T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/376
KARAR NO : 2022/346
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 05/11/2021
KARAR TARİHİ : 08/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin yaklaşık 3 yıldır Ankara ilinde ... KOLEJİ adıyla eğitim ve öğretim alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkil şirket tarafından "...", ".........................., "... ŞEKİL" gibi markaları daha önceki tarihlerde 16, 35, 40, 41 sınıflarında tescil edildiğini, müvekkili şirketin yapmış olduğu 2020/149344 nolu marka başvurusu ile “İP.........RS” ibaresinin 41/1-2-3-4-5-6-7-8'inci marka sınıfına dahil mal ve hizmetler bakımından adına tescili talebinde bulunduklarını, başvurularının Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 2007/11286 tescil nolu “...” ibareli marka gerekçe gösterilerek 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 5/1(ç) bendi uyarınca 41.01 alt grupta yer alan “Eğitim ve öğretim hizmetleri” hizmetleri açısından kısmi olarak red edildiğini, kalan hizmetler yönünden ise ilan edilmesine karar verildiğini, verilen kısmi red kararına müvekkili şirket tarafından itiraz edildiğini ilgili itirazın YİDK tarafından reddedildiğini, müvekkiline ait marka ile redde mesnet olarak kabul edilen markanın 5/1(ç) bendi anlamında ret sebeplerinin oluşmadığını, müvekkili başvurusuna konu talebinin YİDK tarafından değerlendirilirken ilgili kanun maddesinin Yargıtay içtihatları gereği dar yorumlanmayarak maddenin getiriliş amacından saptırıldığını, sözü geçen ayniyetten anlaşılması gerekenin birebir aynı, tıpatıp, özdeş, farksız veya kopya olma durumu olduğunu, başvuru konusu marka ile tescilli markanın aynı olarak nitelendirilebilmesi için ikisi arasında herhangi bir farkın bulunmaması gerektiğini, müvekkili markası ile redde mesnet marka arasında yer alan şekiller ve kelimelerdeki farklılıklar sebebiyle aynı olmadığını, müvekkili şirkete ait ".............." markası ile redde sebep olan "..." markası arasında farklılık bulunduğunu, müvekkili markasında yer alan KURS kelimesi ile birlikte bir bütün olduğunu ve bu kelimenin redde konu markadan bir farklılık yarattığını, Kurs kelimesi TDK'nın internet sitesinde "Resmî ve özel kuruluşlarca ilgililere belirli bir konuda bilgi, beceri ve davranış kazandırmak amacıyla düzenlenen derslere dayanan ve belli bir süresi olan eğitim etkinliği" olarak ifade edildiğini, müvekkili tarafından markasına KURS ibaresi eklenerek hem görsel, işitsel ve duyusal olarak fark yaratılmış hem de redde konu markadan farklı bir alanda hizmet vereceğinin anlaşılmasının sağlandığını, redde mesnet marka sahibi firmanın ticaret ünvanının “...Et Süt Gıda Hayvancılık Tarım Ürünleri Plastik Ve Makine İmalat Sanayi Ticaret Limited Şirketi” oduğunu içerisinde eğitim öğretim ve yayıncılık ibaresi bulunmadığını, redde konu markaya sahip firmanın 41. ve 38. Sınıflarda iki adet tescili markası olmasına rağmen markalarını Kanunun belirttiği kullanım kapsamında da kullanmadıklarını, müvekkili markası "İP..........S" ile redde konu "..." markası arasında açık şekilde görsel, işitsel ve fonetik anlamda fark bulunduğunu, müvekkili markasının farklı yazım karakterleri kullanılmak sureti ile logo unsuru ile birlikte oluşturulduğunu, redde konu "..." markasının ise normal yazım karakteri ile yazılmış bir marka olduğunu, söz konusu markaların bir bütün olarak birbirlerinden kolayca ayırt edilebilecekleri/tefrik edilebileceklerini, redde dayanak gösterilen marka ile müvekkili markası arasında şekli ve görsel açıdan hiçbir benzerlik bulunmadığını,markalar arasında ayniyet bulunmadığını, müvekkili markasının tüketici kitlesinin veliler ve öğrenciler yani eğitim-öğretim alanı olduğunu, redde konu markanın tüketici kitlesinin ise eğitim-öğretim alanı olmayıp tamamen farklı bir alan olduğunu, Yargıtay’ın isabetli olarak madde 5/1-ç'nin dar yorumlanması ve yalnızca objektif bir şekilde ayırt edilemeyecek derecede benzerlik durumunun mutlak ret sebebi olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirttiğini iddia ederek işbu 2021-M-6867 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı başvurusunun 6769 sayılı SMK 5/1-ç maddesi gereğince mutlak red nedenine bağlı olarak reddi ile ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent'den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu "ipucukurs" ibaresinin 41. hizmet sınıflarında tescili amacıyla 28.11.2020 tarihinde gerçekleştirildiği görülen 2020/149344 sayılı başvurunun, yapılan ilk incelemeler sonrasında 5/1-ç maddesi uyarınca “Eğitim ve öğretim hizmetleri” bakımından kısmen reddine karar verildiği, anılan karara karşı davacı başvuru sahibi tarafından itiraz edildiği, davacı itirazlarını değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 07.09.2021 tarih ve 2021-M-6867 sayılı kararı neticesinde özetle; “2020/149344 başvuru numaralı "ip........rs" ibareli başvurunun 2007 11286 sayılı "..." ibareli marka ile aynılık veya ayırt edilemeyecek kadar benzerlik gerekçesiyle 6769 s. SMK'nın 5/1-(ç) bendi uyarınca kısmen reddine yönelik Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı yapılan itiraz incelenmiştir. Bu hususlar çerçevesinde yapılan incelemede, işbu başvuru ile kısmen reddine gerekçe olarak gösterilen 2007 11286 sayılı "..." ibareli markanın redde konu hizmetler için aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu kanaatine varılmıştır. Ayrıca, kısmi ret kararına konu hizmetlerle aynı veya aynı türdeki hizmetlerin kısmi ret gerekçesi markanın kapsamında bulunduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla, başvuru hakkında 6769 s. SMK'nın 5/1-(ç) bendi uyarınca verilen kısmi ret kararı yerinde görülmüştür. Başvuru sahibi adına kayıtlı "..." ibareli markalar işbu başvurudan farklı marka örneklerine haiz olduğundan müktesep hak teşkil eder nitelikte bulunmamış ve başvuru sahibinin itirazının reddi gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeler ile davacı itirazlarının reddine karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 05/11/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç bendi “Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.” tescil edilemeyeceği hükmünü amirdir. Bu düzenleme marka hukukuna hakim olan öncelik ve bir markanın tek bir sahibi olması ilkelerini ifade eder. Böylece daha önce tescil edilmiş veya başvurusu yapılmış bir markanın aynı veya ayırt edilmeyecek kadar benzerinin, aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetler için bir başkası adına mükerrer tesciline engel olunması amaçlanmıştır. Aksi halin bir markanın birden fazla kişi tarafından kullanılmasına ve halkın yanıltılmasına neden olacağı kabul edilmiştir. Bu hususu TürkPatent tescil sürecinde, kendiliğinden dikkate almakla yükümlüdür.
Başvuruya konu markanın (işaretin) daha önce tescil edilmiş (veya başvurusu yapılmış) marka ile aynı olması, karşılaştırılan markaların (işaretlerin) özdeş, farksız, tıpa tıp taklit, aynen veya bire bir kopya olmalarını ifade eder. Aralarında küçük de olsa farlılık bulunan markalar ise aynı sayılamazlar. Ancak markaların farklı büyüklükte olması veya sözcük markalarının yazı karakterinin (el yazısı, büyük-küçük harf) veya yazı tipinin (Times New Roman, Arial, Comic Sans MS gibi) farklılaştırılması aynı olma durumunu etkilemez.
Ayırt edilemeyecek kadar benzerlik ise, karşılaştırılan markalar aynı olmamakla birlikte, orta düzeydeki alıcıda bıraktığı genel izlenimlerinin hemen hemen aynı olmasıdır. Bir başka deyişle, markalar arasındaki farklılık o kadar önemsizdir ki, müşteri kitlesi nezdinde markalar yazılış, okunuş, görsel veya işitsel olarak aynı imiş gibi algılanırlar.
Ancak 6769 sayılı SMK'nın 5/1-ç maddesindeki tescil engelinin varlığı için sadece başvuru ile önceki markaların aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olması yeterli değildir. Aynı zamanda başvuru ve önceki markanın kapsadığı mal ve hizmetlerin de aynı yada aynı tür olması zorunludur. Bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesi durumunda yasa koyucu halkın bu iki markayı karıştırma ihtimalinin bulunduğunu kabul etmiştir. Bu nedenle, TürkPatent ayrıca karıştırma ihtimalinin var olup olmadığı üzerinde durmaksızın başvuruyu ret edecektir. Başvuru ve redde mesnet markanın kapsamındaki mal veya hizmetlerin bire bir örtüşmesi bir diğer söyleyişle özdeş olması halinde ayniyet mevcuttur. Aynı tür kavramı ise, kural olarak aynı sınıfın aynı alt gurubu içinde bulunmayı ifade eder. Marka Tescil Başvurularına Ait Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırmasına İlişkin 2002/3 sayılı Tebliğin 5 ve 7. maddeleri anılan ilkeyi açıkça ifade etmektedir. Bununla birlikte sınıflandırma Nice Anlaşmasının 2. maddesinde vurgulandığı üzere, tescil edilmiş herhangi bir markanın koruma kapsamının belirlenmesi bakımından bağlayıcı değildir.
Ayırt edilemeyecek kadar benzerlikten söz edilebilmesi için başvuru konusu işaret ile redde mesnet markalar arasında ortalama tüketici ve yararlanıcılar nazarıyla bakıldığında hiçbir araştırma ve herhangi bir inceleme yapılmasını gerektirmeyecek derecede açık ve net biçimde iltibasın ortaya çıkmasının kesin olarak öngörülebilir olması gerekir.
Yüksek Mahkeme uygulamalarına bakıldığında; 07/02/2011 tarih 2009/7924 E. 2011/1228 K. Sayılı L........G +şekil kararı, yine aynı yönde 28/05/2014 tairh 2014/4695 E. 2014/9860 K sayılı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti. +şekil kararı, 2015/4681 E. 2015/12081 K. , 2015/2025 E. 2015/6848 K. Sayılı ilamları, Yargıtay 11. HD.'nin 2015/5821 E. 2015/13282 K. Sayılı ilamıyla ''T..S+şekil'' ile T....S; Yargıtay 11. HD.'nin 2015/9380 E. 2016/3921 K. Sayılı ilamıyla Pro.se ve PR...TO+şekil; Yargıtay 11. HD.'nin 2015/9281 E. 2016/4033 K. Sayılı ilamıyla T...ş+şekil ile T.....Ş; Yargıtay 11. HD.'nin 2015/9354 E. 2016/3925 K. Sayılı ilamıyla ... ile ...+şekil ve meister+şekil; Yargıtay 11. HD.'nin 2015/6865 E. 2015/1103 K. Sayılı ilamıyla ...+şekil ile ...; Yargıtay 11. HD.'nin 2015/4687 E. 2015/11572 K. Sayılı ilamıyla ...+şekil ile ... İNŞAAT; Yargıtay 11. HD.'nin 2015/4676 E. 2015/11434 K. Sayılı ilamıyla D..............D'nin 2015/14428 E. 2017/2108 K. Sayılı H.... ile Hekim; Yargıtay 11. HD'nin 2016/1191 E. 2017/3948 K. Sayılı .....AY ile F....AY; markaları arasında 7/1-b maddesi kapsamında ayniyetin bulunmadığı yönündeki kararlarının bulunduğu; nitekim E....)uygulamalarına bakıldığında da, markaların birinde kısmen de olsa ayniyet algısını ortadan kaldırır bir şekil unsuru, bir mizanpaj var ise karşılaştırılan markaların özdeş olarak kabul edilemeyeceği vurgulanmaktadır. E....umu “big brother” biçimindeki bir sözcük ile aynı markanın düzensiz bir yazı stili ile yazılmış biçiminin aynı olmayacağı örneği ile açıklamıştır. Yine BASIC+şekil ve basic+şekil markaları, N7 ile No7 markaları E.............IM) nezdinde aynı olarak kabul edilmeyen markalardır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davacı Markası .
. ...
(41. sınıf) (41. sınıf)
Davacı markası ile redde mesnet markanın emtiaları karşılatırıldığında; davaya konu marka başvurusundaki hizmetlerin tamamının, redde mesnet gösterilen markada aynen/aynı tür olarak yer aldığı tespit edilmiş olup mal ve hizmetlerin aynı/aynı tür olması şartının sağlandığı anlaşılmaktadır.
Davacının markasının incelenmesinde; dava konusu başvurunun İ.........S+şekil şeklinde olduğu, beyaz zemin üzerine mavi renk kullanılarak tümü büyük harflerden oluştuğu görülen logoda “...” ve “kurs” ibarelerinin bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş olduğu, sözcük unsurunda ... kelimesinin daha koyu bir ton ile yazıldığı KURS kelimesinin ise daha açık bir tonda yazıldığı, sözcük unsurunun sol kısmında ise mavi ve turuncu renklerin kullanıldığı bir kare içinde şekil unsurunun yer aldığı anlaşılmaktadır.
Redde mesnet markanın incelenmesinde; ... ibareli redde gerekçe markanın ... şeklinde olduğu, beyaz zemin üzerine siyah renk kullanılarak tümü büyük harflerden oluşacak şekilde tasarlanmış, figüratif hiçbir unsur taşımayan bir sözcük markası olduğu herhangi bir şekil unsurunun yer almadığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede; bütünsel bakış açısıyla başvuru ve redde mesnet marka arasında ilk bakışta hiçbir inceleme ve araştırma yapmayı gerektirmeyecek şekilde ayırt edilemeyecek bir benzerliğin olmadığı, davacı markasının kelime+şekil markası olduğu, redde mesnet markanın da kelime markası olduğu, başvuru konusu markada farklı kelime ve şekil unsurları bulunduğu; bu durumda ilk bakışta genel görünüm itibariyle hedef tüketici kesiminin davacı konusu mal/hizmet sınıfları göz önünde bulundurulduğunda başvuru ve redde mesnet marka arasında hiç bir inceleme ve araştırma yapmayı gerekli kılmayacak şekilde bağlantı kurulma ihtimali de dahil iltibas ihtimalinin var olduğunun ve karıştırılmanın yaşanacağının söylenmesinin mümkün olmadığı, 5/1-ç anlamında aynı/ayırt edilemeyecek kadar benzer olmadıkları, zira 5/1-ç maddesi kapsamında yapılacak kıyaslama da markalarının ayırt edilmelerine imkan verecek herhangi bir farklılıktan yoksun olmaları ve işaretler arasındaki benzerliğin tartışmasız olması gerektiği, somut olayda ise başvuru ve redde mesnet marka ile karşılaşan ortalama seviyedeki tüketici kitlesinin ilk bakışta bütün olarak bıraktığı izlenim açısından hiçbir inceleme ve araştırma yapılmasını gerektirmeyecek derecede benzerlik olmadığı ortalama tüketicinin bu markası 5/1-ç maddesi çerçevesinde karıştırmasının ve ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunması mümkün olmadığı, başvurudaki farklılıklar nedeniyle redde mesnet marka ile davacı markası arasında benzerliğin iltibasa yol açıp açmayacağının ayrıca inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olmadığı, başvuru ve redde mesnet marka arasında sescil benzerlik olsa da; redde mesnet markanın içerdiği diğer farklı kelime+şekil unsurunun görsel olarak farklılaştığı bu sayede ayrı işaretler olarak ortalama yararlanıcılar ve tüketiciler bakımından anlaşılabilir hale geldikleri, markalar bir bütün olarak incelendiğinde de birbirleri ile ilk bakışta hiç bir inceleme ve araştırma yapılmasına gerek olmaksızın bağlantı kurulma ihtimali de dahil iltibas ihtimalinin var olduğunun ve karıştırılma yaşanacağının söylenmesinin mümkün olmadığı kabul edilmiştir.
Açıklanan nedenleri ile neticeten davanın kabulü ile; TPMK YİDK'nın 2021-M-6867 sayılı kararın iptaline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile
TPMK YİDK'nın 2021-M-6867 sayılı kararın iptaline,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 926,60-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re'sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/11/2022
Katip ... Hakim ...
¸ ¸
MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF :127,10-TL
GİDER AVANSI :799,50-TL
TOPLAM :926,60-TL
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!