davalı vekilinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde ... Bölge Adliye Mahkemeleri'nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.26.01.2023

Kâtip Hâkim ...
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır

UYAP Entegrasyonu